Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, "Öğretmen ve öğretim üyeleri 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname dolayısıyla Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'ten, üslup ve tarzı dolayısıyla da Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'den dayak yiyor" dedi.
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Eğitim-Bir-Sen'in Kızılcahamam'daki 22. Başkanlar Kurulu toplantısına katıldı. Gündoğdu, yaptığı konuşmada, toplu sözleşme sürecinin artıları ve eksileriyle geride kaldığını belirterek, kurumlar arası dengede önemli adımlar atılıyorken, kurum içinde öğretmen ve öğretim üyelerinin yok sayıldığını söyledi. Gündoğdu, yüzdelik zam boyutuyla memurların beklentinin altında kaldığını ifade etti. Gündoğdu, "Öğretmen ve öğretim üyeleri 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname dolayısıyla Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'ten, üslup ve tarzı dolayısıyla da Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'den dayak yiyor" dedi. Gündoğdu, evine iş götüren tek devlet memurunun öğretmenler olduğunu söyledi.
Gündoğdu, Bakan Dinçer'in çalışanına sahip çıkmadığını iddia ederek, "Öğretmenlik, kariyer mesleğidir. Derse hazırlık saat içerisinde dikkate alınmamıştır. Hangi siyasetçi olursa olsun 10 dakikalık bir televizyon ya da seminer konuşması için saatlerce hazırlık yapmasına rağmen öğretmenin çalışması sadece müfredattaki 15 saate bağlanmıştır. Rehberliği, nöbeti, eve taşıdığı yüzlerce tomarlık yazılısı ve değişen müfredata göre kendisini yenilemek için çalışmaları dikkate alınmamış ve öğretmene büro çalışanı muamelesi çekilmiştir. Bu tablo hem Hükümete hem de ülkeye zarar veriyor" şeklinde konuştu.
Gündoğdu, Bakan Dinçer'in 'Akıllı tahta ve IPAD'e verdiği önemi öğretmene vermediğini belirterek, okullara işletme gözüyle bakılmasıyla da başarı sağlamanın mümkün olmadığını söyledi. Ülkenin en önemli sorunu eğitim olmasına rağmen sorunun çözümünde lokomotifin öğretmen olduğu gerçeğinin göz ardı edildiğini bildiren Gündoğdu, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'e çağrıda bulunarak, "Ya öğretmenine sahip çık ya da gölge etme başka ihsan istemiyorum" şeklinde konuştu.
Gündoğdu, toplu sözleşme sürecinde hükümetle mücadele ederken ayrıca Kamu-Sen ve KESK ile de uğraştıklarını belirterek, "İmza yetkiniz, müzakere yetkiniz, itiraz yetkiniz yok. Hükümetin sizi masada tutmak için verdiği küçücük, sempatik iyileştirmelere razı olursanız, sendikacılık yapamazsınız. Yapamadığınız da ortada. Verilmedi sorumlusu kim Memur-Sen. Verilseydi alan kim Kamu-Sen, KESK. Böyle bir şey yok. Bu tembel öğrenci psikolojisidir. Toplu sözleşme yasasını çıkarmak, bu yasa doğrultusunda gerekli adımları atmakta en önemli sorumluluk Memur-Sen'dedir. Bu sorumluluğun gereği, akıtmamız gerekirken akıtmadığımız bir tek damla terin olmadığına bütün ülke, kamuoyun ve çalışma hayatı şahittir" diye konuştu.
Hükümetin ileri demokrasi, hukukun üstünlüğü, sosyal devlet adına attığı çok önemli adımlar olduğunu anlatan Gündoğdu, yasaya ve Anayasa'ya konulan ileri demokrasinin gereği bazı adımların uygulanmasında sıkıntı olduğuna dikkati çekti. Gündoğdu, "Teorisine evet, uygulanmasına hayır. 'Mevzuatta, Anayasa'da, yasada olsun ama bunu kullanmayalım çünkü bunu hazmedemedik' demek ileri demokrasi olmaz. Bunun adı topal demokrasi olur ki topal demokrasiye de asla geçit vermeyeceğiz" dedi.
"ANA MUHALEFET PARTİSİ İKİ YIL ÖNCE MEMURUN 10 TL'SİNİ GASPETTİ"
Dünyanın her yerinde muhalefet partilerinin çalışanlarla birlikte hükümeti sıkıştırdıklarına değinen Gündoğdu, ana muhalefet liderinin iki yıl önce memurun 10 TL toplu görüşme primini Anayasa Mahkemesi'ne taşıyan parti olarak, memurun 10 TL'sini gaspetme basiretsizliğini gösterdiğini söyledi. Gündoğdu, "Bugün de aynı noktada devam ediyor. Kılıçdaroğlu, bizi 'sarı sendika' olmakla suçladığı grup toplantısında KESK Genel Başkanı ve genel merkez yönetim kurulu üyelerini ağırlıyor. Bu arada KESK'i özel olarak tebrik ediyorum. Hem KCK'yı hem İmralı'yı hem de CHP'yi birlikte idare etmek bayağı bir başarı ve meziyet ister" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun toplu sözleşme görüşmelerini yargıya bile taşıyamayacakları şeklinde kendilerini eleştirdiğini belirten Gündoğdu, konuşmasında şunları kaydetti: "Sayın Kılıçdaroğlu, yanında 30 yıl DİSK Genel Başkanlığı yapmış sendikacı var. Ne olur bir sor. Toplu sözleşmeler kesindir, yargıya taşınmaz, taşınamaz. Bilmeyebilirsin. En azından etrafındakilere sor. Kılıçdaroğlu bizi anlayamaz. Çünkü biz darbelerle, darbecilerle yaşamaktansa, darbecilere avukatlık yapmaktansa açlıktan ölmeyi tercih ederiz. Kaostan beslenen siyasetçi ve sendikacıların bu ülkenin yüz karası olduklarını çok gördük. Zaten dünyanın hiçbir ülkesinde kasetten lider çıktığına tanıklık eden de olmamıştır."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz