Memur-sen Kastamonu Temsilcisi İrfan Bakır;

Memur-Sen Kastamonu Temsilcisi İrfan Bakır, Mısır'da yaşanılanlarla ilgili yaptığı açıklamada yaşanan acının kategorisinin olamayacağını söyledi.Bakır, askeri darbe sonrası Mısır’da yaşanan katliamlarla ilgili bir yazılı basın açıklamasında bulundu. Mursi’nin, Mısır’ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olduğuna dikkat çeken Bakır, gerek Mısır içinde gerekse uluslararası sahada demokrasiye bir yıl bile tahammül edilemediğini belirterek, şunları kaydetti: “Kim tarafından gelirse gelsin, hangi amaçla yapılmış olursa olsun, masum çocukları, kadınları, yaşlıları, sivil insanları öldürmek bir insanlık suçudur. Mısır’da sadece demokrasiye ve kullandığı oya sahip çıkmak isteyen binlerce masum sivil, silahlı güçler tarafından katledilmiştir. Bu katliamın hiçbir gerekçesi olamaz. Ama asıl katliam, uluslar arası camiadaki sağır, kör ve dilsiz duruş olmuştur. Mısır’da Mursi’ye karşı yapılan müdahaleye bir türlü DARBE adını koyamayan uluslar arası toplum, Sisi’nin yaptığı mezalime de katliam adını koyamamıştır. Bu, batının ve ABD’nin çifte standardının son örneğidir.”Mısır’da yaşananlara en onurlu duruşu sergileyen ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayan Bakır, “Dış mihrakların oyununa gelmenin bir ülkeyi ne hale getirdiğinin Mısır’da canlı misalini bir kez daha yaşıyoruz” diyerek, bu oyunun Mayıs ayında Türkiye’de de oynanmak istendiğini ancak başarılı olunamadığını kaydetti.Türkiye’yi bir gemiye benzeten Bakır, “Bu ülke hepimizin, eğer bu geminin altı delinirse, unutulmasın ki, gemiyi sabote eden de diğerleri ile birlikte batacaktır. Bu yüzden herkesin sağduyulu olması ve dış mihraklar ile bunların içimizdeki maşalarının oyun ve tahriklerine karşı uyanık bulunması gerekmektedir” dedi. Bakır, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Tüm acılar aynıdır. Yaktığı yürekler aynıdır. Irkı, dini, rengi ayırt edilmemeli. Dünden hesap sormak için bugünün acısı kategorilere ayrılmamalı. Türk Milleti’nin yüreği Mısır’da can veren masum siviller, Suriye’de ölen kundaktaki bebekler, Hocalı’da soykırıma uğrayan kardeşlerimiz, Doğu Türkistan’da tecrid altında zulüm gören soydaşlarımız, Bosna’da yaşanan dram ve Arakan’daki vahşete yüreğinde birlikte yer verebilecek kadar yüreği büyük bir millettir. Acıyı kategorilere ayırmak zalimin zulmünü tasvip demektir. Bütün acılar yüreğimizde aynı acıyı yaşatıyor. Mısır’da, Suriye’de, Arakan’da, Doğu Türkistan’da, Hocalı’da, Bosna’da ve zulüm gören insanların bulunduğu her yerde yüreğimiz mazlumun duasında zalime bedduadadır. Dünyamızda yaşanan tüm zulümlerin sona ermesi, zalimlerin hak ettikleri sona düçar olmaları niyazıyla, Türk milletinin birlik ve beraberliğinin, kardeşlik ve barışının, huzur ve sükunetinin daim olmasını diliyorum.”