YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Memurlara Toplu İş Sözleşmesi Getiren Tasarı Tbmm Genel Kurulu'nda

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, memurlara toplu iş sözleşmesi getiren yasada grev hakkı...

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, memurlara toplu iş sözleşmesi getiren yasada grev hakkı bulunmaması ile ilgili eleştirilere, "Bütün partilerin katılımıyla yeni Anayasa çalışmalarımız devam etmektedir. Özelikle 'çalışanlar' kavramı çerçevesinde bu konunun Anayasa'da derli toplu bir şekilde düzenlenmesinin yararlı olacağı, Çalışma Bakanlığı olarak bunun yanında olduğumuzu ifade ediyorum" karşılığını verdi.

TBMM Genel Kurulu, memurlara toplu iş sözleşmesi hakkı getiren 'Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nı görüşüyor. Kanunun tümü üzerine söz alan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, tasarı hakkında bilgi verdi. Çelik, iktidarları döneminde aile yardımı dahil en düşük devlet memuru aylığında enflasyondan arındırılmış bir şekilde bakıldığında 2003 yılında yüzde 5.4, 2011 yılında da yüzde 7.1 düzeyinde reel artış sağlandığını söyledi. Aynı zamanda düşük aylık alan devlet memurları ile yüksek aylık alan memurların aylıkları arasındaki makasın daraldığını ifade eden Bakan Çelik, "En yüksek devlet memuru aylığı ile en düşük devlet memuru aylığı arasında 7 kat fark varken, bunun 3.9 düzeyine indiğini belirtirsem, konunun önemi ortaya çıkmış olur. Bu da göstermektedir ki bu dönemde düşük aylık alanlara, yüksek aylık alanlara göre daha yüksek oranda artışlar yapılmıştır" dedi.

"TASARI, BEN BİLDİM' ANLAYIŞIYLA YAPILMADI"

Görüşülmekte olan kanun tasarısı hazırlık çalışmaları ve getirdiği yenilikler hakkında da bilgi veren Çelik, hazırlık çalışmalarının tam anlamıyla sosyal tarafların katılımıyla yürütüldüğünü kaydetti. Çelik, görüşmelere en düşük üyeye sahip ve en yüksek üyeye sahip konfederasyonların temsilcilerinin katıldığını ifade ederek, "Bu konuda serzenişler oldu. Şunu ifade edeyim; gerek bakanlık düzeyinde, gerek başbakanlık düzeyindeki görüşmelerde, gerekse alt ve ana komisyondaki görüşmelerde yasaya çok ciddi katkılar sağlanmıştır. Yani 'ben bildim' anlayışıyla bir düzenleme yapılmadığını özellikle paylaşmak istiyorum" dedi.

Yasanın bakanlıkta hazırlanan ilk hali ve Bakanlar Kurulu'ndaki hali ve komisyonda ortaya çıkan değişikliklere bakıldığında da bunun görüleceğini belirten Çelik, "Burada ne baskıcı, ne yönlendirmeci ne tek tipçi bir yaklaşım kesinlikle olmadığını vurgulamak istiyorum" diye konuştu.

Tasarı çalışmaları sırasında yabancı ülkelerdeki örgütlenme ve toplu pazarlık hakkı ile ilgili mevzuatın incelendiğini kaydeden Çelik, bu konularda dünyada tek bir yöntemden söz edilemeyeceğini kaydetti. Genel Kurul'a gelen düzenlemenin neler getirdiğine ilişkin de Bakan Çelik, şunları kaydetti:

"Öncelikle 'Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nun adı, toplu pazarlık sistemine uygun olarak 'Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu' olarak değiştirildi. İkinci olarak, tasarıda örgütlenme hakkının kapsamı genişletildi. Sendikaların kuruluş, işleyiş prosedürleri kolaylaştırıldı. Katılımcı yönetim anlayışına uygun düzenlemeler getirildi. Toplu sözleşmenin kapsamı ve düzeyli yeniden belirlendi ve toplu sözleşmeden kimlerin yararlanacağı konuşunda düzenlemeler yer aldı. Toplu sözleşme yapılma zamanı ve geçerliliği, toplu sözleşme görüşmelerinde taraflarla ilgili yeni düzenlemeler getirildi. Mahalli idarelerde, belediye ve özel idarelerde 'ihtiyari sözleşme' düzenlemesi getirilmektedir. Toplu sözleşme sisteminden emekliler de tabii ki yararlanmaya devam edeceklerdir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nun yapısı düzenlenmektedir."

"GREV HAKKI YENİ ANAYASA'DA DEĞERLENDİRİLİR"

Tasarı hakkında konuşan milletvekillerinin memurlara grev hakkı verilmemesi ile ilgili eleştirilerine de yanıt veren Bakan Çelik, "Bütün partilerin katılımıyla yeni Anayasa çalışmalarımız devam etmektedir. Özelikle 'çalışanlar' kavramı çerçevesinde bu konunun Anayasa'da derli toplu bir şekilde düzenlenmesinin yararlı olacağı, Çalışma Bakanlığı olarak bunun yanında olduğumuzu ifade ediyorum" dedi. Tasarıya ilişkin çalışmaları üç memur konfederasyonu arasında en ufak bir ayrım yapmadan gerçekleştirdiklerini ifade eden Çelik, buna konfederasyon başkan ve yöneticilerinin de şahit olduğunu söyledi. Çelik, "Ama uygulamaya geçtiğiniz zaman mutlaka üç konfederasyonu da memnun edeceğiniz bir atmosferi oluşturma şansınız yoktur. Ne kadar gayret ederseniz edin, bu konuda yüzde yüz bir mutabakatı sağlamak mümkün değil. Azami bir mutabakatı sağlamak çabası içinde olduk" dedi.

Bir milletvekilinin 'Grevsiz toplu sözleşme olur mu?' şeklinde bir soru yönelttiğini belirten Çelik, "Olur, Anayasanız böyleyse böyle olur; mevzuatınız da bu Anayasa çerçevesinde düzenleniyor. Hızlı bir şekilde yeni Anayasa ele alınırken tüm bu çalışma hayatıyla ilgili sorunları da içeren bir düzenleme gerçekleştirilir" diye konuştu.

Bir soru üzerine taşeron işçilerle ilgili de çalışmalara devam ettiklerini belirten Çelik, "Bir kere emeğin sömürüsüne hep beraber karşı olduğumuzu belirtmek istiyorum. Burada emek sömürüsünü engellemeye dönük, alın terinin hakkını vermek adına İş Kanunu'nun 2. maddesi başta olmak üzere taşeron işçi dernekleriyle yaptığımız görüşmeye sadık kalarak bir düzenlemeyi huzurlarınıza getireceğimizi belirtmek istiyorum" dedi.

Çelik, emeklilere sendika hakkının da bir Anayasa sorunu olduğunu söyledi.

"TOPLU SÖZLEŞME EN ÇOK ÜYESİ OLAN KONFEDERASYONLA İMZALANACAK"

En çok ihtilaf konusunun toplu iş sözleşmesinin bağıtlanması olduğuna işaret eden Çelik, "Üç konfederasyon da imza atsın deniyor. Bu görüşe kimsenin karşı çıkacağı inancında değilim. Ama bu şu demektir; 'toplu sözleşme yapılmasın' demektir. Yani üç konfederasyonun nasıl oturup da imza atmasını sağlayacaksın? Birinin a dediğine, diğeri b diyecek; bu yaşanan bir gerçek. Burada mutlaka işçi konfederasyonunda da olduğu gibi toplu sözleşmeyi en çok üyeye sahip olan konfederasyonla yapıyoruz. Memurlarla bu bağıtlamayı yaparken de en çok üyesi olanla yapma durumundayız" şeklinde konuştu.

Gazetecilerin yıpranma payı ile ilgili bir soru üzerine Çelik, yıpranma payının bakanlığın ya da hükümetin bir tasarrufu olmadığını, geçmişte bu düzenleme yapılırken Bilim Kurulu'nun iş kollarındaki ve çalışma hayatındaki riskli işlerle ilgili ve o alanlarda çalışanlarla ilgili yaptığı bilimsel bir değerlendirmenin neticesinde milletvekilleri ve gazetecilerin yıpranma payının kaldırıldığını söyledi. Gazetecilerin bu konuda Başbakanlığa verdikleri dosyanın kendisine ulaştığını belirten Çelik, "Bilim Kurulu'na gönderdim, risk varsa yapılabilir" dedi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler