Menakıbnameler genellikle ciddi ve öğretici bir üslup taşır, bu yüzden satirik eserler olarak değerlendirilmez. Satirik metinlerde toplumsal eleştiriler, mizahi ve alaycı bir dil kullanılırken menakıbnamelerde daha çok saygı ve derin bir dini hürmet ön plandadır. Eserlerin amacı toplumu doğru yola yönlendirmek ve okuyucusuna dini ya da tasavvufi bir perspektif sunmaktır. Bu yönüyle menakıbname sadece biyografik bir eser değil, aynı zamanda manevi bir yol gösterici olarak kabul edilir.
Menakıbname genellikle İslam kültüründe görülen ve tarihi, dini ya da tasavvufi şahsiyetlerin yaşamlarını, mucizelerini, erdemlerini ve manevi yönlerini anlatan eserlere verilen isimdir. Bu eserler bir yandan kahramanların veya evliyaların biyografik bilgilerini sunarken, diğer yandan onların olağanüstü niteliklerini, halk üzerindeki etkilerini ve dini ya da toplumsal mesajlarını aktarmayı amaçlar. Kelime kökeni itibarıyla “menkıbe” sözcüğünden türetilmiş olup, “övülen özellikler” ya da “olağanüstü olaylar” anlamına gelir.
Menakıbnameler yalnızca bir şahsiyetin hayat hikayesini aktarmakla kalmaz, aynı zamanda dönemin sosyal, dini ve kültürel yapısını da yansıtır. Çoğu zaman bu eserlerde doğaüstü olaylar, kerametler ve mucizelere yer verilir, böylece okuyucuların hayranlık ve inanç duyguları pekiştirilir. Tasavvuf geleneğinde önemli bir yere sahip olan menakıbnameler, tarikat büyüklerinin hayatlarını ve öğretilerini yaymak amacıyla yazılmıştır. Bu eserlerde anlatılan şahsiyetler idealize edilir ve halkın gözünde manevi bir rehber olarak yüceltilir. Yazılı kültüre ait olsalar da menakıbnameler sözlü gelenekte de halk hikayeleri ve efsaneler aracılığıyla varlıklarını sürdürmüşlerdir. Bu yönüyle menakıbnameler hem dini hem de edebi açıdan büyük bir zenginlik kaynağıdır.
Menakıbnamelerin özellikleri onların tarihsel, edebi ve dini işlevlerini anlamamıza yardımcı olur. Menakıbnamelerin temel özellikleri şunlardır:
Menakıbnameler sadece dini veya tasavvufi şahsiyetlerin hayatlarını anlatan eserler değil aynı zamanda toplumun inanç dünyasına ışık tutan, değerlerini pekiştiren ve kültürel bağlarını güçlendiren bir anlatı türüdür.
Menakıbnameler genellikle dini, tasavvufi ve ahlaki değerleri yüceltmek amacıyla yazılan eserlerdir ve satirik bir tarzdan ziyade idealize edilmiş kişileri ve olayları ele alır. Bu tür eserler, bir şahsiyetin ya da grubun kusurlarını veya eksiklerini mizahi bir dille eleştirmek gibi bir amacı olan satirik yazılardan oldukça farklı bir yapıya sahiptir. Menakıbnamelerin temel amacı okuyuculara veya dinleyicilere ilham vermek, onlara örnek teşkil edecek hayat hikâyelerini aktarmak ve dini değerleri pekiştirmektir.
Menakıbnameler bir kahramanın olağanüstü meziyetlerini ve mucizevi olaylarını abartılı bir dille anlatır. Bu sebepten eleştirel bir yaklaşım içermek yerine daha çok övgü dolu ifadelerle yazılmıştır. Kahramanlar idealize edilerek tasvir edilir ve eserlerdeki olay örgüsü okuyucuların manevi duygularını güçlendirecek şekilde düzenlenir. Satirden farklı olarak menakıbnameler toplumsal sorunları ele alıp mizahi bir üslupla sorgulamaz, aksine toplumda mevcut olan değerlerin korunması ve yüceltilmesi amacı güder.
Menakıbnameler satirik bir tür değil, aksine kutsallık, manevi değerler ve idealize edilmiş karakterler üzerine inşa edilen ciddi ve öğretici bir edebi türdür. Bu eserler yazıldıkları dönemin dini, kültürel ve toplumsal yapısını anlamak için önemli kaynaklar olarak kabul edilir.