Yemek meraklılarını şöyle alabilir miyiz? Sizler için Türk mutfağının en tuhaf isimli yemeklerin hikayelerini araştırdık. Eğer sizin de hikayesini bildiğiniz Türk yemekleri varsa bizimle yorum olarak paylaşabilirsiniz, merakla bekliyoruz :)
Severek tükettiğimiz şerbetli tatlılardan biri olan sütlü nuriyenin hikayesi ihtilal dönemine dayanıyor. Askeri yönetimin olduğu o dönemde belediyeler baklava fiyatlarını üst sınıra çekmişler Üreticiler de maliyeti kurtaramadığı için daha düşük bütçeli tatlı üretmeye karar vermişler. Baklavada kullanılan fıstık yerine fındık şerbet yerine ise süt konulmaya başlanmış. Yalnız bizim aklımıza şöyle bir soru takıldı; süt, şerbete göre daha maliyetli olmaz mıydı? Neyse, hikayesi böyle anlayacağınız... İsminin ise bir anlamı yokmuş.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde Urfa yöresinde sıklıkla yapılan bir tatlı olsa da o bölge dışında ismini duymayan birçok kişi vardır. Tatlının asıl adı şilekidir. Şileki, Kürtçe kökenli bir kelimedir ve ıslak anlamına gelir. Yıllar süren deformasyon sonucu günümüze şıllık olarak gelmiştir. Yanlış ifade nelere sebep olmuş görüyorsunuz değil mi :)
Hikayeye göre; yeni tanıştığı kız arkadaşını devamlı gittiği büfeye götüren adam, arkadaşının siparişini verirken yengen diyerek malzemelerin bol konulması işin kaş göz işareti yapmış. Siparişi alan kişi yemekleri getirdiğinde buyurun yengen diyerek servis etmiş. Sandviçin ismi bundan sonra yengen olarak kalmış.
Yengen sandviçi; sosis, sucuk, eritilmiş kaşar, turşu ve ketçap mayonez kullanılarak hazırlanır. Hikayenin kahramanın da dediği gibi bolca malzeme kullanılır. Yemesi son derece zahmetlidir.
Dul avrat çorbasının hikayesi oldukça hüzünlü. Yıllar yıllar önce eşini kaybeden kadın maddi olarak oldukça zor bir durumdaymış. Çocuklarını doyurmakta zorlanıyor, yemeklik bir şey çıkaramıyormuş. Artık elinde ne varsa toplamış ve hepsini suda kaynatmış. Ortaya çıkan yemeğe ise bir süre sonra dul avrat çorbası ismi verilmiş. Çorba genelde nohut, mercimek, salça, un, su ve yağ kullanılarak hazırlanır.
Ali nazik yemeğinin saraylara dayanan bir geçmişi var sevgili okur. Yavuz Sultan Selim'in favorisi olan bu yemeği padişahımız övmek isterken; "Hangi eli nazik yaptı bunu?" demiş. Bu sorunun üzerine yemek olmuş bize ali nazik...
Savaş döneminde kıtlık çeken halk son derece çaresizdir. O dönemde ise imamın kileri halka göre çok daha zengindir. Ancak imam bu malzemelerin kullanılmasına izin vermez. Bu duruma isyan eden imamın eşi tek çeşit yemek yemekten bıktığını söyler. İmam da kıtlık yüzünden ileride zorluk çekmemek adına böyle davrandığını söyler. Bu tartışmadan sonra imamın eşi komşularını eve toplar ve eldeki malzemelerle lezzetli bir yemek hazırlar. Kalan malzemeleri de komşularına pay eder.
Eve gelen imam, patlıcan, domates ve soğandan hazırlanan yemeği afiyetle yer. Ardından kilerin boşaldığını fark edince gördüğü manzara karşısında baygınlık geçirir. İmamın eşinin hazırladığı bu yemeğe ise imam bayıldı ismi verilir.