İYİ Parti lideri Akşener'in, partisinin ekonomi toplantısında dış politikaya yönelik tepkisini gösterirken kullandığı "Yahu arkadaş, bu nasıl bir psikolojidir? Sürekli sevgi talep eden bir psikolojiyle karşı karşıyayız. Bireysel ilişkilerde sevgi de olsun tamam da, konuşuyorsun, 'Beni seviyor mu' diyor ya. Böyle dış politika olamaz" sözleri dikkat çekti. Öte yandan Akşener, "Muhalefete atılıyor bir yün yumağı, aynı kediler gibi takılınıyor o işe. O yün yumaklarının sayısını azaltan, o yün yumaklarına muhalefetin takılmasının önüne geçen tavrı koyan da İYİ Parti'dir" sözleriyle muhalefet mesajı verdi.
Akşener, partisinin Hilton Bosphorus Hotel'de düzenlediği "Ekonominin Kurtuluş Planı" toplantısında yaptığı konuşmada, her ekonomik programın bir siyaset anlayışı ve dünya görüşünün yansıması olduğunu dile getirdi.
"İYİ Parti hiç kurulmamış olsaydı bugün 18 Ağustos 2022'de her biriniz ve her birimiz neyi konuşuyor olacaktık?" diyen Akşener şöyle konuştu:
"Bugün burada bir ekonomik programı ve diğer muhalefet partilerinin de açıkladığı ekonomik programları konuşmak, dinlemek için bir araya gelmişsek, bunlar artık yapılabiliyorsa ve bir umut varsa bir heyecan varsa 'Biz yapabiliriz, olabilir.' diyorsak bunun birinci kilometre taşı İYİ Parti'nin kuruluşudur. Eğer bunu görmezden gelip bir bakış açısı ortaya konulursa bu İYİ Parti'nin o dönemdeki çok acı çekmiş, büyük irade göstermiş mensuplarına, arkadaşlarımıza çok büyük bir haksızlık olur."
Hangi fikirde olursa olsun, birinci önceliklerinin "müşterekler üzerinden yol yürümek" olduğuna dikkati çeken Akşener, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Muhalefette veya iktidarda bütün siyasi partiler ve onların seçmenleri çok kıymetlidir. Orada bir sorunumuz yok. Ama İYİ Parti kurulmamış olsaydı bugün muhalefet kavramı içerisinde biz neyi konuşuyor olacaktık? Bu hakkın bu hukukun İYİ Partililere, bu saygının gösterilmesi gerektiğine inanıyoruz. Şimdi bu çerçeve içerisinde bir şey daha yaptık biz. Türkiye'de sürekli bir yün yumağı atılan ve çok pis bir dil var. Muhalefete atılıyor bir yün yumağı, aynı kediler gibi takılınıyor o işe. O yün yumaklarının sayısını azaltan, o yün yumaklarına muhalefetin takılmasının önüne geçen tavrı koyan da İYİ Parti'dir. Yani ne demek istiyorum? Biz arkadaşlarımla birlikte iki buçuk yılda Türkiye'nin tüm şehirlerini ve 900'ün üstünde ilçesini tek tek gezdik. Çok ilginç bir yolculuktu. Bazılarınız bizimle seyahat ettiler, o seyahatlerde bulundular. En başıyla en sonu arasındaki değişikliği, evrilmeyi özellikle basından beraber yolculuk yaptığımız arkadaşlarımız şahit oldular."
"Çok uzun bir zamandır seçmenlerin sahipleri var. Siyasetçi esnafı..." diyen Meral Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İster aidiyetler üzerinden ister inançlar üzerinden olsun ister başka bir şey üzerinden olsun. Bir bakıyorum seçmenlerin sahipleri var. Adınıza ahkam kesiyorlar. Böyle bir şey olamaz. Halbuki seçmen velinimettir. Seçmen, siyasetçileri kendi dertlerinin çözümleri üzerine rekabet ettirir ve birine karar verir. Birilerine karar verir. Seçmenin aldığı tutumu tartışamazsınız. Hür iradeyle yapılmış. Her şeyi tartışabilirsiniz demokrasilerde ama hür iradeyle atılmış oyun, sonucunu tartışamazsınız. 'Niye beni seçmedin kardeşim?' diyemezsiniz. Kendinizde bulursunuz siyasetçi olarak. Seçmen bir karar verir der ki 'Siz iktidar olacaksınız. Bizi yöneteceksiniz, hizmet edeceksiniz.' Bizim gibi muhalefette olanlara da der ki 'Siz benim, zamanınız var, avukatım olacaksınız?' Yıllarca siyaset bu anlayış üzerinden gitti. Sonra birden, yani böyle taş devrindeymişiz gibi düşmanların olduğu, hatta bazen dinozorların olduğu, herkesin birbirine 'Bu nedir acaba?' diye baktığı, ipin ucunu kaçırıp çok ilginç bir biçimde seçmenin suçlandığı dile evrildi."
Akşener, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün "bireyin kalkınması" kavramını önemsediğini dile getirdi. Söz konusu dönemde sanayi devrimi ve makineleşmenin sonuçlarının oturduğu anlatan Akşener, şöyle devam etti:
"Sürekli savaş olmuş, insanlar hayatta kalmaya çalışıyor. Açı doyurmak, çıplağı giydirmek durumundasınız. O günün şartlarında Anadolu'da bir siyasi lider çıkıyor. Bireyin kalkınmasını bir vizyon olarak ortaya koyuyor. Mesela inovasyon diye bir kavram yok o yıllarda. Onu da anmadan geçemeyeceğim. Erol Güngör hocamız inovasyonun adını söylemiyor ama inovasyona dair ne varsa tarif olarak yapıyor. Şimdi bütün bu Atatürk ve sonraki vizyonu takip edenlere baktığımız zaman, gerçekten yüzyılların ilerisinde bir durum. Bugün ne durum? Bugün çok komik bir durumdayız. Partili Cumhurbaşkanlığı, yani şu bardağın nereye konulacağına dair kağıdı evrakta imzalamak zorunda. Her şey bir kişide. Allah muhafaza. Bir kişinin her şeye karar verdiği ülkede ne demokrasi ne hukukun üstünlüğü ne adalet söz konusu olur ne de dış politikada rasyonel, gerçekçi, çıkara dayalı, çıkar maksimizasyonuna dayalı ve karşılıklı ülkeler arası saygıya dayalı bir ilişkiler biçimi olur."
Dış politikaya yönelik eleştiriler yönelten Akşener, şunları söyledi:
"Çok şaşırıyorum, biliyor musunuz? 'Beni seviyor' diyorlar ya. Çok ilginç. İnsanlar dış politikada 'Beni seviyor', 'değerli dostum', 'kadim dostum', 'yakın dostum'... Yahu arkadaş, bu nasıl bir psikolojidir? Sürekli sevgi talep eden bir psikolojiyle karşı karşıyayız. Bireysel ilişkilerde sevgi de olsun tamam da, konuşuyorsun, 'Beni seviyor mu' diyor ya. Böyle dış politika olamaz."
Akşener'in konuşmasının ardından İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Prof. Dr. Bilge Yılmaz "Ekonomik İstikrar ve Kapsayıcı Büyüme İçin Eylem Planı"nın sunumunu gerçekleştirdi.
(AA)