İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener KARAR TV'de, Elif Çakır ve Taha Akyol'un sorularını yanıtladı.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik türbe önünde elleri bağlı gerekçesiyle başlatılan inceleme hakkında konuşan Akşener "Bence 'suçlu ama soruşturma izni vermeyeceğim' demek, çok vahim bir şey. Hukuk yok, kanun yok demek bu. Tek adam rejiminin yatayda ve aşağıdaki davranış biçimi bu. Trajik bir durum. Adaletin ortadan kalktığı... Böyle bir iktidar zihniyetiyle karşı karşıyayız. İşte bütün bunlar tek adam rejiminin Türkiye'yi getirdiği noktadır." ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kendisine yönelik 'Stajyer bakan' sözlerine "Övünüyorum bu stajyer bakan sözünden. Bu stajyer bakan vesayet odakları ile hem de bir kısmının belinde silah varken, onlara kafa tuttu ama patronunun önünde kafayı eğmedi" diyerek karşılık veren Akşener, şunları kaydetti:
"Bana stajyer bakan demiş ancak Gün Sazak da 6 ay Bakanlık yaptı, gümrüklere getirdiği kanunları hala övüyoruz. Rahmetli Erbakan Hoca da 1 yıl başbakanlık yaptı. Erbakan Hoca'nın başbakanlıpı döneminde İçişleri Bakanlığı yaptım. Biz, görevden almadık. Görevden düşürüldük. Bu stajyer bakan, vesayet odaklarıyla, hem de bir kısmının belinde silah varken kafa tuttu ama patronun önünde kafayı eğmedi. Boyun eğmek yerine böyle stajyerliği tercih ederim."
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın "Bugün Çin’den aşı gelecekti nerede diye soranlar, dün Çin ile aramızdaki hassas konuları kaşıyarak ilişkilerimizi bozmaya çalışıyorlardı. Başarılı olduklarını söyleyemem ama hasar verdikleri kesin" sözlerine de tepki gösteren Akşener, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Bakanı, Uygur Türklerine yapılan bu mezalimi hassas bir nokta olarak kabul etmiş. Söyleyecek bir şey bulamıyorum" dedi ve ekledi:
"Biz o zaman BionTech ile bağlantı kurun. Ama 'Rusya ve Çin ile de bağlantı kurun' dedik. Çin'in yaptığı pislik, aşı almayın manasına gelmedi bizim için. Çin'in yaptığını kabul etmek mümkün değil. Türkiye'nin ekonomisi pandemiye girildiğinde kırılgan olarak başladı ama Türkiye'nin kaynağı var mıdır? Vardır. Mesela, 13 uçakla gezmek bir kaynaktır, otomobil havuzları bir kaynaktır, 5 maaş alan danışmanlar bir kaynaktır. Yani israftan bahsediyorum. Biz dedik ki; israfın önüne geçin."
Parlamenter sisteme geri dönüş çabaları hakkında konuşan Meral Akşener "Kendi partimizin içinde yoğurduk ve bir taslak metin oluşturduk. Kapanmalar nedeniyle açıklayamadık. 26 Mayıs'ta grup konuşmam açıklayacağım. Fakat Allah'ın emri değil. Bu bir yol haritası olacak" ifadelerini kullandı.
Tam kapanma kararı sonrası vatandaşın daha da dara düştüğünü hatırlatan Akşener, şunları söyledi:
"Kapandık ne oldu? Çiftçinin elinde kalmış sebze, meyve çürür oldu ve anlaşıldı ki açık hava pazarlarının açılması lazım ve şimdi pazarlar açılıyor. Halbuki bu önceden düşünülse. Devlet dediğimiz şey; kurumlar manzumesi, kurallar manzumesi.
Bu kurumlardan bilgiler alınsa, STK'lardan bilgiler alınsa, dönülse muhalefetin de görüşleri alınsa ve bu kapanma eylem planı hesaplı, kitaplı şekilde ilan edilmiş olsa bunları yaşamazdık. Hiç direkt yardım yapılmadı. Bir de ekonomiyi yönetmek de bir zihniyet meselesi, bu kaynak ayırma meselesi de tercihle alakalı bir şey. Mesela, 100 milyar liralık paket açtılar nereye yönlendirildi?
Bina stoklarına yönlendirildi, büyük çoğunluğu ucuz kredi haline döndürüldü, bina stoklarının eritilmesi dışında dolar alındı. Sonra dolar patladı. Zaten çok acayip bir şey var. 'Faiz sebep, enflasyon sonuçtur.' Ben böyle ekonomi kuramını duymadım. Duyanlar varsa, Nobel ödüllük bir durum. Şimdi ne oldu zıpladı, onu düşürmek için MB Başkanı faizi arttırdı, o gitti ikinci Başkan faizi indirdi gene gitti, şimdiki durumu aynı tutmaya çalışıyor. Eminim o da aynı tutmaya çalıştığı için yakın zamanda gider. Sayın Erdoğan'ın 'Faiz sebep, enflasyon sonuç' meşhur iddiası neticesinde 128 milyar dolar çarçur edildi.
Hatırlayın bir yazar kasa atılmıştı ve o insan da tutuklanmamıştı. Ekonomi o zaman da zordaydı. Zorluk sebebiyle Başbakan'nın önüne yazar kasa attı bir arkadaş. Derdini dile getirdi. 'Niye attın, vay hain, vatan haini, Fetöcü' denmedi. Bu ne biliyor musunuz? Yokluk var, yokluk. Açlık var, açlık. Geziyorum, esnaf saat 4'te siftah yapmadığını söylüyor. Esnaf o kadar önemli ki.
Böyle bir sistemin içinde çocuğuna bakacak, oğlunun, kızının yüzüne bakacak. Tablet yok, tablet. Bir evde, bir televizyonla bir şeye bağlanıyor çocuklar. O evlerin çoğunda internet yeterli değil. Ve siz dönüyorsunuz akşam eve bir şey götüremezseniz, siz babasınız ya. Normal şartlarda protesto etmesi lazım. Protestoyu etiği takdirdi bir giriyor hapishaneye çıkamıyor. İntihardan başka çare mi var?
Ukrayna'ya, Vietnam'a gitmiş gençlerimiz var, burada rahatız diyorlar. Dünün Romanya'sı, dünün Bulgaristan'ı bizi geçmiş durumda. Hem demokrasi hem refah anlamında bizi geçmiş durumda. Orada yaşayanlar buranın iyi tahsilli gençleri var. Dönün bakın. Bu ülkenin Başbakanlık müsteşarı, Telekom'un Yönetim Kurulu üyesi oldu. İddiaya göre, yıllık 1 buçuk milyon dolar için. Olmaz. Ciddiyet nerede, hukuk nerede, kural nerede, kurum nerede, ayıptır ya günahtır.
Cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağı yönündeki soruya "Türkiye'nin bu ucube sistemden kurtuluşunun önünde tıkaç olmayacağım. Kurtuluşu zora sokacak, toz zerresi kadar bir davranış içine girmeyeceğim" sözleriyle cevap veren Akşener, erken seçim ile ilgili de şunları kaydetti:
"Erken seçim bekliyordum ama öngörüm çıkmadı. Bir bilgiye dayanmayan öngörüde bulunmuştum. Genellikle kendi arkadaşlarımla ya da diğer siyasi partilerden insanlarla bir araya geldiğimde soruyorum. Kasım gibi bekliyorlar ama ben bunun için bir şey diyemeyeceğim. Sahada seçim talebi var. İki şey isteniyor benden, birincisi 'Sesimiz olun' diyorlar; ikincisi 'seçimi getirin.' Ama AK Parti'nin hem teşkilatları, hem yöneticileri, hem milletvekilleri, o kadar vatandaştan korkmuş ki gidemiyorlar, dolaşmıyorlar.
MHP'nin 100 maddelik anayasa teklifine de cevap veren Meral Akşener "Bu muhalif partilerinin kafasını karıştırıp, Partili Cumhurbaşkanlığı'nı biraz düzeltelim, masaya oturun demekse biz yokuz. Bu netlikte de söyleyeyim" diye konuştu.
Akşener, şu ifadeleri kullandı:
"Bir sistem tasarımı yaptık; hukukun metnin üzerine giydirileceği bir sistem tasarımı. Bu Parlamenter Sistem'e geçişle ilgili kurumlar itibarsız hale getirildiği için vs. Bu kurumların tasarımını yaptık. Bunu önce kendi partimizden yoğurduk. Önce bir taslak metin oldu. Onu bütün arkadaşlarımız yeniden yoğurdu. Bir noktaya getirdik. Ben grup konuşmamda bunu açıklayacağım ama bu bir Allah'ın emri değil. Bu bir yol haritası.
Sayın Bahçeli kendi başına hazırladı, arkadaşlarına talimat verdi, öyle bir şey çıkarıldı mı, yoksa tam tersine, tam metin görüldüğünde herkesi düzeltme konusunda ikna edip, sonra bambaşka bir şeyle mi karşılaşırız, bu da benim geçmişe dayalı soru işaretimdir. Ama bu bizim o masaya düzeltme konusu olarak oturmayacağımızın...
Anayasa Mahkemesi kanunların hukuka uygun olup olmadığını takip eden bir mahkemedir. Sayın Bahçeli Anayasa Mahkemelerinin yöneticilerine kızabilirsiniz ama kurumsal olarak ateş ettiğinizde, o zaman siz kanunların uygulanmasına riayet eden bir makama karşısınız demektir, o zaman sizin kanunlarla derdiniz var demektir."
Sedat Peker'in kamu görevlileri ve siyasetçileri hedef alan açıklamaları hakkında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Akşener "İddialar çok vahim. Ortaya çıkanlar tam bir rezalet. Bu iç içe geçmişlik, hele kokain meselesi. Bir devletin derini, sığı olmaz" dedi.
(Berat Albayrak'ın camide çekilen fotoğrafı) İnsanların şahısları ile alakalı bir şey söyleyemem. Allah ömürlü etsin arkadaşımızı ama camide çekilen bir fotoğraf da enteresandı.
(Zehra Zümrüt Selçuk'un KARDEMİR'e atanması) Kadın ve aile bakanı görevden gitti. Görevden gideni beğenmemişsin, değiştiriyorsun. Sonra Türkiye'nin en büyük kurumlarından birisinin başına yönetim kurulu üyesi olarak atıyorsun.
(Parlamenter sisteme geri dönüş) Kendi partimizin içinde yoğurduk ve bir taslak metin oluşturduk. Kapanmalar nedeniyle açıklayamadık. 26 Mayıs'ta grup konuşmam açıklayacağım. Fakat Allah'ın emri değil. Bu bir yol haritası olacak.
Yok, hayır. Hatta şöyle demiştim: DEVA, Gelecek, Saadet, Demokrat Parti ve biz 3. ittifak. 25'ler, 30'lar alır. Bir de CHP ile HDP'yi yan yana getiren bir ittifak modeli. Böyle bir önerme var ama faili meçhul.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 24 TV'de yaptığı açıklamada "Sayın Akşener benim için 'aptal' dedi. 'Bunu yapan aptal, aptallık. Ben İçişleri Bakanı olsaydım.' dedi. 6 ay yaptı İçişleri Bakanlığı, stajyer İçişleri Bakanlığı. Kimse kusura bakmasın. Ben siyaset meydanına çıkarsam bu tip sözler ağzımdan ağır çıkar." demişti.
Soylu, Akşener ile aynı partide siyaset yaptıklarını dile getirerek, "Biz Akşener'i iyi tanırız. O da bizim kendisini iyi tanıdığımızı bilir. Sayın Devlet Bahçeli'ye hakaret etti, geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanımıza yaptığı hakaret bir insana yakışmaz, bir hanımefendiye hiç yakışmaz. Çok üzüldüm, doğru da değil. Bu kadar kibir, gurur, kendini bilmezlik... Bana aptal demiş, Cenab-ı Allah'a havale ederim, nefsileştirmem ama Sayın Cumhurbaşkanımıza geçen hafta söylediği söz siyasi hayatta kaldırılabilir bir söz değildir. Sayın Devlet Bahçeli'ye söylediği söz..." ifadelerini kullanmıştı.