İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmasına, "Nevruz'un, zor zamanlardan geçen, türlü sıkıntılarla uğraşan aziz milletimize, mutluluk, huzur ve refah getirmesini diliyorum. Bu günler elbette geçecek ve aynı büyük kararlılıkla, o güneşli baharları hep birlikte mutlaka göreceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın." ifadeleriyle başladı.
Türkiye'nin bir yönetim kriziyle karşı karşıya olduğunu ileri süren Akşener, "Türkiye, hukuksuzlukla, adaletsizlikle karşı karşıya. Türkiye, milli iradeye yapılan saygısızlıklarla karşı karşıya. Cumartesi sabahı itibariyle yaşananlar, beş bin yıllık devlet geleneğimizin, başımıza bela edilen bu ucube sistemde, ne büyük bir tehdit altında olduğunun göstergesidir. 'Devlet ebed müddet' diyen bizler, varlığımızın teminatı olan devletimizin, sayın Erdoğan'ın elinde, oyuncak olduğu gerçeğine, sessiz kalamayız." değerlendirmesinde bulundu.
Devletin, Anayasa'nın, kanunun artık hepsinin önemsiz birer detay haline geldiğini savunan Akşener, "Kendilerini, saray sefasına öyle kaptırdılar ki; Millet iradesini umursayan, memleketin geleceğini düşünen aralarında hiç kimse kalmadı.
Bu anlayışla yönettikleri Türkiye'de, sayın Erdoğan'ın paşa gönlü ne istiyorsa o oluyor, o yapılıyor. Sadece canları istedi diye uluslararası bir anlaşmayı kendileri adına feshedebiliyorlar. Sırf canları istedi diye gecenin bir yarısı itibarı bağımsızlığından gelen Merkez Bankası'nın, bir başkanını daha görevden alabiliyorlar. Sırf canları istedi diye, Türk Milleti'nin kutlu iradesini hiçe sayıp, demokrasinin, hukukun, devlet insanlığının gereklerini yerle bir ediyorlar." ifadelerini kullandı.
Anayasa'da, "Anayasa'da, kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Kanunda açıkça düzenlenen konularda, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz." hükmünün bulunduğunu belirten Akşener, şöyle devam etti:
"Oysa bir bakıyoruz, bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle, kendisine ek yetkiler verilmiş, sayın Erdoğan, millet iradesini hiçe sayan o kanunsuz yetkiyle, gece yarısı aklına esmiş, ve İstanbul Sözleşmesi'ni feshetmiş. Bu yetki aşımı, milletimiz için hak gaspıdır. Mesela, mülkiyet hakkı da, aynı yöntemle gasbedilebilir. Mesela, memuriyetten doğan tüm haklar da, aynı yöntemle gasbedilebilir. Mesela, çalışanlarımızın tüm yasal hak ve güvenceleri de aynı yöntemle gasbedilebilir.
Bu gaspın bir kez önü açıldı mı, nerede duracağını kestirmek zordur. Yarın, 'emekli maaşları artık ödenmeyecek' diye bir Cumhurbaşkanlığı kararının çıkmayacağını bilemezsiniz. Yarın, 'çiftçilere anayasal hakları olan, destekleme primini ödemeyeceğim' diye bir Cumhurbaşkanlığı kararının verilmeyeceğini bilemezsiniz. Yarın, 'Seçme ve seçilme hakkını iptal ediyorum' diye bir Cumhurbaşkanlığı kararına uyanmayacağımız bilemezsiniz.
Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a "Bu gittiğin yol, yol değil. Böyle olmaz. Böyle devlet yönetilmez. Cumhurbaşkanı dahil hiç kimse, millet iradesinin, Anayasa'nın ve kanunların üzerinde değildir. Aldığın abuk sabuk kararlarla, hukuksuzluğu normalleştirmekten vazgeç. Şimdiden uyarıyorum; Seni, o makamlara getiren Türk milletinin iradesine, Türk devletinin hukukuna, Türk demokrasisinin ruhuna, halel getirecek herhangi bir hesabın içindeysen, yol yakınken geri dön. Bugün, uluslararası sözleşmeyi hukuka aykırı bir şekilde, yetkini ve haddini aşarak iptal edip, yarın da aynı hukuksuzluğu, başka alanlarda kullanmayı hesaplıyorsan, şimdiden söyleyeyim, yanlış hesap, Bağdat'tan döner." diye seslendi.
(AA)