Ankara gündeminin en çok tartışılan konularından 'İyi Parti' ve kurucusu Meral Akşener...Akşener'in danışmanı İde'nin, "Çiğ süt!" başlığıyla (2 Kasım 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
"Takip ediyorsunuz, günlerdir ekranlardaki tartışma programlarında İYİ Parti konuşuluyor..
İktidar ve yakınındakiler kafadan gömüyor partiyi.. Doğaldır, endişeliler..
CHP'ye yakın isimler de, temkinli bir tedirginlik seziliyor..
Objektif olan bazı sesler, olumlu olumsuz fikirlerini beyan ediyor..
Parti ile hiçbir bağı olmayan siyasal iletişimciler, genellikle olumlu konuşuyor..
Ama toplamda, günlerdir konu dönüyor dolaşıyor, İyi Parti'ye geliyor..
Bu iletişim açısından olumlu bir durum.. Ancak o kadar çok soru ve ses geliyor ki:
-İyi Partililer neden, en azından telefonla programa katılmıyor?
Bunu önceki akşam Ahmet Hakan'ın programında, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Müsavat Dervişoğlu yaptı.. Konuşmaya girişi bile farklıydı:
-Efendim biz İYİ Parti'yiz.. İyi şeyler söylensin, iyi şeyler konuşulsun, iyi şeyler olsun istiyoruz.. Ama hakarete varan sözlere de sessiz kalamayız..
Bir iletişimci olarak, bu süreçte İYİ Parti'nin bu kadar konuşulmasının önemli olduğunu düşünüyorum.. Ve gördüğüm kadarıyla, Meral Akşener, önce herkesin eteğindeki taşı bir dökmesini ve mevzuya kimin nasıl yaklaşacağını görmek istiyor..
Ekranlar elbette iktidar partisine açıldığı kadar açılmayacak İYİ Parti'ye.. Zaten 2001-2002 yıllarında, şu anki iktidar partisine de açılmıyordu ekranlar.. Bunun en yakın tanığı bir haberciyim..
Ama şunu biliyorum, herkes eteklerindeki taşı döktükten sonra..
Parti, karşıtları ya da tedirgin olanlar tarafından, enine boyuna konuşulduktan sonra, İYİ Parti'nin sahaya çıkıp, sazı eline alacak o kadar çok ismi var ki..
Bir gazeteci dostum o gece şunları söyledi:
-Ama, hikâyeyi avcı anlatmazsa, aslan anlatır..
Veciz bir sözdür.. Ve doğrudur da.. Ama mesele şu, İYİ Parti, 'Avcı' değil, ava çıkmıyor..
İYİ Parti, "Aslan" da değil, av olmaya gelmiyor..
İYİ Parti'nin hedefi, Hacı Bektaş-ı Veli'nin tasvirinde olduğu gibi, av ile avcıyı, aslan ile ceylanı bir kucakta buluşturabilmek..
Dolayısıyla, "siyasal korku ve kaygılarla" ölçüsü kaçan tartışmalardaki kakafoninin içinde olmaktansa, rakiplerinin panik hali sakinledikten sonra sahaya çıkmak, daha doğru gibi duruyor..
Müsavat Dervişoğlu'nun, Genel Başkan ile istişarenin ardından CNN Türk'te yaptığı hamlede de bu bakış, bu duruş vardı..
Programlara bağlanma ihtiyacı duyanların saldırgan halinden eser yoktu.. Yeni bir üslup, yeni bir söylemdi..
İYİ Parti'yi ve İYİ Parti'nin iletişim çizgisini okuyabilmek için, meseleye bir de böyle bakın derim.."