Merkel: AB'nin Türkiye'ye fon aktarımını azaltılmasını istedik
20.10.2017 11:09
İçerik devam ediyor
Önerilen Videolar
İçerik devam ediyor
Merkel, "Türkiye'deki insan hakları durumu kabul edilemez durumda" dese de, Ankara ile üyelik müzakerelerinin tamamen sonlandırılmasına sıcak bakmadığını ifade etti ve "Türkiye ile konuşmaya devam etmeliyiz" diye konuştu.
AB**, TÜRKİYE'YE NE KADARLIK BİR ÖDEME YAPIYOR?**
AB, 2014 - 2020 dönemi için Türkiye'ye 4,45 milyar euro üyelik öncesi fon aktarmayı kararlaştırmıştı. Ancak şu ana kadar bu tutarın sadece 360 milyon euroluk kısmı Ankara'ya gönderilmiş durumda.
Türkiye'nin 2018 yılında üyelik öncesi fondan 500 milyon euro alması öngörülüyor.
Ancak Avrupa Parlamentosu'na (AP) sunulan bir teklifte bu tutarın 50 milyon euroya düşürülmesi önerilmişti. Teklifte ayrıca Türkiye-AB ilişkileri kötüleşmeye devam ederse, 30 milyon euroluk ilave bir kesinti yapılması çağrısında da bulunmuştu.
AP'ye sunulan teklifle ilgili oylamanın Çarşamba günü yapılması bekleniyor.
Parlamentonun kabul ettiği kararlar tavsiye niteliğinde oluyor ve bağlayıcılığı bulunmuyor.
Üyelik öncesi fonun dışında AB'nin Türkiye ile Mart 2016'da yaptığı göçmen krizi anlaşması kapsamında Brüksel Türkiye'ye 2016-2017 dönemi için 3 milyar euroluk bir kaynak aktarmayı taahhüt etmişti. Sontraki 2 yıllık dönem için de 3 milyar euroluk ikinci bir kaynak aktarımının yapılması kararlaştırılmıştı.
Merkel, göçmen krizi konusunda Ankara'ya taahhüt edilen bu ödemelerin yapılması gerektiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya'yı PKK ve Fethullah Gülen yapılanmasına karşı adım atmamakla suçluyor.
TÜRKİYE İLİŞKİLERİ İÇİN HANGİ AB LİDERİ NE DİYOR?
Reuters haber ajansı, başta Hollanda ve Belçika olmak üzere, Türkiye'ye aktarılan üyelik öncesi fonlarda kesintiye üye ülkelerden destek olduğunu bildirdi.
Liderler zirvesi sırasında basın toplantısı düzenleyen Belçika Başbakanı Charles Michel, "Müzakerelerin fiilen donduğunu, neredeyse öldüğünü herkes biliyor" dedi.
Reuters, bazı Kuzey Avrupa ülkelerinin ise özellikle 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yürürlüğe konan olağanüstü hâl döneminde Ankara'nın başlattığı tasfiyelerle, Türkiye'deki siyasi reformları desteklemek adına fon aktarımının tüm anlamını yitirdiği görüşünde olduğunu aktardı.
