YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Merkez Bankası 80. Hesap Dönemi Olağan Genel Kurulu

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, iç ve dış talebin dengelenmesine yönelik aldıkları politika tedbirlerinin 2011...

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, iç ve dış talebin dengelenmesine yönelik aldıkları politika tedbirlerinin 2011 yılı ikinci çeyreğinden itibaren etkilerini göstermeye başladığını belirterek, mevsimsellikten arındırılmış verilerle incelediklerinde, 2011 yılı ilk çeyreğinde aşırı hızlı artan nihai yurt içi talebin, yılın geri kalanında giderek daha ılımlı bir seyir izlediğini bildirdi.

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, 'Merkez Bankası 80. Hesap Dönemi Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, '2011 yılında gerçekleşen küresel ekonomik gelişmeleri ve Türkiye'de yaşanan temel makro ekonomik gelişmeleri' değerlendirdi. Başçı, 2011 yılında gelişmiş ülkelerin, uygulamakta oldukları oldukça büyük ölçekli parasal genişlemeye rağmen, zayıf ve kırılgan bir büyüme görünümü sergilediğini, bu durumun, küresel büyüme üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaya devam ettiğini ifade etti. Başçı, ABD ekonomisinde, özellikle işgücü ve emlak ve piyasalarında güçlü bir toparlanmanın henüz başlamadığını belirterek, "Bunun yanı sıra, Avro Bölgesi'ndeki kamu borcu krizinin giderek derinleşmesi ve sorunun çözümüne ilişkin belirsizliklerin artması, 2011 yılında küresel büyümeyi olumsuz etkileyen en önemli faktör" dedi. Başçı, küresel kriz sonrasında gelişmiş ülkelerde süregelen zayıf ve kırılgan görünümün, gelişmekte olan ülkelerdeki dış talebi yavaşlatarak büyümeyi sınırlandırdığını

bildirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "2011 yılında gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızlarının da kriz sonrasında sergiledikleri hızlı toparlanmanın ardından büyük ölçüde yavaşladı ve bu durum, gelişmiş ülkelerdeki büyümeye ilişkin zayıf ve kırılgan görünümle birleştiğinde, küresel büyümeyi olumsuz yönde etkiledi."

Başçı, emtia fiyatlarında ise krizin en yoğun dönemlerinin ardından 2009 yılında başlayan artış eğiliminin 2010 ve 2011 yıllarında da devam ettiğini, özellikle petrol fiyatlarının dikkat çekici düzeylere ulaşmasında etkili olan bu eğilimde, küresel ölçekte uygulanan parasal genişlemenin etkili olduğunu ifade etti. Bu dönemde, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da yaşanan siyasi gelişmelerin, arz yönlü ilave bir baskı unsuru oluşturarak enerji fiyatlarındaki yükselişi güçlendirdiğini anlatan Başçı, bu çerçevede,

uluslararası Brent tipi ham petrolün varil fiyatının 2011 yılının Nisan ayı başında 126 ABD doları düzeyiyle, 2008 yılının Temmuz ayından bu yana kaydedilen en yüksek değerine ulaştığına dikkati çekti. Yılın ilk yarısında, gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ekonomilerde kayda değer bir yükseliş gösteren enflasyon oranlarının, yılın ikinci yarısından itibaren daha ılımlı bir eğilim sergilediğini belirten Başçı, bu gelişmede, temel olarak, yılın ikinci yarısından itibaren küresel iktisadi faaliyetin yavaşlayacağına dair yoğunlaşan beklentilerin etkili olduğunu söyledi.

"GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER 2011 YILI BOYUNCA MAKRO İHTİYATİ TEDBİRLERİ KULLANDI"

Başçı, konuşmasında şunları kaydetti: "2011 yılının ikinci ve üçüncü çeyreklerinde, gelişmiş ülkelerin merkez bankaları ek parasal genişleme uygulamalarının sonlandırılacağına dair sinyaller verdiler. Öte yandan, yılın son çeyreğinde, Euro Bölgesi'nde yaşanan kamu borcu krizinin derinleşmesi ve giderek zayıflayan küresel büyüme görünümü, para politikalarının normalleşme sürecini kesintiye uğrattı. Buna bağlı olarak, gelişmiş ülkelerde politika faizlerinin uzunca bir müddet daha düşük tutulacağına ve parasal genişleme politikalarına devam edileceğine dair algılamalar güçlendi. Bu gelişmeler karşısında, gelişmekte olan ülkeler, kısa vadeli sermaye akımlarının olumsuz etkilerini en aza indirmek amacıyla, 2011 yılı boyunca ağırlıklı olarak makro ihtiyati tedbirleri kullandı."

"YAŞANAN SERMAYE ÇIKIŞLARI TÜRK LİRASINDA İLAVE DEĞER KAYIPLARINA NEDEN OLDU"

Başçı, 2010 yılındaki hızlı toparlanmanın ardından Türkiye ekonomisinin 2011 yılında da hızlı büyümeye devam ettiğini, 2011 yılında, GSYİH büyümesindeki olumlu görünümün, iş gücü piyasalarında da toparlanmayı beraberinde getirdiğini, bu doğrultuda, gerek iş gücü gerekse istihdamda, önceki yıla oranla önemli artışlar sağlandığını belirtti. Başçı, 2011 yılının ilk yarısında, iç talepteki güçlü seyre bağlı olarak ithalatta yüksek oranlı artışların yaşandığını bildirerek, iç ve dış talep arasındaki dengelenmeyi sağlamak amacıyla alınan politikanın tedbirleri yılın ikinci yarısından itibaren ithalatta öngörülen belirgin yavaşlamaya yol açtığını söyledi. Başçı, "Ancak, aynı dönemde, Avro Bölgesi'nde kamu borçlarının sürdürülebilirliğine ilişkin endişelerin artması ve ABD'de toparlanmanın öngörülenden daha yavaş olacağının anlaşılması dış talep koşullarını önemli ölçüde zayıflattı. Buna ek olarak, risk iştahının bozulmasıyla yaşanan sermaye çıkışları Türk lirasında ilave değer kayıplarına neden oldu"

şeklinde konuştu.

"İHRACAT YIL GENELİNDE ILIMLI BİR ARTIŞ SERGİLEDİ"

Başçı, Türkiye'nin geleneksel dış pazarlarında hüküm süren zayıf dış talep koşullarına rağmen, döviz kurlarının sağladığı rekabet avantajı ve pazar çeşitlendirmesinin de katkısıyla, ihracatın yıl gen ti. Bu dönemde, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da yaşanan sielinde ılımlı bir artış sergilemeye devam ettiğini, ithalat artış hızında yılın ikinci yarısında gözlemledikleri yavaşlamaya karşın, 2011 yılında dış ticaret açığının artışını sürdürdüğünü ifade etti. Aynı dönemde, cari işlemler açığının milli gelire oranının, 2010 yılındaki yüzde 6,4 seviyesinden, yaklaşık yüzde 10 seviyesine yükseldiğini ifade eden Başçı, son dönemde açıklanan verilerin, ithalat artış hızının alınan tedbirler doğrultusunda yavaşladığını, ihracatta ise dış talepteki göreli zayıf seyre rağmen kademeli toparlanmanın devam ettiğini gösterdiğini anlattı. Başçı, "Öte yandan, aldığımız makro ihtiyati tedbirlerin de katkısıyla, cari açığın finansman yapısı sağlıklı bir yönde değişmeye başladı. 2011 yılında bir önceki yıla kıyasla Türkiye'ye yönelen kısa vadeli sermaye akımlarının cari açığın finansmanındaki payında önemli bir azalış ve uzun vadeli sermaye akımlarının cari açığın finansmanındaki payında ise belirgin bir artış gözlüyoruz. Bu durumun, cari açığın sürdürülebilirliği açısından son derece olumlu bir gelişme olduğunu ise özellikle vurgulamak istiyorum" diye konuştu.

Hızla genişleyen cari işlemler açığına ek olarak, 2010 yılı ortalarından itibaren etkili olan hızlı kredi büyümesini de makro finansal riskleri artırıcı bir unsur olarak değerlendirdiklerini birçok defa dile getirdiklerini belirten Başçı, konuşmasında şunları kaydetti: "Bu kapsamda, kredi büyüme hızını daha sürdürülebilir düzeye çekebilmek amacıyla 2010 yılı sonundan itibaren zorunlu karşılık oranlarını önemli ölçüde artırdık. Buna ek olarak, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) başta olmak

üzere, ilgili diğer kurumlar da aşırı kredi genişlemesine karşı gereken tedbirleri aldı. Alınan tedbirlerin katkısıyla, 2011 yılının ortasından itibaren, krediler daha makul bir büyüme hızına ulaştı. Kredi artış hızının arzu edilen ölçüde yavaşlamasında, uyguladığımız sıkı para politikasının ve Avro Bölgesi'nde artan belirsizliklerin de etkili olduğunu gözledik".

"İÇ VE DIŞ TALEBİN DENGELENMESİNE YÖNELİK ALINAN POLİTİKALAR 2011 YILI İKİNCİ ÇEYREĞİNDEN İTİBAREN ETKİLERİNİ GÖSTERMEYE BAŞLADI"

İç ve dış talebin dengelenmesine yönelik aldıkları politika tedbirlerinin 2011 yılı ikinci çeyreğinden itibaren etkilerini göstermeye başladığını belirten Başçı, mevsimsellikten arındırılmış verilerle incelediklerinde, 2011 yılı ilk çeyreğinde aşırı hızlı artan nihai yurt içi talebin, yılın geri kalanında giderek daha ılımlı bir seyir izlediğini ifade etti. Başçı, bu çerçevede, 2011 yılı ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11,9 oranında büyüyen Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'nın (GSYİH),

ikinci ve üçüncü çeyreklerde yavaşlayarak, sırasıyla yüzde 9,1 ve yüzde 8,4 oranında artış kaydettiğini vurgulayarak, dördüncü çeyrekte ise, Avrupa borç krizinin de etkisiyle, büyüme hızının önemli oranda yavaşladığını ve GSYİH'nin önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,2 oranında arttığıngen ti. Bu dönemde, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da yaşanan siı, buna rağmen, yılın genelinde, ekonomik büyümenin yüzde 8,5 düzeyinde gerçekleştiğini belirtti.

"TÜFE ÖNCEKİ YILA GÖRE 4 PUANLIK ARTIŞLA YÜZDE 10,45 OLARAK GERÇEKLEŞTİ"

Başçı, 2011 yılı sonunda, tüketici fiyatları (TÜFE) enflasyonunun, önceki yıla göre 4 puanlık bir artışla yüzde 10,45 olarak gerçekleştiğini anlatarak, yıl içinde Türk Lirası'nda gözledikleri belirgin değer kaybının, özellikle temel mal fiyatlarına yansıyarak, enflasyondaki yükselişin ana belirleyicisi olduğunu kaydetti. Gıda fiyatlarının yıllık artış oranının son 3 yıla göre daha yüksek bir seviyede gerçekleşmiş olmasının, bu dönemde enflasyondaki artışın bir diğer nedenini oluşturduğunu belirten Başçı,

"Yılın son çeyreğinde, yıllık enflasyon oranını 1,6 puan yukarı çeken enerji fiyat ayarlamaları ve Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) oranlarındaki yükselişin de olumsuz katkısı, yıllık TÜFE enflasyonu, yüzde 5,5 olan enflasyon hedefinin belirgin olarak üzerinde gerçekleşti" dedi. Uygulamakta oldukları kur rejiminde, döviz kurunun bir politika aracı olmadığını ve yüzde 5 olan enflasyon hedeflerinin dışında nominal ya da reel herhangi bir döviz kuru hedeflerinin bulunmadığını anlatan Başçı, Türk lirasında gözlenen dalgalanmaların, küresel ve yerel gelişmeler ile bunlara karşı verilen para politikası tepkilerinin bir sonucu olarak ortaya çıktığını söyledi. Başçı, "2009 yılında Lehman krizi sonrasındaki toparlanma döneminde başlattığımız döviz alım ihaleleri ile piyasadan yaklaşık 26 milyar dolar satın aldık. Avrupa borç krizi sırasında ise bunun yaklaşık 16 milyar dolarlık kısmını piyasanın döviz likiditesini desteklemek amacıyla arz ettik. Altın dahil brüt döviz rezervimiz bugün itibarıyla yaklaşık 93,5 milyar dolar düzeyindedir. 2012 yılında ise ihracatçılarımızdan reeskont kredileri aracılığı ile toplam 8 milyar dolar civarında döviz satın almayı öngörüyoruz" diye konuştu.

TCMB olarak, Ağustos ayından itibaren aldıkları önlemlerin, Avro Bölgesi ülkelerindeki belirsizliklerin hızla yükselmesine paralel olarak ortaya çıkan dalgalanmaların, Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz yansımalarının azalmasında etkili olduğunu belirterek, döviz piyasasına yönelik düzenlemeleri ve faiz koridoruna ilişkin aldıkları politika kararları sayesinde, Türk Lirasındaki oynaklığın diğer gelişmekte olan ülke para birimlerinde gözlemledikleri dalgalanmaya göre çok daha sınırlı kaldığını kaydetti.

"TCMB OLARAK FİNANSAL İSTİKRARINI DA GÖZETMEYE DEVAM EDECEĞİZ"

Başçı, konuşmasını şöyle sürdürdü: "2012 yılında uygulamakta olduğumuz para ve kur politikasının genel çerçevesini, 27 Aralık 2011 tarihli '2012 Yılında Para ve Kur Politikası' başlıklı para politikası metnimiz ile kamuoyuna açıkladık. Söz konusu metinde de ifade ettiğimiz gibi, 2012 yılında enflasyon hedeflemesi ve dalgalı döviz kuru rejimi uygulamasına devam edeceğimizi önemle hatırlatmak isterim. Bu çerçevede, 2012-2014 dönemi için enflasyon hedefimizi yüzde 5 düzeyinde belirledik. Belirsizlik aralığını ise önceki yıllarda olduğu gibi, her iki yönde 2 yüzdelik puan tuttuk. Önümüzdeki dönemde TCMB olarak fiyat istikrarına odaklanırken, finansal istikrargen ti. Bu dönemde, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da yaşanan siı da gözetmeye devam edeceğiz. Bu kapsamda, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını, gecelik borç alma ve borç verme faiz oranları arasındaki faiz koridorunu ve zorunlu karşılık oranlarını aktif olarak kullanmayı sürdüreceğiz. Bunlara ek olarak, önümüzdeki dönemde önceki yıllarda olduğu gibi, döviz piyasasının sağlıklı çalışması ve döviz likiditesini desteklemek amacıyla, döviz arzı ve talebine ilişkin gelişmeleri yakından takip ederek, gereken önlemleri imkanlarımız çerçevesinde ve basiretli bir şekilde almaya devam edeceğiz."

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler