HABER

Merkez Bankası ataması skandaldır

Merkez Bankası ataması skandaldır

ANKARA (İHA) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Merkez Bankası (MB) Başkanlığı'na atama konusunun tam bir skandal olduğunu belirterek, "Bu skandal, made in by Tayyip Erdoğan'dır" dedi. Baykal, MB eski Başkanı Süreyya Serdengeçti'nin yeninden atanması gerektiğini savundu.

Partisinin Grup Toplantısı'nda konuşan Baykal, Türkiye'de siyasetin hareketlendiği, siyasi tartışmaların ısınmaya başladığı bir ortama girildiğini söyledi. Başbakan Erdoğan'ın üslubunun değiştiğini, birden bire gergin, kızgın bir ruh haline sürüklendiğini ve bunu kamuoyuna yansıttığını savunan Baykal, bunun altında Erdoğan'ın sözlerinin aksinin ortaya çıkmasının olduğunu ileri sürdü. Türkiye'nin bir süreden beri bir güç ekonomik süreci aşmaya çalıştığını kaydeden Baykal, böyle bir ortamda Merkez Bankası sorunun ortaya çıktığını belirterek, "MB Başkanlığı istifa ya da ölümle boşalmadı. 'Böyle bir nokta önceden görülemezdi' demek mümkün değil. Tarihi belli, zamanı belli. Bu konunun istikrar içinde, ilgili her çevreyi rahatlatacak bir şekilde çözülmesi gerektiği ortada. Bunun bir kriz havasına sokulduğunu görüyoruz. Bunda toplumun beklentisine, ekonomin gereklerine uygun bir çözüm aranmadığı, başka ihtiyaçların karşılanmak istendiği ortada" dedi.

Merkez Bankası eski Başkanı Süreyya Serdengeçti'nin görevini hakkıyla yerine getirdiğini ve bunun herkes tarafından kabul edildiğini savunan Baykal, "Böyle bir şeyi neden değiştirme ihtiyacı duyarsınız? Türkiye'de ekonomik programı değiştirdiniz de ona uygun bir MB Başkanı mı arıyorsunuz? Niye değiştiriyorsun, derdin ne? İstikrarın en önemli anahtar olduğu dönemde bunu neden değiştiriyorsun? Niye değiştiriyorsun? Bir defa bu önemli bir yaklaşım farklılığıdır. Sorunların altında yatan anlayış budur. Başbakanın aldığı karar uygun değil. Albaraka'nın genel müdürünü getiriyorsun. Kimi getiriyorsun? Faizsiz bankacılık yapan bir finans kuruluşunun müdürü. Merkez Bankası'na kimin atayacağını kendi bakanlarına bile söyleyemiyorsun. MB Başkanını Bakanlar Kurulu mu önerdi? Kim olmadıklarını bilmedikleri bir MB Başkanı nasıl önersinler? Şener'in imzası ile kimin MB Başkanlığı'na önerildiğinden haberi yok. Bu gizliğinin altında ne yatıyor. Niçin Şener'den, Bakanlar Kurulu'ndan saklıyorsun? Ne oldu? Yapmaya kalktın. Kamuoyuna yanıltmak için akla hayale gelmeyecek entrikalar çevirdin. Cumhurbaşkanı bunu derhal bozdu. Bu kadar ikirciklikli, gizleyerek tuzaklar kurarak bu işi götürmeye çalışıyorsun. Böyle bir anlayış var mı? Bal gibi yaparım denilen atama Cumhurbaşkanlığı'ndan döndü" şeklinde konuştu.

"ADALET, TEHLİKELİ BİR ŞEKİLDE ÇÜRÜTÜLÜYOR" Yabancı basın kuruluşları tarafından da bu konuda eleştiriler yer aldığını kaydeden Baykal, bunun Türkiye'ye bu kadar zarar verileceğinin önceden bilinmesi gerektiğini dile getirdi. Baykal, "Merkez bankası ataması skandaldır. çok ciddi yanlış olmuştur. bu skandalı yaşadık önümüzdeki günlerde yaşamaya devam edeceğiz. Bu kriz doğrudan doğruya Maden by Tayyip Erdoğan'dır. Bizi kriz mühendisliği yapmakla ile suçluyor. Sen de kriz fabrikatörlüğü yapıyorsun. Başbakan derhal inadı bırakmalı. Derhal Serdegençi'tiyi MB Başkanı olarak önermeli. Gizliden imza toplayarak değil açıkça yapmalı. Ya politikasını değiştireceğini söylesin, onun kadrosunu ilan etsin. Böyle bir şey yapmıyorsa Serdengeçti'yi önersin. Tavsiye ediyorum. Ben söyleyince kızıyor. Bana akıl verme diyor. Ama buna ihtiyacın var. Bunun içinden Türkiye derhal çekilsin ve çıkarılsın. Nasıl gerçeklerden kopuk, kendi zihnine göre dayatmalardan bıraksın" açıklamasında bulundu.

Türkiye'nin geride kalan günlerde Van Savcısı'nın Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile ilgili iddianamesini konuştuğuna işaret eden Baykal, Erdoğan'ın Büyükanıt ile görüştükten sonra "Paşamızın bu olayla bir ilgisi yoktur" dediğini hatırlatarak, bu noktaya daha önceden gelinmesi gerektiğini söyledi. Söz konusu iddianamenin siyasi yönünün ağır bastığını savunan Baykal, Savcı'nın hiçbir yetkisi bulunmadığı halde iddianamenin dörtte birini Büyükanıt'a ayırdığına söyledi. Bu konuda Savcı'nın bir şekilde desteklendiğini iddia eden Baykal, Emniyet İstihbarat Daire Başkanı'nın görevden alınmasıyla olayın Van'dan Ankara'ya sıçradığını ileri sürdü. Baykal, "Bu olayla beraber, adaleti kullanarak siyasi tertip yapma girişiminin, kamuoyu önünde sergilendiği görüldü. Adalet herkesin dayanacağı kurum kimliğini korumalıydı. En temel kurum olması gerekirken, en sıkıntılı kurum olduğunu ortaya koydu" dedi.

Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) konu ile ilgili olarak müfettişlerini Van'a gönderdiğini, ama bu konuda hazırlanan raporun halen kamuoyuna açıklanmadığını söyleyen Baykal, "Adalet siyasi mülahazaların elinde oyuncak haline geldi. Adalet tehlikeli bir şekilde çürütülüyor. Bu çok vahim sonuçlar doğuracak bir süreçtir" ifadesini kullandı. Partizanlığın, demokrasinin çocukluk hastalıklarından biri olarak kabul edilirken, ardından kadrolaşma sorunun ortaya çıktığını savunan Baykal, "Şimdilerde artık kurumlar kadrolaşmanın ötesinde kuşatmaya tabi tutuluyor. Türkiye'nin temel kurumları kuşatılmak istenmekte. Yargı bunların başında. Üniversite hedeftir. Eğitim de kuşatılmak isteniyor" diye konuştu. Fırsatı bulunsa güvenlik güçlerinin ve askerlerin değiştirilmek istendiğini iddia eden Baykal, bunun çok tehlikeli sonuçlar doğuracağını söyledi. İktidarın siyasi kimliğinin Cumhuriyet ve Cumhuriyetin kazanımları çerçevesinde değil, tam tersine bir şekilde oluştuğunu iddia eden Baykal, "Türkiye'nin kaderini Başbakan'ın kişisel değim dönüşümüne teslim mi edeceğiz? Böyle bir şey olur mu?" diye sordu.

"ORTADA BİR ALİDİBO TAKIMI VAR" Yolsuzlukların iktidarın temel karakteri olarak ortaya çıktığını savunan Baykal, konuşmasında Hatay'daki tartışmalı ihalelere de değindi. Baykal, şöyle konuştu:
"Sen-ben, bizim oğlan, kapatma, Ali Cengiz oyunların Hatay'daki ifadesi 'Alidibo'dur. İhaleleri ben kararlaştıracağım. İhaleleri ben kimin alacağına karar vereceğim. Bunun adı Alidibo'dur. AKP Grup Başkan Vekili bunu kabul ediyor. Ben yapmadım ama AK Parti'lilere verdim' diyor. Bundan daha vahim olan Başbakan'ın buna hak vermesidir. Böylece Başbakan'ın temel anlayışı ortaya çıktı. Ama artık olay o kadar aleniyet kazandı ki, Başbakan ya yapanları ayıklayacaktı, ya da ayıplayacaktı. Ortada kaldı. 'ne olmuş kenarda köşede kalmış ihaleler dedi. Ortada bir Alidibo takımı var. Dört tana kamu kurumu ihaleleri dikkate alındığında Alidibo grubu adına birisi 169 ihale aldı. Bunun karşılığı 3.5 trilyon. Yani kenarda köşede kalmış. Başka bir Alidibo 13 işi 2 trilyona almış. Bunun küçüğü büyüğü olur mu? Grup Başkan Vekilimiz Kemal Anadol, bu konuda 'Sizin yanınızda Yüce Divan'da yargılananlar pipetçi kalır. Asıl hortumcu sizsiniz' dedi. Tüm bu süreç Ofer'den geldi, Unakıtan'dan geçti, Kuşadası Galatapor'tan geçti, Alidibo'ya kadar geldi. Bugünkü iktidar Cumhuriyet'in kazanımlarına karşı topyekun bir saldırı içinde." İktidarın masonik bir anlayış içinde kendi localarını etkin kılabilmek için çalıştığını savunan Baykal, "Demokrasi yüzünü gördeğin insanlara hizmet etme aşkıdır. Kendi yakınlarına, kendi dar dünyana değil, tüm toplum için çalışmaktır. Alidibo sadece ihalelerde değil, bu da Alidibo. Bu yanlış" değerlendirmesini yaptı. Hakkında yolsuzluk dosyası bulunan bir bakan hakkında fezleke hazırlanmazsa dosyanın zaman aşımına uğrayacağını ifade eden Baykal, "Kara Kuvvetleri Komutanı hakkında iddianame hazırlayacaksın ama bir fezleke hazırlamayacaksın. Bu olacak iş mi?" ifadesini kullandı.

CHP iktidarı teslim ettiği zaman iç, dış borç olmadığını ve MB kasasında da 146 ton altın rezervi bulunduğunu anlatan Baykal, Türkiye'yi çıkmaza sürükleyenin son yıllar olduğunu iddia etti. Baykal, işsizlik oranın gittikçe arttığını da belirterek, bu konuda da hükümete yüklendi. Şiddet olayların altındaki ana nedenin işsizlik olduğunu savunan Baykal, bunun 10 yıl daha devam etmesi durumunda sorunun daha da büyüyeceğini dile getirdi. Türkiye'ye borsa yolu ile giren sıcak paranın 3 yılda 434'lük bir kazanç sağlayacağını anlatan Baykal, bunun Türkiye'nin döviz kanaması olduğunu söyledi. Baykal, sıcak paranın yatırıma gitmediğini, dolaysıyla gelir artmasına rağmen piyasalara olumlu bir yansıması olmadığını belirtti. Baykal son olarak AB konusuna değinerek, "AB konusunda sıkıntılı bir döneme girildi. Türkiye karşıtları geçen hafta yapılan bir toplantıda genişlemenin sonuna geldik tezlerini ortaya attı. Genişleme ikinci plana atıldı. AB'nin genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn çağrılmadı. Genişleme karşıtı ülkeler yönetimi ele almaya başladı. Fransa bunu noktalayallaım dedi. Avusturya zaten karşı. Babacan mart içinde müzakereler başlayacak diyordu. Ama başlamadı. Yeni siyasi koşullar talep ediliyor. Yeni siyasi koşulları kabul et de müzakereler öyle geçelim' deniliyor. Bu Türkiye'ye yapılan haksızlıkların sonuncusu. Hükümetten bu konuda ses seda çıkmıyor. Hükümetin bu manzara karşısındaki anlayışı yadırgatıcı. Zaten bu noktaya o anlayış ile geldik. Bu anlayış halen devam ediyor" şeklinde konuştu.

Öte yandan, Grup Toplantısı öncesinde Hasan Güner isimli bir kişi, Baykal'ın bulunduğu sıraya giderek, "Ekmeğimi elimden aldınız" diye bağırdı. Güvenlik güçleri tarafından yaka paça dışarı çıkartılan Hasan Güner'in, CHP'li Bakırköy Belediyesi'nde işçi olarak çalıştığı ve bir süre önce işten atıldığı öğrenildi.

En Çok Aranan Haberler