HABER

Merkez Bankası Başkanı Yılmaz'dan vergi uyarısı

ANKARA (ANKA)- Merkez Bankası(MB) Başkanı Durmuş Yılmaz, bütçe dengelerini düzeltmek için vergileri artırmayı seçen hükümeti uyardı. Durmuş Yılmaz, "Mali disiplin gözetilerek alınacak tedbirler mevcut vergi oranlarının yükseltilmesi yoluyla değil, vergi tabanının genişletilmesi veya kamu harcamalarında önceliklendirme ve tasarruf yapılması yoluyla yapılmalıdır" dedi. Yılmaz, reformların bir kısmının yasal ve idari düzenlemeler gerektirdiği, bir kısmının da bütçe içinde bir hareket alanına ihtiyacı olduğunu söyledi.

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz Bakanlar Kurulu'nda yaptığı sunumda özel sektörün 2001 yılından bu yana büyümenin lokomotifi olduğunu ifade ederek, 2001 yılı ile 2007 yıllı ikinci çeyreği arasındaki dönemde özel sektör yatırım harcamalarının reel olarak yüzde 146.8, tüketim harcamalarının da yüzde 37.7 oranında arttığına işaret etti.

-KAMUDA DA VERİMLİLİK ARTIRILMALI

Verimlilik artışının yüksek büyüme performansında önemli rol oynadığının altını çizen Yılmaz, özel sektörün yanı sıra kamuda da verimliliği artırıcı tedbirler alınması gerektiğini vurguladı. 2002-2007 yılları arasında Türkiye'nin dünyada en hızlı büyüyen ülkeler arasında yer aldığını dile getiren Yılmaz, "Bu dönemde ekonomide yaşanan birikimli GSYİH büyüme hızı yüzde 48.7 olarak gerçekleşti. Türkiye, belli başlı 76 gelişmiş ve gelişmekte olan ülke arasında büyüme hızı sıralamasında 7'inci sırada yer aldı" diye konuştu.

-TEK HANELİ FAİZ ORANI İÇİN FİYAT İSTİKRARI ŞART

Sürdürülebilir ve yüksek büyüme için makroekonomik istikrarın, yapısal reformların ve iyi yönetişimin olması gerektiğini belirten Yılmaz, tek haneli faiz oranı için fiyat istikrarının şart olduğunu kaydetti. Yılmaz, reformların bir kısmının yasal ve idari düzenlemeler gerektirdiğinin bir kısmının da bütçe içinde bir hareket alanına ihtiyacı olduğunun altını çizerek, "Mali disiplin gözetilerek alınacak tedbirler mevcut vergi oranlarının yükseltilmesi yoluyla değil, vergi tabanının genişletilmesi veya kamu harcamalarında önceliklendirme ve tasarruf yapılması yoluyla yapılmalıdır" dedi.

-FİYAT İSTİKRARINDAN ÖDÜN VERİLEREK SAĞLANAN BÜYÜME KALICI OLMAZ

Son 5 yılda enflasyonla mücadelede önemli mesafe alınmasına rağmen fiyat istikrarının henüz sağlanamadığına dikkat çeken Yılmaz, fiyat istikrarından ödün verilerek sağlanan büyümenin kalıcı olmayacağını vurguladı. Yılmaz, kronikleşmiş kamu açıklarının Türkiye'de yıllar boyunca faiz oranlarının yükselmesine yol açtığını dile getirdi. Mali disiplinin faiz dışı fazladan ibaret olmadığını belirten Yılmaz, mali uyumun kalitesinin gerek enflasyonla mücadele, gerekse yüksek büyüme hızının kalıcılığı açısından son derece önemli olduğunu kaydetti.

-YEREL YÖNETİM HARCAMALARI ŞEFFAF OLMALI

Ekonomide kamu ağırlığının artmasının özel sektörün gelirlerini azalttığını ve yatırıma yönelebilecek kaynaklar üzerinde baskı oluşturduğunu söyleyen Yılmaz, özel sektör odaklı sürdürülebilir büyüme için kamu gelirlerinin ve kamu harcamalarının kalitesinin artırılması gerektiğini vurguladı.

Yılmaz, uygulanan vergi politikalarında vergilerin özel sektör üzerindeki etkilerinin de göz önüne alınması gerektiğini ifade ederken, kamu maliyesinin kaliteli olması için yerel yönetim harcamalarının da şeffaf bir yapıya kavuşturulması gerektiğini vurguladı.

-OTOMATİK FİYATLANDIRMA FİYAT İSTİKRARI RİSKİNİ AZALTIR

Yapısal reformların sürdürülebilir ve yüksek büyüme oranlarına ulaşmayı sağlayacağını ifade eden Yılmaz, etkin işleyen ve finansal yönden sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sisteminin kurulmasının önemli olduğunu kaydetti. Sosyal güvenlik sistemi açığının yüksek boyutlara ulaştığının altını çizen Yılmaz, önemli adımlar atılmasına rağmen tedbirlerin olumlu sonuçlarının uzun vadede alınacağını dile getirdi. Elektrikte maliyet temelli otomatik fiyatlamaya geçilmesi halinde hem arz
güvenliği hem de fiyat istikrarı üzerindeki risklerin azaltılacağını belirten Yılmaz, yapısal reformların mikroreformlarla desteklenmesi gerektiği kaydetti.

-FAİZİN YAPAY OLARAK İNDİRİLMESİ UZUN VADEDE FAİZİ YÜKSELTİR

Yılmaz, konuşmasına şöyle devam etti:
"Faiz oranını mevcut ekonomik şartların enflasyonla mücadele için gerekli kıldığı seviyenin altına yapay olarak indirerek, faizler genel düzeyini istenilen seviyelere düşürmek mümkün değil. Böyle bir davranış, aksine gerek enflasyon beklentilerini gerekse geleceğe yönelik risk algılamasını bozacağından, orta ve uzun vadeli faizlerin yükselmesine neden olacaktır. Faizler genel düzeyine bakıldığında,istikrarda alınan mesafeye bağlı olarak nominal ve reel faizlerin önemli ölçüde düştüğü görülüyor."
Yılmaz, nominal ve reel faizlerin; başta enflasyon olmak üzere belirsizliğin azalmasıyla, kamu borç stoku azaltılmasıyla, ekonominin iç ve dış şoklara daha dayanıklı hale gelmesiyle, güvenin artmasıyla birlikte istenilen düzeye ineceğini kaydetti.

-BAĞIMSIZLIK VURGUSU

Yılmaz, ancak bağımsız bir Merkez Bankası'nın orta ve uzun vadeli bakış açısı ile kısa vadeci yaklaşımlara karşı durabileceğini ve enflasyonla mücadelede sonuç alabileceğinin altını çizerek, Merkez Bankası'nın bağımsız olmasının fiyat istikrarı için de önemli olduğunu dile getirdi.
Tüketici kredileri kullanımı özel tüketim harcamalarında önemli bir ivmelenmeye işaret etmediğine dikkat çeken Yılmaz, reel tüketici kredisinin ise 2006 yılına oranla daha düşük oranlarda büyümeye devam ettiğini söyledi. Yılmaz, beyaz eşya ve otomobil satışlarında da artış gözlendiğine işaret etti.

-DOLAYLI VERGİLER ENFLASYON AÇISINDAN RİSK

Yılmaz konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Dünya ekonomisinde beklenenden hızlı bir yavaşlama olması durumunda, gerek dış talep gerekse finansman koşullarında meydana gelebilecek olası daralmalar iç talebin beklenenden zayıf seyretmesine yol açacaktır. Faiz dışı bütçe dengesindeki sapmanın kısmen giderilmesine yönelik çabaların çoğunlukla dolaylı vergi artılarına yönelmesi, enflasyonun tahmin edilebilirliği açısından bir risk oluşturuyor."
Enflasyon beklentileri son dönemde iyileşmeye başlamasına rağmen halen hedefin üzerinde seyrettiğini belirten Yılmaz, yılın başında yüzde 6.84 seviyesinde olan gelecek 12 aylık enflasyon beklentisinin Kasım ayı itibarıyla yüzde 5.82'ye gerilediğini ifade etti. 24 aylık enflasyon beklentisinin ise yüzde 5.05'e gerilediğini vurgulayan Yılmaz, 2008 yılı sonu için enflasyon hedefini yüzde 4 olarak belirlediklerini kaydetti.

-SICAK PARANIN CARİ AÇIĞIN FİNANSMANINDAKİ PAYI AZALDI

Türkiye'nin, hem varlık hem de yükümlülük tarafından uluslar arası gelişmelerin olumsuz etkilerine maruz olmadığını dile getiren Yılmaz, sıcak paranın cari açığın finansman
yapısı içindeki payının azaldığını söyledi. Türkiye'ye son 12 ayda yıllık bazda 19.8 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermaye girişi olduğuna işaret eden Yılmaz, Türkiye'nin yabancı sermaye girişinde gelişmekte olan ülkeler arasında 5'inci sırada yer aldığını kaydetti.

En Çok Aranan Haberler