Akdeniz Belediyesi’nin TOKİ’ye açtığı dava sonucunda, Mersin 2. İdare Mahkemesi’nin görevlendirdiği Bilirkişi Heyeti, kentsel dönüşüme konu olan Çay, Çilek ve Özgürlük mahallelerinin ‘Gecekondu Önleme Bölgesi Olmadığına’ yönelik bir rapor hazırlayıp mahkemeye sundu. Nitekim Bakanlar Kurulu’nun ‘Acele Kamulaştırma’ kararına karşı belediyenin açtığı dava sonucunda da Danıştay 6. Dairesi, ‘Yürütmeyi Durdurma’ kararı vermişti.
Akdeniz Belediyesi’nin, Çay, Çilek ve Özgürlük mahallelerinin yer aldığı bölgenin bir kısmının, Toplu Konut İdaresi (TOKİ) kararıyla, kentsel dönüşüm projesi kapsamında, 30 Kasım 2011 tarihinde ‘Gecekondu Önleme Bölgesi’ ilan edilmesine karşı Mersin 2. İdare Mahkemesi’ne açtığı yürütmeyi durdurma istemli davada, mahalle sakinleri adına önemli bir gelişme yaşandı. Mahkemeye sunulan 2012/463 Sayılı Dava Dosyası’na ait Bilirkişi Raporu’nda, bölgenin, 775 Sayılı Kanun kapsamında ‘Gecekondu Önleme Bölgesi Olamayacağına’ yönelik bir tespit ve sonuç çıktı.
Şehircilik ilkeleri, planlama esasları, kamu yararı ve mevzuatlara aykırı…
Mahkemenin görevlendirdiği Bilirkişi Heyeti’nde, Yüksek Şehir Plancısı Doç. Dr. Metin Şenbil, Şehir Plancısı Ulaş Avşar ve Harita Mühendisi Derviş Önen yer aldı. Bölgede inceleme ve araştırmalar yapan Heyet, bölgenin gecekondu önleme bölgesi olamayacağına dair bir rapor hazırlayıp 22 Şubat 2013 tarihinde mahkemeye sundu. Oyçokluğuyla alınarak mahkemeye sunulan raporun ‘Sonuç Bölümü’nde şu tespitler yer aldı: “Çay, Çilek ve Özgürlük mahallelerinde, ‘Gecekondu Önleme Bölgesi’ ilan edilen alanlarda, yapılaşmanın büyük ölçüde tamamlanmış olması, bu alanlarda yoğun bir yapılaşmanın bulunmasından dolayı, şehircilik ilkeleri, planlama esasları, kamu yararı ve ilgili mevzuat açısından bu alanların ‘Gecekondu Önleme Bölgesi olarak ilan edilemeyeceği düşünülmektedir.”
Hazineye veya başkasına ait arazi veya arsalar üzerinde izinsiz yapılaşma yok!
Raporda ayrıca şu ayrıntılara da dikkat çekildi: “Bir yapının gecekondu olabilmesi için, bu yapının imar ve yapı işlerini düzenleyen mevzuata ve genel hükümlere bağlı kalınmaksızın bayındırlık ve yapı kurallarına aykırı olarak inşa edilmesi gerekir. Bunun yanı sıra, bu yapının kendisine ait olmayan arazi veya arsalar üzerinde, sahibinin rızası alınmadan yapılması gerekmektedir. Ancak dava konusu işlem ile Çay, Çilek ve Özgürlük mahallelerinde, ‘Gecekondu Önleme Bölgesi’ ilan edilen alanlarda, mülkiyet başlangıçta hisseli parseller şeklinde oluşmuş, daha sonra yerel yönetimler tarafından ıslah imar planı çalışmaları yapılmıştır. Bu planların ardından da 3194 Sayılı İmar Kanunu’nun ilgili maddeleri gereği imar uygulamaları gerçekleştirilmiş olup, gecekondu önleme bölgesi ilan edilen bu alanlarda bulunan arsaların mülkiyeti, arsa üzerinde bulunan yapı sahiplerine aittir. Yani bu alanlarda, kendisine ait olmayan arazi veya arsalar üzerinde, sahibinin rızası alınmadan yapılan yapılar gibi bir durum söz konusu değildir… Islah imar planı ve imar uygulaması yapılmış olan, mülkiyet deseni oluşmuş bir alanın ‘gecekondu önleme bölgesi’ kavramı içerisinde ele alınmasının, şehircilik ilkeleri, planlama esasları, kamu yararı ve ilgili mevzuat açısından uygun bir yaklaşım olmadığı düşünülmektedir.”
Bilirkişi Raporu’nda, bölgenin ekonomik ve sosyal sorularının yanı sıra, alandaki yoğun yapılaşma ve nüfusa da dikkat çekilirken, bu alanların kentle bütünleşmesini sağlamak, sağlıklaştırmak için sosyal, kültürel, ekonomik ve mekânsal boyutuyla çok yönlü ve gerçekçi bir şekilde ele alınması gerektiği kaydedildi.
Başkan Türk: ‘Bilirkişi raporu, haklılığımızı bir kez daha teyit etmiştir’
Mahkemenin görevlendirdiği Bilirkişi Raporu’nun sonucunu değerlendiren Akdeniz Belediye Başkanı M. Fazıl Türk, raporun, mahallelerin geleceği açısından büyük önem taşıdığını vurguladı. Türk, “Danıştay 6. Dairesi’nin, 2 Nisan 2012 tarihinde, ‘acele kamulaştırma kararında’ yürütmeyi durdurmasından sonra, Mersin 2. İdare Mahkemesi’nin atadığı Bilirkişiler de bölgede yaptıkları araştırmaların sonucunda, adı geçen 3 mahallemizin gecekondu önleme bölgesi olamayacağına dair bir rapor hazırlamıştır. İlgili mahkemeye de sunulan bu rapor, sürecin başından beri savunduğumuz tespitleri de doğrulamaktadır. Hem Bakanlar Kurulu’nun aldığı ‘acele kamulaştırma’ kararı, hem de TOKİ’nin ‘gecekondu önleme bölgesi’ kararının haksız ve hukuksuz olduğunu belirtmiştik. Şimdi bu söylediklerimizin doğruluğu ve haklılığımız, yargı kararı ve devam eden hukuki süreçle de ortaya çıkmaktadır” dedi.
Yıkıma, göç ve borçlandırmaya dayalı bir projenin başarı şansı yoktur!
Başkan Türk, Yeniliğe ve değişime karşı olmadıklarını, fakat hiç kimsenin borçlandırılmayacağı bir ‘yerinde kentsel iyileştirmeden’ yana olduklarını ifade ederek şöyle konuştu: “Rant ve çıkar değil, insan ve doğa odaklı bir anlayışla, halkı göçe ve borçlanmaya zorlamayan, kentsel yaşam standartlarını yükselten iyileştirme çalışmasının içinde olabiliriz. Halkı mağdur edecek, yıkıma ve çok katlı bloklar yükseltme anlayışına karşıyız. Akdeniz Belediyesi olarak yıkıma endeksli olmayan, mahalle kimliğini ve dokusunu koruyan, halkın beklentilerine değer ve yanıt veren bir planlama yaklaşımıyla yerinde iyileştirme ve sağlıklaştırmayı kapsayan bir projeyi destekleriz. Nitekim yerinde iyileştirme ve sağlıklaştırmayı esas alan alternatif bir dönüşüm projesi hazırladık. Yaptığımız görüşmeler ve saha çalışmaları da yurttaşların yerinde iyileştirmeyi kabul ettiğini açığa çıkarmıştır. ”
Başkan Fazıl Türk, Kentsel Yenileme ve Koruma Şefliği’nce 3 mahalle halkına yönelik yapılan bir anketin sonucunun da bölge halkının yüzde 94’ünün, TOKİ'nin dayattığı yaşam biçimini, yıkımı, çok katlı konutları ve borçlanmayı benimsemediğini gözler önüne serdiğini sözlerine ekledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz