Mersin Üniversitesi (MEÜ) Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurdan İnan, Gözne yolu Sarnıç mevkiinde istinat duvarı yapan taş ustası Remzi Şimşek'in, kırdığı taşın içinden çıkan uzun yapıları dişe benzeterek, kendilerini haberdar ettiğini söyledi.
Bunun üzerine söz konusu yerde çalışma yaptıklarını kaydeden İnan, taşın 'orta-geç miyosen' jeolojik zamana ait olduğunu tespit ettiklerini belirtti.
Söz konusu taşların 16-5 milyon yıl önceye ait olduğunu tahmin ettikleri killi kumlu kireçtaşı kayaları olduğunu anlatan İnan, "Buradaki kireçtaşı kayaları, balta ayaklılar, deniz kestaneleri ve mercanlar gibi omurgasız hayvanlara ait fosilleri bollukla bulundurur ve sığ, sıcak bir denizel ortamı temsil eder. Taşın içinde bulunan materyalin, denizineklerinin farklı uzunlukta kaburga kemikleri olduğu tespit edildi. Elde edilen kaburga kemikleri ortalama 4 santimetre eninde ve 3.5 santimetre kalınlığında. Ülkemizdeki ilk deni zineği fosili 2010 yılında yine Mersin'de (Sandaldağı-Erdemli) bulunmuştu.'' diye konuştu.
Deniz ineklerinin, sadece tropikal ve yarı tropikal bölgelerin kıyı denizlerinde yaşadığına dikkat çeken İnan şunları söyledi: “Deniz inekleri çok yavaş hareket edip, deniz tabanındaki çimenlerle beslenen otçul hayvanlardır. Geniş ve yassı gövdeli, palet şekilli kuyruğu olan çok iri, sucul memelilerdir. Üç dört tırnak taşıyan iki tane ön yüzgeçleri var. Günümüzde yaşayan 5 türü bulunuyor. Fosili bulunan Metaxytherium medium ise geç miyosen-geç pliyosen aralığında yaşamış ve yok olmuştur. Bölgemizde bulunan bu fosiller, Mersin civarının geç miyosen adı verilen jeolojik dönemde tropikal iklim koşullarının egemenliğinde, sığ bir kıyı deniziyle kaplı olduğunu göstermektedir. Metaxytherium medium türünün diğer fosil örnekleri sadece Fransa ve İtalya'da bulunuyor. Ülkemizde sadece Mersin yöresinde sınırlı alanlarda görülmesi nedeniyle önemli bir bulgu olup, buluntu Mersin Deniz Müzesi'nin 'Jeolojik Zaman Denizlerinden Fosiller' bölümünde sergilenmektedir.
(CİHAN)