56'ncı Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması jüri üyeleri Şebnem Bozoklu ile Mert Fırat, sanatseverlerle bir araya geldi.
Bozoklu, annesiyle çocuk oyunu izledikten sonra oyuncu olmaya karar verdiğini, kendisini bu yolda yetiştirdiğini söyledi.
'HEPİMİZ İÇİN KORKUNÇ BİR ŞEY'
Sinema sektöründe erkek egemenliğinin hâkim olduğunu ifade eden Bozoklu, "Sinema sektöründe çalışanların yüzde 96'sı erkek. Hepimiz için korkunç bir şey. Filmleri görüyorsunuz, erkeklerin üzerinden ilerliyor." dedi.
Konuşurken mikrofon sıkıntısı yaşayan Bozoklu, "Kadınları burada da konuşturmadılar." esprisini yaptı.
Bir oyuncunun başarılı olabilmesi için hayatın içinden uzaklaşmaması gerektiğini vurgulayan Bozoklu, hayatı "oyuncunun damarı" olarak nitelendirdi.
Kelimelerden en sevdiğinin "umut", en sevmediğinin de "çaresizlik" olduğunu anlatan Bozoklu, "Hayatımızı inşa ederken, nasıl bir insan olarak toplumun içinde durmak istediğimizi düşünürken 'umut' benim anahtar kelimem olmuştur." diye konuştu.
Bozoklu, oynadığı filmler arasında en özelinin "Albüm" olduğunu belirtti.
MERT FIRAT'IN FAVORİ FİLMİ: "BAŞKA DİLDE AŞK"
Oyuncu Fırat ise 12 yaşında oyunculuğa başladığını, İsveç'te eğitim gördükten sonra Türkiye'ye dönerek filmlerde, dizilerde rol aldığını ve oyunlar yazdığını söyledi.
Yeşilçam'ı "okul" olarak değerlendiren Fırat, o dönemde oyunculuk yapanların, aynı zamanda kameraman, tekniker, asistan gibi sektörün her aşamasında görev aldığını kaydetti.
Bir seyircinin "jüri üyeliğinin nasıl bir duygu olduğunu" sorması üzerine Fırat, eseri, sadece performansa odaklanıp başından sonuna kadar izleyerek değerlendirdiklerini dile getirdi.
Fırat, rol aldığı "Başka Dilde Aşk" filminin kendisi için önemli olduğunu belirtti. Filmde işitme engelli bir adamı oynadığını anlatan Fırat, "Beni en zorlayan ama en sevdiğim filmdi." ifadesini kullandı.
