Bazı türküler sevda için yakılır, bazı türküler hasret için... Bu türkü içinde aile özlemini barındırıyor. Türk Halk Müziği ve Oyunları kitabından derlenen bilgiye göre hikaye Tekirdağ Malkara’da geçiyor. Malkara’nın bir köyünde ailesi ile mutlu mesut yaşayan güzeller güzeli Zeynep, bir düğüne katılıyor. Uzak bir köyden düğüne misafir gelen Ali, Zeynep’i çok beğeniyor ve onunla evlenmek istiyor. Ali köyüne dönünce olayı babasına anlatıp evlenmek istediğini belirtiyor ve babasını, Zeynep’i istemesi için onun köyüne gönderiyor. Zeynep’in ailesi köyler arasındaki mesafenin uzak oluşu sebebiyle kızlarını vermek istemiyorlar ancak aşkın önüne de geçemiyorlar. Güzel bir düğünden sonra Ali, Zeynep’i alıp uzaktaki köyüne götürüyor ve hikayenin can acıtan kısmı burada başlıyor.
Zeynep ailesini tam yedi yıl boyunca görmüyor, ailesine olan özlemini türkü mırıldanarak ifade ediyor, Ali de artık eskisi gibi Zeynep’i sevip onunla ilgilenmiyor, hatta her geçen gün ona daha kötü davranıyor. Uzak ellerde kendini yapayalnız hisseden Zeynep, zaman içinde derdinden hasta düşüyor. Çevresindekiler Zeynep’in bu haline acıyıp Ali'yi kızın ailesini getirmesi için ikna ediyorlar. Ali Zeynep'in ailesini getiriyor ama ne fayda... Hastalığı artan Zeynep ailesine kavuşunca gözyaşları içinde 'yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar, annesinin bir tanesini hor göremesinler' diye mırıldanıyor ve kısa sürede vefat ediyor. Zeynep'in yaşadıklarına yakından tanık olan yöre halkı dilden dile bu sözleri iletiyor ve o meşhur türkü bu şekilde oluşuyor.
Yüksek yüksek tepeler ev kurmasınlar
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler
Annesinin bir tanesini hor görmesinler
Uçan da kuşlara malum olsun
Ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı
Ben köyümü özledim
Babamın bir atı olsa binse de gelse
Annemin yelkeni olsa uçsa da gelse
Kardeşlerim yolları bilse de gelse......