ORHAN SUNAL - Uşaklı 83 yaşındaki eski kağnı ustası Şerafettin Çelik, yıllar önce teknolojiye yenik düşen mesleğini hediyelik minyatür kağnılar yaparak devam ettiriyor.
Anadolu'da geçmişte yük taşıma ve ulaşım aracı olarak kullanılan, Kurtuluş Savaşı sırasında cepheye askeri mühimmat ulaştırılmasında önemli görev üstlenen, motorlu taşıtların yaygınlaşmasıyla 1970'li yıllarda teknolojiye yenik düşen kağnılar, Uşaklı eski kağnı ustası Şerafettin Çelik'in elinde minyatür olarak yeniden hayat buluyor.
Banaz İlçesi Ulupınar köyünde yaşayan 7 çocuk ve 18 torun sahibi Çelik, uzun yıllar sürdürdüğü mesleğini artık evinde kurduğu atölyesinde hobi amacıyla sürdürüyor.
Kağnıların birebir minyatürlerini yapan Çelik, onları satarak hem gelir elde ediyor hem de mesleğini sürdürmenin mutluluğunu yaşıyor.
- Kağnı tekerleği tamir ederek işe başladı
Şerafettin Çelik, küçük yaşlarda babasıyla kağnı tekerleği tamir ederek işe başladığını, sonraki yıllarda kağnı imalatı yaptığını, evinin geçimini bu yolla sağladığını belirtti.
Kağnıcılığı bıraktıktan sonra bir süre köyde demircilikle uğraştığını anlatan Çelik, daha sonra kahve işlettiğini, 10 yıldır evindeki atölyesinde minyatür kağnı yaptığını aktardı.
- Birebir minyatür kağnılar
Ahşaptan imal ettiği bir kağnıyı 4 günde tamamladığını belirten Çelik, ürünleri ilk başlarda yakınlarına hediye ettiğini daha sonra satmaya başladığını ifade ederek, "Kağnıları 250 ile 400 lira arasında satıyorum, meraklısı alıyor, oldukça zahmetli bir iş, gerçi benim isteğimiz fiyatlar bu günlerde alıcılara pahalı geliyor, benim asıl amacım para kazanmak değil, vakit geçirmek ve mesleğimi sürdürmek." dedi.
Çelik, kağnı imalatının yanında kara saban, ahşap tarım aletleri de yaptığını belirterek, şunları söyledi:
"Köyde doğan çocuklara zaman zaman yürüyüş arabası yapıyorum. Elimden geldiğince insanlara yardımcı oluyorum. Eşimi 1998 yılında kaybettikten sonra kendimi bu işlere adadım. Vakit geçiriyor, mutlu oluyorum. Eskiden çok kağnı ustası vardı, şimdi bu bölgede kimse kalmadı. Benden sonra kağnı yapan olur mu onu da bilmiyorum. Benim yaşımda olan insanlar kahve köşelerinde vakitlerini öldürmesinler. Kendilerine göre becerebildikleri kadar bir uğraş bulsunlar. O zaman benim ne demek isteğimi anlarlar."