Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Temel Eğitimi Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Yunus Berkli, mezar kültüründe dünyada en zengin ülkenin Türkiye olduğunu belirterek, "İslam öncesi dönemden başlayarak, mezar kültürü en zengin olan toplum, Türk toplumudur" dedi.
Berkli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mezar taşları üzerine çeşitli araştırmalar yaptığını, bu araştırmalarında her mezar taşının farklı bir özellik taşıdığını belirlediğini söyledi.
İslam öncesi dönemden başlayarak, mezar kültürü en zengin olan toplumun Türk toplumu olduğunu ifade eden Berkli, Türk toplumunun Orta Asya'dan Anadolu'ya uzanan coğrafyada yaşadıkları süreç içerisinde ölüm biçimlerini farklı olarak aktardığını dile getirdi.
Berkli, "Taşın biçimi, üzerindeki işlemeler, süslemeler, motifler, gelişi güzel yapılmamış. Tamamen her biri ayrı bir anlamın, bir hikayenin anlatım biçimidir. Mezar taşı deyip geçmemek lazım. Mezar taşları geçmişte yaşanılan dönemin sosyo-ekonomik, siyasi, kültürel ve askeri olmak üzere bütün özelliklerini, günümüze aktaran güzel bir aynadır" dedi.
Berkli, geçmiş dönemlerde mezar taşlarının kişilere, unvanlara göre yapıldığını, taşların birbirlerine benzemediklerini, aralarında farklılıklar olduğunu, üzerlerindeki motiflerin, yazıların, ölümün, ölüm ötesi hayata verdiği mesajlar içerdiğini anlatarak, şöyle konuştu:
"Mutlaka şehidin mezarı çok süslü olur. Tabi günümüzde hazine avcıları hazine için bu süslü motiflerin birer anlam olduğunu düşünerek, tahrip etmeye başladılar. Üzerinde kullanılan motifler, desenler, figürler ölüm ve ölüm ötesi hayata verilmek istenen bir mesajdır veya ölen kişinin dirilere bir mesajıdır. Selçuklu ve beylikler dönemindeki şehit askerlerimize kılıç, hançer motifleri konulmuştur. Osmanlı mezarlarında da bu eski Türk geleneği devam ettirilmiştir. İstanbul'daki hanedan mezarlarına bakıldığı zaman bu eski Türk geleneğinin devam ettiği görüldü."
Berkli, ham maddesi demir olan eşyaların, şehitlerin mezar taşına işlenmesinin dışında mezarların içerisine de bırakıldığını, yapılan araştırmalarda belirlediklerini bildirdi.
-"Türkler için demir kutsal kabul ediliyor"-
Türkler için demirin kutsal kabul edildiğini belirten Berkli, demirin bulunduğu mezarlara kötü ruhların gelmeyeceğine inanıldığını söyledi. İslam öncesi dönemde de bunların var olduğunu anlatan Berkli, "Hazar veya Avrupa'ya kadar uzanan Hunlar'ın mezar taşları açıldığında, demir bıçaklar, hançerlerin olduğu görüldü. İstanbul'daki hanedanların mezarları incelendiğinde yine hançer motifinin olduğunu gördük. Bu mezarlarda yatan kişilerin eceliyle ölmediği, şehit edilmiş olduğu belirlendi. Öldürülen şehzadelerin, komutanların mezar taşlarının üzerinde birer hançer motifi olduğunu görüyoruz" dedi.
Berkli, günümüzde şehit olan kişilerin mezar taşlarına da bayrak, silah, mermi gibi motiflerin işlendiğini, Osmanlı devletinin son dönemlerinde top mermilerinin dahi mezar taşı olarak yaptırıldığını belirtti.
-"Taşın üzerindeki motif ölen kişiyi anlatır"-
Berkli, geçmiş dönemlerde ahde vefa örneği sergilenmek adına, devletine ve milletine hayırlı işler yapan kişilerin mezar taşlarının şehit mezarı gibi süslü yapıldığını, bu tür mezar taşlarının ise günümüz insanlarına önemli mesajlar verdiğini söyledi.
Berkli, "Mezar taşlarında hem günümüz insanlarına mesaj veriliyor hem de o dönemde ölen kişinin nasıl yaşadığı, neleri sevdiği, neleri sevmediği mezar taşına motifle işlenirdi. Taşın üzerindeki desenlerle yaşayanlara anlatılırdı. Koyun koç ve at heykeli biçimindeki mezar taşları, dünyada sadece Türkler tarafından kullanılmıştır. Bu koyun, koç şeklindeki mezar taşları önemli kişilerin mezarlarına konuluyor. Koyun, koç heykeli mezar taşlarının üzerindeki üzerindeki motif ve desenler ölümle yaşam arasındaki bağı anlatır" dedi.
-"Mezar taşları, ölen kişinin nasıl öldüğünü de anlatır"-
Mezar taşlarının üzerine işlenen motiflerin dikkatli incelenmesi sonucu ölen kişinin nasıl öldüğünün de anlaşıldığını dile getiren Berkli, şunları kaydetti:
"Doğumda ölen kadının mezar taşının üzerinde kadının kucağında, kundakta bir çocuk motifi vardır. Kundakta çocuk yarımdır, yani çocuk doğmamıştır. Bu örneklere İran'da rastlanıyor. Kahve fincanı motifleri işlendiğini görüyoruz. Bu mezar taşlarının ise üzerindeki yazıları okuyunca ölen kişinin kahve tiryakisi olduğunu öğrendik. Bir başka mezar taşında tütün çubuğunun motifleri vardı ve mezarın tütün tiryakisine ait olduğunu belirledik. Selçuklu dönemindeki öğrenci bir kız çocuğun mezar taşında ise rahle motifi vardır. Her mezar taşının kendine özgü bir anlatımı vardır. Mezar taşları bizim yaşantımızın, dünyamızın dili olarak günümüze geliyor. Mezar taşları tapuların da mührüdür."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz