MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetinin çalışmalarını eleştirerek, “Başbakan Erdoğan’ın 2071 hedefinde Türk kimliği, Türk vatanı yoktur” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin 10. Olağan Büyük Kurultayı’nda yaptığı konuşmada, AK Parti zihniyetinin dağılmış, örselenmiş, parçalanmış bir millet rüyasını gerçekleştirmenin arayışında olduğunu kaydederek hükümeti eleştirdi. Başbakan Erdoğan’ın 2071 hedefinde Türk kimliğinin olmadığını savunan Bahçeli, “Başbakan’ın 2071 hedefinde Türk vatanı da yoktur. Etnik kimliklere geriletilmiş, iç sarsıntılarla felç edilmiş, Türküm demenin suç sayıldığı, Cumhuriyet’in mevta haline dönüştüğü bir Anadolu coğrafyası Başbakan Erdoğan’ın isteği ve gizli gündemidir. Bunun için Taif’te Allah Resulünü taşlayan müptezellerin ve şerefini devesinin heybesinde taşıyan Ebu Cehillerin varisleri iş başındadır. Bunun için İmam’ı Azama işkence eden Ebu Hubeyre’nin torunları fazla mesaidedir. Bunun için Damat Ferit’in, Ali Kemal’in, Sait Molla’nın ve Şerif Hüseyin’in nesilleri teyakkuz halindedir. Yabancı dostları, Hınçak, Taşnak ve Asala uzantıları heyecan içindedir. Ancak buna ne Başbakan’ın, ne yandaşlarının, ne sömürgeci dostlarının ömrü vefa edecek, ne de sonraki kuşakları şahit olabilecektir” diye konuştu.
“OKYANUS ÖTESİNE TUTUNMADAN İKTİDARI KURACAĞIZ”
“Okyanus ötesine tutunmadan Türk milletinin iktidarını kuracağımızı mutlaka ispatlayacağız” diyen Bahçeli, küresel ayak oyunlarına uyduluk yapmadan, emperyalistlerin dümen suyuna girmeden, değerleri ve milletin varlık haklarını peşkeş çekmeden iktidara ulaşılacağını dosta da düşmana da göstereceklerini kaydetti. Bunun zor ve imkansız olmadığını dile getiren Bahçeli, “Ülkücü cumhurbaşkanı, ülkücü başbakan ve ülkücü meclis başkanının aynı anda ve eşgüdüm halinde bulunması ve çalışması hayal değildir. Biz ya devlet ülküleşecek ya da ülkücüler devletleşecek desturunu yıllar öncesinde bunun için haykırdık. Artık ehliyetsiz, liyakatsiz, sorumsuz, vicdansız, kıblesiz, sadakatsiz zihniyetlerin iktidarı elinde tutması bir kader olarak görülmemelidir. Bundan dolayı kapsamlı ve derinlikli bir düşünce kalkınmasına, herkesi kucaklayan, herkesin elinden tutan, durmayan, beklemeyen ve gecikmeyen bir milliyetçi ataklığın yurdumun her yanına götürülmesine ihtiyaç vardır. Bir insanı muhite, bir muhiti vatana, bir vatanı dünyaya ve dünyayı varlığa bağlayan geniş bir münasebet ağı içinde; çağıran, yayılan, sezen, kapsayan ve kavrayan bir geniş vizyon parıltısıyla başarıya varabiliriz, başarının kitabını yazabiliriz. Yürekten inanıyorum ki, milliyetçilikte umutsuzluk yoktur. Bezginlik, karamsarlık, durgunluk ve yorgunluk yoktur” diye konuştu.
“AK PARTİ’NİN İKTİDARA GELİŞİ TÜRK MİLLETİ İÇİN TEHDİTTİR”
Türk milletinin tarihi serüveni içinde millet birliğini sakatlayan ve tahrip eden beş önemli kırılma ve vahim gelişme yaşandığını söyleyen Bahçeli, ilk olarak, 630 yılında Göktürk Kağanı İl Kağan’ın Çinlilerle girdiği mücadeleden mağlubiyetle ayrılması olduğunu ifade etti. İkinci olarak, 1243 yılında Sivas’ın Kösedağ mevkiinde, İlhanlı Devleti’nin Anadolu Selçukluları çevirme harekâtıyla yenilgiye uğratması olduğunu ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:
“Bu kapsamda, İlhanlılar 1300’lü yıllara kadar Anadolu’nun büyük kısmını işgal altında tutmuşlar ve siyasal birliğini parçalamışlardır. Üçüncü olarak, 1402 tarihinde Ankara’nın Çubuk Ovası’nda, Timur’un Yıldırım Beyazıt’ı bozguna uğratıp Fetret Devri’nin fitilini tutuşturmasıdır. Böylelikle tam 11 yıl Anadolu’nun düzeni, birliği ve dirliği alt üst olmuştur. Dördüncü olarak, Birinci Dünya Savaşı’nda sonra son yurdumuzun itilaf devletleri tarafından işgal ve esaret altına alınmasıdır ki, yakın tarihimizin en hazin ve ibretlik hadiseleri bu şekilde cereyan etmiştir. Yaşadıklarımızdan ve çıkardığımız tecrübelerden, 3 Kasım 2002 tarihinde AK Parti’nin iktidara gelişi, bize göre Türk milletinin beşinci yıkım ve muhatap kaldığı tehdittir. İlk dört menfur hadise savaşlarla oluşurken, beşincisi demokratik vasıtalarla meydana gelmiştir. Türkiye 10 yıldan beri AK Parti iktidarları tarafından yönetilmektedir. Bu 10 yıl; kaybın, israfın, teslimiyetin ve onursuzluğun neticeleriyle şekillenmiştir. Türk milleti AKP yönetiminin altında perişan olmuştur. İnançlarımız istismar edilmiş, milli varlıklarımız kuşatmaya alınmıştır. Türk milletinin bin yıllık kardeşliği saldırı ve tahriklere maruz kalmıştır. Sözde Kürt sorunu çerçevesinde kurulan taciz ve kışkırtma kampanyası milletimizin birliğini sarsmış, etnik bölücü teröre imkan ve ortam sağlamıştır. AKP’yle birlikte; bölücülüğün ismi hak arayışı, tavizin ismi dik duruş, krizin ismi fırsat, yoksulluğun ismi gelişme, boyun eğmenin ismi çözüm, teröristle pazarlığın ismi barış, küresel projelere eşbaşkanlık yapmanın ismi ise itibar olarak tanımlanmıştır. Bu rezaletler serisi, bu çürümüşlük tablosu hiç kuşkusuz AK Parti’nin eseridir. Hepiniz görüp, yaşadınız ki; AK Parti, milli kimliğimizi yaralamış, Türkiyelilik zırvasını dillendirmiştir. AK Parti, milli tarihimizi hırpalamış, isyan elebaşlarını alkışlamıştır. AK Parti, çözüm adına çözülmeyi, çare adına zilleti reva görmüş, Türkiye’yi uçurumun kenarına sürüklemiştir. AK Parti, milli kaynaklarımızı haraç mezat satmış, ekonomiyi küresel dostlarına ipotek ettirmiştir. AK Parti, teröriste umut vermiş, kanlı saldırıların önünü açmıştır. AK Parti, yıkım projesi icat etmiş, ayrılma ve bölünme rüyası görenlere el uzatmıştır. Biz her defasında hükümete karşı uyarılarımızı yaptık, yüksek sesle itirazlarımızı seslendirdik.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz