YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

MHP Genel Başkanı Bahçeli gündemi değerlendirdi: (1)

"Çevreden merkeze ulaşmak hedefiyle on yıllardır ağlarını ören, taşlarını döşeyen emperyalist husumet ve velayetin asıl hedefinde Türkiye ve büyük Türk milleti vardır. Maksat, Türk milletini bağımsızlığından koparmak, yurdundan, yuvasından sürüp çıkarmaktır" - "(Ne işimiz var Suriye'de, ne arıyoruz Libya'da) diyenler, görevli ve taşeron değillerse kesinlikle tarih ve coğrafya cahilleridir" - "Gönül coğrafyalarımız yanarken, dirlik ve düzenimizi korumak eşyanın tabiatına aykırıdır. Eğer engel olunmazsa, durdurulmazsa komşu coğrafyalardaki çözülmenin ve çürümenin dayanacağı son sınır Türkiye'dir"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Çevreden merkeze ulaşmak hedefiyle on yıllardır ağlarını ören, taşlarını döşeyen emperyalist husumet ve velayetin asıl hedefinde Türkiye ve büyük Türk milleti vardır. Maksat, Türk milletini bağımsızlığından koparmak, yurdundan, yuvasından sürüp çıkarmaktır." dedi.

Bahçeli, Meyra Otel'de yapılan "Merkez Yönetim Kurulu, Merkez Disiplin Kurulu, Milletvekilleri ve İl Başkanları Ortak Toplantısı"nın kapanışında partililere seslendi.

Türkiye'nin bölgesinde ağır şartların hakim olduğunu, komşu ülkelerdeki kaos ve kargaşanın "artarak, azarak ve yayılarak" devam ettiğini belirten Bahçeli, emperyalizmin bulduğu her zaaf ve açıktan istifade ederek mevzi üstüne mevzi kazandığını söyledi.

Dünyada adı konulmamış, ilanı yapılmamış, itiraf edilmemiş bir savaş ikliminin varlığının hissedildiğini ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:

"Kumandalı istikrarsızlıklar dalga boyu yükselirken bölüşüm, hakimiyet ve paylaşım kavgaları moda ve meşhur kavramlarla maskelenmektedir. Adına demokrasi demişler, terörü saklamışlardır. Adına özgürlük demişler, istilaları gizlemişlerdir. Bilhassa emperyal hevesler peşindeki ülkeler nüfuz alanları oluşturarak Orta Doğu'yu fiilen parsel parsel taksim etmişlerdir. Sınırlarımıza paralel şekilde kurulmak istenen ve milli azimle baltalanan terör koridoru küresel Türk düşmanlığının sahne almasından başka bir şey değildir. Ne ibretlik ve isyan ettirici bir gerçektir ki masumların canı üzerinden kahredici ve korkunç siyasi oyunlar tedavüldedir. Kimin dost kimin düşman, kimin mazlum kimin mazarrat olduğu bellidir. Orta Doğu ateş hattında, işgal altındadır. Komşu coğrafyalarda fırtınalar kopmaktadır. Medeniyetler kutuplaşması provoke edilirken dinler, inançlar ve kültürler arasındaki gerilim beslenip bilenmektedir."

- "Türkiye'nin düzenlediği harekatlarla biçilen kefeni yırttı"

Bahçeli, Türkiye'nin öncelikle ele alması gerekenin, etrafındaki vahim olayların ülkeye yansıyıp yansımayacağı, yansıyacaksa bunun derece ve ölçüsünün ne olacağı, nasıl mukavemet gösterileceği olması gerektiğini dile getirerek, Türkiye'nin Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatlarıyla biçilen kefeni yırttığını, bölgede "ben de varım" dediğini vurguladı.

Bugün harap olan, hüsrana uğrayan coğrafyaların Türkiye'nin eski hakimiyet havzaları olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şöyle konuştu:

"Buralarla ilgilenmemiz doğaldır, normaldir. Doğal ve normal olmayan binlerce kilometre uzaktan gelip bölgemizde silah ve zor kullanan ülkelerin cüretkarlıklarıdır. Gönül köprüsü kurduğumuz, kültürel ve manevi bağlarla aramızda sıkı rabıtalar bulunan komşu halkların huzursuzluğu elbette Türk milletine şu ya da bu şekilde sirayet edecektir. Irak'tan kendimizi soyutlamamız mümkün değildir. Suriye'ye sırtımızı dönmek, Libya'ya yüzümüzü çevirmek, İran'a mesafeli durmak akıl karı olmadığı gibi mantıklı ve makul bir tercih de sayılamayacaktır. Kaldı ki buna ne tarih ne de milli tecrübeler müsaade etmeyecektir. Ankara'nın güvenliği Şam'dan, Bağdat'tan, Trablus'tan, Tahran'dan, Mogadişu'dan, Sana'dan, Kahire'den başlayacak, hepsini birden jeopolitik bir kuşak içine alacaktır. Sınırın öbür tarafı huzura kavuşmadan Türk vatanı emniyet bulamayacaktır. Bu nedenle komşu ülkelerdeki kanlı ve kaotik manzara Türkiye'nin tasvip etmeyeceği, olur ve onay vermeyeceği açmazlardır, çarpıklıklardır."

- "Türkiye ön almalıdır, öncü olmalıdır"

Emperyalist ülkelerin bir asırdan fazla Orta Doğu havzasını karıştırmak, çatıştırmak, birbirine düşürmek, bundan da azami düzeyde nemalanmak istediğinin açık ve aleni bir gerçek olduğunu belirten Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:

"Çevreden merkeze ulaşmak hedefiyle on yıllardır ağlarını ören, taşlarını döşeyen emperyalist husumet ve melanetin asıl hedefinde Türkiye ve büyük Türk milleti vardır. Maksat Türk milletini bağımsızlığından koparmak, yurdundan yuvasından sürüp çıkarmaktır. Hala bu tehdidi göremeyenlerin varlığı derin bir hayal kırıklığı olmakla birlikte hain kadrosunun çoğaldığının da delilidir. Mazisi yüzyıllara dayanan bir hesaplaşmanın halen sürdüğü, hatta azgınlaşıp boyut değiştirdiği milli hafızalarda tescillidir. Mıntıka temizliği yapmak suretiyle Türkiye'nin etrafı bir yandan boşaltılmakta, diğer yandan kuşatılmaktadır. Bu kapsamda İran'ın, Suriye'nin, Irak'ın, Libya'nın siyasi ve toprak bütünlüğüne sahip çıkmak, saygı duymak, destek vermek Türk dış politikasının ana stratejisi olmalıdır. Gönül coğrafyalarımız yanarken dirlik ve düzenimizi korumak eşyanın tabiatına aykırıdır. Eğer engel olunmazsa, eğer durdurulmazsa, komşu coğrafyalardaki çözülmenin ve çürümenin dayanacağı son sınır bilinsin ki Türkiye'dir."

Beka söylemine dudak bükenlerden kendilerini anlamalarını beklemediklerini vurgulayan Bahçeli, "(Ne işimiz var Suriye'de, ne arıyoruz Libya'da) diyenler görevli ve taşeron değillerse kesinlikle tarih ve coğrafya cahilleridir. Bunlar değil devlet yönetmeyi kendilerini bile yönetecek iradeden mahrum düşmüş densizlerdir. Muhalefet yapmayı Türkiye'ye muhaliflikle, yabancılarla muhbirlikle karıştıran ve kaynaştıran siyasi maskaraların metruk tekne gibi rotalarını kaybettiği, fazilet ve fikir dağılması yaşadıkları ortadadır." dedi.

Türkiye'nin olmadığı veya tecrit edildiği bir Orta Doğu ya da Akdeniz tablosunda kuşun, kurdun ve karıncanın bile hayat hakkının olmayacağını dile getiren Bahçeli, şunları söyledi.

"Aynı şey Balkanlar ve Kafkaslar için de geçerlidir. Çünkü zalimlerin pusulası kandır, onlar için her yol mubahtır, amaçları yer altı kaynaklarıyla birlikte jeopolitik ve jeostratejik çıkarlarını en üst ve azami düzeye çıkarmaktır. Türkiye ön almalıdır, öncü olmalıdır, çok değişkenli dış politika enstrümanlarıyla, çağın akışına milli perspektiften ve başkent Ankara vizyonuyla bakarak gelişmelere müdahil vasfını gösterebilmelidir."

Bahçeli, Türkiye'nin, Irak'ın siyasi istikrar ve iç barış ortamına ulaşması konusunda alması gereken sorumluluklarının olduğunu ifade ederek, "Türkmenlerin yok sayılması, Türkmen kentlerine saldırılar, terör örgütlerine yardımlar Irak toplumunu bunaltmakla kalmamış siyasi bölünme ve birliğinin hasar almasına kapı aralamıştır." değerlendirmesinde bulundu.

- "Böyle bir dönemde Süleymani saldırısı manidar ve kuşkulu"

ABD ile İran arasındaki gerilime de değinen Bahçeli, Türkiye'nin Kasım Süleymani'ye düzenlenen suikast karşısında aldığı pozisyonun çok dengeli olduğunu dile getirdi.

Türk askerinin bir davet üzerine Trablus yoluna düştüğü süreçte İdlib'deki sancının şiddetlendiğini belirten Bahçeli, terör örgütü PKK/PYD/YPG'nin Rakka-Erbil bağlantısını kurmak için ABD desteğiyle silahlanmasını sürdürüp mesafe aldığı bir dönemde Süleymani saldırısının son derece manidar ve kuşkulu olduğunu ifade etti.

Bahçeli, şöyle konuştu:

"Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de egemenlik haklarına sahip çıkması, terörizme ve teröre destek veren ülkelere tepkisi muhasım çevreleri ürkütmüş, değişik arayışlara itmiştir. ABD'nin Şii-Sünni bloklaşmasını keskinleştirerek özellikle Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile Mısır ve bazı körfez ülkelerinin elini güçlendirip İran'a karşı stratejik bir avantaj sağlamaya çalışması muhtemeldir. Libya'da darbeci ve terörist Hafter lehine askeri faaliyet gösterdiği anlaşılan Abu Dabi yönetiminin, finansal ve lojistik destek sağlayan Riyad yönetiminin bir adım gerisinde hangi küresel destekçilerinin bulunduğu, İran ve Irak'taki buhrandan hangi sonuçları çıkarmak istedikleri malumdur. Kasım Süleymani, İran'ın üst düzey meşhur ve müessir bir askeri görevlisidir. Haşdi Şabi'nin kurucularından olan bu şahsın ismi bölgede pek çok menfur ve hunhar olaya şu ya da bu şekilde karışmıştır. Ne var ki şayet varsa işlediği suçların tayin, hitamında da tecziye makamı ne ABD ne de bir başka ülke olabilecektir."

ABD Başkanı Trump'ın, İranlı bir generali suçlu görüp "öldürdük" demesinin ilkesel ve insan hakları merceğinden bakıldığında tam bir kırılma olduğunu belirten Bahçeli, "Resmi bir devlet görevlisi olan Süleymani madem suçluydu, o zaman bir suçlunun nasıl yargılanacağı, nasıl cezalandırılacağı, nasıl bir muameleye ve hangi hukuki işlemlere muhatap kalacağı temel hukuk bilgisine sahip herkesin bildiği bir husustur. Üst rütbeli bir askeri direkt hedef alarak (Bana göre suçludur, o halde ölmesi gerekir) demek kanun tanımazlıktır, vahşi batı yönetimidir, eşkıyalıktır, barbarlığın ta kendisidir." dedi.

- "Türkiye'nin gerginliğin yatıştırılmasına desteği takdire şayan"

Bahçeli, suçu belirleyip, ardından suçluyu cezalandırmak, buna da kılıf dikmenin hiçbir ülkenin hakkı ve haddi olamayacağına dikkati çekerek, şunları şöyledi:

"Nitekim her ülke bu tip bir saldırıya yeri ve zamanı geldiğinde maruz kalabilecektir. ABD Başkanı'nın, Kasım Süleymani'yi (Savaşları önlemek için öldürdük) itiraf ve ifadesi uluslararası hukuka ve yerleşik insani değerlere meydan okumaktır. Böylesi bir üslubun genelleşmesi küresel adaleti karartacak, ülkeler arası irtibatları kesecek, dünyayı da Orta Çağ şartlarına taşıyacaktır. ABD'nin Orta Doğu'daki korsan ve kanunsuz varlığı, Irak ve Suriye'deki gayri hukuki faaliyetleri evvel emirde Müslüman kanının dökülmesine neden olmaktadır."

İran'ın özeleştiri yapması, nüfuz alanları oluşturmak, ülkelerin iç işlerine müdahil olmak maksadıyla siyasi, silahlı, ideolojik ve mezhep temelli operasyonları durdurması mecburiyetinde olduğunu vurgulayan Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bölgesel tansiyonun düşürülmesi, akıl, sağduyu ve diplomasinin hakim olması yegane temennimiz. Türkiye'nin bu süreçte öncü ve yapıcı girişimleriyle gerginliğin yatıştırılmasına destek vermesi takdire şayandır. Mezhepçi kutuplaşmalar, etnik husumetler, dış müdahaleler, örtülü operasyonlar, hak ve hukuk ihlalleri her zaman itiraz edilip karşısında durulması gereken tehlikelerdir. Milliyetçi Hareket Partisi, komşu ülkelerin huzurundan, güvenliğinden, toprak bütünlüğünden ve siyasal birliğinden yanadır."

(Sürecek)

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler