YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Mhp Genel Başkanı Devlet Bahçeli:

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Sayın Recep Tayyip Erdoğan karşınıza çırak, kalfa,...

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Sayın Recep Tayyip Erdoğan karşınıza çırak, kalfa, usta olarak çıktı. Şimdi soruyorum size ustalık döneminin adı ‘çılgınlık’ dönemi midir? Ustalık döneminin adı Türkiye'yi 36'ya bölmek midir? Ustalık döneminin adı bir insanlık dışı ihanet şebekesini siyasallaştırarak Türkiye'deki varlıklarına meşruiyet kazandırmak mıdır? Maalesef bugünkü siyasi iktidar ustalık döneminde ülkeyi iyi yönetemiyor. Bir ben duygusuna kapılarak çılgınlık dönemi yaşatıyor” ifadelerini kullandı.

Antalya'nın Gazipaşa ilçesinde mehteran takımı ile karşılanan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin ilçe teşkilatının balkonundan kalabalığa seslendi. "MHP'nin bu hizmet binasında sizlerle bazı düşüncelerimi paylaşmak istiyorum" diyen Bahçeli, “Çok samimi, açık ve dürüst ifadelerde bulunmak istiyorum. Değişik siyasi partilerde bulunabiliriz, bugüne kadar değişik siyasi partilerin üyesi veya yönetiminde olabiliriz ama hepimiz bu ülkenin insanlarıyız. Bu milletin öz evlatlarıyız. Birbirimize çok açık ve samimi olmak mecburiyetindeyiz” şeklinde konuştu.

"ALLAH AKP'YE NASİP ETTİ"

Gazipaşalılar ve milletin desteğiyle 2002 yılından bu yana ülkeyi AKP’nin yönettiğini söyleyen Bahçeli, “Yakın siyasi tarihimizde hiçbir siyasi parti halktan bu büyük destekle tek başına iktidar olmamıştır. Bunu Cenabı Allah AKP’ye nasip etmiştir. Geçenlerde 10'uncu yıllarını tamamladılar, 11'inci yıllarına girdiler. Halkın desteğini 10 yıldır sürekli değerlendirme fırsatını elinde bulunduran siyasi iktidarın Türkiye’nin temel meselelerini çözme noktasında hiçbir engelin de olmadığının şuurunda olması gerektir. 'Çıraklık' dediler, ikinci beş yıl için 'kalfalık', sonra 'ustalık dönemi' dediler. 'Tecrübelerimiz var' dediler. Onu da kabul ettiniz. Çırak, kalfa, usta olarak karşınıza Sayın Recep Tayyip Erdoğan çıktı. Şimdi soruyorum size, ustalık döneminin adı ‘çılgınlık’ dönemi midir? Ustalık döneminin adı Türkiye'yi 36'ya bölmek midir? Ustalık döneminin adı bir insanlık dışı ihanet şebekesini siyasallaştırarak Türkiye'deki varlıklarına meşruiyet kazandırmak mıdır? Maalesef bugünkü siyasi iktidar ustalık döneminde ülkeyi iyi yönetemiyor. Bir ben duygusuna kapılarak çılgınlık dönemi yaşatıyor” ifadelerini kullandı.

"NEYİN MÜZAKERESİNİ YAPIYORSUN?"

Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü:

"1 Ağustos 2009 yılında Türkiye’nin emniyet mensuplarının yetiştiği bir eğitim okuluna ne idüğü belirsiz birtakım adamları davet ederek bir açılım çalışması başlattığı iddiası ile faaliyetlerini hızlandıran AKP’nin, 2013 yılına gelindiğinde ülkeyi getirdiği noktayı ve hep beraber düşünmeliyiz ve görmeliyiz. Bir kararın arifesindesiniz. ‘Demokratik açılım’ dediler olmadı. ‘Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi’ dediler olmadı. Şimdi Oslo’dan başlayan bir müzakere süreci ile Türkiye’yi bölünmenin eşiğine getirdiler. Son 3 yıl içinde 2002 yılından bu yana sıfır olan terörü azdırarak binlerce Mehmetçiğimizi, polisimizi ve korucularımızı şehit verir olduk. Şimdi kalkmışlar, mücadeleyi sürdürmeyi bir kenara bırakmışlar. Dillerine okyanus ötesinden bir kavram geçmiş. 'Müzakereye başlıyoruz' diyorlar. Neyin müzakeresini yapıyorsun sen? Kiminle müzakere yapıyorsun? Bu müzakeredeki amacın nedir? Bu barış sürecinden neyi kastediyorsun?"

"TERÖRLE MÜZAKERE SONUÇ VERMEZ"

Ezan nedeniyle konuşmasına ara veren Devlet Bahçeli, "Terörle mücadelede kesin bir mücadele yürütülmelidir" diyen Bahçeli, “Terörle müzakere sonuç vermez. Terörle mücadeleyi kendileri için araç kabul edenlerin mutlaka bir amacı vardır. PKK denen cani örgüt amacına ulaşmadığı sürece her şey aldatmacadır, her şey kandırmacadır. 29 yıldır amaçlarından sapmamış bu cani örgütün, Sayın Başbakanın çözüm ve barış projesine kapılarak Türkiye'de analar ağlamasın, silahlar gömülsün, PKK siyasallaşsın gibi PKK amaçları ağzıyla milleti aldatma ve kandırma nöbeti sayın Recep Tayyip Erdoğan'a geçmiştir” dedi.

Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a soruyorum, Gazipaşa'dan da Ankara'dan da soruyorum. Türkiye’nin her yerinden soruyorum. Sayın Başbakan, nedir bu barış süreci? Barış sürecinden neyi anlıyorsun? Nedir bu çözüm? Bu çözümden neyi anlıyorsun? Ne yaparsan çözüm olur. Ne yaparsan barış olur. İmralı canisinin bugüne kadar isteklerinin bir kısmını yerine getirdin. Barış oldu mu? Çözüm oldu mu? Peki şimdi hala ısrara ediyorlarsa neyi vererek barışı ve çözümü sağlayacaksın. Bu soruların cevabını sayın Başbakan veremiyor. Cevap vereceği yerde milletin birliğini, dirliğini, devletimizin milli devlet ve üniter korumayı amaç edinmiş olan MHP’ye saldırmaktan başka bir iş yapmıyor. Ama ne yaparsa yapsın MHP’yi yıldıramaz, MHP’yi yıkamaz. Barışın da kökü kazılır, çözümün de kökü kazılır ama Türkiye Cumhuriyeti devleti ayakta kalır her zaman. Bu kavramların arkasına sığınarak milleti aldatmaktan vazgeçin. Analar var, bacılar var. Hangisi ağlamayı tercih eder. 'Analar ağlasın mı?' diye sorduğunda millet, 'Ağlamasın' der. Suali böyle sorduğunda gelen yanıt ‘Analar ağlamasın’ şeklinde olduğu vakit, ‘Benim çözüme, barışa desteğim çok yüksektir’ diyerek milleti niye aldatıyorsun? Televizyonlara çıkıp da niye bölünmesi için bunları söylüyorsun. Açıkça söyleyebiliyor musun, yüreğin var mı? Cesaretin var mı? Yani Sayın Başbakan, ‘Ben Abdullah Öcalan’la iş birliği yaptım. Oslo’dan başlayan süreçten bu yana görüşe görüşe anlaşmaya vardım ve Türkiye’nin bölünmesi için Abdullah Öcalan ne diyorsa onu yapıyorum' diyebilecek misin? O zaman bu millet sana ne şekilde cevap verecek, onu göreceksiniz. Sayın Başbakan milleti aldatmaktan vazgeç. Müzakereden ne anlıyorsan neye inanıyorsan, onu milletimizle paylaş. Milletvekillerinin yarısından fazlasının daha müzakereden de mücadelenden de haberi yoktur. Türkiye’miz çok kritik bir sürece girmiştir. Bölünmenin eşiğine doğru gelmektedir. Bin yıllık kardeşlik hukuku zedelenmektedir. Her türlü bağımız kopartılmak istenmektedir. Kardeş kavgası başlatılarak ülkenin bölünmesine doğru gidilmektedir. Buna bir dur demek lazım. Buna bir dur deyiniz.”

"BÜYÜKŞEHİR ALDATMACASI KARŞISINDA DİKKATLİ OLUNMASI LAZIM"

Türkiye'nin birçok sıkıntısı olduğunu belirten Bahçeli, “Muz üreticisinin küçük esnafının durumu nedir. 2B dediğiniz rezalet neyin nesidir? Rayiç bedelleri yurt dışına uygun hale getireceksin. Sonra da diyeceksin, 'Ben 2B uyguluyorum. Siz de bunu alırsanız tapularınızı alırsınız.' Kimin tapusunu kime veriyorsunuz? Bunun sahibi Yörük’tür, Türkmen’dir. Tapuyu vereceksen hiç para istemeyeceksin. Hiç bir bedel almadan ver gitsin. PKK’ya gösterdiğin ilgiyi bu ülkenin evlatlarına neden göstermiyorsun? Çiftçinin bu arazileri alacak gücü mü var? Birileri gelecek parayı bastıracak ve satın alacak, böyle rezalet olmaz. Buna müsaade edilemez. Bu şikayetleri aşabilmek için önünüze bir fırsat gelmiştir. Sorunu demokratik yolla çözmek gerekir. Bu seçimde iki büyük tehlikeden ülkeyi kurtarmak lazım. İlk olarak büyükşehir tuzağı ile ülkeyi bir federasyon ve eyalete götürecek ihanete dur demek lazım. Milletimizin daha huzurlu yaşayabilmesi için büyükşehir aldatmacası karşısında çok daha dikkatli olunması lazım. İllerin büyükşehir olmasına karşı değiliz ama büyükşehir tuzağıyla başka gizli gündemleri uygulamaya koyacaksanız bu Türkiye için baş ağrısı olur. Hizmete gelirsek o belediyeleri yeniden açacağız” şeklinde konuştu.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler