Mhp Grup Başkanvekili Mehmet Şandır:

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, artan terör konusuna değinerek "siyasi iktidarın mücadele mi edelim, müzakere mi edelim tereddüdü bu sonucun sorumlusudur" dedi.

Şandır, Türkiye’de giderek artan bölücü teröre karşı hızla bir sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilan edilmesi için AK Parti Hükümeti’ni göreve çağırdı.

MHP Grup Başkanvekili ve Mersin Milletvekili Şandır, Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nde basın toplantısı düzenleyerek, son dönemde ülkede giderek artan terör olaylarını değerlendirdi. Türkiye’nin önemli bir süreçten geçtiğini, bu sürecin acısını bütün milletin yaşadığını ifade eden Şandır, bugün ülkenin yoğun bir saldırının altında kan kaybettiğini söyledi. Kendi tespitlerine göre, Eylül ayının ilk 19 günü içerisinde 56 şehit verildiğini, yaralı sayısının 100’ü geçtiğini dile getiren Şandır, şöyle konuştu: “Ülkemiz adı konmamış bir savaşın, adı konmamış bir asimetrik saldırının ve bir örtülü savaşın içerisinde kan kaybetmektedir. Artık kafamızı kuma sokmayalım. Ülkemiz ve milletimiz dış güçlerin saldırısı altında kan kaybetmektedir. Bunun tedbir alma sorumlusu ve bu mücadeleyi yönetmek mecburiyetinde olan siyasi iktidarın hâla milletimize sabır telkin etmeye hakkı yoktur. Bu adı konmamış savaşın tarafı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir ve Türk milletidir. Türk milleti adına ülkeyi yönetmek sorumlusu olan Sayın Başbakanın hâla bugün diyalog arayışı içerisinde olması, müzakere çağrıları yapması ve ‘silahlar sussun ondan sonra operasyonları durdururuz’ demesi Türkiye’ye yakışmamıştır. Bu bir ateşkes talebidir, bu bir mağlubiyet ifadesidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türk milleti teröre asla teslim olamayacaktır. Terör mutlaka mağlup edilecektir.”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terörün durdurulması noktasında alınması gereken tedbirlerle ilgili teklifini bir daha dile getiren Şandır, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hızla bir sıkıyönetim ilan edilmelidir, olağanüstü hal ilan edilmeli ve iç savaşı amaçlayan bölücü teröre karşı alınması gereken tedbirler eksiksiz ve etkili bir şekilde alınmalıdır. Bunun için hükümetin mazereti yoktur, sabır tavsiye etmek hakkı yoktur. Artık bıçak kemiğe dayanmıştır, milletimiz kan kaybetmektedir. 15 günde 56 şehit verilmesi asla kabul edilemez ve buna sabır istenilemez."

MHP olarak siyasi iktidarı göreve davet etiklerini anlatan Şandır, şunları söyledi: "Bu kan durmalıdır. Milletimize, ülkemize yapılan bu hayasızca saldırının önünün kesilebilmesi için alınması gereken tedbirlerin tamamı çok etkili bir şekilde ortaya konulmalıdır. Bunun yolu bir anayasal hak olarak sıkıyönetim ilan etmektir, olağanüstü hal ilan etmektir. Bu sebeple MHP olarak Mersin’den AKP Hükümeti’ne tekrar bir telifte bulunarak sıkıyönetim ilanı veya ülkemizin bir bölgesinde olağanüstü hal ilanı konusunun gündeme getirilmesini ve bunun için gerekiyorsa Meclis’in olağanüstü toplantıya çağırılmasını teklif ediyoruz”

Yaşanan terörün sorumlusunun AK Parti iktidarı olduğunu öne süren Şandır, iktidarın yaptığı politikalar sonucu terörün bugün bu noktaya geldiğini savundu. Teröre karşı yapılması gerekenleri yapmanın bir sorumluluk ve millete karşı bir borç olduğunun altını çizen Şandır, sözlerine şöyle devam etti: “Bu sebeple ertelemeden, ötelemeden, milleti de oyalamadan AKP iktidarının bu ülkenin seçilmiş iktidarı olarak, bu millete ve ülkeye bir borç olarak bu terörü durdurmak için sıkıyönetim ilan etmesini MHP olarak teklif ediyoruz, talep ediyoruz. Bundan sonra akacak bir damla kanın sorumlusu AKP iktidarı olacaktır. Milletin sabrı, dayanacak gücü kalmamıştır. Çünkü bundan bir adım sonrası iç savaştır, kardeş kavgasıdır. Bunun acı sonuçlarını hemen komşumuz Suriye’de, Irak’ta, diğer ülkelerde yaşıyoruz. Türkiye Suriyeleşmeden, Iraklaşmadan tedbirini almalı, bu bölücü terör saldırılarını durdurmalıdır. Bunun hukuki dayanağı da vardır, siyasi mecburiyeti de vardır.”

SİLAHLI KUVVETLERİ SUÇLAMAK HAK DEĞİLDİR

Açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Şandır, dün Bitlis-Muş karayolunda 10 askerin şehit olduğu terör saldırısında ihmal ya da zaaf olup olmadığı yönündeki soruya şu yanıtı verdi: “Bölücü teröre karşı mücadeleden Silahlı Kuvvetlerimizi suçlamak hak değildir. Yanlış, zaaf, eksiklik olabilir ama bu mücadeleyi siyasi iktidarın iradesiyle kazanabiliriz. Siyasi iktidar bölücü terörle mücadelede tereddüt yaşarsa, güvenlik güçlerinin arkasında yeterince durmazsa maalesef bu türlü zaaflar yaşanabilir. Bölücü terörün saldırılarından ve bu saldırılar sonucu kaybettiğimiz şehitlerimizden tamamen siyasi iktidar sorumludur. Güvenlik güçlerimiz kahramanca siyasi iktidarın verdiği görevleri yapmaktadır. Siyasi iktidarın mücadele mi edelim, müzakere mi edelim tereddüdü bu sonucun sorumlusudur. Bu sonuç, hükümetin uyguladığı politikaların sonucudur. Bölücü terörle müzakere edilmez, mücadele edilir. Zaafı ve yanlışı Türk Silahlı Kuvvetleri’nde değil hükümetin yaklaşımında aramak gerekir.”

Milletvekillerinin dokunulmazlıklarına ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Şandır, bölücü teröre destek verenlerin, bölücü terörü kucaklayanların hukuk karşısında, millet vicdanında asla masumiyetleri olmayacağını söyledi.

Şandır, bir soru üzerine, “Eğer Türkiye hukuk devletiyse bölücü teröre katılanlar, destek verenler suç işlemektedir. Bu suçları bağımsız yargıda cezalandırılmalıdırlar. Bunların milletvekili olmaları korunma hakkını bunlara vermez. Bunların yasama dokunulmazlığı zırhına bürünmelerine müsaade etmemek gerekiyor”

Şandır, Oslo görüşmeleri ile ilgili soruya da şöyle karşılık verdi: “Bu, AKP’nin suçüstü yakalanma belgesidir. PKK ile eğer bu ülkeyi parçalamak noktasında bir görüşme yapıldı, bir mutabakata varıldı ve bu bir protokole bağlandıysa bu gaflet ötesi bir davranıştır, bu Yüce Divan’lık bir suçtur. Bunun faillerinden zamanı geldiğinde mutlaka hesap sorulacaktır.”