YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Mhp Grup Toplantısı

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Kürt sorununun...

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Kürt sorununun çözümü için bir araya gelelim’ çağrılarına olumsuz yanıt vererek, “Bizim sözde Kürt sorunu kapsamında görüşme sürecine katılmadığımızı eleştirenler, Anadolu’da barışa katkı vermediğimiz riyakarlığını propaganda edenler iyi bilsinler ki; Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye’nin çözülmesini, Türk milletinin bölünmesini ve Türk vatanının ayrışmasını sağlayacak hiçbir masaya oturmayacak ve yanından dahi geçmeyecektir” dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sorun, sıkıntı ve gözyaşlarıyla dolu krizli bir haftayı geride bıraktıklarını söyledi. Türkiye’nin güvenliği, dirliği ve birliğinin alarm zillerinin çaldığını belirten Bahçeli, Türkiye’nin iyi yönetilmediğini ve tüm sancıları yaşadığını kaydetti. Terör örgütünün saldırıları ve her gün gelen şehit haberlerinin ciğerleri dağladığı ve yürekleri kederlere boğduğunu ifade eden Bahçeli, “Yüksekova-Dağlıca yolunun güvenliğini sağlamak ve teröristlerin geçiş güzergahını kapatmakla görevli ‘Yeşiltaş Jandarma Karakolu’ PKK militanlarınca 19 Haziran 2012 tarihinde haince saldırıya uğramıştır. Vuku bulan bu menfur terör eyleminde 8 evladımız şehit, 19’u da yaralanmıştır. Şehitlerimiz son yolculuklarına dualarla ve milletimizin büyük bir sahiplenişiyle uğurlanmıştır. Öfke sel olup akmış, milli vicdanlar ayağa kalkarak terörü telin etmiştir. İzmir’den Konya’ya, Diyarbakır’dan Muş’a, Samsun’dan Kütahya’ya ve Trabzon’dan Anadolu’nun her hanesine kadar hüzün çökmüş, ocaklardan yükselen ağıt gök kubbeye ulaşmıştır. Trabzonlu şehidimiz Piyade Er Ali Yasin Erosmanoğlu’nun muhterem babası şu sözleriyle idrak sefaleti çeken herkese adeta ders vermiştir. ‘Şöyle haykırıyor şehidimizin emaneti. Vatan sağ olsun. Bizim içimizde düşmanlar var. Benim bir oğlum gider, arkadan bin tane daha gider; gerekirse ben de giderim.’ Bu inanç ve cesaret dolu sözler aslında Türk milletinin mesajı ve kararlılık ilanıdır. Acısını içine gömen, ‘Ağlamayacağım, teröristleri sevindirmeyeceğim’ diyerek fazilet sahibi bir insanın nasıl olması gerektiğini gösteren şehit analarıyla, şehit babalarıyla, şehit eşleriyle gurur duyuyor, hepsinin acılarını tüm içtenliğimle paylaşıyorum. Babasının al bayrağa sarılı tabutuna selam veren yavruları kucaklıyor, her daim yanlarında olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Hepimizi derin acıya boğan Yeşiltaş saldırısının üzerinden geçen bir haftalık süre içinde eşkıya yine boş durmamıştır. Geçtiğimiz hafta sonunda, önce Mardin’in Derik ilçesi devlet hastanesi yolu güzergahında devriye görevini yürüten polis aracına PKK’lı teröristler tarafından kurulan mayınlı tuzak sonucunda ne yazık ki polis memurumuz Yasin Kaya şehit düşmüş, dört polisimiz de yaralanmıştır. Daha sonra bu defa da Hakkari’nin Kavaklı bölgesinde, PKK’lı teröristlerin açtığı ateş neticesinde Uzman Çavuş Atanur Bal şehit olmuş, üç evladımız da yaralanmıştır. Tüm şehitlerimize bir kez daha Cenab-ı Allah’tan rahmet, ailelerine, silah arkadaşlarına ve aziz milletimize sabır ve başsağlığı temenni ediyorum ve hunhar terör eylemlerini lanetliyor, asla hedeflerine ulaşamayacağını büyük bir inançla duyurmak istiyorum” diye konuştu.

Hakkari Yeşiltaş Jandarma Karakolu’na yapılan saldırıdan sonra gündeme gelen görüşlerin, yapılan yorumların ve verilen mesajların her açıdan incelenmesi ve değerlendirilmeye tabi tutulması gerektiğinin altını çizen Bahçeli, “Fırsattan istifade eden çıkarcı yüzler, işbirlikçi taraflar ve melun niyetler bölücü terör saldırılarını gerekçelendirmeye ve utanmadan mazeret bulmaya yönelmişlerdir” dedi.

PKK’nın içinde kontrol edilemeyen unsurların bulunduğunu ve bir iyi, bir de kötü PKK olduğu izleniminin kamuoyuna pompalanmaya çalışıldığını belirten Bahçeli şunları kaydetti:

“Teröristin ayağına gitmeyi gazetecilik zannedenlere verilen mülakatlar, kamuoyu oluşturmaya dönük halkla ilişkiler faaliyeti ve bölücü terörü masum gösterme kurnazlıkları ibret verici bir manzaranın ortaya çıkmasına neden olmuştur. Gelişmeler PKK’nın psikolojik ve stratejik avantajlar elde ettiğini, gerek siyasette, gerek akademik çevrelerde, gerekse de medyadaki taşeronları eliyle alçak saldırılarını maskelemeye çalıştığını göstermiştir. Bölücülüğün yeminli temsilcileri, terörün barış ve özgürlük kamuflajıyla örtülmüş elçileri anında devreye girmişler ve inisiyatif alarak tavşana kaç tazıya tut pespayeliğini sergilemişlerdir. Bilhassa bu çevreler, ne zaman çözüm sürecine yaklaşılsa, ne zaman ümit verici adımlar atılsa ve ne zaman siyaset ön alıp üstünlük kurmaya başlasa bu tip eylemlerin hemen gerçekleştiğine dikkat çekmişlerdir. Barış dilinin ve demokratik iradenin sözüm ona hızlandığı bir zaman aralığında terör saldırılarını manidar bulduklarını yüzleri kızarmadan dile getirmişlerdir. Yani bölücü terör örgütü, yapılan sözde güzel işleri sabote etmiş ve devletin içindeki güvenlikçi bakışın ön plana çıkmasına zemin hazırlamıştır. Buradan çıkarılan sonuç ise, PKK terörüyle devlet içindeki bazı gurupların dolaylı ve zımnen irtibat ve ilişki içinde olduğuna yönelik olmuştur. Bölücülüğü aklamaya ve temize çıkarmaya çalışan ne kadar gafil varsa bu çerçevede buluşmuş ve düşüncelerini pervasızca ortaya koymuşlardır. Bununla birlikte demokratikleşmenin alanı genişledikçe örgütün alanının daralacağı safsataları ve hezeyanları, bölücülük bataklığını mesken tutmuş çürümüşler tarafından ısrarla ortaya konulmuştur.”

“BAŞBAKAN ERDOĞAN UÇAKTAN BİRAZ İNEREK TÜRKİYE’DE KALMASI SONDERECE HAYIRLI OLACAKTIR”

Başbakan Erdoğan’ın yurt dışı ziyaretlerinde ve uluslararası temaslarında terörün namlusunu Türk milletine çevirdiğine dair kanaatlerde yoğunluk gözlendiğini belirten Bahçeli, “Eğer Başbakan’ın yurtdışı seyahatleriyle terör saldırıları arasında hakikaten de bir illiyet bağı kuruluyorsa, o zaman Sayın Erdoğan’ın uçaktan biraz inerek Türkiye’de kalması son derece hayırlı ve yararlı olacaktır. Başbakan Erdoğan’ın yurtdışında bulunmasıyla, saldırıların gerçekleşmesi arasında paralellik yalnızca pazarlıkların kızışmasına matuftur ki, bu da bölücü terörün bilinen ve kanıksanmış ahlaksızlığından başka bir şey değildir. Zaten PKK terör örgütü Başbakan ve hükümetiyle her düzeyde müzakereye devam etmektedir. Bunun yanı sıra PKK, siyasi iktidarla mayınlı, kurşunlu ve roketatarlı mektuplaşmasını her fırsatta gerçekleştirmekte ve şüphesiz verdiği mesajlar da anında cevap bulmaktadır. Başbakan’ın terörle mücadeleyi kast ederek; ‘Er veya geç bu işi başaracağız. Terörü kimse bizimle pazarlık konusu etmesin. Biz terörü hiçbir zaman pazarlık konusu olarak da telakki etmedik” sözlerinin bu kapsamda bir manası ve karşılığı da bulunmamaktadır” dedi.

“MHP HİÇBİR ŞEKİLDE ‘KÜRT SORUNU’NUN ÇÖZÜMÜ İÇİN MASAYA OTURMAYACAKTIR”

Konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından gündeme getirilen ‘Kürt sorunu’ için çözüm arayışlarına da değinen Bahçeli, “Bizim sözde Kürt sorunu kapsamında görüşme sürecine katılmadığımızı eleştirenler, Anadolu’da barışa katkı vermediğimiz riyakarlığını propaganda edenler iyi bilsinler ki; Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye’nin çözülmesini, Türk milletinin bölünmesini ve Türk vatanının ayrışmasını sağlayacak hiçbir masaya oturmayacak ve yanından dahi geçmeyecektir. Terör ve bölücülük sorunuyla sözde Kürt sorununu aynı kategoriye koyan art niyetliler zaten ekranlarda, Meclis koridorlarında ve bu doğrultuda kurulan bölücülük ortamlarında bir aradadırlar ve her düzeyde de beraberliklerini yürütmektedirler. Bizi masaya gelmemekle itham edenler önce 2003’den bugüne kadar toprağa düşen bin 21 şehidin hesabını vermelidir. Barış diyerek ihanet masasına ayak olanlar, 1 Ağustos 2009 tarihinde başlayan yıkım sürecinden bugüne kadar geçen sürede ebediyete intikal eden 371 şehidin hakkını iki cihanda nasıl ödeyeceklerini düşünmelidir. İki yıl önce analar ağlamasın diyerek manevi istismarcılıkta sınır tanımayanlar, sadece 12 Haziran 2011 genel seçimlerinden bugüne kadar dualarla uğurlanan 185 şehidimizin yerde kalan kanına insafları varsa odaklanmalıdır. Sorarım sizlere, biz daha fazla şehit gelmesi için mi ya da daha çok terör saldırısı gerçekleşsin diye mi masaya oturacağız? PKK’nın af edilmesi, İmralı canisinin özgürlüğüne kavuşması ve Türkiye’nin ikiye ayrılması için mi masaya oturacağız? Biz Kürt kökenli kardeşlerimizi sorun görenlerle, bölücülükle pazarlık yapacak kadar alçalanlarla elbette bir araya gelmeyeceğiz, elbette masaya da oturmayacağız” diye konuştu.

“KANDİL’İN TEPESİNE TÜRK BAYRAĞI DİKİLMEDEN TERÖRÜN BİTMESİ MÜMKÜN DEĞİL”

Kandil’in yerle bir edilmeden ve tepesine Türk bayrağı dikilmeden terörün sonlanmasının mümkün olmayacağını kaydeden Bahçeli şunları kaydetti:

“Bu tarihi görev sınır ötesi hareket izni elinde bulunan AK Parti hükümetinin omuzlarındadır. Türk milletinin kendisine tehdit oluşturan neresi olursa olsun buralara girmesi ve hakkından gelmesi en tabii hakkı ve yetkisi dahilindedir. Bunun için Türk devleti kimseden icazet alacak değildir. Hele hele okyanus ötesinden izin alma iması dahi bizim tarihi birikimimiz ve millet gerçeğimizle asla bağdaşmamaktadır. Biz üzerinde yaşadığımız toprakları birilerinden onay alarak vatanlaştırmadık. Birilerinin oluruyla ve işaretiyle de koruyamazlık yapmayacağız. Kim ki topraklarımızı kirletmeye, sınır ötesinden hareketle bağrımızı yakmaya cüret ediyorsa; bunları üredikleri yerde, mesken tuttukları alanda imha etmek Türk milletinin şeref ve onur meselesidir. Bu konuda milletimizin müsamahası olmayacak, topu taca atarak uyuşukluk gösterenlere toleransı bulunmayacaktır. ‘Silahları ağır, sayıları fazla’ ifadeleriyle bölücü terör saldırılarına teslim olanlar, yangının gittikçe büyüdüğünü görmeli ve Kandil’de tufan gibi esecek cesaret ve iradeyi bir an önce göstermelidir. Hükümet Meclis’ten aldığı sınır ötesi harekat iznini devreye sokmalı ve Kandil’i dümdüz etmelidir. PKK terör örgütü ön şartsız ve hiçbir mazeret ileri sürmeden silahlarını bırakmalı ve teslim olmalıdır. Veya militanlar son ferdine kadar teslim alınmalıdır. Türk adaleti bölücü örgüt üyeleri hakkında gereğini yapmalı ve PKK’lılar verilecek cezaları çekmelidir. KCK davasıyla birleştirilerek kapsamlı ve çok yönlü bir bölücülük soruşturması açılmalıdır. Kürt kökenli kardeşlerimiz kesinlikle terör örgütüyle ilişkilendirilmemeli, bireysel nitelikli haklarıyla ilgili çalışma ve girişimler ülkemizin diğer yörelerinde olduğu gibi hayata geçirilmelidir. Türk kimliğinin birleştirici, kapsayıcı ve yapıştırıcı özelliğine sahip çıkılmalı, Türkiyelilik zırvasından vazgeçilmelidir. Doğu ve Güneydoğu’nun sosyo ekonomik ölçekteki kalkınması için hemen harekete geçilmeli, Kürt kökenli kardeşlerimizin işsizlik ve yoksulluk sorunları kökünden bitirilmelidir. Irak merkezi yönetimi kendi topraklarındaki terör yuvalarını ya def etmeli ya da Türkiye’nin müdahalesine saygı göstermelidir. Üçlü mekanizmalarla vakit kaybedilmemeli, ABD’den insansız hava araçları değil, kararlı ve sonuç alıcı hamleler talep edilmeli ve bu konuda tavizsiz olunmalıdır. Ve analarımızın gözyaşı ancak bunları hayata geçirerek dinebilecek ve dökülen kanların hesabı bu yollarla sorulabilecektir.”

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler