YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Mhp Grup Toplantısı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Ses kayıtlarının internet pazarına düşmüş olması özel hayatın dokunulmazlığı açısından...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Ses kayıtlarının internet pazarına düşmüş olması özel hayatın dokunulmazlığı açısından kayıptır. Ortam dinleme alışkanlığı, teknik takip bugünkü kadar kontrolsüz, bugünkü kadar kuralsız olmamıştır” dedi.Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti’nin maddi yokluklar ve stratejik sarsıntıların arasından iftihar edilecek bir mücadeleyle doğduğunu dile getirdi. Geçen 91 yılda kayıp ve üzüntülerin olduğu kadar, sevinç ve başarılar da hiç eksik olmadığını ifade eden Bahçeli, “Şimdiye kadar yapılmış güzel işlerin, atılan saygın adımların, yapılan olumlu icraatların hakkını teslim etmek ve bu çerçevede emeği geçenleri hayırla anmak biz göre kadirşinaslıktır. Demokrasilerde iktidar tek partinin tapulu malı değildir. Bugün iktidar olanın yarın muhalefete düşmesi, muhalefetin ise iktidara yükselmesi demokrasiyle yönetilen ülkelerin ortak kaderidir. Türkiye’nin en büyük talihsizliği AK Parti’nin onca aczine, onca yanlışına, onca yozlaşmasına rağmen hala iktidarda bulunuyor olmasıdır. Ismarlanmış anketler, uydurma ve yandaş araştırma şirketleri AK Parti’nin değirmenine su taşımakla meşgul olup algıları yönlendirmek için canla başla mücadele vermektedir. Hamd olsun AK Parti inişe geçmiş, çok ciddi oy kaybı yaşamaya başlamıştır” diye konuştu.“TÜRK MİLLETİ TİKSİNME NOKTASINA GELMİŞTİR”Bahçeli, bugünkü ülke tablosunda, yaşanılan buhranların ve kabus dolu günlerin altında AK Parti’nin meşru ömrünü çoktan doldurmuş olmasının yattığını savunarak, Türkiye’nin sağlıklı, demokratik ve istikrarlı bir iktidar değişiminin geciktikçe sorunları daha da artacağını kaydetti. “Başbakan Erdoğan var olduğu sürece, miadı dolmuş diktatörler gibi terör estirdikçe milletimiz daha da üzülecek, daha da kaygılanacaktır” diyen Bahçeli, “Tereddütsüz itiraf edelim ki AK Parti, hem sistemi yıpratmış, hem de Türk siyasetini laçkalaştırmıştır. Bunun sebebi ise Başbakan ve hükümetinin demokrasiyi kambur olarak görmesinden, muhalefeti gereksiz addetmesinden kaynaklanmıştır. Türk milleti Başbakan Erdoğan’ın nefret saçan dilinden, öfkeyi hitap sanatı gören üslubundan, cepheleşmeyi teşvik eden politikalarından tiksinme noktasına gelmiştir. Başbakan Erdoğan iktidarda kaldıkça otoriteryen bir tercih ve anlayışa sapmıştır. Bu zihniyetin tüm hesaplarını iktidardan hiç gitmemek üzerine bina ettiği anlaşılmaktadır. Bir defa bu durum demokrasiyle tamamen terstir. Başbakan partisine verilen oyları yanlış yorumlamış, milli iradeyi keyfince saptırmıştır” şeklinde konuştu.“BEYANLARININ ALTINDA KALMIŞTIR”Bahçeli, 17 Aralık operasyonun ardından AK Parti’den istifa eden milletvekilleri ile ilgili de açıklamalarda bulundu. AK Parti’den 43 gün içerisinde 8 milletvekilinin istifa ettiğini anımsatan Bahçeli, “Adı yolsuzluğa karışan, 700 bin liralık saat takandan milyon dolarlara varan rüşvete el açan dört bakan da koltuklarından olmuştur. Ancak görevden alındığı gün Başbakan’ı suçlayan, sonra da aba altından sopayı görünce ‘Başkanımız davamızın lideridir, özür dilerim’ sözleriyle "U" dönüşü yapan Çevre ve Şehircilik eski Bakanı tüm beyanlarının altında kalmıştır. Yolsuzluk iddialarından dolayı koltuklarından olan ve seçim bölgeleri Mardin ve Mersin’de konuşan iki eski bakan da sanırsınız masumiyet abidesidir. Haklarında düzenlenen fezlekelerle ilgili ağızlarını bıçak açmayan ve hesap vermekten ürken bu iki eski bakanın önce temize çıkıp sonra seçmenlerinin yüzüne bakmaları, demokratik ahlakın bir gereğidir. Başbakan her şeyi komplo olarak tarif edip karşı saldırıya geçse de partisi ve hükümeti kan kaybetmektedir. Geçtiğimiz günlerde AK Parti’den istifa eden bir milletvekilinin giderayak dile getirdiği itirafları hakikaten çok düşündürücüdür” ifadelerini kullandı.“VATANSIZLARIN TURBOSU OLMAYI NASIL İZAH ETMEKTEDİR?”“Başbakan Erdoğan’a göre kendi partisinde çete reislerinden, faiz lobisinden, vaiz lobisinden talimat alan milletvekilleri vardır ve bunlar apaçık ihanet içindedir” diyen Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:“Ve daha ilginci, Başbakan AK Parti’ye bazı tuzlukların sızdığını da açıklamıştır. Bu aralar her lafını ihanetle bitiren Başbakan, kendisinin Türk milletine karşı hakaretlerini, bölücü ve yıkıcı unsurlarla işbirliğini, hırsızlığa kol kanat germesini nasıl tanımlamaktadır? Tuzluğa ihanet diyen Başbakan; PKK’nın turnikesi, Barzani’nin tutsağı, Ermenilerin tuğlası, Rumların tuğrası, haçlıların tutkunu, Türk düşmanlarının turfandası, vatansızların turbosu olmayı nasıl izah etmektedir? İşin açıkçası, bugüne kadar AK Parti’ye, PKK’nın sızdığını, BOP’un ambargo koyduğunu, küresel hesapların tutunduğunu, İmralı canisinin yapıştığını biliyorduk da tuzlukların sızacağını hiç düşünmemiştik. Başbakan Erdoğan tümüyle hezeyandadır. Ağzından ne çıktığının ya farkında değildir, ya da iradesini gömmüştür. Türkiye her tarafı kevgire dönen, içerisine kimin girip kimin çıktığı belli olmayan, kimlere çanak tuttuğu muammaya dönen bir iktidarın zulmüyle karşı karşıyadır. Başbakan Türkiye’nin başına musallat olan gelmiş geçmiş en ciddi siyasi afettir. Sayın Başbakan şunu bil ki, seni ve hükümetini Tuz Gölü’ne atsak, kireç kuyusuna bastırsak, sabun deryasına soksak, ardından da Van Gölü’nde durulasak, yine aklanamaz, yine de temizlenemezsiniz.”“HOLOGRAMLI GÖRÜNTÜ HUKUK CAMİASININ ÜZERİNE DÜŞMÜŞTÜR”17 Aralık operasyonun ardından yaşananları değerlendiren Bahçeli, emniyetteki değişimlerin tüm hızıyla devam ettiğinin altını çizdi. Bahçeli, “Bu kapsamda görev yapan savcıların hepsi kızağa alınmıştır. Başbakan yargıya müdahale etmekte, hesap vermekten kaçınmaktadır. Yarınını düşünmeyen, tüm kaderini sahibine bağlayan, vicdanıyla yollarını ayıran, hakkındaki fezlekesi kaybolan Adalet Bakanı tıpkı tetikçi gibi, tıpkı hırsızların avukatı gibi süratle işleyen yargı sürecini baltalamakla meşguldür. Başbakan’ın hologramlı görüntüsü yalnızca İzmir’de değil, tüm hukuk camiasının üzerine düşmüştür. Ne var ki Başbakan, kaynayan kazanın kapak tutmayacağını öğrenmemiş veya öğrenememiştir. Son günlerde sanal medyaya düşen telefon dinlemeleri rüşvet ve yolsuzluktaki derinliği göstermesi bakımından ibretliktir. Türk milleti Başbakan’ın mal mülk zengini olduğunu, sit alanlarına nasıl merak saldığını, yandaşları nasıl kayırıp kolladığını yüreği burkularak görmüştür. Başbakan villaları zincir gibi dizmiş, bürokratik engelleri aşmak ve abi dediği işadamlarını rahatlatmak için bakanları, bürokratları, vali ve kaymakamları kuklaya çevirmiştir. Kim sorun çıkarıyorsa anında görevden alarak yol temizliği yapmıştır. Başbakan Erdoğan, edindiği villalarda tespit ettiği eksiklikleri en ufak ayrıntısına kadar gidermek için telefonda abilerine ricacı olmuş, nüfuz ticaretiyle hukuksuzlukların tarafı haline gelmiştir. Bu kadarı da olmaz dedirten ne varsa Başbakan için normal görülmüştür. Bu kadar ahlaksızlık ve utanmazlık da fazla diyebileceğimiz ne varsa Başbakan için sıradan kabul edilmiştir. AK Parti’ye oy veren kardeşlerim Başbakan’ın yetkisini kötüye kullanıp, milli iradeye ihanet ederek kendisini ve çevresini devletin imkanlarıyla abad etmesini artık görmelidir. Hele hele AK Parti döneminde sivrilen, üçüncü havaalanı başta olmak üzere birçok ihaleyi alan sonradan görme işadamlarının medyaya sızan kendi aralarındaki konuşmaları artık sözün bittiği yer olarak değerlendirilmelidir” ifadelerini kullandı.“HİKMETİ BU KİRLİ ÇAMAŞIRLAR”Bahçeli, “Başbakan’ın yargıya savaş açmasının, HSYK ile ilgili aceleciliğinin sebebi hikmeti bu kirli çamaşırlarının soruşturma dosyasında yer almasındandır” dedi. Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:“Öncelikle şunu söylemeliyim ki, Türk milletinin alın terini çalıp da ardından dönüp ağza alınmayacak küfürler yağdıranları asla unutmayacağımızı, yeri ve zamanı geldiğinde kursaklarından geçen haramı burunlarından getireceğimizi herkes iyi bilmelidir. Başbakan Erdoğan bu çirkinliklere, bu iğrenç ve hayasız diyaloglara ne diyecektir? Medyaya kadar sirayet eden edepsizliklerin, şerefsizliklerin altından nasıl kalkacak, neyle telafi edecektir? Yoksa bu olanlar da paralel yapının tezgahı, dış güçlerin komplosu, darbecilerin iftirası mıdır? Duymak istiyoruz ki, zekat hırsızlarının bahanesi nedir? Rüşvetle ilgili AK Parti lehinde fetva veren, yolsuzluğu yüce dinimizi istismar ederek aklamaya yeltenen sözde din alimleri ve ilahiyatçılar niye suskun, niye sessizdir? Havaalanı inşaatını rüşvet ve hırsızlık pistine dönüştüren gafiller gelişmeler hakkında ne diyecektir? Bereketsizlerin, millete söven kansızların yaptığı havaalanlarının hayrı olacak mıdır? Bidon kafalılar, göbeğini kaşıyanlar diyerek milli tercihleri küçümseyen küstahlar bile bu kadar alçalmamış, bu kadar insanlıktan çıkmamıştır. Türkiye yolsuzluğun ve rüşvetin adeta cirit attığı, devletin üstüne çöktüğü bir yer haline gelmiştir. Başbakan ananas ve tesbih şifresi üzerine kafa yoracağına, yargı yakasından tuttuğunda, yandaş işadamları kendisini ele verdiğinde ne yapacağını şimdiden planlamalıdır. Böyle giderse yakın vadede kendisinin önünde sadece iki yol kalacaktır: Ya mahkemede hesap verecek, ya da tası tarağı toplayıp Okyanus Ötesinde soluğu alacaktır.”“ÖZEL HAYATIN DOKUNULMAZLIĞI AÇISINDAN KAYIPTIR”Başbakan Erdoğan’ın İran seyahatinden dönüş yolculuğunda bir kez daha gündem değiştirme mühendisliğine soyunduğunu ileri süren Bahçeli, “Rüşvet ve yolsuzluğu gizlemek, konuşulmasını önlemek maksadıyla bildik taktiklerine tekrar müracaat etmiştir. Başbakan Erdoğan gizli dinlemelerden şikâyet ederek herkesin bundan dert yandığını açıklamıştır. Cumhurbaşkanı’ndan Meclis Başkanı’na, şahsından ailesine ve çocuklarına varıncaya kadar dinlenmedik kimsenin bırakılmadığına vurgu yapmıştır. Her ne kadar Cumhurbaşkanı Sayın Gül Başbakan’ı pek ciddiye almasa da, şüphesiz ki konu önemlidir. Ne tuhaftır ki, Türkiye’yi telekulak çetelerinin emrine sokan Başbakan telefon dinlemelerinden sızlanmaktadır. Korku devletinin sütunlarını diken bu şahıs her tarafı böcek sardı diyerek ön almaya çalışmakta, kendisini masum göstermeye çabalamaktadır. Halbuki AK Parti iktidar, Recep Tayyip Erdoğan Başbakan olasıya kadar hiç kimse hukukta sınırları çizilen alanın dışına çıkarak dinleme ve gözetleme yapmamıştır. Ortam dinleme alışkanlığı, teknik takip bugünkü kadar kontrolsüz, bugünkü kadar kuralsız olmamıştır. Başbakan, kazanına ne koyduysa çömçesinden de o çıkmıştır. Başkalarını dinlerken hiç sesi soluğu çıkmayan Başbakan’ın, bugün ‘ofisime böcek konulmuş’ demesi acizliğin değilse bile, özel hayata saygı duymayan sicilinin eseridir. Şimdilerde ses kayıtlarının internet pazarına düşmüş olması elbette özel hayatın dokunulmazlığı açısından kayıptır. Fakat bu yolu Başbakan ve etrafındaki iki ayaklı böcekler çoktan açmıştır. Şayet Başbakan’ın şahsıyla, aile efradıyla ve yandaşlarıyla ilgili inanılmaz ifşaatlar yapılmamış olsaydı, bu kapsamdaki haberlerden dolayı sanal medya yıkılmasaydı her şeyin eski tas eski hamam yine devam etmesi kaçınılmazdı. Bir zamanlar, yüksek yargı üyelerinin konuşmaları çarşaf çarşaf sızdırıldığında Başbakan tepki vermemiştir. Genelkurmay Başkanlarının, kuvvet komutanlarının, ordu komutanlarının, donanmadaki yüksek rütbeli subayların telefon görüşmeleri afişe edildiğinde Başbakan’ın çıtı çıkmamıştır. Siyasi parti genel başkanlarının, milletvekillerinin, gazetecilerin, öğretim üyelerinin, yazarların, hülasa herkesin dinlendiği anlaşıldığında Başbakan oralı bile olmamıştır” dedi.“YÜRÜRLÜKTEKİ MEVZUAT VE UYGULAMADA DA AYNI İLKELER ZATEN MEVCUTTUR”Başbakan Erdoğan’ın yasa dışı dinlemelerin önüne geçmek için yeni bir düzenlemenin arifesinde olduklarını söylediğini anımsatan Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:“Buna göre, adli takibe ancak ağır ceza mahkemelerin karar vereceğini, oy çokluğunun değil, oy birliğinin aranacağını ifade etmiştir. Başbakan dinlemelerin sınırsız olmayacağını, önce 3 aylık bir sürenin tayin edileceğini, bunun birer ay olmak üzere 3 ay daha uzatılabileceğini ve toplamda da 6 ayı geçmeyeceğini ileri sürmüştür. Ne var ki, yürürlükteki mevzuat ve uygulamada da aynı ilkeler zaten mevcuttur. Sadece işlenen suç örgüt kapsamındaysa, birer aylık sürelerle sınırsız dinlemeler geçekleşebilmektedir. Başbakan ve hükümetinin telefon dinlemeleriyle ilgili kanun değişikliği hazırlığı bulaştıkları rüşvet ve yolsuzluk iddialarını örtme sinsiliğine hizmet etmektedir. Özel Yetkili Mahkemelerle ilgili planlama da buna dönüktür. Başbakan sıkışmış, kendince gündemi değiştirme mecburiyetinde kalmıştır. Bu sebeple düğmeye basmış, PKK’nın ve İmralı canisinin de rüşvet ve hırsızlık serüvenine verdiği destekten dolayı gönüllerini hoş edecek yeni bir demokratikleşme paketinin müjdesini vermiştir. Terörle Mücadele Kanununun 10’ncu maddesinde yapılması planlanan değişiklik PKK’ya verilen tavizlerde yeni bir halkadır. Rüşvetçiler, ihaleye fesat karıştıran yandaş işadamları, cezaevindeki sahtekarlar, yolsuzluk çeteleri Başbakan’ın paketiyle umutlanmıştır. Şunu biliniz ki, böylesi bir pakete demokratik demek, bizzat demokrasiye ihanet, milletimize hakaret, adalete kelepçe takmak demektir. Kanun kaçakları, kamu bankalarını soyanlar, mazlum ahı alanlar, yetimlerin hakkını gasp eden kutucular, ayakkabıcılar, kasacılar, devlete sırtını dayayan haramzadeler ne yaparlarsa yapsınlar ne beşeri adaletten ne de Mahkemeyi Kübra’nın hükmünden kurtulamayacaklardır. Başbakan unutmasın ki, darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmamış, olmayacaktır.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler