MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan’ın 57. hükümet döneminde MHP’nin sorumlu olduğu bakanlıkları incelemek üzere Meclis’te bir araştırma komisyonu kurularak inceleteceği yönündeki açıklamalarını eleştirerek, “Sayın Başbakan, bilmelisin ki, senden korkan senin gibi olsun” dedi.
Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye ekonomisindeki sorunların devam ettiğini, sosyal kesimlerin ve vatandaşların feryadının dinmek bilmediğini söyledi. Makro ekonomik parametrelerin ekonomideki nabız atışının sağlıklı olmadığına işaret ettiğini dile getiren Bahçeli, sanayi sektöründeki reel büyüme hızının 2011 yılında yüzde 9.7 iken, bu oranın 2012 yılında yüzde 2’ye düştüğünü kaydetti. Bahçeli, “Ekonominin kalbi olan fabrikalar, tesisler ve üretim odaklı çalışan firmalar bir bir kapanmak ve kapılarına kilit vurmak zorunda kalmıştır” dedi.
Türkiye’nin dış borcu sorunun da facia sınırlarına dayandığını aktaran Bahçeli, 2002 yılında 129.6 milyar dolar olan dış yükümlüğün, 2012 yıl sonu itibariyle 336.9 milyar dolara tırmandığını ve 10 yılda yüzde 160 artış gösterdiğini belirtti. Kamunun iç borç stokunun da iç açıcı olmadığına dikkat çeken Bahçeli, “2002 yılında 155.2 milyar lira olan iç borç, 2012 sonunda 408.3 milyar liraya sıçramış ve 10 yılda yüzde 163 yükselmiştir. Vatandaşlarımızın mağduriyetlerine neden olan tüketici kredileri ve kredi kart batağı iyice derinleşmiş ve 270 milyar liraya dayanmıştır” diye konuştu.
Dün açıklanan işsizlik oranın yüzde 10.6’ya, işsiz sayısının 2 milyon 890 bin kişiye çıktığını sözlerine ekleyen Bahçeli, gerçek işsizlik oranının ve işsiz sayısının daha yüksek seviyelerde seyrettiğini herkesin bildiğini ifade etti.
“BASKIN ORAN’IN YAPTIĞI AÇIKLAMALARA SERT GÖNDERME”
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Akil İnsanlar Heyeti’nin Ege Bölgesi üyesi siyaset bilimcisi Baskın Oran’ın yaptığı açıklamaları sert bir dille eleştirdi. Bahçeli, “Bu sözde akillerin Ege Bölgesi Heyeti’nin görüşleri kapkara bir üyesi, ‘Sen müzakere yaptığın insanlara hala terörist dersen, Kürt sorunu yok, terör sorunu var dersen kafalarda soru birikir’ ifadeleriyle sözde akillerin akıllarındakini ortaya dökmüştür. Ayrıca bu çürümüş şahıs, ulus-devlete karşı olduğunu ve Türkiye’nin 29 özerk bölgeye ayrılması gerektiğini hiç utanmadan, hiç sıkılmadan açıklamıştır” dedi.
“63 AKLI KARIŞIKTAN BİRİSİ PKK’YA TAZMİNAT VERİLMESİNDEN BAHSETMİŞ”
Akil İnsanlar Heyeti’ne göre bölünme ve toprak kaybı gibi endişelerin yersiz olduğunu, bazılarına göre ise barışın kaybedeni olmayacağını belirten Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:
“Kimisi Kürt kökenli kardeşlerimizin toplam sayısını vermiş, kimisi de sözde barışı hukuk, adalet ve eşitlik temelinde tanımlamıştır. Yine 63 aklı karışıktan birisi PKK’ya tazminat verilmesinden bahsetmiş, bir diğeri Türklerin Kürtlere borcunu ödemesi gerektiğini vurgulamış, bir başkası teröristbaşının serbest kalması ve Kandille İmralı arasındaki temasın sağlanmasıyla ilgili bayağı düşüncelerini paylaşmıştır. İşte AK Parti-PKK işbirliğiyle toplanan sözde akillerin şu kısacık zaman süresinde seslendirdikleri görüşlerden bazıları, fakat en önemlileri bunlar olmuştur. Acaba bu sözlerin sahipleri bölücü değil midir? Bu görüşlerin tarafları ırkçı olmayacak mıdır? Türk-Kürt ayrımını kaşımak, kardeş ihtilafını kamçılamak kalleşliğin ileri derecesi olarak görülmeyecek midir? Şehitlerimizin kemiklerini sızlatma pahasına, teröristlere tazminat ödenmesini gündeme getirmek nasıl bir insanlık, nasıl bir akilliktir? Bu sözde akiller PKK’nın mı, yoksa Türk milletinin mi yanındadır? Bu sözde akiller şiddetin, cinayetin ve pusunun mu savunucusudur, yoksa şerefli Türk askerinin, Türk polisinin mi arkasındadır? Bizim 63’lüklerle ilgili söylediğimiz ne varsa bir bir ortaya çıkmaktadır.”
“AKİL İNSANLAR HEYETİ PKK’NIN TETİKÇİLERİDİR”
Akil İnsanlar Heyeti’nin amacının Türk milletinin birliği ve Türk kimliğinin yaşatılması olmadığını savunan Bahçeli, heyetin amacının Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne destek sağlamak olmadığını da sözlerine ekledi.
Heyetin amacının Türk milletinin bin yıllık kardeşlik hukukuna katkı vermek, terör sorununa kalıcı ve etkili çözümler getirmek de olmadığına dikkat çeken Bahçeli, “Hayatlarında bir tek defa şehide şükran duymamış bedbahtlar bu 63’ün arasındadır. Hayatlarında bir tek gün Türklüğü ağızlarına almamış, vatan dememiş, bayrak diyememiş PKK havarileri bu 63’ün içindedir. Ecdadımızı öcü gibi gören, tarihimizi kanlı hadiseler yekunu olarak değerlendiren, Türklüğe ait değerleri çiğnenmesi gereken bir meta gibi izah eden ruhsuzlar bu 63’lüklerin çevresindedir. Bunlar PKK tetikçileridir. Bunlar AK Parti propagandistidir. Ve bunlar Türkiye’nin karşısındaki cephedir, Türk milletinin sırtındaki kamburlardır. 63’lüklerden birçoğu, şehidimizin, gazimizin, mağdurumuzun hakkını hayatlarında akıllarına getirmemişlerdir. Yedikleri önünde, yemedikleri arkalarındadır. Bunlar unvan avcısıdır. Bunlar para ve şöhret takipçisidir. Bunların derdi kanın durması, terörün bitmesi, anaların ağlamaması değil, Türkiye’nin bölünmesi, bölücülüğün kurumsallaşması ve PKK’nın dağdan inerek Türkiye’yi esir almasıdır. Kaldı ki başka gaileleri, başka meramları yoktur. Bir defa çözümden ne anladıkları, çözüm olarak neyi işaret ettikleri şaibelidir. Ancak Türk milletinin bunlar gibilerine karnı toktur” şeklinde konuştu.
“PKK TÜRKİYE’Yİ TAM TESLİM ALMADAN BİR YERE GİTMEYECEKTİR”
Başbakan ve hükümetin, çözüm ve barış sürecindeki amacın kanın durması ve anaların ağlamaması olarak izah ettiğini belirten Bahçeli, “Başbakan Erdoğan’ın çözüm süreciyle Türkiye’nin huzura, güvenliğe, büyümeye koşacağını ve ihanet sürecinin sonunda, anaların gözyaşının dineceğini, babaların ailenin mutluluğunu evlatlarıyla aynı masanın başında paylaşma imkanı bulacağını dile getirmektedir” dedi.
Çözüm sürecine destek verenleri de sert bir dille eleştiren Bahçeli, şunları söyledi:
“Hükümetin çözüm adı verdiği rezalete hala kulak verenlere soruyorum; Bugünkü ihanet tablosunda, silahı kimin, nasıl, ne şekilde ve hangi yollarla bırakacağını anlayanınız var mıdır? Terör örgütünün herhangi bir mensubunda gizli ya da açık bir pişmanlık, bir suçluluk duygusu ve milleten utanma ve mahcubiyet söz konusu mudur? Dün yaptıkları katliamları yarın yapmayacaklarına dair bir terbiye hali, ıslah işareti görülmekte midir? Daha doğru bir deyimle, PKK’nın silahtan vazgeçeceğine dair en ufak ümit ışığı mevcut mudur? PKK’nın dağ kadrosu ısrarla silah bırakmayacağını diklenerek, tehditler savurarak duyurmaktadır. Terör örgütü sınırdan çıkmak değil, daha fazla sayıdaki militanlarını sınırdan içeri sokmak için faal halde olduğunu değişik açıklamalarla göstermiştir. PKK’nın geri çekilmesi, sınırlarımızdan dışarı gitmesi şu haliyle mümkün görülmemektedir. Nitekim bazı teröristler sınır ötesindeki inlerine sembolik olarak gitse bile, çok sayıdaki örgüt üyesinin ülkemiz içinde kalacağı şüphesizdir. PKK Türkiye’yi tam teslim almadan bir yere gitmeyecektir. Gitse dahi, İmralı canisinin açıklamalarıyla sabittir ki, büyümek, güçlenmek ve stratejik hedefleri gözden geçirmek için sınır ötesi kamplara intikal edecektir.”
“NE HÜKÜMETİ NE DE YEDİ NESİLLERİ KATLANAMAYACAKTIR”
Teröristlerin sınır dışına çekilme süreciyle ilgili tartışmaların devam ettiğini hatırlatan Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın konuyla ilgili açıklamalarına atıfta bulunarak, “Başbakan Erdoğan ‘Emri biz veririz’ diyerek durum ve pozisyon hatırlatması yapmış ve her şeyin hükümetin inisiyatifinde olacağını vurgulamıştır. Farz edelim ki, Başbakan yazılı olarak, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sınırlardaki terörist geçişine göz yumması ve müsamaha göstermesi için emir verse bile, bu emrin geçerliliği olacak mıdır? Konusu suç teşkil eden bir emri yerine getirmek yürürlükteki hukuk kaidelerinin neresinde yazılıdır? Kanunsuz emrin uygulanması halinde emri veren de, icra eden de suç işlemiş sayılmayacak mıdır? Her şey bir yana, Mehmetçiğimiz kendisine silah doğrultmuş, onbinlerce insanımızı katletmiş katillere nasıl göz yumacak, hükümet böyle bir alçalmayı nasıl izah edecektir? Silahlı veya silahsız teröristlerin geçişine rıza göstermek, hatta törenlerle uğurlamak şehidimize, milli varlığımıza ve bizzat Türk milletine küfür, kayıtsızlık, vicdansızlık ve haksızlık değil midir? Türk milletinin bağımsızlığını ve birliğini canı pahasına savunan kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizden hiçbir fani teröristlere sessiz kalmasını beklememelidir. Başbakan bunu eğer aklından geçiriyorsa böyle bir emir vermekten vazgeçmeli ve buna teşebbüs dahi etmemelidir. Aksi takdirde bunun faturasına ne Başbakan, ne hükümeti ne de yedi nesilleri katlanamayacaktır” diye konuştu.
“SAYIN BAŞBAKAN, BİLMELİSİN Kİ, SENDEN KORKAN SENİN GİBİ OLSUN”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Moğolistan ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada 57’inci hükümet döneminde MHP’nin sorumlu olduğu bakanlıkları incelemek üzere Meclis’te bir araştırma komisyonu kurularak inceleteceği yönündeki açıklamalarına da değinen Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın çözüm sürecine kendilerinin gösterdiği direnişi ve dik duruşu kırmak için her yolu deneyeceğini söyledi. Bahçeli, “Çelişkiye bakınız ki, görevi ihmalden, suç ve suçluyu övmekten, halkı kin ve düşmanlığa sevk etmekten, zimmetten, kalpazanlıktan, resmi evrak ve kayıtlarda sahtecilikten, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmaktan hakkında fezlekeler bulunan birisi, bize dürüstlük dersi vermeye kalkışmaktadır” dedi.
“Sayın Başbakan, bilmelisin ki, senden korkan senin gibi olsun” diyen Bahçeli konuşmasına şöyle devam etti:
“Senden çekinen de senin gibi işbirlikçilikten sabıka yesin. Kalpazanlara, zimmetçilere eyvallahımız yoktur. Dünürlere, yandaşlara, hırsızlara, dolandırıcılara devletin bankalarını ve kamunun tüm kaynaklarını peşkeş çeken bir siyasetçiden öğrenecek bir şeyimiz de olmayacaktır. Allah’a şükürler olsun ki, bizim de içinde bulunduğumuz 57’nci koalisyon hükümetinde, partimizin sorumluluğu altında bulunan bakanlıklarla ilgili veremeyeceğimiz hiçbir hesabımız bulunmamaktadır. Çiğ süt içmediğimizden karnımızın ağrıması da mümkün değildir. Başbakan elinden geleni ardına koymamalıdır. Nasıl olsa şimdi güç elindedir. Nasıl olsa Meclis çoğunluğu emrindedir. Her şeyimizi incelemeli, araştırmalı, ne varsa gün yüzüne çıkarmalıdır. Başbakan bunları yapmazsa namerttir. Biz ki, arkasına bakarak yürüyenlerden, düşe kalka yaşayanlardan, sırnaşarak nefes alanlardan, mazisinden dolayı yüzü kızaranlardan olmadık, olmayız ve olmayacağız. Eğer Türk milletinin varlığı, Türkiye’nin hayrı, Türklüğün bekası için bir bedel ödememiz gerekiyorsa, başbakan bunu bilsin ki, seve seve ödemekten çekinmeyiz, çekinmeyeceğiz. Yargı emrindedir. Kolluk güçleri talimatını beklemektedir. Başbakan, hakkımızda her türlü iftirayı atarak, biz korkutarak, dava arkadaşlarımı tehdit ederek yolumuzdan ayıracağını, millet sevdasından vazgeçireceğini ve bölünmeye rıza göstereceğimizi sanıyorsa aklını kaçırmış ya da hayal alemine dalmıştır. Biz korkmayız, biz pusmayız ve biz asla ülkülerimizin izinden çıkmayız. Çünkü biz büyük Türk milletinin ölümü bile göze almış gözü pek müdafaacıları ve bayraktarlarıyız. İşte Taş Medrese burada.”
“DOKUNULMAZLIĞIMI HEMEN KALDIRIN”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a iki teklifinin olduğunu dile getiren Bahçeli, birincisinin dokunulmazlığını kaldırmasını istedi. Milliyetçi Hareket Partisi milletvekillerinin buna olumlu oy kullanacağının altını çizen Bahçeli, “İkincisi de şahsım ve 57’nci koalisyon hükümeti dönemini tüm ayrıntılarıyla araştıracak bir Meclis Araştırma Komisyonunu hemen kurdurmasıdır. Başbakan Erdoğan’ın elini rahatlatmak, incelemelerini kolaylaştırmak için Milliyetçi Hareket Partisi istenirse bu komisyona üye vermeyebilecek ve bu hakkını kullanmayabilecektir. Ancak Başbakan ve partisi, bizim hükümet dönemimizi incelerken, bizim de bir komisyon kanalıyla AK Parti’nin iktidar yıllarını incelememizin önü açılmalıdır. Sayın Başbakan; siz 57’nci hükümeti araştırın, biz de, 58, 59, 60 ve 61’nci hükümetlerin tüm iş ve işlemlerini masaya yatıralım. Böylelikle ak koyun, kara koyun her şeyiyle ortaya çıkmalıdır. Başbakan’ın cesareti varsa, yüreği yetiyorsa, aklı kesiyorsa, her şeyi temizse, iktidar yıllarından gocunacağı, rahatsız olacağı bir şeyi yoksa bu davetimize kulak vermelidir. Biz hazırız, biz buradayız ve biz kimin ne olduğunun millet huzurunda ortaya çıkmasını samimiyetle istiyor ve bekliyoruz” şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz