Bahçeli, "MHP'nin kongre süreci 18 Mart 2018 tarihinde olacaktır. Ondan öncesi bizi ilgilendiren bir konu değildir. İmzayı kim ne kadar toplarsa toplasın müracaatı halinde kabulü mümkün olmayacak ve yasal haklarını kullanma yolu da açık olacaktır. Bizimle değil, mahkemelerle haklarını savunmalarını tavsiye ederiz" dedi.
BAHÇELİ: BUGÜNE KADAR GENEL MERKEZİMİZE OLAĞANÜSTÜ KONGRE TALEBİNDE BULUNAN OLMAMIŞTIR
Bahçeli, "Bugüne kadar genel merkezimize olağanüstü kongre talebinde bulunan yasaya ve tüzüğe uygun tarzda imzaları toplanıp gönderilmemiştir. Önümüzdeki günlerde bu uygulanırsa MHP, Siyasi Partiler Yasası ve tüzük çerçevesinde gereğini yapacaktır. Bu ille de imzalar geçerli kabul edilip olağanüstü kongre yapacağız anlamı taşımaz. Başkalarının imza toplama hakkı kadar parti yönetimi de partiyi kargaşaya, birtakım kırgınlıklara sebebiyet vermeyecek bir anlayış içinde hareket etme görevi vardır" dedi.
Devlet Bahçeli'nin açıklamaları şöyle:
Bahçeli bölgedeki gelişmelerle ilgili olarak "Kaosa izin vermedik" diyen Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu eleştirerek, "Davutoğlu hangi alemde yaşamaktadır? Sur ve Silopi’de hala hakimiyet kuramazken Başbakan’ın “Kaosa izin vermedik” sözü hayal mahsulüdür" dedi. "Davutoğlu samimi değildir. PKK'nın süreç ihanetinden istifade edip olan biteni izleyip hem de kamu düzenini sağlamaya çalışırlar.Bunlar yalancı korkak ve iki yüzlüdür.Türkiye Ak Parti'den ibaret değildir" dedi.
Tarih geçmişine sırt dönmüş özdeğerlerine yabancılaşmış nice devlet ve milletlerin çöküşüne şahit olmuştur.Nasıl ki geçmişteki hatanın faturasına bugün katlanılıyorsa bedel gün gelecek ağır bir şekilde ödenecektir.Maddi rahatlık yaşarken manevi çöküş oluşmuştur.18-19-20.yy boyunca güç ve paylaşım dalgalarının daha canisi bugünlerde yaşanmaktadır.İnsanlık vicdanı çoraklaşmıştır.
Hangi devlet ve milletin daha çok parası varsa onun güç göstergesi yaşadığı bir durum karşımızdadır.Uluslararası hukuku tanıyan pek yoktur.Şiddet politika haline gelmiştir.Özgürlük rafta kalmaktadır. Ortadoğu'yu yeniden bölmek istiyorlar.Ülkemiz neye maruz kaldıysa bu dünün eseridir. Ortadoğu'yu sömürmeyi insan ve kaynakları eritmeyi planlıyorlar.Büyük Ortadoğu projesinin çıkış gayesi budur.El Kaide, PKK, PYD, IŞİD gibi örgütler kiralık örgütlerdir.Cinayet projelerini destekleyen AK Parti zalimlerle aynı safta yer almıştır.
"TÜRKİYE'NİN ÇIKARLARINI PKK'YA BIRAKAN AKP'DİR"
Türkiye'nin tüm komşularını karşısına alan Batı'nın çıkarlarına karşı geldiği için şöhret kazandırılan Erdoğan'ın yaptıkları gözden uzak tutulamaz.Türkiye Suriye'deki sonuçlarını ve çatlaklarını her şekilde her düzeyde yaşamaktadır.T ürkiye'nin dış politikası kalmamıştır.Ak Parti'nin eli kolu düğümlenmiştir. Hükümetin hiçbir sözü adresi bulmamıştır.4 Temmuz 2003'te askerlerimizin başına çuval geçirildiğinde Ak Parti'nin inandırıcılığı sona ermiştir. Barzani'ye yanaştığı gün milli vicdanlarda mimlenmiştir. PYD ve PKK 'ya cömertçe yardımları izleyen Ak Parti'dir. Türkiye'nin milli çıkarlarını Barzani'ye ve PKK'ya bırakan da Ak Parti'dir. YPG terörü Fırat'ın batısına geçmiştir.Erdoğan ve Davutoğlu bölgeden gelen haberlerin doğruyu yansıtmadığını söylemiş yalanlamışlardır.
"HANGİ ALEMDE YAŞIYORSUN?"
Türkiye'nin etnik ve mezhep olarak ayrılıp karışması hız kazanmıştır.Kazılan hendeklerin içine 1000 yıllık kardeşleri etkileyecek dinamitler yerleştirilmiştir. Erdoğan'ın gözünü kararttığı çözüm süreci hendek süreci olmuştur. Davutoğlu hendekler bitene kadar operasyonların devam edeceğini söylemiştir. Davutoğlu samimi değildir. PKK'nın süreç ihanetinden istifade edip olan biteni izleyip hem de kamu düzenini sağlamaya çalışırlar.Bunlar yalancı korkak ve iki yüzlüdür.Türkiye Ak Parti'den ibaret değildir.Türkiye Sur ve Silopi'de hala egemenlik kuramamışken Başbakan Davutoğlu'nun söyledikleri samimi değildir. Davutoğlu polislerimiz direk hedeftir görmüyor musunuz.Sağımıza solumuza ölüm çukuru açılmışken Erdoğan ve Davutoğlu'nun hakikat konuşmaları günahtır.Yeni Anayasa bir ihtiyaçtır.Türkiye'de sorun sistem değil, varolan sistemin çalıştırılmamasıdır. AK Parti başkanlık hayalinden vazgeçmeli. Davutoğlu'nun ise Erdoğan'ın oyununa gelmemesi görüşündeyiz. Anayasa'nın ilk 4 maddesinin hunharca alaşağı edilmesine ve tahrip edilmesine karşıyız.