MHP milletvekilleri Osmancık'ta

Milliyetçi Hareket Partisi Mersin Milletvekili Ali Öz, Genel Başkan Başdanışmanı ve MYK Üyesi M. Hidayet Vahapoğlu ile birlikte MHP Osmancık ilçe teşkilatını ziyaret etti.

MHP İlçe Teşkilatında partililer bir araya gelen MHP Mersin Milletvekili Ali Öz, ülke gündemi ve hükümetin çözüm süreciyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

MHP Osmancık Belediye Başkan Adayı Haydar Kurşun, MHP İlçe Başkanı Yusuf Başkemer ve yönetim kurulu üyeleri ile partililerin de hazır bulunduğu ziyarette konuşan Öz, Marmaray projesinin MHP döneminin projesi olduğunu öne sürdü.

MHP Mersin Milletvekili Ali Öz'ün konuşmasından notlar:

MİTİNGE DAVET

Genel Başkanımızın ''Genel Değerleri Koru ve Yaşat'' temalarla Bursa'da başlayan ve en sonuncunu Ankara'da 9 Kasım 2013 gerçekleştirecek olduğu mitinge sizleri davet etmek için huzurlarınıza geldim. Milliyetçi Hareket Partisinin Milletvekilleri ve Merkez Yürütme Kurulu üyeleri Ankara ve Çevresindeki 10 ilde hem teşkilatlarımızla bir değerlendirme yapmak hem davette bulunmak hem de ülkemizin içinde bulunduğu süreçle alakalı karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak maksadıyla yapmış olduğumuz toplantı davetlerinin sonuncusunu da Osmancık'ta gerçekleştiriyoruz.

Türkiye'nin içerisinde bulunduğu dönemi özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ülkeyi yönetmeye başladığı andan itibaren ki 12 yıllık süre içerisinde özellikle ustalık dönemi olarak ifade ettikleri bu dönemde büyük Ortadoğu projesinin eş başkanı olarak kendine addeden Sayın Başbakanın açılım projesi, yıkım projesi, ihanet projesi başladıktan sonra bir takım değerleri yeniden gündeme alıp onlara sahip onların hangi anlama geldiğini ifade etmek adına Genel Başkanımız Devlet Bahçeli önemli bir miting yapmaya MYK üyelerimizle birlikte karar vermişlerdir.

''MİTİNGLERİMİZ DOSTA GÜVEN DÜŞMANA KORKU VERİYOR''

Bu mitinglerde işlenen her bir temalara katılmış olduğumuz tüm illerde coşkulu kalabalıklarla dosta güven, düşmana korku salan mitingleri gerçekleştirdik. Türkiye'nin içerisinde bulunduğu durum maalesef sizlerin de yakinen bildiği aslında birbirimize karşı anlatmamız gerekenin ötesinde yandaş medyada yer bulmayan görüşlerimizi sizler vasıtasıyla insanların elini birebir sıkarak anlatma mecburiyetinde olduğumuz bir süreci yaşıyoruz. Eğer gerçekten bu ülkenin geleceğinden endişe duyuyorsak, Misak-ı Milli sınırları içerisinde ülkenin toprak bütünlüğünün bozulması ve ülke yapısının tehdit altında olduğu algısını hepimiz kabul ediyorsak o zaman burada nefis mücadelesi yapmadan büyük zahmetler çekecek olsak da bu kutlu davadan inanmış insanlar olarak samimi Türk Milliyetçileri olarak zor bir görev üstlendiğimizin farkındayız ve bunu gerçekleştirmek zorundayız.

''TÜRKİYE'NİN BORCU CİDDİ ANLAMDA ARTTI''

Tabi ki ülkemizin bir taraftan siyasi diğer taraftan ekonomik iktisadi yönden içerisinde bulunduğu durumu kısaca özetleyecek olursak bundan Çorum'un da payını aldığı Türkiye'nin ekonomik olarak büyük bir sıkıntı içerisinde olduğunu 2002 yılında 57. Hükümet tarafından bunların yönetime terk edildiği yıllar süreci içerisinde Türkiye'nin toplam borcunun ciddi anlamda arttığını dolayısıyla insanların kendi kazançları ile kendi hayatını idame edemez bir noktaya geldiğini tüketici kredi kullanımında rekor üzerine rekorlar kırıldığını tarım alanında çiftçilerin bankalara adeta tarlalarını ipotek ettirip hepsinin borçlu olduğunu çok yakinen takip ediyor ve biliyoruz. Ben Mersin milletvekiliyim, kendi bölgemizde de benzer sıkıntıları yaşıyoruz.

''9 KASIM'DA ANKARA'DAYIZ''

Bu ülkede bayrak denilince akla ne geleceğini bayrak denilince akla ne geleceğini Türkçe denilince akla ne geleceğini vatan deyince neden vatan diye bir şeyden bahsettiğimizi izah etmek onun haricindeki yapılmış mitingler de içerisinde kardeşlik ve kurtuluş temalı olan demokrasi olan ve bunların hepsinin harmanlayıp bütünleştiği bir kalabalıkla 09 Kasım'da bu mitingi gerçekleştirmek üzere bu ülkenin bütünlüğünden yana olan herkesi siyasi görüşü ne olursa olsun ülkenin gidişatından endişe duyan herkesi Ankara'ya davet etmek adına bu toplantıları yapıyoruz.

MARMARAY MHP'NİN PROJESİ

Son zamanlarda her gün yeni birşey oluyor. Memleketteki gerçek sorunları öteleyen Türkiye'nin gerçek manada gündeminde olan konuşulmasını engelleyen milli değerlerimizin tek tek örselendiği manevi duyguların adeta hiç çekinmeden sömürüldüğü siyasette belli bir yere ulaşabilme adına her şeyi siyaset malzemesi olarak kullanıldığı bir süreci yaşıyor Türkiye 29 Ekim'de Cumhuriyet Bayramının kutlanacağı günde İstanbul'da başlatılan projenin hepimizin övünmesi gereken bir proje olduğunu biliyoruz ama şunları Çorumlu hemşerilerimiz bilsinler, özellikle beğenmedikleri üç ayaklı hükümette Ulaştırma Bakanlığında bulunan dönemin MHP bakanlarından Eniz Öksüz ve Oktay Vural Bey proje mimarıdır.

O Dönemde bu projenin çizilmesi ihale aşamasına getirilmesi gibi her türlü alt yapı tamamlandı. İşler yapım aşamasına geldikten sonra maalesef 03 Kasım 2002' de yapılan seçimle Milliyetçi Hareket Partisi meclis dışında kaldı. 2002 yılında her aşaması tamamlanmış olan projeyi aradan geçen süre içerisinde tamamlayarak sanki bunlardan başka hiç kimsenin hayal etmediği düşünmediği bir proje gibi sunup bu projeden nemalanmak istediler.

''ÖNCE ÜLKEM VE MİLLETİM''

Tabi ki bu ülkenin insanlarının rahatlığı için refahı ve huzuru için hangi siyasi iktidar olursa olsun çok küçük miktarda katkı sağlamışsa biz mutlak suretle her zaman teşekkür etmesini minnet duymasını bilmiş bir siyasilerdeniz. Bunu Sayın Genel Başkanımızda her defasında ifade ediyor.

Belki bu yüzden çok eleştiri aldığımız zamanlar ve yerler de oldu. Adalet ve Kalkınma partisinin yapmış olduğu veya Milliyetçi Hareket Partisinin kabul edeceği bir şeyleri yaptığı nokta da onlarla beraber yürüyor gibi görünmenin bize çok büyük zararları da var belki ama bizim genel başkanımız ne diyor; siyaset tarzı olarak baştan itibaren her defasında her gittiği yerde söylediği bir şey var "Önce Ülkem ve Milletim" sonra partim sonra ben diyor. Dolayısıyla sizin başlangıçtaki yola çıkışınız ülke ve millet odaklı bu milletin menfaatine olan hizmetleri doğru yapıldığında alkışlama noktasında olursak bu tavrı ortaya koyduğunuz zaman gerçekten hüviyetiniz kabul etseler de etmeseler de 76 milyonluk Türkiye'de devlet adamı statüsünü kazanma özelliğini doğuruyor.