Bahçeli, AKP’nin iktidardan düştükten sonra hesap vermekten kurtulmak için güdümlü bir yargı yapılanmasını oluşturmayı amaçladığını öne sürerken, “Yokluğun, yoksulluğun, açlığın ve yolsuzluğun gerekçesi anayasa değil, işbaşındaki AKP hükümetidir. Anayasa değişince, işten atılanlar geri dönmeyecek, aşsız tencereler kaynamayacak, milletimiz fukaralıktan kurtulamayacak, terör bitmeyecek, bölücülük sona ermeyecektir” diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, MHP’li milletvekilleri, Merkez Yönetim ve Merkez Disiplin Kurulu üyeleri, İl Başkanları ve MHP’li Belediye Başkanlarının katıldığı toplantıda MHP’nin referandumda hayır kampanyasının esaslarını açıkladı.
-MHP ‘HAYIR’ İÇİN BARIŞ MANÇO’NUN ‘HAYIR’ ŞARKISINI KULLANACAK-
Anadolu Gösteri Merkezi’nde yapılan toplantıda Bahçeli’nin konuşmasından önce Barış Manço’nun “Hayır, yüz bin kere hayır” şarkısı çalındı ve şarkıya MHP tarafından hazırlanan klip gösterildi. Klipte ağırlıkla şehit cenazelerinin görüntülerinin kullanıldığı görüldü.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, burada yaptığı konuşmada referandumda yürütecekleri hayır kampanyasının ayrıntılarını anlattı. Evrensel benzerliklerin, ülkelerin anayasalarını bazı hususlarda birbirine yaklaştırırken, toplumların milli özelliklerine göre anayasaların farklılaşabileceğini, bir toplumu demokratik ve özgürlükçü yapan bir anayasanın, bir diğer toplumu ayrışmaya kadar götürebileceğini ifade eden Bahçeli, “Bizim tarihimiz dayatmacı, kopyacı ve taklitçi özgürlük ve rejim hayranlarının bize özgü milli niteliklerimizi ihmalinin sonucu, yabancı başkentlerden taşınan formüllerin bir ülkeyi nasıl felakete götürebileceğinin en belirgin örneğidir” dedi.
“Biz bu konuda, ecdadımızın bu yıkımı en iyimser haliyle, istemeden ama gelişmeleri de hesaba katmadan yaptığına yormak gerektiğini düşünüyoruz” diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
“Onların gerisinde ders alacakları yaşanmış tecrübeler yoktu. Ama bir asır sonra aynı küresel oyunlara bir kez daha düşenler için masum diyemeyeceğimiz gibi, cahil veya gafil tanımı bile bunları karşılamaya yetmeyecektir. Geride kalan yüzyıllarda başımıza nelerin geldiğini bilerek yine aynı karanlık yollara sapmak isteyenleri bugün tanımlayacağımız tek kavram kalmıştır: O da ihanettir.”
Bahçeli, masum talepler olarak başlanılan adımların, yarın Türkiye’ye hangi badirelere mal olacağını dikkate almayan, hesabını yapmayan vizyonsuzluğa Türkiye’nin tahammülünün kalmadığını dile getirerek “Geçen asırdaki sapma ve körlüğün bedelini Türkiye Cumhuriyeti sınırlarına kadar çekilerek ödedik. Şimdiki hataların bedelini ödemek için neleri feda edeceğiz, nereleri vereceğiz, hangi insanımızdan, hangi toprağımızdan vazgeçeceğiz? Bir millet bu zillete bir kere düşer, bir devlet bu hatayı bir kere yapar, ve aydın ise bu şuursuzluğu şayet ders çıkarmışsa tekrarlamaz. Yıkımın yenisine ne Türkiye’nin, ne Türk milletinin tahammülü vardır” diye konuştu. “130 yıllık çözülmenin” bütün aktörlerinin bugün de Türkiye’de bulunduğunu, ancak bu yıkım yaşanırken olmayan tek gücün bugün mevcut olduğunu söyleyen Bahçeli, “Bu muazzam kudretin adı Milliyetçi Hareket Partisi’dir. Türk tarihi açısından önemimiz ve varlık nedenimiz de budur. O gün bu uyarıları yapacak, gidişata engel olacak bir siyasal duruş mümkün olabilseydi tarihin çehresi değişecek, milletimizin talihi dönüşecekti” diye konuştu.
-“GÖSTERDİĞİMİZ FEDAKARLIKLARI HATIRLAMAYANLARIN OYUNCAĞI MI OLACAĞIZ?”-
Bahçeli, kendilerinin de 12 Eylül 1980’le hesaplaşacaklarını ifade ederken “Ama bizim unutmayacaklarımız sadece bunlar mıdır? Soracağımız hesaplar, yalnızca bu dönemden mi ibaret olmalıdır? Bizim mağduriyetlerimiz sadece bu döneme mi aittir? Devrin şartlarında, en müşkül anlarda gösterdiğimiz fedakârlıkları bir gün bile hayırla hatırlamayanların oyuncağı mı olacağız? Gencecik fidanlarımız toprağa verilirken, kim bu can verenler diye merak edip ardımızdan bir fatihayı bile esirgeyenlerin tuzağına mı düşeceğiz? Bunlar neyin mücadelesini veriyorlar, ne yiyip ne içiyorlar, nasıl yaşıyorlar diye merak ederek Allah rızası için hatırımızı bile sormayanların, figüranı mı olacağız?” diye sordu.
-“KÜÇÜK HESAPLARA TAKILIP BÜYÜK HESAPLARIN OYUNCAĞI OLMAYACAĞIZ”-
“Yüreğinde millet sevgisi olan” hiç kimsenin buna kanmayacağını dile getiren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dün ‘halklara özgürlük’ diyerek ülkücülere kurşun sıkan hainler karşımızdaydı. Verilen mücadele millet adına bunlarlaydı. Bugün ise aynı sloganın yeni sahibi, milletimizi otuz altıya bölmek isteyen Recep Tayyip Erdoğan karşımızdadır. Milletimizi kimliklere ayırmak isteyen PKK ve uzantıları karşımızdadır. Bugün demokrasi içinde vereceğimiz mücadele yine bu yıkıcı ve bölücü zihniyetlerledir. Bu itibarla, geçmişte verdiğimiz şerefli mücadeleyi de, maruz kaldığımız haksızlıkları da hatırlayacağız, hatıralarını yaşatmaya devam edeceğiz. Ama, ağaçlara tek tek bakarken önümüzde orman olduğunu da fark edeceğiz. Küçük hesapların ardına takılıp, büyük hesapların oyuncağı olmayacağız. Önce, oyunu yukarıdan, kaynağından, yedi düvelin bitmeyen hesaplarından bozacağız. Küresel güçlerin bölgemizdeki kanlı tezgahlarını dağıtacağız.”
-“MHP DE SİVİL BİR ANAYASADAN YANA”-
Bahçeli, haram ile helalin karışımından helal çıkmayacağını, zemzemle zehiri birleştirip altın kasede içirmeye çalışanlara da kanmayacaklarını ifade ederken “Bugün karşımıza anayasa hazırladık diye çıkan fikirlerin sahipleri ise bugünün Türkiye’si ile Cumhuriyet’in kuruluş yılları arasındaki sosyal, siyasal ve hukuksal bağları ve kökleri kopartma tehlikesini bünyelerinde bir virüs gibi taşımaktadırlar. Anayasa değişiklileri konusundaki gelişmelerin öncelikle milletin ve devletin bekası açısından düşünülmesi ve yorumlanması çok önemli olacaktır” dedi.
MHP’nin, terör, yoksulluk, yolsuzluk, hayat pahalılığı ve işsizliği yenecek, ayrışmayı değil birleşmeyi sağlayacak bir toplumsal uzlaşmayı gerçekleştirecek yeni, sivil bir anayasadan yana olduğunu, 1999, 2002 ve 2007 seçim beyannamelerinde ve parti programında bu taleplere yer verildiğini anlatan Bahçeli, TBMM’de de çeşitli zamanlarda Anayasa değişikliği için teklifler verdiklerini ancak bunların kabul edilmediğini anımsattı. Sürekli kültürel ve etnik farklılıklara vurgu yaparak bunları derinleştirmekle ve kurumlaştırmaya çalışmakla demokrasinin yerleşmesinin söz konusu olamayacağını da söyleyen Bahçeli, “Demokratikleşme projelerinin üzerine etnik ayrımcılığı çıkarmak, siyasal ihtiraslarını ve emellerini paragraflara kurnazca sıkıştırmaya çalışmak Türkiye’nin önüne konmuş en büyük tuzaktır. Türk milleti adıyla oluşmuş milli kimliğin kırılması ile sonuçlanacak bu süreçte, alt kültürlerin kimlik haline gelmesiyle derin bir ayrışma ve husumetin tohumları atılmaya şimdiden başlanmıştır” diye konuştu.
-AKP’YE AĞIR SUÇLAMALAR-
Bahçeli, “PKK açılımı” olarak nitelendirdiği açılımla birlikte etnik bölücülüğün meşru bir siyasi amaç sayılmaya başlandığını, terör örgütünün zemin kazanarak bölünme dinamiklerinin harekete geçirildiğini, etnik temelde siyaset yolunun açıldığını öne sürerek “AKP, projelerini uygulayabilmek, yıkımı topluma kabul ettirebilmek için çok tehlikeli bir siyaset modelini seçmiştir. Açılım adını verdiği ve kendisi için dönüşü olmadığını açıkladığı yolda, kendi gündemini hayata geçirmek için imkân ve zemin arayışlarından en önemlisi anayasa değişiklikleridir” diye konuştu.
Vatandaşlık kavramının üst kimlik olarak benimsenmesi, Türkçe dışındaki dillerin eğitim sistemi içine alınması, etnik kimlikle siyaset hakkının tanınması, teröristlere af çıkartılması, eyaletler sistemine geçişin altyapısının hazırlanması gibi konularda AKP ile PKK’nın hedeflerinin örtüştüğünü de ileri süren Bahçeli, “Hesaplanan bu değişikliklerin şimdiki paket içinde olmayışı kimseyi aldatmamalıdır. Başbakan ve AKP zihniyeti, yıkım denen açılımdan, çok milletli parçalı devlet yapısından, kimliklerin kışkırtılmasından vazgeçmediklerine göre bu niyetlerin önünün açılması ileriki anayasa paketine bırakılmıştır” diye konuştu.
-“ANAYASA PAKETİ AKP’NİN ÖZEL İHTİYAÇLARI İÇİN HAZIRLANDI”-
Bahçeli, MHP’nin Anayasa değişikliği referandumunda hayır oyu vereceğini belirtirken “Son anayasa değişikliklerinin doğmasında kaynak, milletin ihtiyaçlarından öte yabancı dayatmalar karşısında AKP zihniyetinin teslimiyetidir. Geniş toplumsal mutabakatla hazırlanıp doğru zemine oturtulmadıkları zaman, anayasaların kalıcı, kapsayıcı ve etkili olması beklenmemelidir. Bugüne kadar toplumsal zemine dayanmayan anayasaların yaşadığı sorunlar da ortadadır. MHP, milletimizin önceliklerine ve taleplerine cevap vermeyen ve dışarıdan sipariş edilen anayasa değişikliklerine hayır oyu verecektir” dedi.
Bahçeli, Anayasa değişikliğinin hazırlanması sürecinde katkılarının sorulmadığını belirtirken değişikliğin milleti yeni bir kutuplaşmaya götüreceğini, AKP’nin sekiz yıldır icraatlarıyla “şaibeli ilişkiler ve istismarın” odağı olduğunu söyledi.
Anayasa değişiklik teklifi ile ortaya çıkan tabloya bakıldığında AKP’nin samimi değil, içten pazarlıklı olduğunu savunan Bahçeli, “Etnik ve mezhep temelli ayrışmayı kaşıyan, hak taleplerine şiddet uygulayan, demokratik gösterileri zorbalıkla önlemeye çalışan, özel hayatın gizliliğine yönelik ihlali meşru sayan, adaletin tecellisinde özgürlüklerin kısıtlanmasına göz yuman, medyaya baskı arayışlarını sürdüren, şeffaflıktan ve dürüstlükten kaçan ve kapalı kapılar ardında siyaset belirleyen bir zihniyetin sözde demokrasi aradığını ve anayasayı demokratikleştirmek istediğini söylemek tam bir garabettir” diye konuştu. Anayasa paketinin, AKP’nin özel ihtiyaçları ile “gizli gündemi” ışığında şekillendiğini dile getiren Bahçeli, “Özellikle bölücülüğün aldığı yeni boyut ve ülkemizin önüne konulan ayrışma tehdidi Başbakan Erdoğan’ın geride kalan icraatlarının eseridir. Gizli gündeminin olduğu ise ‘hazmedecekler’ beyanıyla sabittir. Hazım bir süreçtir, sindirilmesini müteakip yeni bir lokma gelecektir. MHP, ülkemizi ve milletimizi bölünmeye doğru götüreceği anlaşılan hazmettirme sürecinin ilk adımı olan Anayasa değişikliklerine hayır oyu verecektir” dedi.
-“ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ YOKSULLUĞA İŞSİZLİĞE ÇARE OLMAYACAK”-
“AKP’nin amacı, yedi buçuk yıllık vurgun, soygun, yolsuzluk ve talan döneminin hesabından kurtulmak için lekeli geçmişine uyarlanmış güdümlü bir yargı yapılanmasını oluşturmaktır” diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Maksadı, ağır şartlarda geçim mücadelesi veren Türk milletinin acı gerçeği olan açlık, işsizlik, yoksulluk gibi temel sorunlarının tartışılmasını önlemek, bunlar üzerine örtü çekerek AKP’nin bu alanlardaki karanlık sicilini gözlerden kaçırmaya çalışmaktır. İktidar partisinin, TBMM’deki görüşmeler esnasında geliştirdiği söylemler ve uyguladığı taktik; ülkemizdeki bütün sorunların kaynağının AKP hükümeti değil, anayasa olduğu yönündedir. Oysa, yokluğun, yoksulluğun, açlığın ve yolsuzluğun gerekçesi anayasa değil, işbaşındaki AKP hükümetidir. Anayasa değişince, işten atılanlar geri dönmeyecek, aşsız tencereler kaynamayacak, milletimiz fukaralıktan kurtulamayacak, terör bitmeyecek, bölücülük sona ermeyecektir. MHP, milletimizi yokluğa mahkum etmiş müflis zihniyetin rezaletlerini örtme arayışlarının, gündemi değiştirme çabalarının maskesi olan Anayasa değişikliklerine hayır oyu verecektir.”
-“MHP HER VATANDAŞA ULAŞACAK, DOĞRULARI ANLATACAK”-
Bahçeli, referandum sürecinde millete doğruları anlatmak için MHP’nin Anadolu’ya açılacağını, her haneye ve her vatandaşa ulaşacağını ifade ederken “12 Eylül 2010 tarihi geldiğinde, büyük Türk milleti kavşak noktasında kendi geleceğini, nasıl yaşayacağının akıbetini, milli varlığının devamını, devletinin ve ülkesinin bekasını çok yakından ilgilendirecek bir karara damgasını vuracaktır. Ve eğer yanlış bir tercih kullanırsa dönüşü olmayan bir yola girecek, ayrışma, bölünme, çatışma, kutuplaşma ve sonunda mutlaka yıkım ve çöküşle karşı karşıya gelecektir. Ancak, Türk milletinin feraseti yüksektir, bütün karşı propagandaya ve işbirlikçi güçlere rağmen uyanık olacak, dik duracak ve doğru olan kararını verecektir. O tarihi gün gelip de referandum için oy vermeye gittiğinde aziz milletim, tercihini mutlaka ve ilelebet kardeşçe yaşamaktan yana kullanacaktır” diye konuştu.
-“REFERANDUMDA HAYIR DEMEK AKP’YE HAYIR DEMEKTİR”-
Anayasa değişikliklerine hayır demenin AKP’ye ve Başbakan Erdoğan’a da hayır demek olacağını söyleyen Bahçeli, önümüzdeki süreçte MHP’lilere düşen görevleri şöyle anlattı:
“Birincisi, verecekleri ‘hayır’ kararının önemi konusunda aziz milletimizi uyarmaktır. İkincisi, yoksulluk ve yokluğun ağır baskısı ile göz ardı ettiği milli değerlere yönelik felaketler konusunda uyandırmaktır. Üçüncüsü, kurtuluşun AKP’ye ders vermekle, çözümün ise ancak Milliyetçi Hareket Partisine destek vermekle mümkün olacağına toplumu inandırmaktır.”
Bahçeli, konuşmasının sonunda salonda bulunan partililere “Şahsi ihtirasları için Türk milletinin kardeşliğini bozanları unutacak mısınız? Manevi değerler üzerinden yapılan ucuz siyaseti unutacak mısınız? Ülkemizi yoksulluğa ve yolsuzluğa mahkûm edenleri unutacak mısınız? Şehide kelle, katile sayın, eşkıyaya abi diyenleri unutacak mısınız? ‘Şehitler ölmez vatan bölünmez’ diyenleri tahrikçilikle suçlayanları unutacak mısınız? Sizlere faşist diyenleri, kandan beslendiğinizi söyleyenleri, ırkçı, kafatasçı diye suçlayanları unutacak mısınız?” diye sordu. Salonda bulunan partililer de hep bir ağızdan “Hayır” yanıtı verdiler.
ANKA