MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Bölücüler hiç olmadığı kadar öz güven elde etmişlerdir. 29 yıllık terörle mücadele, Başbakan Erdoğan tarafından helak edilmiş, hüsrana uğratılmıştır. Şehitlerimizin kemikleri sızlatılmıştır. Şehit analarının acıları dağlanmış, ciğerleri tekrar yakılmıştır" dedi. Bahçeli, "Milli Değerleri Koru ve Yaşat" açık hava toplantıları kapsamında Erzurum İstasyon Meydanında düzenlenen "Birlik Mitingi"nde yaptığı konuşmada, hükümeti eleştirdi. "Çalışan siz, üreten siz ancak hep kaybeden, dara düşen, darlık çeken, göçe zorlanan ve borca batan sizsiniz. Bu reva mıdır sizlere, hak mıdır sizlere, bu layık mıdır sizlere" diye miting alanındaki vatandaşlara soran Bahçeli, "Hayır" yanıtı üzerine, "Madem hayır diyorsunuz, o zaman Başbakan Erdoğan'ın sonu görünmüştür. Madem kabullenmiyorsunuz, madem şikayetleriniz arşa varmıştır, o halde AKP'nin tek yönlü kesilen ve bir daha dönüşü olmayan bileti sizler tarafından hazırlanmıştır" diye konuştu. Erzurum'dan vurulacak tokadın Ankara'dan işitilmesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti: "Erzurum'dan tutuşan milli ateş Washington'a kadar ulaşmalı, Brüksel'e kadar sıçramalı, Erbil ve Kandil'de de taş üstünde taş bırakmamalıdır. Erzurum'un nabzı, milli irade depremi olmalı, başbakan ve hükümetini içine çekip yutmalıdır. Çağrım AKP'ye oy veren kardeşlerimedir. Çağrım kökeni, mezhebi ve siyasi düşüncesi ne olursa olsun tüm Dadaşlaradır. Çağrım vatanını seven, milletine mensubiyet duyan, bayrağına vurgun, tüm milliyetçi, ülkücü, vatanseverleredir. Hep birlikte bu durgunluğa son verelim. Hep birlikte bu bulanıklığı temizleyelim. Hep birlikte bu siyasi çöp dağını gömelim. Hep birlikte bu çöküşe dur diyelim. Birliğimize, bütünlüğümüze ve büyük millet oluşumuza iman dolu göğsümüzle sadakat güneşiyle aydınlanmış ruhlarımızla sahip çıkalım. Haydi hep birlikte Türk milletine, Türklüğe ve Türkiye Cumhuriyeti'ne beraberce kalkan olalım." Bahçeli, içinden geçilen şu günlerde Türkiye'nin bütünlüğü, milletin birlikteliği ve bin yıllık kardeşliğinin tehlike altında olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti: "Elleri öpülesi ve hürmetle yad ettiğimiz kahraman Türk anası Nene Hatun'u ortaya çıkaran şartların bir benzeri bugün de karşımızdadır. Aziziye Tabyası'nda devleşen Nene Hatun'un bıraktığı miras maalesef çar çur edilmektedir. Osmanlıyı yıkan küresel aktörler, 3 Kasım 2002'den itibaren daha şiddetli, daha vahşi bir oyun için kendilerine yeni bir maşa, yeni bir kukla ve yeni bir piyon bulmuşlardır. Başbakan bu tarihi Türk baharı olarak tanımlamaktadır. Herhalde kendisi kara kışı, bahar görecek kadar aklını peynir ekmekle yemiştir. İşbirlikçi AKP iktidarının yönetiminde, İmralı canisi birliğimizi, varlığımızı, Avrupalı kimliğimizi, ABD onurumuzu, Ermeni diasporası tarihimizi, aşiret reisleri devleti yargılar ve aşağılar hale gelmiştir. 1919'da Erzurum'da bir araya gelen kahramanlar, 'Vatan bir bütündür, parçalanamaz' demişlerdi. Bugün de milliyetçi hareketle beraber milli devlet, üniter yapı, bölünmez bütünlük diyecek misiniz? 1919'da milliyetçiler, 'Manda ve himaye kabul edilemez' demişlerdi. Bugün de milliyetçi hareketle tam bağımsızlıkta, milli kimlikte, Türk milletinde ve milliyetçilikte, sonunu, başını düşünmeden karar kılacak mısınız? 1919'un 23 Temmuz'unda Erzurum'da bir okul salonunda atılan kutlu tohumla yeni bir Türk devleti doğmuştu. Bugün de devletin, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün yeniden doğruluşu için varlık ve birlik yolunda yürüyecek misiniz? Daha zengin, daha mutlu, daha huzurlu ve daha adil bir Türkiye için yapacağınız tercih nedeniyle hepinizi ayrı ayrı kutluyorum." -"Başbakan ve hükümeti PKK'ya kucak açmıştır" Bahçeli, 1919 Temmuz'unda olduğu gibi tanıdık, bildik ve aşinası oldukları engeller olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti: "O gün Türk milleti için manda himaye arayanlar, bugün Türki milletinin karşısındadır. Başbakan raydan çıkmış, yoldan savrulmuş çizgi ve kural dışına geçmiştir. İmralı canisi, başbakanın başına adeta çuval geçirmiş, adeta gözünü kör etmiş, adeta ruhunu ele geçirmiştir. Başbakan ve hükümeti PKK'ya kucak açmıştır. Başbakan ve hükümeti İmralı canisiyle milletimizin en temel ve hayati haklarını, kazanımlarını pazarlık konusu yapmıştır. Bölücüler hiç olmadığı kadar özgüven elde etmişlerdir. 29 yıllık terörle mücadele, Başbakan Erdoğan tarafından helak edilmiş, hüsrana uğratılmıştır. Şehitlerimizin kemikleri sızlatılmıştır. Şehit analarının acıları dağlanmış, ciğerleri tekrar yakılmıştır. Analar ağlamasın propagandası yalan üzerine kurulmuştur. Aylardır şehit haberleri gelmediği önündeki açıklamalar tam bir akıl ve vicdan tutulmasına yol açmıştır. Başbakan bir yanda dağların piknik yerine döndüğünü açıklarken diğer yanda teröristler şantiye basmakta, içinde askerlerimizi taşıyan helikopterlere ateş açmaktadır. Bir yanda Taksim'i kuşatırken diğer yanda dağlarımızı, sınırlarımızı, İstanbul'un ara ve arka sokaklarına terör örgütü mensuplarının kontrolüne terk etmektedir." Bahçeli, 8 Mayıs'tan itibaren PKK'lı teröristlerin nereye gittikleri, nerede yoğunlaştıkları, hangi tertibat içinde olduklarının tam bilinmezliğe bırakıldığını savunarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Başbakan Erdoğan her gün televizyonlarda boy gösterirken, süreç ihanetini birlikte götürdüğü hainler sanki sırra kadem basmışlardır. Oysaki PKK şehirlere üşüşmüştür, Taksim'e çıkmış, yeni suikastlar için moral ve güç takviyesi yapmak üzere pozisyon almıştır. PKK'lı hainler icat etmemiş, ricacı başbakanla randevulaşarak rahata ermişlerdir. İmralı canisi ve örgütü başbakanı madara etmiştir. Türkiye, sözde çözüm süreci ihanetine adım adım sürüklenmiştir. Türk milleti, PKK'ya ikram ve ihale edilmenin eşiğine getirilmiştir. Biliyorsunuz İmralı canisiyle müzakerenin ismi süreç olarak tanımlanmıştır. PKK ile ezik büzük yürütülen taviz ve teslimiyet döngüsünün ismi çözüm ve barış olarak sunulmuştur. İmralı canisi yattığı yerden örgütünü sevk ve idare eder bir konuma tekrar yükseltilmiştir. Başbakan teröre karşı pırsmıştır. Başbakan bölücülere karşı sinmiş ve alttan alan bir acziyetin içine girmiştir. BDP ve PKK ve İmralı canisi, Türkiye, Türk vatanı ve Türk milleti üzerinde planlar yaparken, senaryolar yazarken ve alçakça oyunlar sahnelerken Başbakan Erdoğan, Taksim Gezi Parkı merkezli göstericilere savaş açmıştır." -"Türk milleti 29 Ekim 1923'te nihai sözünü söylemişti" Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Milli İradeye Saygı Mitingleri"ne de değinen Bahçeli, şöyle devam etti: "Başbakan Erdoğan gerçekte milli iradeye en büyük hazımsızlığı ve hainliği gösteren bölücülere, terör örgütüne karşı sessiz ve tepkisizdir. Geçtiğimiz hafta sonunda Diyarbakır'da malum mihraklarca düzenlenen sözde Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı hakkında henüz bir şey söylemiştir. İmralı canisi, AKP'ye 'iktidara altın tepside sunduk derken' de Recep Tayyip Erdoğan'dan itiraz gelmemiştir. Cani başı, 'başbakan vatana ihanetten tutuklanacaktı, darbeyi önledim' derken de ses çıkmamıştır. Cani başı, 'çekilirsek gerillayı daha da büyüteceğiz' derken de bir tepki işitilmemiştir. Herkes, 'hepimiz özgür kalacağız' derken de bir karşı çıkış duyulmamıştır. Yine cani başının, 'Tayyip beyin başkanlığını destekleriz' beyanlarına bir açıklama ve cevap verilmemiştir. Diyarbakır'da Demokratik Toplum Kongresi isimli fitnenin ulusal meclise dönüşmesi öngörülmüş, sözde Kuzey Kürdistan'ın özerkliğinden, federasyondan, hatta bağımsızlıktan bahsedilmiştir ama başbakanda ne ses ne de görüntü vardır. İmralı canisinin serbest bırakılması istenmiştir ama başbakan başka havalardadır. Gezi Parkı'na yeni hücumlar düzenlemenin, yeni fevriliklerin ve ölçüsüzlüklerin arayışındadır. Türk milleti 29 Ekim 1923'te nihai sözünü söylemiştir. Bu topraklara kutlu damgasını vurmuştur. Bundan ödün verilmesi hiçbir şart altında mümkün olamayacaktır. Aksini düşünenler bilsinler ki tekrar Erzurum olur direniriz, tekrar Sivas oluruz şahlanırız, tekrar Sakarya olur kanatlanırız, tekrar Dumlupınar olur ayaklanırız, ne gerekirse tekrar fetih olur yurdumuzu baştan başa alçaklardan siler süpürürüz." (Sürecek)
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz