MHP'li Gökçe'den "eski ülkücülere" uyarı

Bazı "Eski Ülkücülerin" AK Parti'nin Anayasa değişikliğine evet dedikleri yolundaki haberler üzerine MHP eski Genel Başkan Yardımcısı Salih Gökçe görüşlerini açıkladı. Gökçe, Türk milliyetçiliği ülkesiyle yetişmiş, geçmişte Türk devletini ve milletinin bekası için mücadele etmiş hiç kimsenin, devlet ve millet için kılını kıpırdatmamış kişilerin kirli dümen suyuna alet olamayacağını" söyledi.

Adana'da Yerel Toros Gazetesi'ne konuşan ve ülkücünün eskisi olmayacağını vurgulayan Gökçe, "Türk Milliyetçiliği ülküsüne gönül verenlerin şehid düşen, hürriyetinden olan dava arkadaşlarının hakkını nasıl ödeyeceklerini düşünürek haraket etmelerini istedi ve "Bugün Türk Milliyetçiliği ülküsüne gönül vermiş dava erlerini şehit edenleri milletvekili yapanların timsah gözyaşlarına ne kadar inanacaksınız" diye sordu.

Referandumda "evet" demekle Türkiye Cumhuriyetin bütün kurumlarıyla ortdan kaldırmak isteyen bir siyasal düşünceye evet demiş olunacağını kaydeden Salih Gökçe, dün ülkenin varlığı için cansiparane davranan ülkücülerin bugün de aynı davranışı göstermek zorunda olduğu ifade ederek, "Ülkemezin, milletimizin, devletimizin, çouklarımızın geleceği için bu referandumda hayır demeliyiz. Ben de bu düşüncelerle hayır diyeceğim" dedi.

Gökçe şunları söyledi:

"Eski Ülkücüler derken, önce "Ülkücülük" nedir, ona bakmak lazım. Ülkü, hedef koyduğumuz bir hususun hayat biçimidir. İdealdir. Hedef noktasıdır. Türk Milliyetçiliği ülküsü ise Türk Ülkücülüğü ile olur. Eski ülkücülükle anlatılmak istenen amacın ne olduğunu anlamış değilim. Bize öğretilen Ülkücülük, Türk Milliyetçiliği idealini yaşamak ve yaşatmaktır. Bunun dışında, Türk Milliyetçiliği idaelini taşıyormuş kisvesi altında başka ideolojilerin peşinde koşmuş ülkücüler varsa, onlar da Ülkücü olmaz. Türk Milliyetçiliği ülküsünün eskisi olmaz. Bu ülküyü yaşayan olur ve yaşar. 3 bin yıllık Türk tarihi içinde Türk Milletinin varlığı, Türk Devletinin bekası vardı.Türk Milliyetçiliği ülküsünün çabasıyla kıyamete kadar da var olacak ve yaşayacaktır. 1980 Eylülünden sonra, maalesef çok kıymetli dava arkadaşlarımızın literatürüne "Eski Ülkücüler" sıfatı girdi. Bu sıfatı taşımak tenezzülünde bulunan arkadaşlarımızın hangi amaç ve hangi düşüncenin ve hangi propaganda ve güçlerin etkisi altında kalarak "eski ülkücü" sıfatını kendilerine yakıştırdıklarını hayretle ve şaşkınlıkla seyrediyorum.
Ülkücü bir eşya değil ki, eskisi olsun. Türk Milliyetçiliği ülküsüne gönül veren insanlar, hangi tarihte 9 Işık Doktrini'ni kabul etmişse, o tarihten itibaren canlı ve diri birer ülkücüdür. Sonsuza kadar da böyle kalacaklardır. Dün bir simidi paylaştığımız arkadaşlarımızın, beraber mücadele ettiğim arkadaşlarımın neden eskidiğini anlamıyorum. Eskiyen nelerdir. Neyi eskittiler, nasıl eskittiler?"