YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

MHP’li Günal: 'Grevsiz sendikacılık olmaz'

MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, grevsiz toplu sözleşme mantığını olmayacağını söyledi.

MHP’li Günal: 'Grevsiz sendikacılık olmaz'

TBMM’de sendikal örgütlenmede yaşanan sorunların araştırılması, sendikal hak ihlallerinin ortaya çıkarılması, gerekli önlemlerin belirlenmesi, sendikal örgütlenmenin yaygınlaştırılarak geliştirilmesinin yollarının tespit edilmesi ile bu konularda öneriler geliştirilmesi amacıyla verilen Meclis Araştırması açılması teklifi üzerine MHP Grubu adına konuşan Günal; kamu çalışanlarına AKP’nin vermediği grev hakkının toplu sözleşmenin bir parçası olarak ILO Sözleşmesinde yer aldığını söyleyerek AKP’ye “Hadi memura vermediniz, peki, işçiye verdiğiniz grev hakkını niye geriye almaya çalışıyorsunuz? Grev hakkı elinden alınan işçi nasıl toplu sözleşme yapacak? İşvereni nasıl maaşını artırmaya zorlayabilecek?” diye sordu. Hakem heyetinin kamu çalışanlarına 2012 için 4+4 zam karar vermesini de eleştiren Günal, AKP Hükümetinin memuru enflasyona ezdirdiğini söyledi.

Türkiye’nin gündeminde sendikasızlaşma var

MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal’ın TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmasında şunları söyledi: “Meclis’te sendikalaşma ve sendikal örgütlenmeyle ilgili bir önerge üzerinde konuşurken basına en son düşen iki tane haberin başlığını söylüyorum: “Memur zammı belli oldu. İtirazlara rağmen 4+4” Alttaki haberde de “Türk Hava Yolları 150 çalışanını anında kapı önüne koydu.” (Şu anda da grevin yasaklanmasına ilişkin bir çalışma var, daha önce Aile, Çalışma Komisyonunda reddedilen başka bir maddenin bugün görüşeceğimiz kanun içerisine dercedilmesi var.) İki tane sıcak gündem, tamamıyla sendikasızlaşmayı ve sendikanın önemsizleştirilmesini gösteren iki örnekten bahsediyorum” dedi. Başbakan’ın Anayasa değişikliği için bütün hakları vereceklerini söylediği kaydeden Günal; “Başbakan bir taraftan “Yeni anayasa olmazsa 2023 hedefine bile ulaşamayız. diyor; bir taraftan da, Anayasa değişikliği çıkarken “Size bütün haklarınızı vereceğiz, grevli toplu sözleşmeli” diyor. Ama bakıyorsunuz öbür taraftan, grev olan bir sektörü yasaklamaya kalkıyor. Ulaştırma, Haberleşme Bakanımız Sayın Yıldırım, Türk Hava Yolları çalışanlarının yaptığı grev hakkında diyor ki: “Bakın, Türk Hava Yolları özel bir kuruluştur, dolayısıyla Türk Hava Yollarıyla sendika arasındaki toplu sözleşme görüşmelerinin içinde değiliz. Olmamız da gerekmiyor.” Güzel! “Ama bu sorun artık vatandaşı perişan edecek noktaya giderse, kısa sürede çözülemezse bir şekilde önlem almak için gerekli adımları atmaktan geri durmayız.” Size ne? Türk Hava Yolları bir kamu kurumu mu? Şu anda sadece payı var. Madem o kadar stratejikse niye özelleştiriyorsunuz? Veya stratejik değilse, orada yapılacak grevin sizinle ne alakası var, niye karışıyorsunuz, işçiyle işveren arasındaki bir toplu sözleşme görüşmesindeki sürece kanun aracılığıyla niye müdahale etme ihtiyacı hissediyorsunuz? Bu nasıl özgürlüktür? İşimize geldiği zaman uluslararası sözleşmelerden bahsedeceğiz, işimize geldiği zaman Avrupa Birliği normlarından bahsedeceğiz, işimize gelmediği zaman, bir madde çıkaralım, bir kanun maddesiyle bunu çözelim, böyle bir şey olmaz” diye konuştu.

Grev hakkı toplu sözleşmenin bir parçası

ILO Sözleşmesi’nde grev hakkının toplu sözleşmelerin bir parçası olduğunu belirten Günal; “ Burada grev hakkından bahsediyor ki kamu çalışanlarına, memurlara vermediğiniz grev hakkı toplu sözleşmenin bir parçası. Hadi buna vermediniz, peki, işçiye verdiğiniz grev hakkını niye geriye almaya çalışıyorsunuz? Grev hakkı elinden alınan işçi nasıl toplu sözleşme yapacak? İşvereni nasıl maaşını artırmaya zorlayabilecek? Ortada bir uzlaşama zaten bulunuyor netice itibarıyla. Orada da bir hakem heyeti var, bir şey olduğu zaman oraya da gidiyorlar. Nasıl ki kamu çalışanları için varsa, bunlara kamu aracılığıyla müdahale edilmesi doğru değildir. “İnsan hakkı” kavramının içerisinde en temel şeylerden birisi örgütlenme hakkıdır ve sendika da bir örgütlenme biçimidir. Onun için, bir taraftan “özgürlükleri veriyoruz” derken bu özgürlükleri kısıtlayıcı davranıştan vazgeçilmeli” dedi.

AKP, Memuru Enflasyona Ezdiriyor!

Memur zammının oy çokluğuyla kabul edilmesini Sayıştay Başkanı ağırlığını koymasıyla çıktığını ifade eden Günal; “Sendika kanunu Meclis’ten çıkarken hakem heyetinde bürokrasi ağırlığı olursa yani Hükûmet belirlerse ha toplu sözleşme, ha toplu görüşme, ha doğrudan memur maaş zammı verilmesi, bir anlamı yok, kendi kendimizi kardırmayın hiçbir şey fark etmiyor demiştik. Sonuç olarak da ciddi sorunlar yaşanıyor ve çıkan karar %4+4. Peki, memurlar ne istemişti? Yani iktidara yakın olan özellikle korunan, kayırılan Memur-Sen’in de dâhil talep 7,5+7,5’tu. Yani % 4 nere %7,5 nere? Yarısına uzlaşmış durumdalar. Üç aylık enflasyona baktığınız zaman, zaten 3’ü geçti. Peki, nasıl telafi edeceğiz? Refah payı yok. Hani sizin rekor büyümeler kime yarıyor? Buradan birazcık da memura vermek lazım değil miydi?” diye sordu.

Mehmet Günal konuşmasını şöyle sürdürdü: “Merkez Bankasının enflasyon beklentilerine baktığımız zaman 7-8, iyimser tahminle olacak mı? Olacak. Hani memura zammı bir an önce verilecekti? Haziran ayı geldi hâlâ farklarını alamadılar. Vereceğimiz fark da zaten oluşan enflasyonu bile şu anda telafi etmiyor. “Yeniden bir daha verelim.” diyeceğinize hiç olmazsa birinci altı ayınkini biraz yüksek tutulsun da bu enflasyonu telafi edecek durumda olsun!

Şöyle bir yanlışa kapılıyoruz, Bakanlarımız şöyle açıklıyor ama: “4+4=8” Öyle bir şey yok. 3,5+3,5=7 falan değil. Arkadaşların elinde bilgisayar var, bakın makineler var, onlar bir hesap yapsınlar, birinci ay 100’ün üstüne 3,5’i koyun, altı ay verin, sonra tekrar 3,5’i koyun yüzde 5’e ancak tekabül eder, 7 olmaz, 5,0 küsur yapar. Peki enflasyon yüzde 7-8 olursa ne olur yıllık olarak ortalamayı aldığınız zaman? Ki olmayacak ama iyimser tahminle söylüyoruz. Memur enflasyona ezdirilmiş olur. Dolayısıyla, burada hiç olmazsa, refah payını vermiyorsanız bile, enflasyonun en azından şu andaki hâlini dikkate alarak, önümüzdeki gelişmeleri de dikkate alarak memura hak ettiğini vermemiz gerekiyor.

AKP Sarı Sendikayı Destekliyor!

Gaziantep’ten Türk Sağlık-Sen Başkanımız açıklama yapıyor; iş bırakma eylemini gerçekleştiren sağlık çalışanlarıyla ilgili oradaki idareciler soruşturma açıyor. Peki, sendikal hak, ne yapacak? Yani Danıştay’ın bu konuda kararı var, yapılan iş bırakma eylemlerinin bir sendikal hak olduğuna dair bu konuda alınmış kararlar var. Ama dolaylı olarak memurun üzerinde bir soruşturma baskısı oluşturuluyor. “Bu eylemden vazgeçin…” diye. Yani AKP bir taraftan zaten sarı sendikacılık yapıyor, baskı yapıp istifa ettiriyor, tayin zoruyla istifa ettiriyor, sonra da kendi sendikanıza üye yapıyorsunuz.

Sendika yetki belgeleri alınacağı zamana da az kaldı, üye sayısına da bakılacağı için baskılar sıklaştı! Üstüne üstlük bir de iş bırakma eylemi yapan memurlarla ilgili idari soruşturmaya geçiyorsunuz. Tabii ki çalışma barışından söz etmek, birtakım konularda uzlaşmadan bahsetmek, böyle bir yaklaşım içerisinde, mümkün değildir. Bir an önce bu baskılardan vazgeçmek, öncelikle kamu çalışanlarına grev hakkını vermek ve diğer işçilerimize, çalışanlara da aldıkları grev hakkının gereğini yerine getirmelerini engellemeden, kanuni düzenlemelerle bunu yapmadan, o sektördeki toplu sözleşme görüşmeleriyle nihayetlendirilmesine müdahale etmemek gerekir.

Memurlara -şu anda zam olarak haklarını vermediniz ama- hiç olmazsa grevli haklarını verip bundan sonraki çalışmalarında hak ettikleri karşılığı almalarını sağlamanızı temenni ediyorum.”

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler