HABER

MHP'li Vural: 2009 bütçesi ümük sıktıran bir bütçe

ANKARA (ANKA) -MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, IMF'nin talimatıyla bütçede kesintiye gidildiğini belirterek "2009 bütçesi ümük sıktıran bir bütçedir" dedi.

Bütçenin sanal bir bütçe olduğunu küresel kriz dikkate alınmadan hazırlandığını belirten Vural, bunun "Pollyanna siyaseti"nin sonucu olduğunu kaydetti. Meclis Genel Kurulu'nda bütçe görüşmelerinin son gününde MHP grubu adına söz alan Grup Başkanvekili Oktay Vural, eleştirilere hükümet üyelerinin geçmişi hatırlatarak yanıt verdiğini belirterek "Buna verilecek en güzel cevap daha önceki bütçe görüşmelerinde söylediklerimize karşılık AKP sözcüsünün anlattığı temel fıkrası olacaktır. Temel arabasıyla kalabalık bir kavşakta, durmadan dönüp dururken trafik polisi fark eden ve Temel'e sorar ‘niye dönüp duruyorsun' Tümel de cevap verir ‘sinyal takıldı da. Basra harab olduktan sonra bence artık sinyal değiştirme vaktiniz çoktan geçti" diye konuştu. Hükümetin muhalefeti ‘çözüm yolu önermiyorlar' şeklinde suçladığını da belirten Vural, "Allah'a şükür demokratik bir ülkede yaşıyorsak, bu ülkenin hür vatandaşı isek kula kul değil Allah'tan ve ölümden başka her şeyin alternatifi ve her sorunun çözümü vardır. Çözecek iradeyi de belirleyecek olan millet iradesidir. Türk milleti kimseye ve AKP'ye mecbur ve mahkum değildir" dedi.

-"İLAHİ TAKDİRİN TECELLİSİ"-

MHP'yi muhatap almayanların, genel başkanı Devlet Bahçeli'nin duruşuna ve görüşüne katılmalarının "ilahi takdirin bir tecellisi" olduğunu ifade eden Oktay Vural AKP'nin söylemlerinde etnik kimliklere vurgu yapıldığına dikkat çekti. Vural, "Milletimiz bazen 26 bazen 36 gibi sayılarla tadad edilmekte, sayısını tamamlamadıklarında ise etnik kimliklerin bir kısmı vesaire kategorisine sokulmaktadır. Milli kimlik ve milli kültür yerine etnik kimlik ve etnik kültüre verilen siyasal işlevin esas itibariyle köken ve soy arayışlarına yol açtığı açıktır. AKP'nin bu kimlik politikasına bazen Türkiyelilik bazen de anayasal vatandaşlık gibi çerçeveler bulma gayreti milli kimlik ve milli kültürü inkar politikasının bir tezahürüdür. Dinimiz siyasi ve ticari malzeme gibi istismar edilmekte ılımlı İslam, kalvinist İslam İSlamda reform adı altında tartışma malzemesi yapılmaktadır" diye konuştu.

Başörtüsünün siyasi simgeye indirgendiğini, bunun ise ‘sorunu çözmek yerine meyveyi yemeyi hedeflemek' gibi muhafazakar bir anlayışın tezahürü olduğunu dile getiren Vural "Milletimizin inanç değerlerini mana ve muhtevadan uzaklaştırarak şekle indirgemek hangi okyanus ötesi projelerin hedefidir? Bu konuda gerilimler oluşturan, açılım-saçılım-katılımlarla tahterevalli siyasetinin mimarları ve aktörlerinin milletimizin dengesini oluşturan değerlerini marjinalleştirmesinin kime yarayacağı idrak edilmelidir" şeklinde konuştu. MHP'ye yönelik ‘pusu-tuzak kuruyor' suçlamalarına da yanıt veren Vural, "Şurası bilinmelidir ki milletimizi birbirine bağlayan değerler ekseninde buluşmasını, kaynaşmasını engelleyecek tuzakları bozmak MHP'nin varlık sebebidir. Tahterevalli siyasetinin aktörleri için ‘ava giden avlanır' atasözünün doğruluğu ortaya konmuştur" dedi.

-"TAHAMMÜLSÜZ, ÇATIŞMACI…"-
AKP'nin demokrasinin alanını genişletmekten bahsettiğini ancak korku diktatörlüğü oluşturmak için anayasal ve demokratik hakları bile kontrol altına almaya çalıştığını öne süren Vural, "Tahammülsüzlük, çatışmacı siyaset, hesap vermekten kaçınma, gizli anlaşmalar, görüşmeler demokratlığın yansıması olabilir mi? Bunu ulemaya sordun mu, ben bu yargı kararını tanımıyorum, yargı darbesi gibi söylemlerle demokrasinin hukuk temellerine nasıl sahip çıkılabilir, yargı kurumlarını hedef gösterme, yargı kurumları arasında fitne körükleme yüksek demokrat bir anlayışın tezahürü müdür?" diye sordu. AKP'nin yargıya bakış açısının adalet kelimesinin AKP için anlamını ortaya koyduğunu savunan Vural, adaletin ekonomik anlamının da gerçekler ortaya çıkınca daha iyi anlaşıldığını söyledi.

-"BAŞBAKAN DA ÖZÜR KAMPANYASI BAŞLATMALI"-

Başbakan Erdoğan'ın "kriz bizi teğet geçecek" ve "kriz psikolojik" şeklindeki sözlerini hatırlatan Vural, krize ilişkin uyarılarının "devekuşu psikolojisi" içinde görmezden gelindiğini kaydetti. Vural Başbakan'ın gidişatı eleştirenlere "Henüz ölüm sinyalleri vermeyen bir hastaya kefenini hazırlayan bir doktor, aile gördünüz mü? Durumun çok kötü, gidiyorsan hazırlıklarını yap der mi? Böyle bir tedavi yok. Ben de ülkemizin doktoru olma görevini üstlenen bir başbakanım" dediğini de hatırlatarak şöyle konuştu.

"Şüphesiz sayın başhekimin bu tedavi usulünün doğru olup olmadığının cevabını hekimlerimiz verecektir. Ancak kriz yok, kriz teğet geçecek, bu dünyanın krizi diyerek krize yanlış teşhis koymanın bedelini de bu milletimiz ödemektedir. Belki de moda olan özür kampanyası bir de bu yanlış teşhisten dolayı başlatılmalıdır."

-"BÜTÇE ÜMÜK SIKTIRAN BİR BÜTÇE"-
Vural, Başbakan Erdoğan'ın IMF konusunda "ümüğümüzü sıktırmayız" dediğini belirterek "IMF'ye ümük sıktırmayacaklarını belirtenler, aslında milletimizin ümüğünü zaten doğalgaza, elektriğe yaptıkları zamlarla sıkmaya başlamışlardı. Bütçe ise IMF talimatlarıyla ümük sıktıran bir bütçedir. Bu bütçe sanal bir bütçedir. Arkasında ekonomik program yoktur, gerçekti değildir. Bunlar Sayın Başbakanın halktan kopuk ‘Pollyanna' siyaset anlayışının, ben yandım oldu zihniyetinin çok doğal sonucudur."diye konuştu.

-"KESİBE TEYZE'NİN ONURU BU BÜTÇEYLE KORUNAMAZ"-

Vural konuşmasında Kesibe isimli 80 yaşındaki bir kadına bir televizyon programında "nasıl geçiniyorsun" diye sorulduğunu hatırlatarak "Kendisi 3 ayda bir 250 milyon aldığını, geçinmek için çorap alıp sattığını söylüyor. Bu arada ilin vali yardımcısı ve sosyal hizmetler görevlisi Kesibe teyzeye para yardımı uzatmaya kalkıyor. Kesibe teyze utanırım alamam, bunun karşılığında size çorapları satayım diyor. Bu bütçelerle Kesibe teyzelerin onurunu korumak mümkün değildir." dedi.

En Çok Aranan Haberler