MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Hiç kimse hayale kapılmasın, rüyaya dalmasın, yanlış hesap yapmasın. Oğuz nesli mukadderatına sahip çıkacaktır. Ötüken ruhu hainlere geçit vermeyecektir. Kuruluşumuzun direkleri bölücülerin kafasına arkası arkasına inecektir" dedi.
Bahçeli, "Milli Değerleri Koru ve Yaşat Açık Hava Toplantıları" kapsamında Bursa kent meydanında düzenlenen "Kuruluş Mitingi"nde yaptığı konuşmada, Bursa'nın, tarihi ve kültürel açıdan Türkiye ve Türk milleti için çok önemli olduğunu hatırlattı.
"Bursa hainlere korku salmakta, eş başkanlara hezimet vaat etmektedir" diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
"İçiniz kan ağlayarak görüyorsunuz ki, Türkiye temellerinden sarsılmaktadır. Meydanlarda bağımsızlığını ve varlığını kazanmış Türk milleti, masada paylaşılmak istenmektedir. Şehit kanlarıyla sınırları çizilmiş Türk vatanı demokratikleşme ve özgürleşme yalanlarıyla parçalanmak üzeredir. 1071'den beridir içinde yaşadığımız son yurdumuz hainlerin emellerine ve ellerine bırakılmanın bir önceki durağındadır. Dün kovduklarımız bugün tekrar başımıza üşüşmüşlerdir. Dün def ettiklerimiz bugün yeniden doğrulmuşlar ve işbirlikçileri eliyle kapımıza dayanmışlardır ve dün mağlup ettiklerimiz, bu defa hınç ve hırsla üzerimize çullanmışlardır. Türk milletinin tarihi mevcudiyetinden nefret duyan sömürgeci güçler, aslında hiçbir dönemde kapatmadıkları kanlı hesaplarını yeniden açmışlardır. Emperyalist oyunlar, karanlık ilişkiler, bölünme kampanyaları tekrar hız kazanmış, bir kez daha sahneye çıkmıştır. Biliniz ki; 942 yıl önceki Malazgirt destanının hesabı sorulmak istenmektedir. 917 yıl önce başlayan ve Anadolu'nun her karışına mübarek mücadelelerle gömülen Haçlı zihniyeti, geçmişin yarım kalan hesabını kapatmayı ummaktadır. 714 yıl önce Söğüt'ü yurt tutarak üç kıtaya mühür vuran millet kudretini bitirmek ve silmek için yoğun çabalar sergilenmektedir. 687 yıl önce fethedilen Bursa'nın intikamını almak için sıraya girenler hevesle faaldir ve faaliyet içindedir. 560 yıl evvel Türk milletinin hakimiyetine geçen İstanbul'un kaybını ve acısını unutamayanlar öç almak için ellerini ovuşturmaktadır. 98 yıl önce Çanakkale'de tepelenenler, yeni baştan şanslarını denemek için harekete geçmişlerdir. 93 yıl önce Sevr'deki rezil hesaplar içimizdeki gafillerin desteğiyle tekrar canlanmıştır. 91 yıl önce Sakarya'da durdurulan, 90 yıl önce Dumlupınar'da yere serilen düşmanlıklar; şimdilerde dirilmiş, bilenmiş ve beslenmiş vaziyette karşımıza dikilmiştir."
-"Durum ciddidir"-
Bahçeli, Türk milletinin kuşatıldığını ve milli değerlerinin alçakça hedef yapıldığını öne sürerek, şunları kaydetti:
"Şurası açık bir gerçektir ki; etnik bölünmeyi amaçlayan kanlı terör meşrulaşmış, muhatap kabul edilmiştir. İmralı canisi çözüm ortağı ve barış elçisi olarak gösterilmiştir. Siyasi ayrılıkçılık hevesleri hız kazanmıştır. Etnik bölünmeye zemin hazırlayan iç ve dış tahrikler anormal ölçülerde artmıştır. İç huzur, kardeşlik ve dayanışma ruhu yara almış ve zayıflamıştır. Terör inisiyatif elde etmiş, 'Süreç, çözüm, barış, ateşkes, pazarlık ve taviz kopartma' tuzaklarıyla alanını genişletmiştir. Cumhuriyetin ilke ve esasları tartışmaya açılmış, bölünmeye anayasal kılıf bulma süreci ivme almıştır. Kimlikler kaşınarak, sistemli tahriklerle kavga ve çatışma ortamı körüklenmiştir. Türkiye'nin milli devlet niteliği ve üniter yapısı hedef alınmıştır ve aziz milletimizin bin yıllık kardeşliği tesadüflerin eline bırakılmıştır. Türk milletini, dış tesir ve müdahalelerden koruyacak ekonomik, kültürel, sosyal ve ahlaki güvenlik duvarları AKP zihniyetinin teslimiyet anlayışı ile kırılma noktasına kadar bükülmüştür. Türkiye AKP felaketi altındadır. Türk milleti AKP nifakıyla karşı karşıyadır. Türk vatanı AKP belasıyla sarsılmaktadır. Tek millet, tek devlet, tek dil, tek bayrak ve tek vatan AKP'nin bölücü politikaları ve uygulamaları sonucunda yıpratılmış ve yarılmıştır. Etnik temelde bölünme, inanç temelinde cepheleşme, mezhep temelinde ayrışma, devletin ana ilkeleri temelinde kavga vahim bir aşamaya gelmiştir. Cumhuriyetin temelleri, demokratik rejim, milli ve manevi değerlerimiz çatışma ve istismar alanı haline dönüşmüştür. Türklük anayasadan ayıklanmak, Türk kimliği bölücü seferlerle kıskaca alınmak istenmektedir. Kamplaşma ve kutuplaşma süreci her tarafa sıçramıştır. AKP merkezli yıkıcı, yakıcı ve yozlaştırıcı adımlar Türkiye'yi içten içe çürütmektedir. Durum ciddidir..."
-"Onun da zamanı gelecek"-
Türkiye'nin iyi yönetilmediğini savunan Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:
"AKP yönetimi altındaki Türkiye'de; Türk olmak suçtur. Türk kimliği suçludur. Türk Bayrağı tahriktir. Türk milliyetçiliği ayaklar altındadır. Türk milleti bölünmesi icap eden 36 parçadan ibarettir. Bunlara karşılık; PKK baş tacıdır. İmralı canisi ezberleri bozan, umutları yeşerten iyilik meleğidir. Barzani gurur abidesidir. Bölücülük hak arama yolu, terör kurtuluş reçetesidir. Şimdi soruyorum sizlere ve yüksek sesle cevabınızı duymak istiyorum: Milli değerleri korumaya ve yaşatmaya hazır mısınız- Türk milletinin birliğini, bütünlüğünü ve varlık haklarını sahiplenmeye var mısınız- Kuruluşumuzun aziz anılarını, Türklüğün namus ve şerefini çiğnetmemeye kararlı mısınız- Bu evetler Bursa'nın iradesidir, milli değerlerin teminatıdır, Türk milletinin tercihidir. Hiç kimse hayale kapılmasın, rüyaya dalmasın, yanlış hesap yapmasın. Oğuz nesli mukadderatına sahip çıkacaktır. Ötüken ruhu hainlere geçit vermeyecektir. Kuruluşumuzun direkleri bölücülerin kafasına arkası arkasına inecektir."
Bu sırada miting alanındakilerin, "vur de vuralım öl de ölelim" sloganları atması üzerine Bahçeli, "Merak etmeyin onun da zamanı gelecek" dedi.
Bahçeli, "Eşkıyanın, teröristin, bölücünün Tayyip Erdoğan abisi ve cani Öcalan şefi varsa, Türk milletinin asırları aşan kuvveti, zalimleri ezen cesareti, Hakkı tutup kaldıran inancı vardır ve buradadır. İşte Bursa, işte millet, işte milli vicdanlar bugün tümüyle teslimiyete meydan okumaktadır..." görüşünü dile getirdi.
-"Türk milleti kandırılmaktadır"-
"Başbakan Erdoğan, PKK'yla Türk milletini müzakere etmektedir" diyen Bahçeli, şunları söyledi:
"1 Ağustos 2009 tarihinde başlatılan demokratik açılım denilen yıkım projesi, çözüm süreci isimli yeni bir melanetle birleştirilmiş ve harmanlanmıştır. Türk milleti çözüm sözleriyle çözülme ve çöküşe götürülmektedir. PKK, aradığı fırsat ve imkanları sonunda AKP'nin kurduğu çözüm masasında bulmuş, tavizkar ve acziyetle çerçevelenmiş kötürüm politikalara var gücüyle tutunmuştur. Diyorlar ki; silahlar susacak, PKK silah bırakacakmış. Diyorlar ki, PKK'lı militanlar emniyetli şekilde sınır dışına çıkacaklarmış. Diyorlar ki, terör bitecekmiş. Diyorlar ki, analar ağlamayacakmış. Diyorlar ki, Türkiye huzura kavuşacak, yatırımlar artacak, ekonomi sıçrama yapacakmış. Türk milleti kandırılmaktadır. Aziz Bursalı kardeşlerim yalanlarla oyalanmaktadır. Sınır dışındaki kamplarda yuvalanmış teröristler nasıl ülke dışına çıkarılacaktır- PKK'nın silah bırakması nasıl mümkün olacaktır- Nitekim Başbakan Erdoğan kanlı cinayet örgütüne neleri peşkeş çektiğini, neleri vermeyi taahhüt ettiğini hala açıklayamamıştır.
Başbakan'a Bursa'dan soruyorum; İmralı canisine hangi sözleri, PKK'ya hangi umutları verdiniz- Çözümle neleri kast ediyorsunuz- Çözüm diyerek neleri yok etmeye çırpınıyorsunuz- Neyi çözmeye çalışıyorsunuz- Neyin sürecini ilerletiyorsunuz- Türk milleti kiminle küsmüş, kimlerle savaşmıştır da barıştırmak için mesai harcıyorsunuz- İmralı canisinin serbest kalması çözüm müdür- PKK'nın parlamentoya taşınması çözüm müdür- Türkiye'nin devleti ve ülkesiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak çözüm müdür- Şehit kanından ilhamını almış Türk bayrağını provokasyon aracı olarak görmek çözüm müdür- Özerk yönetimi, arkasından çok dilli, çok kimlikli ortaklıklar devletini inşa etmek, nihayetinde de Kürdistan'ın kurulmasını sağlamak çözümün bir parçası mıdır- Başkanlık sistemine geçmek, aynı zamanda koltuk ve mevki hırsını tatmin etmek çözümün bir aracı mıdır- Sayın Başbakan çözümle neleri çürütmeye, neleri küllemeye, neleri gömmeye çabalıyorsun- Süreçle neyi süründürmeye, neyi sündürmeye, neyi söndürmeye, neyi sürüklemeye uğraşıyorsun- Senin başka bir işin yok mudur- Bursa'nın meseleleri dağ gibi birikmişken, sen nelerle ve hangi cüretle meşgul oluyorsun- Sen Türkiye'nin başına, yıkım ve yok oluş memuru olarak mı tayin edildin- BOP eş başkanlığının yanında, mandacı mısın, sömürge piyonu musun, bölünme uydusu musun- Yoksa İmralı canisi sana el mi verdi, büyü mü yaptı, gözünü mü boyadı, PKK iradene pranga mı vurdu- Türkiye'yi bu hale getirmeye ne hakkın vardır-"
-"PKK dışarıda, TSK içerdedir"-
"Genelkurmay başkanlarının müebbet hapis cezasıyla yargılandığını, terörist olarak izansızca itham edildiğini, ancak gerçek teröristlere methiyeler düzüldüğünü, tavsiyelerinin dinlendiğini" savunan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Genelkurmay başkanlığı yapan ve terörle mücadele eden değerli komutanlar eğer; karakollara baskın düzenlemiş olsalardı, bebekleri, kızları, anaları, babaları acımadan katletselerdi bugün el üstünde tutululardı. Mehmetçiği sırtından vursalardı, polislere pusu kursalardı, canlı bombalarla yatıp kalksalardı çözüm diyerek kapıları aşındırılırdı. Habur'dan girselerdi, Kandil'de yanaşık düzen eğitimi verselerdi, Oslo'da görünselerdi ve Barzani'nin himayesinde olsalardı her işleri rast giderdi. Yollara mayın döşeselerdi, bedenlere mermi sıksalardı, canlara kıysalardı mesajları alınıp verilir, müzakere masasının başköşesine kurulurlardı. Şu kepazeliğe bakınız ki, PKK dışarıda, TSK içerdedir. TSK mahkum ve müebbetlik, PKK serbest ve güvencedir. Biliyorsunuz ki, sözde darbe davalarında tutuklu veya hükümlü bulunanlara atfen yöneltilen iddiaların en başında hükümeti devirmek suçlaması gelmiştir. Başbakan Erdoğan ve partisi suçlu, suçsuz ayrımına gitmeden, önemli sayıdaki asker kişileri zan ve töhmet altında bırakmış, hükümete karşı darbe planları yapmakla itham etmiştir...
Askeri vesayeti kırmakla övünenler, acaba kendilerinin PKK kapanına kısıldıklarını ve bölücülük vasiliğine rıza gösterdiklerini ne zaman anlayacaklardır- Türkiye'yi İmralı'nın ağzına bakar hale getirmeye kimin ne hakkı vardır- Siz Bursalı kardeşlerime sormak istiyorum. Çözüm süreci denilen PKK'yı aklama ve temize çıkarma densizliğine müsaade edecek misiniz- İmralı canisinin özgürlüğüne kavuşmasına, Türkiye'nin müzakere masalarında çatır çatır bölünmesine sessiz duracak mısınız- Sürekli kendisiyle çelişen, bir dediği bir dediğini tutmayan, çok yüzlü ve yalanın madeni haline gelen Başbakan'ın çözüm sözlerine itibar edecek misiniz- "
(Sürecek)
Muhabir: Haluk Yüksel - Vedat Yücebaş
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz