HABER

"Milenyumda 1960'ları yaşamaktan mutluyum"

Eski eşyaları geri dönüşümle kullanılır hale getiren Aydın Genç: - "Günümüzün bu yoğun ve karmaşık hayatından eski eşyaları tekrar kullanılır hale getirerek sıyrılıyorum. Milenyum çağında, 1960'ları yaşamaktan çok büyük bir mutluluk duyuyor ve kendimi daha dinlenmiş hissediyorum" - "Geçmişle gelecek arasında bir köprü kurduğuma inanıyorum ve atıl durumdaki eşyaları alarak, bunları insanlara hediye ederek ve sunarak o duyguyu yaşıyorum, yaşatıyorum. İnsanların yüzlerindeki mutluluğu görmek de beni ayrıca çok mutlu ediyor" - "Gençler, eski eşyaları sevsinler, sahip çıksınlar, onları vitrinler, depolarda biriktirsinler daha sonra ilerleyen yıllarda da insanlara sunsunlar. Zamanla eski eşyaların huzur verdiğini kesinlikle hissedecekler"

İSTANBUL (AA) - AYŞE BÜŞRA ERKEÇ - Eski eşyaları geri dönüşümle kullanılır hale getirerek, evinde kullanıp, sevdiklerine hediye eden Aydın Genç, "Günümüzün bu yoğun ve karmaşık hayatından eski eşyaları tekrar kullanılır hale getirerek sıyrılıyorum. Milenyum çağında, 1960'ları yaşamaktan çok büyük bir mutluluk duyuyor ve kendimi daha dinlenmiş hissediyorum." dedi.

Geri dönüşümle 1960-1970'li yılların eşyalarını çöplerden, mezatlardan ve eskicilerden alıp, kullanılabilir hale getirdikten sonra evinde kullanan ve eşe dosta hediye eden Genç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, milenyum çağının verdiği huzursuzluk ve karmaşa hissinden böylece kurtulduğunu, eski eşyaların kendisine verdiği mutluluğu anlattı.

Genç, eski eşyaları toplamaya 2002'de başladığını anlatarak, "Geri dönüşümle eski eşyalara hayat vermekten mutluluk ve haz alıyorum. Yapım itibariyle eskiye ve nostaljiye merakım var. Onları çok seviyorum. Belki köyde doğup büyümüş olmamdan kaynaklanıyor olabilir, bu yüzden de bu atıl eşyalara çok kıymet veriyorum." diye konuştu.

Günümüzde insanların yeni olan her şeye rağbet ettiğini, kendisinin ise maziye ait olan eşyalarla ilgilendiğini söyleyen Genç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Genelde insanlar, bu çağdaki modern eşyalara heves edip alıyorlar, özellikle yeni evlenen çiftler ama ben evimde daha çok 1960, 1970 veya 1980’lerin eşyalarını bulunduruyorum. Mesela konteyner dibinden aldığım koltukları restore ettirip, şu an onları kullanıyorum. Evimde kullandığım iki koltuk takımının biri tamamen el oyması diğeri ise makineyle yapılan biraz daha farklı bir takım ama ikisi de 1960-70'lere ait. Onun haricinde evimde, 1950’lere ait müzik dolabı var, onu da kullanılır hale getirdim ve plaklarımı bu müzik dolabında dinliyorum. Radyo dinliyorum, kasetçalarda kaset dinliyorum, Zeki Müren, Safiye Ayla, Barış Manço kasetleri ve plakları dinliyorum. Bugün, milenyum çağından bahsediyoruz ya ben, günümüzün bu yoğun ve karmaşık hayatından eski eşyaları tekrar kullanılır hale getirerek sıyrılıyorum. Milenyum çağında, 1960'ları yaşamaktan çok büyük bir mutluluk duyuyor ve kendimi daha dinlenmiş hissediyorum."

Genç, 60'lı yılların atmosferinde yaşamanın dinlendirici ve rahatlatıcı olduğunu vurgulayarak, "Eski gazete ve dergilerim var. Elime eski bir gazete alıyorum, pikap ya da taş plakta müzik dinlerken, siyah-beyaz televizyonum var onu da açıyorum. O kadar çok huzur buluyorum ki bu durum gayet hoşuma gidiyor. Evden çıktığımda sokak, trafik ve karmaşa dinlenmişliğimi bir anda silip atıyor ve karmaşa yine başlıyor." ifadelerini kullandı.
\

- "Eski eşyaların çöpe atılmasına çok üzülüyorum"

Eski eşyaları toplama merakının 2002'de başladığını ve yıllar geçtikçe antikaları biriktirmeye çalıştığını dile getiren Genç, "Atıl durumda olan, çöp kenarlarında gördüğüm bazı eski eşyaları alarak, bunların restorasyonunu, tamiratını yaparak yeniden insanlara kazandırdım ve bunları biriktirdim. Şu ana kadar epeyce bir eşya biriktirmiş oldum. Etrafımızdaki dostlarımızın beğendiği bir şey olduğunda meraklılarına hediye ediyorum.." diye konuştu.

Genç, restore ettirdiği eşyaları gören insanların, kendi geçmişlerini hatırladığını aktararak, şunları kaydetti:

"İnsanlar bana gelip, 'Bu büyükbabamın evinde de vardı...' dediğinde ben de 'Evet, işte bu eşyalar dedenizin evindeki eşyalar ama bunlar çöpteydi ve ben bunları alıp restore edip insanlara veriyorum.' diyorum. Geçmişle gelecek arasında bir köprü kurduğuma inanıyorum ve atıl durumdaki eşyaları alarak, bunları insanlara hediye ederek ve sunarak o duyguyu yaşıyorum, yaşatıyorum. İnsanların yüzlerindeki mutluluğu görmek de beni ayrıca çok mutlu ediyor."

Eski eşyaları çöp kenarlarına bulduğu zaman üzüldüğünü belirten Genç, "Çünkü o eşyalarda dedelerimizin, atalarımızın ve büyüklerimizin hatıraları var. Bunların belki çocukları veya torunları çöp kenarlarına atmışlardı bilmiyorum ama ben atılmaması gerektiğini düşünüyorum. Anıları olan bu eşyaların tekrar insanlara kazandırıp, kıymetli bir hale getirilmesi gerektiği kanaatine vardığım için toparladım. Eşyaların özenle tamiratlarını yaptırdım ama eski eşyaların çöpe atılmasından dolayı çok üzülüyorum, insan duygulanıyor." şeklinde konuştu.

- "Gençlerimize, geçmişe sahip çıkmalarını tavsiye ederim"

Genç, duygusal bir yapıya sahip olduğunu işaret ederek, köyde doğup büyüdüğünü ve çöp kenarına terkedilmiş eski eşyaların kendisine çocukluğunu hatırlattığını ifade ederek, insanların eski eşyaları sevmesi için telkinlerde bulunduğunu aktardı.

Aydın Genç, "En azından insanlar, o eşyaları sevsinler, atmasınlar. Yeni jenerasyona, gençlere bunları öğretsinler ki kıymeti bilinsin, tekrar çöplere gitmesin. Belki bundan 50 yıl sonra da bizim şu an kullandığımız eşyalar da eski olacak ve çöp kenarlarına gidecek. Dolayısıyla onlar da değerlerini bilip çöpe atmazlarsa değer kazanmış olacak." değerlendirmesini yaptı.

Genç, geri dönüştürerek günlük hayatında kullanmaya devam ettiği antika eşyaların, günümüzde ve geçmişte derin anlamlara sahip olduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Çöpe terkedilmiş koltuğa baktığımda, el emeği göz nuruyla işlenerek ve emek sarf ederek yapılmış, belki oymacılık sanatını icra eden usta günlerini harcamıştır, dolayısıyla ben de diyorum ki orada bir anı, emek var ve bu çöpe atılmamalı. Ben de atılan eşyayı bu duygularla çöpten alıp, bakım yaptırıp, kullanabilecek birine veriyorum veya kendim biriktiriyorum, vitrinde insanlara sunuyorum. Bakımı yapılan eski eşyalar, vitrine çıktığı zaman kıymetleniyor. İnsanlar da böylece geçmişin anılarını görmüş oluyor. Yani sözün özü, trafik yoğunluğu, İstanbul'un gürültüsü vesaire nedeniyle aklı olan herkes evde nostalji yaşamayı tercih eder. Gençlerimize de ben geçmişlerine sahip çıkmalarını tavsiye ederim. Gençler, eski eşyaları sevsinler, sahip çıksınlar, onları vitrinlerde depolarda biriktirsinler daha sonra ilerleyen yıllarda da insanlara sunsunlar. Zamanla eski eşyaların huzur verdiğini kesinlikle hissedecekler. Ben buna inanıyorum ve eski eşyalarla yaşamaktan mutlu oluyorum."

En Çok Aranan Haberler