Kurtuluş Savaşı döneminde kadın, erkek, yaşlı demeden el birliği ile bir mücadele verilmiştir. Bu dönemde etkin olan Milli mücadele kadın kahramanlarımız belki de birçoğumuz tarafından bilinmemektedir. Mitinglerde çağrı yapan, Mehmetçiğe cephane taşıyan, savaşta silah tutan Milli Mücadele Kadın Kahramanlar, yazımızda anılmıştır.
Birinci Dünya Savaşı sonunda itilaf devletleri ile Mondros ateşkes antlaşması yapıldıktan sonra stratejik bölgeler Osmanlı devletinin elinden alınabilecektir. Bu antlaşmaya dayanarak kendi aralarında gizli olarak parselledikleri Türk topraklarını işgal etmeye başlamışlardır. İlk olarak Yunanistan; İzmir’e, Fransa; Güneydoğu Anadolu bölgesine, İtalya; Güneybatı bölgesine girmeye başlamıştır. O dönemin Osmanlı Hükümeti bu konuda gerekli olacak hiçbir şey yapamamışken halk ayaklanmıştır. Eli silah tutan her erkek cepheye koşmuş, bunların yanında cepheye gözü kapalı koşan Türk kadınları da yer almıştır. Boyunduruk altına girmektense savaşarak ölecek olan Türk milleti, kadın erkek demeden cephelerde vatanlarını korumuşlardır.
Milli Mücadeleye katılmış Türk Kadını olarak ilk akla gelecek isimlerden biri; Halide Edip Adıvar’dır. Bu dönemi bize, özellikle yazdığı yapıtlarıyla aktaran Halide Hanım 1922’de İzmir’i alana kadar hayattan başka bir beklentisi olmadığını dile getirmiştir. Milli Mücadele döneminde Türk kadınının yadsınamaz bir yeri vardır. Cephede silah donanarak ya da cephe arkasında askerlere yardım ederek her konuda destek vermişlerdir. Miting meydanlarında yer almışlar, halkı milli mücadeleye davet etmişlerdir. Kadın dernekleri kurmuşlar ve teşkilatlanmışlardır. Bu dönemde yalnızca birkaç Kurtuluş savaşı kadın kahramanının ismi bilinmektedir. Bildiğimiz isimlerden birkaçı şunlardır;
Münnevver Saime, Milli mücadele döneminde başlangıçta yapılan mitinglerin Kadıköy ayağında yaptığı konuşmada, tutuklanma tehtidi altında kalmıştır. Durum böyle olunca Anadolu’ya çıkmış ve orada katılım sergilemiştir. Garp cephesinde önemli işler başaran milli mücadele kadın kahramanlarındandır. Ayrıca milli istihbarat konusunda da büyük işler başarmıştır. Daha evvel Darülfünun’da eğitim görmüş olan Saime, kurtuluş savaşından sonra da edebiyat alanıyla uğraşmış, öğretmenlik mesleği ile ilgilenmiştir. Klavuz Hatice, Bozantı’da Fransız askerlerine rehberlik etmiş, onları yanıltarak Türklerin ateş hattına sokmuştur. Böylelikle bölge koruma altına alınmış, Fransız askerleri esir edilmiştir. Tarihte Klavuz Hatice olarak anılmıştır.
Döneminin en ünlü kadın komutanlarından biridir. Savaş döneminde 45 yaşında iken kendi kurduğu 700 kişilik birlikle mücadeleye destek vermiştir. Bu dönemde göstermiş olduğu üstün başarılarıyla üst teğmenlik rütbesine erişmiştir. Edirne’de kocası Derviş Bey ile esir düşmüş, yaşamlarını bir süre zor şartlar altında sürdürmüşlerdir. Kocasının vefatından sonra kendi başına mücadeleye destek vermiştir. Destek vermeyen bölgelerde propagandalar düzenlemiş, savaşa katılmaya ikna etmiştir. İznik’te cephede yer almış, göğüsünden vurulmasına rağmen savaşa devam etmiştir. Asıl adı Fatma Seher olan kadın asker, Atatürk’ün Samsun’daki hitabetiyle artık Kara Fatma olarak anılmaya başlanmıştır.
Sivas Valisi Reşit Paşa’nın hanımı olan Melek Raşit Hanım, Anadolu Kadınları Müfafaa-i Vatan Cemiyeti’nin kurucusudur. Kurulan bu topluluk, Milli Mücadele Kadın kuruluşları olarak anılmaktadır. 16 kişi ile kurulmuş ve yüzlerce üyeye sahip olmuştur. Muharebe döneminde Osmanlı hükümetine ve itilaf devletlerine kınama telgrafları çekmişler, cephede savaşan Mehmetçiklere para toplayıp ihtiyaçlarını karşılamışlar, savaşta kimsesiz kalan kız çocuklarına sahip çıkmışlardır. Ankara Hükümetinin kuruluşundan sonra onlarla birlikte çalışmışlar ve desteklemişlerdir. Mitingler düzenleyen bu topluluğun kadınlarının hitabetleri ile yurdun dört bir yanında halka seslenmişlerdir. Melek Raşit Hanım’ın yanında yer alan üyelerden Yetimler Yurdu Müdürü Makbule Hanım ve Belkıs Raif Hanım gibi önemli üyelerin de halka seslenişleri tarihte önemli bir yer tutmuştur.
Kastamonu’da doğan Halime Çavuş, daha 12-14 yaşları arasındayken kurtuluş savaşı mücadelesine katılmıştır. İlk önce erkek kılığında kendini Halim olarak tanıtmış ve bir süre erkek kılığında devam etmiştir. Kazınık saçları ve erkek giyinişiyle dikkat çekmemiştir. Savaş esnasında bombardımandan dolayı bir bacağını sakatlamıştır. Sakarya cephesinde harp ederken; Mustafa Kemal ile karşılaşmıştır. Paşa, nüfus cüzdanına bakınca kadın olduğu anlaşılmıştır. Bunun üzerine Ankara’ya davet edilen Halime Çavuş’a eve dönmemesini, Paşa’nın kızı olabileceğini söylemişlerse de o, ailesinin yanına gitmeyi tercih etmiş ve Paşa’nın takdirini kazanmıştır. Halime Çavuş bu ünlü hikayesiyle Milli Mücadele dönemi kadın kahramanları arasında yer almıştır.
İnebolu-Kastamonu arasında bir cephede türlü fedakarlıklarla yaşamını sürdürmüş olan Şerife bacı, Kastamonu’nun yerlisidir. Sırtında çocuğu ile birlikte cephe arkasında lojistik sağlayan bu kadın kahraman, cephanelikler ıslanmasın diye battaniyesini üzerlerine örtmüştür. Çocuğu üşümesin diye ona sarılarak ısıtmaya çalışmıştır fakat dondurucu soğuk yüzünden Şerife Bacı vefat etmiştir. Kastamonu’da hükümet konağının önünde bir heykeli dikilmiştir. Milli Mücadele kadın kahramanlarımız, isimlerini saymakla bitmeyecek kadar çoktur. Bunlardan bazıları;