BURSA (İHA) - Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Grup Başkanvekili Faruk Çelik, millet için çalışmaktan başka dertlerinin olmadığını belirterek, yandaşa değil vatandaşa dönük politika izlemelerinin bunu göstergesi olduğunu söyledi.
AK Parti Grup Başkanvekili Çelik, Bursa'da 9 mahallenin sakinlerine hitaben yaptığı konuşmada, hükümetin icraatları, cumhurbaşkanlığı seçimi, başörtüsü meselesi, terörist başı Öcalan'ın asılması ve gençlerin siyasette yerini alması meselelerine değindi. Çelik, millet için çalıştıklarını, cumhurbaşkanlığı seçiminde kopartılan yaygaraların siyasi manevralar olduğunu, terörist başı Öcalan'ın asılmasını hükümet üyelerinin de istediğini fakat bu yönde bir ortamın oluşmadığını, 23. dönem meclisinde AK Parti'de 3-5 delikanlının mecliste yerini alacağına inandığını ve başörtüsü problemi nedeniyle eğitimlerini yurt dışında tamamlayan kız çocuklarının yüreğini sızlattığını söyledi.
Millet için çalışmaktan başka dertlerinin olmadığını söyleyen Çelik, "Kimin için çalışıyoruz? Sizin için. Bizim başka bir derdimiz yok. Olsaydı, vatandaşa değil yandaşa dönük politika izlerdik. Yandaşa aktarırdık paraları. Yandaşçı anlayışla Türkiye'nin hazinesini batırdılar. O pislikleri temizlemek için ne gibi bir çalışma içerisinde olduğumuzu görün. Yani son anda yetiştirdiniz bizi iktidara. Yoksa şüheda kanıyla sulandırılmış bu memleketi, uçurumdan yerin dibine indireceklerdi. Çok önemli sorunları hallettik. En basit örneği verelim. Kasanızda 100 bin lira vardı, bunun 46 bin lirasını faize veriyordunuz. Devir edilen Türkiye buldu. Şimdi 25 bin lirasını faize veriyorsunuz, 21 bin lirayı kazandınız. Bu para, devletin kasasında kaldı. Daha iyi olmasını biz de istiyoruz, siz de istiyorsunuz. Asgari ücretliye 184 milyon lira veriliyordu, bizim dönemimizde bu 403 milyon lira oldu. Evet, 2 kat artırdık. Ama bu yeterli değil. Alt gelir gruplarını yükseltmek için çalışıyoruz. Yukarıda, malı götürüyor dediğiniz insanların gelirlerinde ciddi azalmalar oldu. Sosyal devlet olmanın gereği, üzerimize düşenleri bir bir gerçekleştiriyoruz. Bizim politikamız bu, bizim iktidarımızın amacı bu. Türkiye'yi, başbakanı 4 yılda 10 yıl yaşlandırarak bu hale getirebildik" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın aldatan olamayacağını, bunun için de günübirlik siyaset izlemediklerini belirten Çelik, "Bizden günübirlik siyaset beklemeyin. Son seçimde sizi sevindiririz ama ondan sonra hayatınız kararır. Tayyip Erdoğan işte bu işte yok. Yapmaz bunu. Aldatmaz, aldatan değil o. Emeklinin cebine 100-150 milyon vermek bizim için zor değil. Koyarız cebinize 150 milyon, bravo dersiniz. Seçimden çıkarsınız, enflasyon yüzde 25. Şuna zam, buna zam. Yakamızı ancak toparladık. İki yakayı biraraya ancak getirebildik. Bırakın da şu düğmeleri ilikleyelim. Bu devlet bizim, başka gideceğimiz yer yok. Sabrettik, tahammül ettik, krizlerden çıktık. Şimdi hızla iyiye gidiyoruz. Hangi rakamı baz alırsanız alın, Türkiye iyiye gidiyor. Bu iyi gidişatı karamsar tabloya dönüştürmeyelim" diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda ise Çelik, "Cumhurbaşkanlığı konusunda hiçbir endişeniz olmasın. Bu konuda ortaya görüş atanlar, keşke bu görüşlerini hukuk normları içerisinde, vatanseverlik duyguları içinde ortaya atsalar. Niyet hayır olsa, akıbet de hayır olur. Ama derdin o olmadığını hepimiz biliyoruz. Amaç, millette kamplaşma meydana getirmek. Dün, Erdoğan muhtar olamaz diyorlardı. Başbakan oldu da ne zarar etti bu millet? İstanbul'a belediye başkanı oldu da ne zarar etti bu millet? İstanbul'un suyu şimdi Kocaeli'ni suluyor. Erdoğan belediye başkanı olmasaydı, İstanbul susuz kalacaktı. Bırakın Kocaeli'ne su vermeyi, İstanbul susuz kalacaktı. Bu kadar açık. Nedir yani bu husumet, niye? Neden böyle bir bakış açısı var? Vatanseverlik kimin cebinde, kimin cüzdanında? Cumhuriyet, laiklik, hukuk devleti kimin malı? Hepimizin bunlar. Bu değerler 70 milyonun ortak değerleridir. İnsanları zenci-beyaz diye ayırmaya kimsenin hakkı yok" ifadelerini kullandı.
Çelik, üniversitelerde başörtüsü problemi ve gençlerin mecliste yerini almasıyla da ilgili değerlendirmelerde bulundu. "Bizim açık-kapalı diye bir derdimiz yok. Böyle bir tartışma bizim partimizde yaşanmamaktadır. İnancından dolayı bir insan başını örtüyorsa, o onun hakkıdır. O hakkıyla üniversitesini bitirmelidir. Yani şu memleketin Ayşelerinin Fatmalarının Bosna'ya, Avusturya'ya, Kıbrıs'a, başka ülkelere gitmesine nasıl yüreğiniz elveriyor, böyle bir şey olabilir mi?" diyen Çelik, gençlerin mecliste yerini almasıyla ilgili olarak da, "Türkiye'de 30 yaşın altında 20 milyona yakın nüfus var. Bu nüfusu barındıran bir ülkede seçme yaşı 18 ise seçilme yaşının da 25 olması gerekiyor. Üniversiteyi bitirmiş dinamik gençlerimizin siyasette kendilerini bulması gerekiyor. Ben inanıyorum ki 23. dönem meclesinde inşallah bizim partimizde 3-5 delikanlı olacak" dedi.
Çelik, terörist başı Öcalan'ın asılmasıyla ilgili ise şunları söyledi:
"Terörist başı Öcalan'ın asılması ya da asılmaması konusunda sizin yüreğinizde esen fırtınalarla benim, burada oturan arkadaşlarımın, Başbakan'ın yüreğinde esen fırtınaların farklı olduğunu mu düşünüyorsunuz? Farklı değil ki. Siz ne düşünüyorsanız ben de onu düşünüyorum. Arkadaşlarım da aynı. Terörist başının uzun süreli çeke çeke o hücrede hayatını bitirmesi, belki yüreklere daha çok su serpecektir. Onu da böyle hayra yormakta fayda vardır."