Karadeniz bölgesinin İç Anadolu'ya uzanan kapısı Çorum, AKP'nin kalesi. 1 Kasım 2015 seçimlerinde AKP bu şehirde yüzde 61'le birinci parti oldu. 16 Nisan referandumunda da sonuç değişmedi. Çorumlular referandumda yüzde 64,49 "Evet" dedi.
Şehrin nüfusu 528 bini, seçmen sayısı da 387 bini biraz geçiyor. Şehir, TBMM'de 4 milletvekiliyle temsil ediliyor. Bunlardan 3'ü AKP, 1'i de 1 Kasım 2015 seçimlerinde şehirde yüzde 22 oy oranıyla ikinci parti olan CHP'den. MHP ise 1 Kasım seçimlerinde yüzde 12,4 oy aldı.
Peki, 24 Haziran'da Çorum'da nasıl bir tablo oluşacak?
Şehrin kalbi olan Saat Kulesi'nin bulunduğu Gazi Caddesi'ne gitmek için taksiye bindim. Araç hareket edince şehrin ne kadar düzenli olduğunu söyleyip arkasına soruyu yapıştırdım:
"Ne olacak bu memleketin hali?"
Adını vermek istemeyen taksici, önce konuşmakta biraz tereddüt etti. Ardından yavaş yavaş açıldı. "İlk kez umutluyum" dedi ve ekledi:
"Meclis'te çoğunluğu alacak gibiyiz."
İYİ Parti'nin şehirdeki durumunu sordum. Çorum'da kaldığım sürede hemen herkesten aynı yanıtı alacağımı bilmeden dinlemeye başladım:
"AKP'nin listesi bu kez iyi. Çok eleştiri yok. CHP'nin burada kemik bir seçmeni var. HDP'nin de oyu yüzde 1,5 civarında. Ancak baraj altı kalıp Güneydoğu'da AKP çok vekil çıkarmasın diye ben bile HDP'ye mi versem diye düşünüyorum. İYİ Parti, kapalı kutu. Sungurlu Belediye Başkanı Abdülkadir Şahiner, İYİ Parti'ye katıldı. Ancak Merkez'de ve diğer ilçelerde insanlar sessiz, renk vermiyor. Çorum'da Millet İttifakı'nın vekil sayısı, onun alacağı oya bağlı."
Özelleştirilen 14 şeker fabrikasından biri de Çorum'da ama fabrikanın özelleştirilmesi seçmenin tercihini çok etkilemiş görünmüyor. AKP'li seçmenlerin hemen hepsi neredeyse kelimesi kelimesine aynı cümleyi kullanarak özelleştirmeyi savunuyor:
"Bir işi dört kişi yapıyor, yan gelip yatıyorlardı."
AKP'liler, İYİ Parti'nin ildeki durumuna ilişkin sorularımı da yine ağız birliği etmişçesine "Burada hiçbir varlıkları yok" diye yanıtlıyor. 70 yaşındaki Mustafa Kepçe, "Öyle bir parti mi var? Seçimlere mi giriyor? Ben hiç duymadım" diyor.
Mustafa Kepçe'ye, 48 bin 500 kişiyle Merkez'den sonra nüfusu en kalabalık ilçe Sungurlu'nun belediye başkanının İYİ Parti'ye katıldığını anımsatıyorum. Yüzünü ekşitiyor, "O kadar işte. Belediye başkanı geçti ama Sungurlulu oy vermez" diye ısrar ediyor.
Mustafa Kepçe, ekonominin iyi olduğunu ifade ediyor. Herkesin elinde en az 6 bin TL'lik telefon olduğunu ama sorunca "ekonomi kötü" dediğini söyleyip kızıyor. Karşısında oturan Celal Sol, "Benim telefonum 90 TL" diyor ve cebinden çıkardığı eski model telefonu gösteriyor.
Mustafa Kepçe, "Sana yeter" diyerek Celal Sol'u susturuyor. Celal Sol ve yanında sessizce oturan diğer yaşlılara sorular soruyorum. Mustafa Kepçe her sorumu yarıda kesiyor, "Onlar da AK Parti'ye veriyor" diyerek onlarla konuşmama engel oluyor.
Yoldan geçen lüks arabaları gösteriyor, "Biz eskiden kışı gördük, şimdi yazı yaşıyoruz. Bu zenginlik nerede var?"
Doların artışını, Çorum tarımla uğraşan bir il olduğu için çiftçinin durumunu soruyorum, sinirleniyor, sesini yükseltiyor:
"Akşam TV'lerdeki aksi aksi konuşan yorumcular gibi sorular soruyorsun. Yok Dolar yükselmiş, yok İYİ Parti, Çorum'da nasılmış, yok şeker fabrikasının özelleştirilmesi şehri nasıl etkiler? Röportaj bitti, kalk yanımdan."
Saat Kulesi'nin oradan bir ara sokağa giriyorum. Esnafla, sokakta yürüyen, kafelerde oturanlarla konuşmayı deniyorum. Seçimlerle ilgili ne sorsam, "Bizim bilgimiz yok" diyerek ret yanıtı alıyorum. Tabureleri sokağa yayılmış, içerisi de dışarısı da hınca hınç dolu bir çayevi görüyorum. Şansımı deniyorum.
Alçı boya işi yapan Recep Yılmaz konuşmayı kabul ediyor. Trabzonluymuş. Bir süre yurtdışında kaldığını, 15 yıl önce Çorum'dan evlendiğini ve burada yaşamaya başladığını aktarıyor. Seçimdeki tercihini soruyorum, "AKP" diyor.
Özellikle Anadolu'da hangi siyasi partiden olursa olsun, hele de Adalet ve Kalkınma Partisi seçmeni olduğunu söyleyen birinin "AK Parti" değil de "AKP" demesi dikkatimi çekiyor. "Başkası beni ilgilendirmez, ben öyle diyorum" cevabını veriyor ve hükümetin icraatlarını yüzüme hiç bakmadan arkadaşı Mazlum'a anlatmaya başlıyor. Durduğu yerde söze Mazlum giriyor, övgüleri sürdürüyor: "17 sene Avrupa'da yaşadım. Şu an Türkiye'de olanın çoğu orada yok."
Birinci konuştuğum seçmen, tercihinin "AKP" olduğunu söylüyor. İki, üç, dört… Hepsi "AKP" diyor. Bu tesadüfü, AKP'nin 1 Kasım seçimlerinde aldığı oy ve 16 Nisan referandumundaki 'Evet'lerin ezici çoğunluğuna yoruyorum.
AKP'ye oy vereceğini söyleyen 71 yaşındaki Yılmaz Lazoğlu ile sohbet ederken gerçeği öğreniyorum. Onun deyimiyle meğerse "AKP'nin kalesi" olan bölgede dolaşıyormuşum.
Eliyle havada şehri ikiye böler gibi bir çizgi çekiyor ve "Bu bölgede CHP'li yoktur. Kiremit Minare sınırdır ve üstü CHP'lidir. 1970'lerden beri şehirde böyle bir bölünmüşlük var. Bunun sebebi biz değiliz, onlar" diyor.
"Biz ve onlar diye tarif edince siz de ayrım yapmış olmuyor musunuz" diye soruyorum. Lazoğlu duralıyor, "Yok yani benim için sorun değil" diye yanıt veriyor.
'**Bana dokunmayan yılan**'
Çorum üç bölge olarak tarif ediliyor. Bahçelievler ve Kale, Alevi-sol yurttaşların yoğun yaşadığı mahalleler olarak bilinirken Gülabibey, Ulukavak ve Karakeçili, Sünni-sağ; Yeniyol ve Yavrututan ise her kesimden kimselerin yaşadığı mahalleler olarak ifade ediliyor. Bu bölgeler öyle birbirinden çok uzak mesafeler de değil. Birbirinden sadece Gazi Caddesi ayırıyor.
Yılmaz Lazoğlu'nun sözlerini birkaç kişiden daha doğrulattıktan sonra tarifine uyup yola koyuluyorum. Kiremit Minare yani Baltalı Camii geçince bu kez sadece CHP ve HDP bayrakları görüyorum.
Bu bölgedekiler de konuşmakta tereddüt ediyor. Hıdır Erköse, "Artık eskisi gibi ayrım yok dense de hâlâ Alevi-Sünni ayrımı var. Bu nedenle de insanlar kamuya açık alanlarda kendini siyasi olarak belli etmek istemiyor" diyor.
Erköse, CHP'li olduğunu söylüyor. Ancak HDP'nin barajı geçmesinin önemli olduğunu vurguluyor ve tercihinin CHP ile HDP arasında gidip geldiğini belirtiyor.
Şeker fabrikasının kapatılmasının şehirdeki etkisini sorduğum Hıdır Erköse, "Birçok Anadolu ili gibi burada da 'Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın' tavrı var. Çok bir tepki olmadı yani" diye yanıt veriyor. Seçimlerin nasıl sonuçlanacağına yönelik şehirde konuşulan tahminleri de şöyle sıralıyor:
"AKP'nin iki vekili garanti. Kimileri '2 AKP, 1 MHP, 1 CHP' diyor. Kimileri de '2 AKP, ittifaktan dolayı da İYİ Parti patlama yaparsa 2 CHP' yorumu yapıyor. İYİ Parti'nin buradaki mitingi kalabalıktı. Ancak CHP'li seçmen de destek verdi. O nedenle İYİ Parti'nin ildeki tabloyu ne kadar etkileyeceğini kestirmek güç. Eskisi gibi 3-1 aslında daha gerçekçi duruyor."
Peki, İYİ Parti, AKP'li seçmenin belirttiği gibi gerçekten Çorum'da yok mu? Market sahibi Günay Kandemir, şu yanıtı veriyor:
"İYİ Parti'nin Çorum'da dip dalga olarak geldiğini söylemek için zor. Bu sessizliğin onunla ilgisi yok. Burası küçük bir şehir, herkes birbirini tanır ve ticari ilişkileri vardır. AKP şehirde her alanda çok güçlü ve İYİ Parti'ye karşı büyük düşmanlık yapıyor. İnsanlar da kendilerini ifşa etmekten geri duruyor."
Günay Kandemir, Emek Partili ama partisi destek verdiği için HDP'ye çalışıyor. HDP'nin barajı geçmesinin önemini anlattıktan sonra "Eşim ve ben ev ev dolaşıyoruz. Her aileden bir oy sözü aldık. Son seçimde burada oyumuz yüzde 1,5'tu. Bunu biraz daha yükseltmeye çalışıyoruz" diyor.
İkinci tura Meral Akşener kalırsa tavrının ne olacağını soruyorum, "Sağcı, geçmişini de biliyoruz ama AKP'den daha kötü değil. Bu kez sağ-sol demeyeceğiz, Erdoğan karşısında kim kalırsa oyumuz ona" yanıtını veriyor.