YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Milletvekili Aydemir yasa değişiklik tekfini sundu

12 farklı kanun ve kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapılmasını içeren yasa teklifi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülerek kabul edildi.

Milletvekili Aydemir yasa değişiklik tekfini sundu

12 farklı kanun ve kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapılmasını içeren yasa teklifi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülerek kabul edildi. Teklifin birinci imza sahibi olarak komisyona sunum yapan AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, teklifin getirilerini tespit ve gerekçelerle ortaya koydu.
‘Amaç milletimizin daha müreffeh yaşamasıdır’
Milletvekili Aydemir, ‘Teklifimizde 12 farklı kanun ve kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapılması öngörülmektedir, hemen tamamı ihtiyaca mebni teklifler, tamamı milletimizin çok daha ferah, feza yaşaması, devletimizin imkânlarını çok daha pratik kullanmasını temin gayesiyle hazırlandı. Kimi maddeler ise uygulamada birliği, bütünlüğü amaçlıyor. ‘ vurgusunda bulundu.
Devlet Değerli, Devlet Çok Mübarek Bir Kavram
Türkiye’nin güçlü bir devlet yapı ve geleneğine sahip olduğu, devletin tüm imkanlarıyla milleti için her durumda seferber bulunduğunu belirten Milletvekili Aydemir, ‘Devlet değerli, devlet çok mübarek bir kavram. Ama hangi devlet? Onu da gene bizim zihin haritamız, bizim muhayyilemiz kayda geçmiş ve demiş ki: Efendim hükmeden değil, hizmet eden devlet.’ kaydını düştü.
Aydemir’den Dede Korkut Paylaşımı
Milletvekili Aydemir, ‘Tam da burada bir zirve ismimizin -zirve kaydını özellikle düşüyorum- bir doruk ismimizin kaydını düşmek lazım. Dede Korkut, zihin haritamızı şekillendiren, hayatı kısa yoldan kavramamızı öğreten, insan olmanın en büyük meziyet olduğuna, ırk, dil, din ayrımının insani olmadığına vurgu yapan isim, bize öğreten isim. Diyor ki: Baba malından ne fayda başta devlet olmazsa. Evet, bu tespiti en iyi biz biliriz yani şu vasatı paylaşanlar, şu ortamda yaşayanlar, şu zeminde hayatını sürdürenler. Zeminden kastım zaman dilimidir. Suriye’de milyon dolarlık çok sayıda insanın pejmürde bir hayata mahkûm olduğunu hepimiz biliyoruz şu vasatta. Sebep başta devlet olmaması. Öyleyse devlet değerli, öyleyse devlet çok mübarek bir kavram. Ama hangi devlet? Onu da gene bizim zihin haritamız, bizim muhayyilemiz kayda geçmiş ve demiş ki: Efendim hükmeden değil, hizmet eden devlet. İşte bunu biteviye yaklaşık yirmi yıldır hayata yansıtan bir anlayışın temsilcileriyiz. Yani hükmeden değil hizmet eden devlet anlayışını hayata yansıtıyoruz. Bundan dolayı da milletimizin memnuniyet kat sayısı tahayyülün çok üzerinde bir rakama baliğdir. ‘ dedi.
BANKACILIK DÜZENLEMESİ
Teklifte kamu bankalarına ilişkin yeni düzenleme hakkında bilgi veren Milletvekili Aydemir, ‘Burada Vakıflar Bankamızın 4603 sayılı Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Emlak Bankası Hakkındaki Kanun’la uyumlu hâle getirilmesi isteniyor. Bu sayede kamu bankalarına sağlanan Kamu İhale Kanunu’nda muafiyetten Vakıf Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı da yararlandırılacaktır. Burada şunu hususen not düşelim ki bu istifade bu kurumumuza ihalelerde hızlı davranma imkânı getirecektir. Denetim açısından Sermaye Piyasası Kurumuna bağlılık, ihalelerin şeffaflığına, hakkaniyet ölçülerine ve adalet tarzına zaten halel getirmemektedir, bu durum bundan sonrası için de geçerlidir. ‘ dedi.
Aydemir’den Sosyal Devlet Vurgusu
Covid-19’la mücadele sürecinde yaşanan diğer afetleri de hatırlatan Milletvekili Aydemir, ‘Kaldı ki eş zamanlı olarak yaşadığımız afetlerin sıcaklığına rağmen bu musibeti göğüsledik. Manisa, Elâzığ ve Malatya depremlerinin hemen ardından bu illetle muhatap olduk. Teklifimizde 2’nci maddemiz bu duruma çok daha net tedbirle vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamayı öngörüyor, sosyal devlet ilkemizin gereğini orta yere koyuyor. Malum, Çevre Bakanlığımız 2020 yılı içerisinde Manisa, Elâzığ, Malatya, Diyarbakır, Adıyaman, Tunceli ve Van illerimizde meydana gelen deprem sonrası hasar tespitini yaptı. Buna göre 31 bin 500 dolayında konut, iş yeri ve ahır bütünüyle yıkılmış yahut ağır veya orta hasar görmüş. Bu maddeyle bunlara destek amacı güdülmektedir. Yine, malumunuz olduğu üzere, destekte öncelikli şart bu yapıların imara uygunluğu ve bu yapılardan faydalananların DASK sigortasını yapmış olmalarıdır. Ve yine, hepimiz biliyoruz ki, bu şarta rağmen yüzde 95 oranında insanlarımız bunları yerine getirmemiştir. İşte, bunu aşabilmek ve bu mağduriyeti ortadan kaldırabilmek adına 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetlere Dönük Yardım Kanunu’nun geçici 26’ncı maddesinin birinci fıkrasına "Erzurum İli Aşkale ilçesinde 11 Mayıs 2017 tarihinde" ibaresinden sonra gelmek üzere ", Manisa İli Akhisar ve Kırkağaç İlçeleri ve çevresinde 22 Ocak 2020 tarihinde, Elâzığ İli Merkez, Sivrice, Baskil, Karakoçan, Kovancılar, Palu ve Maden İlçeleri ve çevresinde, Elâzığ İli Keban ilçesi Üçpınar Köyünde, Malatya İli Doğanyol, Pütürge, Kale, Yeşilyurt ve Battalgazi İlçeleri ve çevresinde, Diyarbakır İli Çüngüş ve Çermik İlçeleri ve çevresinde, Adıyaman İli Gerger ve Sincik İlçeleri ve çevresinde, Tunceli İli Merkez, Malazgirt ve Pertek İlçeleri ve çevresinde 24 ocak 2020 tarihinde Van ili Başkale ve Saray ilçeleri ve çevresinde 23 şubat 2020 tarihinden ibaresini ilave ediyoruz. Buna ilişkin yapılan çalışmalar 19 bin dolayında yeni yapı ihtiyacını, bunun da 5 milyar 700 milyonluk bir rakamı gerektirdiğini önümüze koyuyor. Yapılan çalışmalarda 19 bin yeni yapı, buna karşılıkta 5 milyar 700 milyonluk bir ödenek gerekiyor. Tabii, bütün bu hesaplamalar kâğıt üzerinde, fiiliyatta üç aşağı beş yukarı kavramını parantez içine almayı göz ardı etmemek lazım. Buna örnek olsun diye daha önce Van’da yapılan konutlardan 125’inin artan konut hükmünde olduğunu burada not düşeyim. Vatandaşların bu imkândan faydalanmaları hâlinde ise 2 yılı ödemesiz 18 yıllık bir ödeme planı çıkarılmıştır. Burada faiz de söz konusu değildir, sıfır faizdir. İş yerleri için durum biraz farklı, orada 10 yıllık bir süre var ve orada yıllık yüzde 4’lük bir faiz öngörülüyor, gene 2 yıl ödemesiz olmak kaydıyla. ‘dedi
Gurbetçilerle İlgili Yeni Düzenleme
Teklifin 3’üncü maddesinde yurtdışında çalışan gurbetçilerin uğradığı mağduriyetin önlenmesinin amaçlandığını belirten Milletvekili Aydemir, ‘Bu maddede "Gurbetçi" kavramıyla yüreklerde yer bulan vatandaşlarımıza kolaylık, imkân sağlayan bir çalışma yaptık. Burada bir not düşmeyi vefa gereği sayıyorum ki bu vatandaşlarımız bir vakitler ülkemiz için döviz sağlayan esaslı enstrüman olarak görülürlerdi, minnettarız kendilerine. Bunlarla ilgili 3201 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlar yeniden yurt dışında çalışırlarsa bunların çalışma zaman dilimlerine bakılmaksızın aldıkları maaşlar kesilmekteydi. Oysa bunlardan bir kısmı kısa süreli çalışma diye tarif gören işlerde çalışıp mahdut miktarda ücret almaktaydılar, gelir elde etmekteydiler. İşte, bu teklifle bu neviden çalışması olanların maaşlarının kesilmesinin önüne geçmeyi amaçlamaktayız. Yine bu bağlamda çalışanların da emeklilik kapsamına alınmasını temin etmekteyiz. Bu noktada bilgi mahiyetli söyleyelim ki SGK’dan 690 bin kişi bu kapsamda emekli olmuş, bunların 653 bini borçlanarak bu hakkı elde etmiştir. Bir başka not: Sosyal Güvenlik Kurumu olarak 31 ülkeyle anlaşmamız bulunuyor. Bunların her birinde kısa çalışma tarifi farklılık gösterse de ortalama olarak 2 ay ile 70 günle tarih bulan süreler söz konusu. Bu çalışanların aldıkları maaş da ortalama olarak gene 450 euroluk bir rakamı önümüze koyuyor. Yine bugüne kadar bu şekilde çalışanlardan 1.080 kişinin aylığı kesilmiş. Tabii, şunu da söylememiz gerekiyor: Aylığı kesilenlerin işten ayrılmaları durumunda müracaatları hâlinde yeniden emekli maaşları bağlanıyor. Bu kapsamda olanların yurt dışında kazanacaklarından az da olsa bir kısmını yine vatana yönlendirmeleri de söz konusu olacak. Dahası bu düzenlemeyle ülkemizden aldıkları emekli maaşlarını dövize çevirip yurt dışında harcamalarının da önüne geçilmiş olacak.’ dedi.
İç Borçlanma Senet Limitinin Yüzde 5’e Yükseltilmesi
Teklifte yer alan iç borçlanma senet limitinin yüzde 5’e yükseltilmesi hususuna açıklık getiren Milletvekili Aydemir, ‘7197 sayılı 2020 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu 12’nci maddesi uyarınca kayıt altına alınan devlet iç borçlanma senetlerinin limitini yüzde 3 olarak düzenlemiştir. İşte biz bunu değişiklik teklifimizle yüzde 5 olarak yeniden düzenliyoruz. Sebep çok net, devlet olma gereği yapılanlara mali dayanak olsun diye. Açılan kredilerin ve farklı mali desteklerin bu neviden bir ilave kaynağa ihtiyaç gösterdiği inkârı kabil olmayacak bir gerçek. Takriben 22 milyarlık ilave bir iç borçlanma senedi çıkarılmış olacak. ‘ gerekçesini paylaştı.
Tarihi Ve Kültürel Taşınmaz Varlıklar
Teklifin 5’inci maddesinde yer alan 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanuna eklenecek geçici madde hakkında bilgi veren Milletvekili Aydemir, ‘Teklifimizin 5’inci maddesiyle bir başka zemin düzenlemesi yapıyoruz. Şöyle ki son 17-18 yılda bir kavrama özel ehemmiyet verildi; tarihi eserler, tarihi tarif eden ve geçmişi hatırlatan yapılar ve mahallerin korunması. Buna dönük çalışmalarımızın eşi menendi olmadı bugüne kadar. Ancak bu gayretlerde yer yer kanuni düzenlemelerin yapılması da kaçınılmaz oluyor, zaruret ifade ediyor. İşte bu maddeyle yaptığımız düzenleme bunu havidir, bunu içermektedir. Burada 16/6/2005 tarihli ve 5366 sayılı yıpranan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması hakkındaki kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir. Bu kanun hükümleri uyarınca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce alınmış olan kamulaştırma kararları üzerine mahkeme kararıyla idare adına tescil edilen taşınmazların kamulaştırılmasına ilişkin işlemlerin iptali istemiyle idari yargı mercilerine açılmış olan davalarda iptal kararı verilmesi sebebiyle idare aleyhine açılacak davalarda taşınmazın idare adına tesciline karar verilmesi üzerine idareci daha önceden ödenmiş olan kamulaştırma bedelinin davacı tarafından mahkeme veznesine depo edilmesi şarttır. Mahkeme veznesine depo edilecek kamulaştırma bedeli taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih başlangıç kabul edilmek üzere davanın açıldığı tarihe kadar yasal faiz işletilerek depo edilir.
Bu bedel depo edilmeden açılan davalarda mahkeme verilecek iki haftalık kesin süre içinde bedelin mahkeme veznesine depo edilmesinin edilmemesi hâlinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir ve yargılama gideriyle vekâlet ücreti taraflar üzerinde bırakılır. Birinci fıkra hükmü kanun yolu aşamasında bulunanlar dahil derdest davalar hakkında da uygulanır. Bu madde o kadar açık ki, çok net ifadeler var. ‘ dedi.
Bankaların Müşteri Hakları
Bankaların müşteri haklarını içeren 6’ıncı değişiklik maddesiyle ilgili olarak tespit ve öngörülerini aktaran Milletvekili Aydemir, ‘ 6’ncı madde, muhteva bakımından 7, 11, 12 ve 13’üncü maddelerle aynı düzenlemeyi öngörmektedir. Musibetin nimet doğurduğuna işaret bağlamında bu maddeleri de değerlendirebiliriz. Şöyle ki: Teknolojik gelişmelerin hayatı hızlandırma bakımından önümüze sunduğu imkânlardan istifadeyi sağlamaya çalışıyoruz. Bu maddelerdeki değişikliklerle, vatandaşın hizmet alımında yahut ticari bağlamda bankalarla ilişkisine bir kolaylık, yeni bir fırsat zemini oluşturuyor. 6’ncı maddeyle, 5411 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinde yer alan faaliyet konularına ilişkin bankalar ve müşteriler arasındaki sözleşmelerin şekli düzenlenmektedir. Bu kapsamda, sözleşmelerin yazılı olarak veya uzaktan iletişim araçlarıyla mesafeli olarak ya da kurulun yazılı şeklin yerine geçebileceğini belirlediği ve bir bilişim ve elektronik haberleşme cihazı üzerinden gerçekleştirilecek ve müşteri kimliğinin doğrulanmasına imkân verecek diğer yöntemler yoluyla kurulabilmesini öngörmektedir. ‘ ifadesine yer verdi.
Düzenlemenin Getirisi
Bu düzenlemenin, vatandaşın işlerinin ivedilikle yapılmasını, zamanın tasarruflu kullanılmasını sağlarken envaitürden kırtasiye ifade eden sözleşme belgelerini de ortadan kaldıracağını aktaran Milletvekili Aydemir, ‘ Buradan doğacak mikyası yüksek bir giderden tasarruf da söz konusu olacak. Tabii, şuna vurgu yapalım ki burada tanzim süreci dijital zeminin bütünüyle önünü açmakla beraber 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerini saklı tutarak sözleşmelerin içeriğinde yer alması gereken asgari hususlar ile KİT sözleşmelerinin uygulanacağı işlemlerin kurulun uygun görüşü alınarak kuruluş birlikleri tarafından belirleyeceği de düzenlenmektedir. Aynı şey, 7’nci maddede 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 24’üncü maddesinin 1’inci fıkrasında değişiklik kaydıyla da yapılmıştır. ‘ dedi.
Dijital Sözleşme
Milletvekili Aydemir, ‘Yine 11’inci maddede 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 22’nci maddesinin (1)’inci fıkrasının birinci cümlesi değiştirilerek sözleşmelerin yazılı olarak veya uzaktan iletişim araçlarıyla mesafeli olarak ya da kurulun yazılı şekli yerine geçebileceğini belirlediği şartlarda da yapılmasına imkân tanır. Bu durum, aynı 12’nci maddede 6361 sayılı Kanun kapsamındaki faktoring şirketleri ile müşterileri arasındaki sözleşmeler için de geçerli. Yine aynıyla 13’üncü maddede, finansman şirketleri ile müşteriler arasındaki sözleşmeler için cari ve geçerlidir. Tabii, arada 8’inci ve 9’uncu maddeler var; 6, 7, 11, 12 ve 13’ü saydık. 8 ve 9’uncu maddeler de hemen hemen aynı içerikte, aynı muhtevada, ancak kendi içinde küçük bir farklılık barındırıyor. Dolayısıyla, onları ayrı bir bağlamda ele aldık. Burada 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nda abone olunurken, "sözleşme yapma imkânında" ifadesini bulan "sözleşme imzalanırken ve yazılı olarak..." ifadeleri elektronik ortamda sözleşme yapmaya mâni. Yani burada, efendim "sözleşme imzalanırken" ya da "yazılı olarak" ifadeleri bu değişikliğe mâni oluyor, getirdiğimiz değişikliğe mâni oluyor. Onun için, burada imzalanırken kaydını "abonelik sözleşmesi kurulurken" şeklinde değiştirmiş olduk. Yani "yazarken" ve "imzalanırken" ifadelerini çıkarıyoruz, "abonelik sözleşmesi kurulurken" şeklinde getiriyoruz. 9’uncu maddede dijital sözleşme imzalama gibi sözleşme akdinin düzenlenmesine imkân tanıdığı gibi yine bu maddede sözleşmenin feshine de imkân tanıyoruz. Bu çok mühim yani uzaktan, mesafeli olarak dijital zeminde, daha önce yaptığımız bir sözleşmenin iptaline imkân tanıyoruz. Vatandaşların bu noktada çok ciddi mağduriyeti ve müşteki hâlleri -buradaki bütün arkadaşlarımız biliyor- hayata yansıyan sıkıntılı bir hâl. Bu düzenleme bunu da içermektedir. "Bu değişiklikle, iletişim sahasında hizmet veren kurumlar ile müşteriler arasında sözleşmenin elektronik ortamında yapılması hakikaten şu yaptığımız 18 maddeden müteşekkil kanuni düzenlemelerde önemli bir yer tutacak." diye burada not düşüyorum. ‘ diye konuştu.
Çek Kanunu
5941 sayılı Çek Kanununun geçici 5 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “üç ay” ibareleri “bir yıl” şeklinde ve “üç aylık” ibaresi “bir yıllık” şeklinde değiştirilmesi teklifiyle ilgili değerlendirmede bulunan Milletvekili Aydemir, ‘Bu arada bir şeyin altını özellikle çizeyim: Şu zemin, hakikaten milletimizin yüreğini, dimağını ifade eden bir zemin ve milletten aldıklarımızı buraya yansıtıyoruz, milletimizin ihtiyaçlarına mebni buralarda düzenlemeler yapıyoruz. İşte buna mebni, mart ayında yaptığımız bir düzenlemeydi. Çek Kanunu’nda özellikle karşılıksız çeklerden dolayı ceza almış, hapis cezasıyla cezaevlerinde bulunanların cezaevlerinden çıkmalarına dönük düzenlemeler... buna şart koşmuştuk, bunlar borçlarının yüzde 10’unu ödemeleri kaydıyla, sonraki borcunu da 15 taksitle iki aylık sürelerle yapmaları hâlinde bu ceza bütün bütün onların üzerinden kalkacaktı. Şimdi, bunu yaparken bir öngörü sıkıntısı yaşamışız. Daha doğrusu arkadaşlar, biz fevkalade iyi niyetle "Bunu üç ay içerisinde aşabiliriz." düşüncesindeydik. Yani bu da zihin haritasını gösteriyor, zihin haritasının berraklığını gösteriyor. Biz millet adına Allah’ın izniyle "Bu musibetten üç ayda kurtuluruz." diye düşünmüştük. Şimdi, geldiğimiz noktada gördük ki süre kifayet etmemiş, süre yeterli olmamış. Öyleyse bu düzenlemede buna ilişkin ilave dokuz aylık bir süre kayda geçtik. ‘ açıklamasını yaptı
Tütün Ticareti
Milletvekili Aydemir, ‘Yaptığımız bir başka kanuni düzenleme de, tadilat teklifimiz var yani daha önce yaptığımız bir düzenleme, onda da bir tadilat teklifimiz var, orada farklı bir durum var. Malumunuz, 2017 yılında 7061 sayılı Kanun ve 5600 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3’üncü maddesinde değişikliğe gitmiştik. Değişiklikte muradımız çok netti, ticari, zirai, sinai zeminlerdeki faullü hâlleri ortadan kaldırmak. Bunun için de uzun zamanlara sari tartışma konusu olan, yetki belgesi almadan veya bildirimde bulunmadan tütün ticari yapanlar ile ticari maksatlı makaron yahut sigara kâğıdını, içine kıyılmış, parçalanmış yahut tütün dışı maddeyle satanlara, satışa arz edenlere, bulunduranlara ve nakledenlere dönük cezai müeyyideler kesmiştik. Bunların yürürlük tarihiyse 7061 sayılı Kanun’un 123’üncü maddesi gereğince 1 Temmuz 2020 tarihiydi. 14’üncü maddeyle bu yaptığımız düzenlemede yeni bir tadilat ihtiyacı hasıl oldu. Madde de zikredilen eylemler tefrik edilerek yani ayrıştırılarak müeyyide kısmında hem sabite hem de değişiklik öngörmekteyiz. Sabit kalan makaron sigaraya dönük olanı. Burada kanuna dercedilen yaptırımların yürürlük tarihi aynıyla vaki, yani 1 Temmuz’dan sonra bu fiiliyata üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası hükmü cari olacak, geçerli olacak. Ancak Tarım ve Orman Bakanlığından yetki belgesi almadan tütün ticareti yapanlara dönük cezanın bir yıl sürüyle ertelenmesini murat ediyoruz, talep ediyoruz. Buradaki gerekçemiz çok anlaşılabilir, kabul görür bir gerekçedir. Şöyle ki bu düzenleme yapılırken ihtiyaç fazlası tütün ve yetkisiz tütünlerin satışı için kooperatiflerin ihdas edilmesi söz konusu edilmiş. Oysa aradan geçen zamana rağmen kamudan kaynaklanan sebepler dolayısıyla kooperatiflerin kurulması gecikmiştir. İşte bunların kurulma süreci tamamlansın diye böyle bir süre uzatımına gidilmektedir. Yine, bu noktada şunun altını çizelim ki yetkisiz tütün ticareti yapanlar ile parasal müeyyidelerin uygulanmasında -yani yetkisiz tütün ticareti yapanlara parasal müeyyideler de var, bunlarda bir geri adım atma yok- bunlarla ilgili cezalar aynıyla geçerli. Bu durumda olanlar için, bunun ticaretini yapanlar için 159 bin liralık cezai müeyyide -yani parasal değer olarak ifade ediyorum- varittir, geçerlidir. Gene aynı şey, içmek için bulunduranlara ise 3 bin 200 liralık bir cezayı öngörmektedir.’dedi
İç Denetçilik Düzenlemesi
Milletvekili aydemir sunumunun son bölümünde, ‘Son 15 ve 16’ncı maddeler hem bir hakkı teslim hem de çalışma zemininde huzuru temin için bu maddelerin içerisine dercedildi, huzurunuza getirildi. Malumunuz olduğu üzere KİT’ler ve bunlara bağlı ortaklıklar bir düzenleme çerçevesinde iç denetçi istihdam etmektedirler. Buna karşın istihdam edilen bu denetçilerin özlük haklarını tanımlayan bir kanuni düzenleme yok. Hâl böyle olunca da hem bir huzursuz iş ortamı hem de bu nitelikte eleman bulma sıkıntısı yaşanıyor. İşte bunu izale edecek bir adımdır yaptığımız. Bunun için iç denetçileri ifade eden, tarif eden, onların özlük haklarını kayda geçen bir çalışma yaptık. Buna da desteğiniz olacağını biliyorum, tenkitlerinizle katkı sunacağınızı biliyorum. Sadece buna değil, bütün maddelere bugüne kadar olduğu gibi, efendim, gerek Cumhur İttifakı’nı ifade eden kardeşlerimiz, gerek muhalefeti ifade eden arkadaşlarımız eleştirileriyle, teklifleriyle, tenkitleriyle, tespitleriyle katkı sunacaklar, bundan eminiz.’ diye konuştu. Aydemir teklifin hayırlı olması niyazında bulundu.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler