Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli: "türkiye Hızla Otoriter Bir Rejime Kayıyor"

CHP İzmir Milletvekili, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Rahmi Aşkın Türeli, Türkiye'nin hızlı bir biçimde otoriter bir rejime doğru kaydığını ve kendinden olmayana hayat hakkı tanımayan bir iktidarla karşı karşıya olduklarını iddia ederek, Türkiye'de demokrasiyi içselleştirmeye, ileriye götürmeye, kolektif aklı egemen kılmaya ihtiyaç olduğunu söyledi.

Türeli dış politikadan, ekonomiye; eğitimden kadrolaşmaya kadar pek çok konuda hükümetin sergilediği tutumu değerlendirdi, uyguladığı politikaları eleştirdi.

Başbakanlık bütçesi görüşmelerinde söz alan Rahmi Aşkın Türeli, ilk olarak ekonomideki gelişmeler konusunda görüşlerini açıkladı. Türkiye'de ekonominin AK Parti'nin övündüğü kadar iyi olmadığını, her geçen gün kötüye gittiğini öne süren CHP'li Türeli, ekonomideki yapısal sorunların da giderek ağırlaşmaya başladığını savundu. Türeli, ekonomideki kötü gidişatı süreç içinde değerlendirdi ve şu tespitlerde bulundu: "Ekonomideki tablo söylendiği gibi parlak değil. Aksine çok ciddi sıkıntılar var. Azalan yurt içi tasarruflar ve artan cari işlemler açıkları önemli bir problemi oluşturuyor. Dış borç stoku adeta kartopu gibi büyüdü. Hane halkı borçlulukları neredeyse hane halkı gelirlerinin yarısını aştı. Tarım ve hayvancılıkta Türkiye ithalatçı konumuna geldi. Sanayi sektörü, emek yoğun bir yapı ve düşük teknoloji yoğunluğu ile içinde bulunduğu çerçeveye hapsoldu. Bunların tümü Türkiye'nin yapısal problemlerini oluşturuyor."

"BU ÖVÜNME ALDATICI"

Türeli, Hükümet'in IMF borcunu 23.5 milyar dolardan 1.7 milyar dolara indirmekle övündüğünü ama bu övünmenin yersiz olduğunu, tam aksine Türkiye'nin dış borcunu 130 milyar dolardan 325 milyar dolara çıkardıklarını dile getirdi. "1923 yılından 2002 yılına kadar Türkiye’de yapılan toplam dış borç 130 milyar dolardır ve bunun içinde Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalma borçlar da vardır” diyen türeli, şöyle devam etti: “Cumhuriyet Hükümetleri 1954 yılına kadar bu borcu ödemeye devam etmiştir. Ayrıca, kurulmuş Sümerbank’lar vardır, Etibank’lar vardır, şeker fabrikaları vardır, çimento fabrikaları vardır, aklınıza gelen bütün KİT’ler vardır ve toplam dış borç 130 milyar dolardır. Ama on yıllık sürede buna 195 milyar dolar eklenmiş ve dış borç 325 milyar dolar olmuştur. Ayrıca da, bu KİT’lerin hemen hepsi özelleştirilmiş, satılmıştır. Bu kapsamda, 35 milyar dolara yakın bir özelleştirmeden bahsediliyor. Bu tablo karşısında nasıl övündüklerini hala anlamış değilim.

Hükümetin dış politika konusunda da sınıfta kaldığını, tutarlı ve başarılı bir politikasının olmadığını ifade eden Rahmi Aşkın Türeli, Türkiye'nin şu an tüm komşularıyla sorunlu hale geldiğini bildirdi. Komşu ülkelerle süreç içerisinde ilişkilerin giderek bozulmaya başladığını kaydeden Türeli, "Türkiye komşularla sıfır sorun politikasıyla başladı ancak şu anda sorunumuz olmayan hiçbir komşumuz yok. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’yle yaşadığımız sorunlar unutulmadı. Ermenistan açılımında Azeri kardeşlerimizle aramız bozuldu. Irak merkezi hükümetiyle yaşanan problemler ortada. Suriye konusu ise tam bir fiyaskodur. İran, Rusya gibi dolaylı olarak ilişkimizin bozuk olduğu ülkeleri saymıyorum bile" dedi.

Hükümet'i demokrasiyi geriletmekle suçlayan Türeli, "Dış politika iç politikaya benzemez, bedelleri vardır. Yapılan bir yanlışı hiçbir şekilde ortadan kaldıramazsınız. Türkiye'nin Cezayir’in bağımsızlık mücadelesinde Cezayir’in değil Fransa’nın yanında yer almasının yarattığı hayal kırıklığı hala Arap dünyasında devam etmektedir. Bu açıdan da bugün Suriye ile aramızda yaşananlar çok olumsuz gelişmelerdir. Türkiye, tarihinde hiç olmadığı kadar, Ortadoğu’da büyük devletlerin bir aleti, bir taşeronu konumuna düşmüştür. Bu da Türkiye Cumhuriyeti’ne hiçbir şekilde yakışmamaktadır” diye konuştu.

"DEMOKRASİDE ÇOK CİDDİ GERİLEME VAR"

Türeli konuşmasında demokrasi olgusuna da vurgu yaparak, Türkiye'nin demokrasi anlayışında çok ciddi gerilemenin olduğunu, AK Parti'nin yaptığı uygulamalarla Türkiye’yi hızla otoriter bir rejime doğru kaydırdığını söyledi. Bu anlayışın toplumda ciddi rahatsızlıklara yol açtığını söyleyen CHP'li Vekil, doğru olanın kolektif aklı egemen kılmak olduğunu ifade etti. Türeli, Türeli, "Kendinden olmayana, kendi gibi düşünmeyene hayat hakkı tanımayan bir iktidarla karşı karşıyayız. En sonunda, ulusça en büyük bayramımız olan Cumhuriyet Bayramı’nda bunu yaşadık. Hem “Bayramları resmî kutlamalar olmaktan çıkartıp halka indirelim, coşkuyla, şenlikle kutlayalım.” diyorlar, hem de törenleri kutlamak isteyen on binlerce insanı biber gazına maruz bırakıyorlar. Böyle bir şeyi kabul etmek mümkün değil. Bu gidişat iyi değil. Oysa bizim demokrasiyi gerçekten ileriye götürmeye ihtiyacımız var. Demokrasiyi içselleştirmeye, kolektif aklı egemen kılmaya ihtiyacımız var " şeklinde konuştu.