AK Parti Samsun Milletvekili Tülay Bakır, “Tıp üniversiteleri açalım, dünyanın her yerinde hekim ücretleri eşit olsun, her ülke hekimini belli bir standarda getirmeye çalışsın, isteyen istediği yerde öyle çalışsın. Ben bir ayrım olmaması düşüncesindeyim” dedi.
2023’e kadar sağlık stratejileri ile ilgili bir rapor hazırlamak üzere AK Parti Genel Merkezi tarafından kurulan komisyonun başkanı olarak görev yapan Samsun Milletvekili Prof.Dr. Tülay Bakır, hazırlayacağı raporda faydalanmak üzere Samsun Tabip Odası’nı ziyaret ederek hekimlerin sorunları ile ilgili görüş alışverişinde bulundu. Samsun Tabip Odası Başkanı Yrd.Doç. Dr. Mithat Günaydın, Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hamdi Yücel, Dr. Şinasi Gönenç, Büyük Kongre Delegesi Prof. Dr. Faruk Bağırıcı ve Dr. Selim Görgün ile bir araya gelen Prof. Dr. Tülay Bakır, yapacağı çalışmanın sonunda hazırlayacağı 10 sayfalık raporu Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın da okuyacağını belirtti.
Hasta memnuniyetinin ön planda tutulduğu yerde hekim memnuniyetinin de ön planda tutulması gerektiğini hatırlatan Milletvekili Tülay Bakır, şöyle konuştu: “Benim en çok aradığım, mesleğimizde huzurlu olmak istiyorum. ‘Acaba bana hasta mı saldıracak, benim için kim ne yazacak, acaba ben yarın iş bulabilecek miyim?’ şeklinde endişelerin olmadığı bir ortam olması lazım. Bizi en iyi anlayan bizim hekimimizdir. Unutulmaması gereken; tıp bir bütünler zinciri, orada tek başına hekimin de yapacağı bir şey yok. Bizim ülkemiz gibi hizmete büyük oranda susamış toplumda bunlar daha da büyük önem taşıyor ve her şeyi hekimden bekler hale geliyoruz. Bu bir terazi, terazinin bir kefesinde hasta memnuniyeti varken, öbür kefesinde doktor memnuniyetinin olması, genel anlamıyla tıp memnuniyetinin olması gerekir. Sadece pratik hekimlik değil, araştırma hekimliği de çok önemli. Her zaman her şeyi dışarıdan kopya ile götüremeyiz, bizim gözlemlerimizde önemli."
Literatürde ön planda olmamız gerektiğini anlatan Bakır, şunları söyledi: "Hekimin tasarruflu kullanılması da çok önemli. Şimdi her ilçe kendisine tam teşekküllü hastane istiyor. Bu hastaneye hekimin nereden sağlanacağı konusunda bir fikri yok. İstemekte haklı ama 3 dakikada bir hasta muayene ederek ne onlara faydamız olur, ne de böyle bir yorgunluğu hekimin kaldırması mümkün değil. Çok muayene edilmesinin tedavide daha başarılı olacağını kimse söyleyemez. Önemli olan gelen her hastanın problemlerinin 2-3 muayenede tamamen çözümlenmesi, takip gerekiyorsa belli periyotla takibinin sağlanması gerek. Üniversite hastanelerindeki hocalardan her hastanenin yararlanması lazım. Bir üniversite hocasının hastalara hakimiyeti, orada vereceği eğitim çok daha farklıdır.”
TIP FAKÜLTELERİ YETERSİZ
Sağlık üniversitelerinin kurulması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Tülay Bakır, sözlerine şöyle devam etti: “Ben artık tıp fakültesi teriminin bize yetmediğini düşünüyorum. Artık tıp fakülteleri yetmiyor, artık tıp üniversitelerinin kurulması lazım. Tek başına bir doktor olmak yetmiyor, ekonomiyi iyi bilen bir doktor gerekiyor, hukuğu iyi bilmesi gerekiyor. Tek başına farmakoloji de yetmiyor, ilaç üretimi anlamında da bilgi sahibi olması gereken hekimler var. Biz artık kombine çalışmak zorundayız. Mutlaka sağlık üniversitelerinin kurulması gerekiyor.”
Prof. Dr. Tülay Bakır; doktorlara verilen sabit gelirin artırılması ve bunun emekliliğe yansıması konularında ise şu ifadeleri kullandı: “Sağlıkta dönüşümü belli nispette destekliyoruz. Hekimle hasta arasında ücret sözünün kalkması, herkesin istediği hastaneye gidip tedavi olması güzel. Özellikle bu performanstaki dağılımın homojen olmaması nedeniyle bir takım sıkıntılar var. Sabit gelire dönülmesi çok daha yararlı olur. Hekimin birinin branşı önemli, öbürü daha az önemli diye bir şey söyleyemeyiz. Benim gözümde aile hekimi de çok değerlidir, bir üniversitenin profesörü de. Mutlaka belli farklar olur ama bu fark kabul edilebilir olmalı. Zaman içinde doğal olarak gelir artırmak için bazen olağandan daha fazla hasta alınıyor, olağandan daha fazla tetkik, girişimsel işlemler yapılıyor. Bir hastayı bir hekimin tedavi etmesi, müteakip kontrollerinde de aynı hekime gelmesi çok önemli. Sağlıktaki dönüşümün sürdürülebilir olması ve gelişmesi için tıp personelinin başta doktorlar ve eğitimi veren grup açısından mutlaka memnuniyet verici olmalı. Ücretteki bu aşırılıklar giderilmeli, performanstan çok sabit geliri vermesi ve bunların emekliliğe yansıması gerekir.”
2010 ve 2011 yıllarında Samsun’da düzenlenen ve 20 Tabip Odası’nın katıldığı 1. ve 2. Genişletilmiş Hekim Çalıştayları’nda hazırlanan raporları sunan Tabip Odası Başkanı Yrd.Doç. Dr. Mithat Günaydın, hekimlerin sıkıntılarını şu sözlerle dile getirdi: “Hekimlerin önünde en büyük sorun belirsizlik. Hekimler geleceğini göremiyor. Çok ani ve insanların hayatını etkileyecek kararlar alınıyor. Sağlık Bakanımızın ve Başbakanımızın hekime bakış açısını biraz değiştirmesi gerekir diye düşünüyoruz. Hekimlerin en büyük problemlerinden birisi performansa dayalı döner sermaye verilmesi. Performansa dayalı döner sermaye çalışması mantık olarak iyi niyetle yola çıkılmış bir iş, ama gidişat öyle olmadı. İlk başlarda iyiydi, gittikçe bu performans sistemi istenilen gibi olmadı. Performans sistemi çok komplike bir hale geldi. Hekimlere güvenilmesi lazım. Hekimlerde bilinçaltı ‘bana sahip çıkmayana ben nasıl sahip çıkayım’ psikolojisi var. Hekimler ‘benim hekimim ülkesini sever, sağlık hizmetini en iyi şekilde verir’ ifadelerini yetkili ağızlardan duymak istiyor. Bu raporda olmasını arzu ettiğimiz en önemli şeylerden birisi hekimlerin sabit gelirlerinin artırılması ve emekliliğe yansıması.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz