ANKARA (İHA) - Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanı Mehmet Ağar, milli dava uğruna uzun yıllar mücadele eden KKTC Cumhurbaşşkanı Rauf Denktaş'ın hayatını tehlikeye attığı bir dönemde, Türkiye tarafından asla yalnız bırakılmayacağını vurguladı.
Demiryol-İş Sendikası'nın 50. Kuruluş Yıldönümü münasebetiyle Etap Altınel Oteli'nde düzenlene törende bir konuşma yapan DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, demiryollarının Cumhuriyet'in en büyük projelerinden biri olduğunu belirterek, demiryolunun genç Cumhuriyet'in insanlarına medeniyet götüren çok büyük bir proje olduğunu kaydetti. Ağar, demiryolunun uzun yıllardan beri hükümetler tarafından ihmal edilmiş en önemli ulaşım aracı ve gönülleri birbirine bağlayan ağlar olduğunu belirtti. Anadolu'nun en ücra yerlerinde bulunan garları, istasyonları ve bu işte çalışan fedakar insanların, bugün sadece hafızalarda kaldığını ifade eden Ağar, iktidarın bu konuda atacağı adımlara destek vereceklerini söyledi. Türk milleti için yapılacak hiçbir şeyi kısmayacaklarını belirten Ağar, milletin hayrına ve geleceğine uygun olmayan bütün meselelerde ise en net ve kesin tavrı ortaya koyacaklarını anlattı.
"YUNANİSTAN SAMİMİYETİNİ KANITLAMAK ZORUNDADIR" Ağar konuşmasında, Kıbrıs ve Irak sorunlarına ilişkin görüşlerini de aktardı. Kıbrıs'ın milli bir dava olduğunu vurgulayan Ağar, bu milli dava için uzun yıllar mücadele veren KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın kendi ülkesinde ve Türkiye'de bazı kesimlerce kasıtlı olarak 'Uzlaşmaz, çözümsüz, işi bozan adam' olarak takdim edildiğini hatırlattı. Bunların tamamının bir bilgi noksanlığından kaynaklandığını söyleyen Ağar, "Çözümden yana olmak demek, geçmişte Güneydoğu'da mücadele ettiğimiz dönemlerde ortaya çıkan 'ver kurtul' cuların psikolojisi içinde Türkiye'nin milli davalarında uluslararası hukuktan kaynaklanan hakların yok edilmesine göz yummak değildir" diye konuştu.
Hükümetin, toprak ve insan mübadelesi, nüfus hareketleri konusunda, Türk toplumuna karşı tuzaklarla dolu olan BM planına çok dikkatli yaklaşması gerektiğine değinen Ağar, uluslararası anlaşmalara göre, her iki toplumun birbirinden ve garantörlerinden müsaade almaksızın herhangi bir birliğe giremeyeceklerini hatırlattı. Yunanistan'ın önümüzdeki dönemde AB dönem başkanlığını devralacağını anımsatan Ağar, Yunanistan'ın bu çerçevede samimiyetini kanıtlamak zorunda olduğunu ifade etti.
Ağar şunları söyledi:
"Bir takım ekonomik getiriler uğruna, topraklardan ve haklardan vazgeçilemez. Ekonomik getirileri olacak diye, uluslararası birliktelikler uğruna, Türkiye milli davalarını feda edemez. Bir nesil bu şekilde psikolojik taarruzlarla yanlış yönlere sevk edilmek istenmektedir. Uzlaşmadan, çözümden yanayız ama teslimiyetçi asla değiliz. Türkiye hayatını tehlikeye attığı bir dönemde Denktaş'ı asla yalnız bırakmayacaktır."
"TÜRKİYE SINIR GÜVENLİĞİ KONUSUNDA ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALIDIR" Irak meselesinin üç temel ayağı bulunduğunu söyleyen Ağar, bunlardan birincisinin Irak'ta eğer müdahale olacaksa, meşruiyetin kaynağı olan uluslararası birliktelik içinde alınacak BM kararlarının varlığı olduğunu ifade etti. Sorunun diğer ayağının, Türkiye'nin kendi sınır güvenliği meselesi olduğunu vurgulayan Ağar, Türkiye'nin sınır güvenliği anlamında üzerine düşen görevleri çekinmeden yerine getirmek zorunda olduğunu kaydetti. İsrail-Filistin meselesinden sonra Ortadoğu'da bu sıcak gelişme ile beraber ortaya çıkacak meselenin, yıllar boyu sürecek sıkıntılara sebep olacağının akıldan çıkarılmaması gerektiğine dikkat çeken Ağar, tüm bunlara rağmen temel hedefin savaşın yaşanmaması olduğunu söyledi.
Ağar şöyle konuştu:
"Mani olamadığımız takdirde müdahil olma mecburiyetimiz olduğu vakit, kimsenin bir endişesi olmamalıdır. Türkiye'nin dünyada sayılı çok büyük bir silahlı kuvvetleri vardır. Milletimiz top yekun bir güç halinde, milli politikamızın ardında durabilme mecburiyetindedir. Bu büyük millet ne zaman böyle bir ihtiyaç varsa bunu yapmıştır."
Ayrıca törende bir konuşma yapan CHP Ankara Milletvekili ve Türk-İş eski Genel Başkanı Bayram Meral ise, işçi kesiminin hiçbir zaman ülkenin kritik dönemlerinde sorun yaratmadığına işaret ederek, bunu korktukları için ve acizliklerinden değil, 'Türkiye Arjantin'e dönmesin' diye yaptıklarını vurguladı. Türkiye'de iş barışının korunması isteniyorsa, tek kuruşuna kadar ülkesine hibe edenler ile her krizde parasını yurt dışına kaçırılanların birbirine karıştırılmaması gerektiğini kaydeden Meral, böyle işverenlere saygılarının olmadığını ifade etti. Bu tür kişilerin önümüzdeki günlerde İş Güvenliği Yasası'nı gündeme getireceklerini ve kıdem tazminatının 15 güne indirilmesi için hükümet üyelerini rahatsız edeceklerini öne süren Meral, "Bu ülkede, 12 Eylül'ü yaşadık, 12 Eylül yönetimi bile kıdem tazminatımıza dokunmadı" diye konuştu. Milletvekili olduktan sonra işçileri unutmasının söz konusu olmadığını vurgulayan Meral, bundan sonra da birlikte mücadele etmeye devam edeceklerini kaydetti.