ANKARA (İHA) - Başbakan Yardımcısı ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, son dönemde ekonomik krizden çıkışın uzaması ile yeryüzü cenneti propagadası ile Türk milletinin özgüveninin zayıflatılması ve milli direncin kırılmasının amaçlandığını öne sürdü. Bahçeli, "Türk milletinin kendi hasletlerine, ülkesinin imkanlarına ve tarihine güvenmesine rahatsız olanlar, ancak bu güvenin kaybolduğu bir ümitsizlik ve boşluk ortamında kendilerine yer bulabileceklerini hesaplamışlardır" dedi.
Bu çevrelerin, Türk milletinin en ağır ve ümitsei şartlarda bile milli şuurunu dimdik ayakta tuttuğu gerçeğini unuttuğunu belirten Bahçeli, "İnanıyoruz ki bu gerçek 3 Kasım'da sandık başında bir kez daha görülecektir. Özellikle AB ve seçim süreci ile ilgili konularda yaşanan tartışmalar ve sergilenen tutumlar, bunun için mutlaka doğru ve gerçekçi bir bakış açısı ile değerlendirilmelidir. Geriye baktığımızda şu hususların hatırlanması yerinde olacaktır: AB konusu Türkiye için adeta 'Var olma veya yok olma' meselesi olarak ortaya konmuştur. Adaylık sürecimiz Türkiye'nin tüm sıkıntılarını giderecek sihirli bir reçete, bir 'yer yüzü cenneti' olarak takdim edilmeye çalışılmıştır" diye konuştu.
Milliyetçi hareketin temel hedefinin, Türkiye'yi 21.yüzyılda barış ve istikrarın teminatı güçlü bir lider ülke konumuna getirmek ve bunun için gerekli tüm şartları hazırlayıp her alanda zihni ve kurumsal yenilenmeyi mümkün kılmak olduğunu ifade eden Bahçeli, "Bugün azız milletimize açıklamakta olduğumuz seçim beyannamesi, Türkiye'nin saygın, etkin ve zengin bir ülke olması hakkındaki temel görüş ve politikalarımızı içeren gerçekçi bir siyasi taahhüt belgesidir" dedi. Türkiye'nin 'Onurlu Geleceği' ismini taşıyan seçim beyannamesinin Milliyetçi Hareket'in onurlu gelecek ufkunu ortaya koyduğuna da temas eden Bahçeli şöyle konuştu: "İnanıyoruz ki, ekonomiden sosyal hayata, siyasi yapımızdan dış politikaya her alanda ülkemizin onurlu geleceğini inşaa süreci Türk Milletinin temel ve ortak özlemidir. Milliyetçi hareket bugün bu özlemin sesi ve güvencesi olarak tarihin ve milletimizin huzurundadır. İnanıyoruz ki, gelenekten geleceğe olan yürüyüşümüz, Türk insanı ve Türkiye için kutlu ve unurlu bir yürüyüştür".
Başbakan Yardımcısı ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP'nin tek başına iktidara gelmesi halinde, Türkiye'nin lider ülke olmasını hedefleyen bir dış politika izleyeceklerini söyledi.
Bahçeli, partisinin seçim beyannamesi açıkladığı toplantıda yaptığı konuşmada, temel projelerinin yanısıra sektörlere yönelik temel hedef ve politikaları içeren seçim beyannamesiyle Türk milletinin huzuruna çıktığını ifade etti.
Bahçeli, MHP'nin tek başına iktidar olması durumunda yapacaklarını da kısaca 11 maddeyle özetledi. Bahçeli, MHP'nin projeleri arasında şunları gösterdi:
"Milliyetçi Hareket Partisi, demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işletilerek, demokratik ve siyasi kültürün yerleştiği temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, kanunilik yerine en geniş anlamda hukukun tesis edildiği veher alanda adaletin hakim kılındığı siyasi ve hukuki bir düzenin oluşturulması.
Başta kamu yatırımları olmak üzere, yatırımların yüksek teknoloji gerektiren ve katma değeri yüksek mal ve hizmet üreten alanlara yönelmesini öngören bir sanayileşme stratejiyle istikrarlı ve sürdürdürülebilir bir büyüme yapısının tesisi
Rekabetçi piyasa ekonomisini ve özel teşebbüsü esas alan, kaynakların rasyonel kullanıldığı, yeterli yatırım ve üretimin sağlandığı, adil bir gelir bölüşümünün tesisi.
Eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik gibi temel ihtiyaçların tümüyle eksiksiz olarak karşılandığı, insan onur ve hassasiyetine yakışır sosyal düzenin oluşturulması.
Belirlenmiş politikalara göre tavır alan değil, dünya ölçeğinde siyasi, sosyal ve ekonomik politikaları yönlendiren, öncelikle bölgesinde süper güç, 2023 yılında da 'lider ülke' olmayı hedefleyen bir dış politikanın uygulanması.
Türkiye'nin birliği ve dirliği için, siyasi ve ekonomik istikrarın, toplumsal istikrarla birlikte ahenkli bir üçgen oluşturarak, yolsuzluk, işsizlik ve yolsuzlukla mücadele etmek üzere milli bir seferberliğin başlatılması.
Kültürel ve ahlaki yozlaşmanın giderilmesi için, bilgili ve şahşiyet sahibi nesillerin yetiştirileceği bir eğitim sisteminin oluşturulması.
Avrupa ile siyasi ve ekonomik bütünleşme ve AB üyeliği hedefinin gerçekleşmesi için gereken çaba ve sorumluluğa, günübirlik siyasi mülahazaları aşan milli ve gerçekçi bir bakış açısıyla yaklaşılması.
Avrupa ve Balkanlar, Kafkasya, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ve Orta Doğu ülkeleri ile ilişkiler en üst seviyeye çıkarılarak bu ülkelerle; ekonomik, sosyal, siyasi ve kültürel alandaki işbirliğinin zenginleştirilmesi.
Millete evrensel normlarda hizmet sunulması için, 'devlet milleti için vardır' anlayışından hareketle, vatandaşa hizmeti ve vatandaşın güvenini esas alan, 'e-Devlet'in hakim olduğu, etkin ve verimli çalışkan, şeffaf kurum ve kurullardan oluşan 'Akıllı Devlet'in tesisini hedeflemektedir".