Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 2011-2012 eğitim öğretim yılının ilk ders zilini Haymana’nın Yenice beldesinde bulunan, okula kazandırılmış çok sayıda kız öğrencinin de bulunduğu Yenice Dilaver Temizhan Çok Programlı Lisesi’nde çaldı.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 2011-2012 eğitim öğretim yılı açılışını Hayman’nın Yenice Beldesi’deki Yenice Dilaver Temizhan Çok Programlı Lisesinde yaptı. Dinçer burada yaptığı konuşmada, 2011-2012 eğitim-öğretim yılında, ilköğretimde 10 milyon 543 bin 471 öğrencinin öğrenim göreceğini, mecburi ilköğretim çağına giren 1 milyon 258 bin 839 öğrencinin de okula merhaba diyeceğini belirtti. Haymana’da, Milli Eğitim Müdürlüğü ve öğretmenlerin köy köy dolaşarak, velileri ikna etmesi ve hayırseverlerin maddi ve moral desteği ile 300 kız çocuğunun ortaöğretime merhaba diyeceğini ifade etti. Dinçer, ''Kimi köylerimizden ilk defa liseye kayıt olan kız çocuklarımıza da çok çalışarak, bir meslek sahibi olarak, kendilerinden sonra gelecek olanlara örnek olmalarını temenni ediyorum." dedi.
Öğretmenlere seslenen Dinçer, ülkenin insani değerler anlamında da gelişmesini sağlayacak en önemli unsurun eğitim olduğunu vurguladı. Fiziki koşullar ve teknolojik gelişmelerin öğrenci başarısı üzerindeki etkisinin sınırlı olduğunu söyleyen Dinçer, “Buna öncelikle sizler inanmalısınız ki, her şeyin başı öğretmendir." diye konuştu.
"LİSANS ÜSTÜ EĞİTİME ÖNEM VERMELİSİNİZ"
Öğretmenlerin mesleki gelişimleri için kendisinin de çaba göstermesi gerektiğini kaydeden Dinçer, "Mesleğinizde ilerleyebilmek ve kendinizi geliştirebilmek için lisansüstü eğitime önem vermelisiniz. Zümre toplantıları da mesleki gelişiminiz için önemli bir zemin olarak görülmelidir." dedi.
Çocukların içinde olmaktan mutluluk duydukları okul ortamları oluşturulması için azami çaba gösterilmesini isteyen Dinçer, "Bu çabaya anne babaları da dahil etmeli, aile eğitimi konularında da kendinizi yetiştirmelisiniz." şeklinde konuştu.
İyi işleyen bir eğitim sisteminin anahtarının öğretmen olduğunu kaydeden Dinçer, bundan sonraki süreçte öğretmenlerden daha yüksek bir performans sergilemelerini beklediklerini aktardı.
BİR İNSANLIK BORCU
Dinçer, okullar ve öğrenciler arasında fark gözetilmeden, etnik yapısına, dini inancına, sosyo ekonomik durumuna, engeline bakılmaksızın herkese aynı dikkat, sevgi ve şefkatin gösterilmesinin sadece bir görev değil, aynı zamanda bir insanlık borcu olduğunu vurguladı. Kaynaştırma eğitiminin yaygınlaştırılması için gerekli hassasiyetin gösterilmesini istedi.
İlköğretim kurumları standartlarının ülke genelinde uygulanmasına bu yıl geçileceğini dile getiren Dinçer, “İlköğretim kurumları standartları ile temel hedefimiz çocuk dostu öğrenme ortamları oluşturmak... Bu sistemin başarılı bir şekilde hayata geçmesi için her birinizden üzerinize düşen sorumlulukları yerine getirmenizi bekliyorum.” dedi.
ÇOCUKLARIN OKULA DEVAMLARI VE RİSK ALTINDAKİ ÇOCUKLAR
Çocukların okula devamları ve risk altındaki çocuklara yönelik çalışmalara da değinin Dinçer, “Bir tek çocuğumuzun dahi özensizlik, ihmal ya da kolayca çözülebilecek bir sorundan dolayı eğitim hakkından mahrum kalıyorsa, bunun vebali hepimizin üzerinedir.” diye konuştu.
Eğitimde öğretmenin rolüne büyük önem atfettiğini vurgulayan Dinçer, “Bugün eğitim adına hepimizi onurlandıran ve 300 kız çocuğuna daha iyi bir hayatın, mutlu bir geleceğin yolunu açan öğretmenlerimizden, sadece Milli Eğitim Bakanı olarak değil aynı zamanda bir hocaları olarak da özel bir ricam olacak. Bu eğitim öğretim yılı boyunca hem kendinizin kullanmanızı hem de öğrencilerinize öğretmenizi istediğim 3 söz ve davranış var. Bu üç söz ve davranış: ‘özür dilerim’, ‘haklısınız’, ‘teşekkür ederim’ olarak tanımladım.” dedi.
"ÖĞRETMEN ADAYLARINDAN ÖZÜR DİLERİM"
İnsanların nezaketle, birbirine saygı duyarak, farlı olana saygı göstererek yaşaması için gerekli olan kimi tutumların öğrencilere kazandırılması gerektiğini kaydeden Dinçer, şöyle devam etti: “Bir çocuk hata yaptığında özür dilerim demeyi öğrenmelidir. Özür dilemek, ağızdan çıkan iki kuru sözcük değil, aksine içimizde yaşadığımız bir öz eleştiri sürecinden sonra hatalı olduğumuzu kabul ederek bunun gereğini yerine getirmektir. Hepimiz hergün, işte, sokakta, otobüste, trafikte, kuyrukta, sınıfımızda, dalgınlıkla ya da istemeden irili ufaklı pek çok hata yaparız. Birinin ayağına basmak, birine çarpmak, birinin sırasını almak gibi. Böyle durumlarda arada oluşan gerilimi yok edecek sihirli eylem özür dilemektir. Özür dilemin bir gurur meselesi değil, kazanılması gereken bir erdem olduğunu biliniz ve çocuklarımıza da öğretiniz. Ben bu yıl, önceki bakanımızın 55 bin öğretmen alacağız sözünü yerine getiremediğimiz için tüm öğretmen adaylarından özür diliyorum. Bu sözü yerine getirebilmek için çok çaba sarf ettik. Ancak hükümetimizin tahsis edebildiği kaynaklarla azami kadro ancak bu kadar olabildi. Bizi affedin.”
Öğretmenlerin bu üç tutumu öğrencilerine kazandırmayı özel bir misyon olarak üstlenmelerinin, barış, hoşgörü, birlikte yaşama, şiddetten arınmış bir toplum olma sürecine can suyu olacağını dile getirdi.
"HERKESİ YÖNETİM SÜRECİNE DAHİL EDELİM"
Dinçer, okul yöneticilerinden herkesi yönetim sürecine dahil edilmesini istedi. Okulların toplumdan ve bulunduğu semtten soyutlanmış, sadece derslikten ibaret yapılar olmadığına dikkat çeken Dinçer, “Okulları mahalle sakinlerinin kullanımına açacak düzenlemeleri yapınız. Bunun için yerel yönetimlerle işbirliğine gidiniz... Geleneksel ailede evlerin kapılarının avluya açılması gibi istiyoruz ki, okul alanlarımız da mahalle sakinlerinin kapılarının açıldığı ortak yaşam merkezleri olsun.” şeklinde konuştu.
"ÖĞRENCİNİN SAÇI VE KIYAFETİ İLE DEĞİL, GELİŞİMİ İLE İLGİLENELİM"
Çocukların gelişimi, sağlığı ve kişiliği üzerinde kalıcı sorunlar oluşturacak hak ve onurunu, güvenini zedeleyecek tutumlardan uzak durulmasını isteyen Dinçer, “Özellikle okul yöneticilerimizden ve öğretmenlerimizden; çocuklarımızın okula gelirken şayet saçı uzunsa, saçını keserek onu tüm milletin gözü önünde rencide edecek davranışlardan sakınmalarını, temizlik şartlarına uyulmaması halinde bu tür durumlarda hoş görü ile bakılması gerektiğini ifade ediyorum. Bunu öğretmen ve yöneticilerimizi hatırlatmak istiyorum.” dedi. Dinçer, öğrencinin saçı ile kıyafeti ile değil kişisel ve zihinsel gelişimi ile ilgilenilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Dinçer, velilerden daha fazla sorumluluk almak ve eğitim öğretim süreçlerine daha çok katılmayı bir sorumluluk değil aynı zamanda bir hak olarak görmelerini istedi. Dinçer, “Velilerimiz öğretmenlerle, okul yönetimi ile daha sıkı bir işbirliği içinde olurlarsa çok daha hızlı adımlarla hedefimize ulaşacağız. Veliler de okulu ikinci evleri gibi görmeliler.” diye konuştu.
Çocuklara da seslenen Dinçer, ilköğretimin en önemli basamak olduğunu bu dönemin iyi değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti. Konuşmaların ardından Bakan Dinçer, çok programlı liseyi yaptıran hayırsever Dilaver Temizhan’a plaket verdi. Ardından ilk ders zilini çalarak, bu yıl eğitim öğretime başlayan Yenice Dilaver Temizhan Çok Programlı Lisesi’nin açılışını yaptı. Bir sınıfa giren Bakan Dinçer, ilk ders konusunun demokrasi olduğunu hatırlatarak, bu konuda öğrencilerle sohbet etti. Dinçer ardından öğrencilere diş fırçası ve macun dağıttı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz