HABER

Milli Eğitim Bakanı Selçuk, canlı yayında soruları yanıtladı

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk: (2) "(Doğa Koleji) Derdimiz şu değil, 'Milli Eğitim Bakanlığı burayı satın alsın.' Bakanlığın böyle bir görevi yok. Bu doğru da olmaz. Şu anda çok güçlü bir çözüm ve hazırlık var. O açıdan velilerimiz de kısmen rahatladı. Bu süreç devam ediyor. Çok kısa bir süre içerisinde bunun çözümü ortaya çıkar" - "Bugün eş durumu meselesini çözdük. Şubatta bir atama yapacağız. Yani beklenti oydu" - "(Öğretmen atamaları) Milli Eğitim Bakanlığı olarak 'İhtiyaç yok.' demek doğru değil. Bunu söyleseniz de arka planı zayıf kalır. İhtiyaç var. İmkanlar ölçüsünde bunu daha da artırmakla ilgili elbette çalışırız" - "Toplumun her kesiminden 240 kuruluşla protokollerimiz var. Bu yüzden mutabakat arayışımız çok güçlü. Toplumun saygın olan her kesiminin Milli Eğitim'de temsil edilmesine inanıyorum. Bunun gereğini de fiili olarak yapıyoruz"

İSTANBUL (AA) - Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Doğa Koleji'nin durumuna ilişkin, "Derdimiz şu değil, 'Milli Eğitim Bakanlığı burayı satın alsın.' Bakanlığın böyle bir görevi yok. Bu doğru da olmaz. Şu anda çok güçlü bir çözüm ve hazırlık var. O açıdan velilerimiz de kısmen rahatladı. Bu süreç devam ediyor. Çok kısa bir süre içerisinde bunun çözümü ortaya çıkar." dedi.

Bakan Selçuk, CNN Türk'teki Gündem Özel programında gündeme ilişkin soruları yanıtlarken, 1999 yılında Türkiye'de sınıfta kalmanın kaldırıldığını anımsattı.

Çocukları sınıfta bırakma derdinde olmadıklarını söyleyen Selçuk, şöyle devam etti:

"Aslolan her çocuğun daha iyi öğrenmesini sağlamak ama öğrenci 'Nasıl olsa geçeceğim, zaten kalmak yok.' diye bilirse dört işlem bilmeden lise bitirir. Bizim üniversite sınavımızdaki sonuçlar ortaya çıkar. Sınıfta kalmayla ilgili önümüzdeki yıl için 120 öğretmenimiz, okul, ilçe ve il müdürümüzle 3 ay çalıştık. Bir orta yol çıktı. Bununla ilgili yönetmelik taslağımız ve bütün süreçlerimiz hazır. Peki bu yıl niye başlamadık? Bu yıl 500 bin civarında çağ nüfusunun dışında 9. sınıfa öğrencimiz başlayacak. Bu 500 bin fazla 4+4+4'ten dolayı 2012'de ilkokul 1. sınıfa 5 ve 6 yaş aynı senede girince, bu kadar öğrenci gelecek sene fazla olacak. Bunların da her türlü tedbirini aldık. Böyle bir yoğun senede bir de sınıf geçme karmaşası olsun istemedik."

Sözleşmeli öğretmen alımına ilişkin takvimin bugün açıklandığının hatırlatılması üzerine Selçuk, kamuda en büyük atamayı Milli Eğitim Bakanlığı'nın yaptığını belirtti.

Süreç ve imkanlara göre çalışmalara devam edeceklerini dile getiren Selçuk, "Milli Eğitim Bakanlığı olarak 'İhtiyaç yok.' demek doğru değil. Bunu söyleseniz de arka planı zayıf kalır. İhtiyaç var. İmkanlar ölçüsünde bunu daha da artırmakla ilgili elbette çalışırız." dedi.

- "Eş durumu meselesiyle ilgili şubatta atama yapacağız"

Milli Eğitim Bakanı Selçuk, "Sözleşmeli öğretmenlerin tayini ve eş durumuyla ilgili yeni bir düzenleme olacak mı?" sorusuna, "Bugün eş durumu meselesini çözdük. Şubatta bir atama yapacağız. Yani beklenti oydu." yanıtını verdi.

Kanunen öğretmenlerin 4 yılı doldurmaları gerektiğini hatırlatan Selçuk, "Bu daha önce 6 seneydi. Geldiğimde bunun üzerine çalıştık, 6 yılda 4 yıla indi. Bu sefer de '3 yıla insin.' diye bir beklenti oluşuyor. Hekimlerimiz, polislerimiz, askerlerimiz, savcılarımız, hakimlerimiz, hepsinin belli seneler de zorunlu hizmeti var. Öğretmenlikte de bu var. İstiyorum ki 4 yıl bir öğretmen o öğrencilerin öğretmeni olsun, 2. ve 3. sınıfta öğretmen değişmesin. Her değiştiğinde öğrenmenin kalitesi düşüyor. Benim ilk bakışım çocukların açısından, buna mecburum ama meslektaşlarımın hakkını, hukuku ve bulundukları zor şartları da biliyorum, onlar da biliyor. Öğretmenimizin lehine olduğu için kanunu düzenleme içerisinde bu 4 yılı 'Ağustos, temmuzu bekleyeceksiniz.' demek yerine şubatta eş durumu ataması yapalım diye bir karar aldık." ifadelerini kullandı.

- "Mesleki eğitime ekonomi ve istihdamla bağlantılı bakmalıyız"

Meslek lisesi kontenjanlarının 2018'de yüzde 35'lerde olduğuna, 2019'da ise yüzde 65'e çıktığına işaret eden Selçuk, herkes üniversite okumaya çalışırsa toplumdaki iş bölümünün, ekonominin katmanlarının, hizmet sektörünün ve sanayinin ihtiyaçları açısından yanlış bir yığılma olacağını vurguladı.

Bu kadar yükseköğretim mezununun ekonomide karşılığı olmadığına dikkati çeken Selçuk, "Dolayısıyla bizim altta tedbir almamız lazım. Eğer mesleki eğitime ekonomi ve istihdamla bağlantılı bakmazsak o zaman okul başka, sanayi başka bir şey yapar. İthalat ve ihracat analizimize, dış ticaret açığımıza baktık. Her ilde Sosyo Ekonomik Gelişmişlik Raporları var. Bu raporlara göre illerdeki sektörler nedir, aynı ildeki meslek okulları ne yapıyor? Yüzde 20'nin altında bir örtüşme var. Okulların makine parkı eski. Burası dijitalleşmiş sanayi, burada eski konvansiyonel makine farkı var. Sadece mezunların yüzde 8'i sanayi ve hizmette karşılık buluyor, yüzde 92'si bulmuyor." diye konuştu.

Turizm meslek lisesinden mezun olan gençleri, uluslararası kalitedeki otellerin bazı beceri setlerine sahip olmadıkları için kabul etmediğini, bunun için 11 otelin içine okul açtıklarını aktaran Selçuk, 200 civarında otel okul açmayı hedeflediklerini, bunu kısa sürede yapacaklarını söyledi.

- "Çocuklarımı günlük politika üzerinden yormasınlar"

Bakan Selçuk, muhalefet partilerinin imam hatip okullarıyla ilgili eleştirilerinin hatırlatılması üzerine, "Eğer biz zorla imam hatibe öğrenci kaydediyor olsak, bu doluluk oranlarında olması mümkün değil. LGS'de şunu yaptık, 5 tercih verdik. Bu çocukların yüzde 92'si ilk 3 tercihine girdi. Dolayısıyla 4. ve 5. tercihine istemediğini yazabilir. Netice itibarıyla benim çocuklarımı günlük politika üzerinden yormasınlar. İmam hatipli çocuklar şöyle, böyle... Bunlar bu ülkenin çocuğu ve imam hatipli çocuklar devletin gözetimi altında hem fizik, kimya hem de bazı dini hususları öğrenmek istiyor. Yani bunu Cumhuriyet Türkiyesi'nin başından beri kurduğu bir sistematiği günlük politikaya çocukları alet ederek yormamak lazım. Ayrı tartışma yapılır." değerlendirmesinde bulundu.

Bazı vakıflarla yenilenen protokollere ilişkin soruya ise Selçuk, şu yanıtı verdi:

"Toplumun her kesiminden 240 kuruluşla protokollerimiz var. Göreve geldikten sonra bunlar kat kat arttı. Burada çok farklı kuruluşlarla 100 tane protokol var. Bazı kuruluşlarla da yine günlük siyaset içerisinde tartışmalar var. Biz okul saatlerinde ders içerisinde zaten bu tür işleri yapmıyoruz, yaptırmıyoruz. Okul dışında herhangi bir kuruluş protokol imzalayarak Milli Eğitim Bakanlığı'nın faaliyetleri içerisinde değerlendiriyoruz. Türkiye'nin birikimine inanıyorum, buna ihtiyaç duyuyorum. O sebeple benim için vatansever, bayrağa saygısı, İstiklal Marşı'na hürmeti olan herkes bu ülkeye katkı vermek konusunda bir iradeye sahiptir. Eğitim mutabakat ister. Eğitim bir hizbin, grubun, küçük bir teşkilatın kurumu değildir, milletin kurumudur. Milli şuur ve bilinç alanına ihtiyacımız var. Bu olmazsa milletleşme sürecimiz gecikir. Toplumda çatışmalar artar. Bu yüzden mutabakat arayışımız çok güçlü. Toplumun saygın olan her kesiminin Milli Eğitim'de temsil edilmesine inanıyorum. Bunun gereğini de fiili olarak yapıyoruz."

- " Şu anda çok güçlü bir çözüm ve hazırlık var"

Milli Eğitim Bakanı Selçuk, Doğa Koleji'ne ilişkin soru üzerine, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu okullar özel okullar, bizim okullarımız. Bana 'Kaç öğretmeniniz var?' dediklerinde özel okullardaki öğretmenlerimizi hep sayarım. Onlar da benim öğretmenim. Bizden muvafakat alarak öğretmenlik yapıyorlar. Bizim çocuklarımızın öğretmenleri. Burada şöyle bir şey var. Toplumun 'Milli Eğitim bir çözüm bulsun.' gibi bir şeyi var. Milli Eğitim Bakanlığı'nın yetkisi nedir? Hani göreve davet ediyorsunuz ya. Benim görevim şu, belirli kuralların 3 kez üst üste ihlali sonunda kurumun kapatılması, yani öğretiminin sonlandırılması söz konusu. Biz bir yeri kapatmayı öncelikli olarak almalıyız. Diyelim ki 3 ay önce bu kurumları Bakanlık olarak kapattım. Burada 4 binden fazla öğretmen, 2 binden fazla idari personel var. Bu öğretmenlerimize yazık değil mi? Yani bunu kapatmak kolay, 2 satır yazı. Öğrenciyle ilgili her türlü hazırlığım var, orada rahatım. Bütün özel sektörü davet ettik. Dedik ki 'En kolay şartlarda benim bu okuldaki öğrencilerimi nereye, nasıl yerleştiririz ama hangi şartlarla?' Bütün bunları tek tek konuştuk. Hepsinden çok net cevaplar aldık. Dediler ki (Biz şu şartlarda bunu yapabiliriz. Özel öğretim sektörünün yara almasını istemeyiz, destek veririz.)"

Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğrencinin eğitim hakkını savunmak zorunda olduğunun altını çizen Selçuk, "Denilse ki 'Yarın sabah bütün öğrenciler resmi okullara yerleşsin.' Buna biz hazırız zaten. Kimi nereye yerleştireceğim, her türlü tedbirimi aldım. Derdimiz şu değil, 'Milli Eğitim Bakanlığı burayı satın alsın.' Bakanlığın böyle bir görevi yok. Bu doğru da olmaz. Eğer beklediysek öğretmenim zarar görmesin, bu süreçte bir çözüm üretilebilir mi diye. Şu anda çok güçlü bir çözüm ve hazırlık var. O açıdan velilerimiz de kısmen rahatladı. Bu süreç devam ediyor. Çok kısa bir süre içerisinde bunun çözümü ortaya çıkar." şeklinde konuştu.

(Bitti)

En Çok Aranan Haberler