CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, milletvekilleri Sibel Suiçmez ve Umut Akdoğan'ın yer aldığı heyet, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu dilekçesinin verilmesi öncesinde Ankara Adliyesi önünde basın açıklaması yapıldı.
CHP'li Özçağdaş, Bakan Tekin'in, AK Parti Batman Merkez İlçe 8'inci Olağan Kongresi'nde laiklik üzerine yaptığı açıklamayı okudu. Özçağdaş daha sonra şöyle konuştu:
"Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanı sıfatına haiz Yusuf Tekin, tarihi gerçeklikleri çarpıtan, tümüyle Cumhuriyet devrimlerini aşağılayan, Anayasa'yı ihlal eden, bakan olurken TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı yemine aykırı bulunan, gerçek dışı söz ve değerlendirmeleriyle halk kin ve düşmanlığa alenen tahrik ve görevi kötüye kullanma suçlarını işlemiştir.
Anayasamızda da yer alan laiklik, ülkemizin ve partimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 6 temel ilkesinden biridir. Laiklik en kısa ve geniş anlamıyla devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine değil, akla, mantığa ve bilime dayandırılması olarak tanımlanmıştır. Bununla birlikte laiklik, vatandaşların din ve vicdan hürriyetine sahip çıkmayı, inançları doğrultusunda diledikleri ibadetleri yapmayı, kanunlara aykırı olmamak kaydıyla hiçbir ibadetin ya da dini törenin sorgulanmaması ve engellenmemesini düzenleyen bir ilke olarak karşımızda durmaktadır. Laiklik, her ne kadar anlam olarak din ile devlet arasındaki etkileşime ilişkin bir kavram olsa da Cumhuriyet modernleşmesini yürüten kadrolar açısından sekülerizmi mümkün kılmak için gereklidir."
AK Parti Batman Merkez İlçe 8. Olağan Kongresi'ne katılan Tekin, burada yaptığı konuşmada 'laiklik' çıkışıyla gündem yaratmıştı. Bakan Tekin'in ifadeleri şöyleydi:
"Beni eleştiriyorlar. Bana diyorlar ki laik eğitim açısından senin söylediğin şey ters. Ben de diyorum ki size ters olabilir ama Batman'da, Erzurum'da vatandaşların değerlerine ters değil. Bir terslik varsa sizin laiklikten anladığınız şey de vatandaşın anladığı şey arasında terslik var. Sizin anladığınız laik şu; 1940'lı yılları hatırlayın, camilerin kapısına kilit vurmak, camileri ahıra çevirmek, vatandaşı Kur'an'ı Kerim öğrenmesini yasaklamak. Sizin laiklikten anladığınız şey bu. Siz bunları laikliğin gereği olarak yaptınız. O zaman sizin laiklikten anladığınız şey de benim anladığım şey aynı değil. Ben laiklikten bütün vatandaşların hangi dine inanırlarsa inansınlar dini inanç ve ibadet hürriyetinin devlet garantisi altına alınmasını anlıyorum. Sen neyi anlıyorsun? Sen Müslümanların inanç özgürlüğünün prangalar altına alınmasını, yasaklanmasını anlıyorsun. O zaman ikimizin laiklik anlayışı arasında kuşkusuz fark var. Ben evrensel laiklikten yanayım, sen Türkiye'ye özgü kendi icat ettiğin laiklik kavramını bana dayatıyorsun. Bu olmaz. Senin laiklikten anladığın şey şu; üniversiteye başörtüsüyle gitmek isteyen çocuğu ikna odalarına alıp ikna etmeye çalışmak, bunu laiklik gereğiyle yaptınız. Bunu yaparken de kendinizi laiklikle savundunuz. Peki senin savunduğun laiklikle, benim anladığım laiklik bir mi? Bir değil."
(DHA)