HABER

Milli İradeye Saygı Mitingleri Komisyon Başkanı Timuçin’den açıklamalar

Ülke TV’de ki ‘Arafta Sorular’ programına konuk olan Timuçin; Halifelik olgusunun doğru uygulandığında dünyayı yönetebilecek bir güce sahip olduğunu vurguladı.

Milli İradeye Saygı Mitingleri Komisyon Başkanı Timuçin’den açıklamalar

Enis Timuçin şunları söyledi:

"Hepimizin de bildiği gibi, dört tane halifemiz vardır. Peygamber Efendimiz HZ. Muhammed (S.A.V) ‘den sonra, dört büyük halifemiz halk oyuyla başa gelmiştir. Dört Halifelerden sonra, Emeviler ile birlikte Halifeler seçilmemiş, yönetim saltanata dönüşmüştür.

En büyük amacı İslam Birliği’ni gerçekleştirmek olan Osmanlı Hükümdarı Yavuz Sultan Selim, bir rüya görür. Gördüğü rüyada; rüyasının can dostu Hasan’a da gösterildiği geçmektedir. Sabah uyandığında, Hasancan’ı yanına çağırır ve O’na, gece rüyasında ne gördüğünü sorar. Hasancan da, rüyasında hiçbirşey görmediğini iddia eder ve Selim’in odasından çıkar. Hükümdar’ının ne demek istediğini düşünürek ilerlerken, Kapı Ağası Hasan’ın söylediklerine istemeden kulak misafiri olur. Hasan rüyasını anlatmaktadır... Bunun üzerine Hasancan, Hasan’ı hükümdarının karşısına çıkartmaya karar verir.

Hasan’ın rüyasında, Padişah’ın kapısında, dört kişi beraberinde de Peygamber Efendimiz (S.A.S)’nin sancağı duruyordur. Padişah’ın sancağını elinde taşıyan kişi, Hasan’a; ‘’Dört büyük Halifemiz olan Hz. Edubekir, Hz. Osman, Hz. Ömer ve Hz. Ali, kutsal topraklarımız sayılan Mekke ve Medine’nin anahtarını Yavuz Sultan Selim’e veriyor. Gelsin, ve emanetini alsın! ‘’

Timuçin sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunun üzerine, Yavuz büyük bir törenle Kahire'ye girdi ve Mısır Memlükleri'ne bagli Abbasi halifeligine son verdi. Bu sayede, Hilafet Abbasi soyundan Osmanli Soyuna geçmiş oldu.

Sözün kısası şunu söylemek istiyorum; Halifeliğin, Padişahlara manevi yollarla da bildirildiğini görebiliyoruz. Bu büyük güç sayesinde Osmanlı İmparatorlu’ğu devletinin topraklarını arttırdı. Ve devletlerinin gelişmesine katkı sağladı. Bir örnek verecek olursak; Yavuz Sultan Selim’den bahsedebiliriz. Selim, tahti devraldiginda 2.375.000 km.kare olan Osmanlı topraklarini sekiz yıl gibi kısa bir sürede 6.557.000 km.kareye çıkarmayı basardi. Bu durum 20.yy’a kadar böyle devam etti. Malesef 20.yy’ın başında, Osmanlı İmparatorluğu’nu ve İslamiyet’i parçalamak isteyen dış güçler, başta İngiltere ve Amerika olamak üzere, halifeliği ortadan kaldırmak istediler.Ve ne yazık ki Hristiyan’lığın karşısında ki en büyük güç olan, halifeliği ortadan kaldırmayı başardılar.

Bununla da yetinemeyen Avrupa, ilerleyen yıllarda, İslamiyet’i kökten parçalamak adına, üyelerinin ne Avrupa’lı olmayı başarabilmiş, ne de Müslüman’lığı gerçekten bilen, kültürler-arası şok yaşayan gençlerden oluşan El- Kaide, Hizbullah gibi terörist gruplar oluşturmuştur. Bu grup üyelerinin, Hristiyan ülkelerin ortak dili sayılan İngilizce’yi akademik düzeyde bilmeleri ile birlikte; Avrupa ve Amerika’da ikamet etmeleri tesadüf müdür bilinmez! Fakat hoşgörünün dini olan Müslümanlığa yapıştırılan çirkin bir iftiradır.

IŞİD, Animasyon bir örgüttür

Timuçin’e göre; Dış güçler, halifeliği Bağdadi’nin üzerinden terörist bir grup olarak göstermeye çalışıyor. Bunu yaparken de; halkın gözünden halifeliği düşürmek için yaptıkları vahşet eylemlerini sosyal medya aracılığıyla hiç çekinmeden tüm dünyaya gösteriyorlar.

En Çok Aranan Haberler