ANKARA(ANKA) - Görevinde beşinci yılını dolduran Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci, bir yandan "Yoruldum" derken, bir yandan da özelleştirmenin tüm hızıyla süreceği mesajını verdi.
Milli Piyango, otoyollar ve şeker fabrikalarında ihale sürecinin Temmuz'da başlayacağını kaydeden Kilci, Halk Bankası özelleştirmesinin dünya finans piyasalarındaki gelişmeler de gözönüne alınarak beklemede olduğunu ifade etti. Kilci, Ziraat Bankası'nda özelleştirmenin halka arzla başlamasının doğru olacağını söyledi.
ANKA'nın sorularını yanıtlayan Kilci, Milli Piyango ve otoyollarda özelleştirmeye başlanması için TBMM'den ilgili yasaların çıkmasının beklendiğini bildirdi. Piyango ile ilgili düzenlemenin alt komisyondan geçtiğini, otoyollar düzenlemesinin Genel Kurul'a indiğini belirten Kilci, kanunlar Resmi Gazete'de yayımlandıktan 1 hafta sonra, dolayısıyla Temmuz ayı içerisinde süreçlerin başlayacağını kaydetti.
-PİYANGO'DA 2,5 MİLYAR YTL HASILAT İÇİN TEKLİF-
Milli Piyango'da 7 ila 10 yıllık devir öngördüklerini, muhtemelen sürenin 10 yıl olacağını bildiren Kilci, devrin bir imtiyaz sözleşmesi niteliğinde olacağını söyledi. Milli Piyango'da hasılatın yüzde 20'sinin işletici idareye kaldığını ifade eden Kilci, Milli Piyango İdaresi varlığını sürdüreceği için yüzde 20'nin yüzde 3'lük bölümünün Milli Piyango İdaresi'ne aktarılmasını, yüzde 17'lik bölümünün de yeni işleticiye verilmesini öngördüklerini belirtti. Bunun karşılığında sabit bir bedel üzerinden ihaleyi gerçekleştireceklerini vurgulayan Kilci, modeli şöyle anlattı:
"Toplam şans oyunları hasılatının KDV hariç yüzde 17'si işleticiye terkedilecek. Bunun içerisinde işletme ve yatırım masrafları, cari giderler olacak. Ne kadar kar edeceği işleticinin maharetine bağlı. Şans oyunları hasılatının yüzde 80'lik bölümünün önemli bir kısmı zaten ikramiye olarak dağıtılıyor. Diğer kısımları şov vergisi adı altında vergilendiriliyor. Yüzde 17'si de işleticiye kalıyor. Bu yüzde 17'nin tamamı kar değil tabii. 17'nin içinde ciddi anlamda bir işletme maliyeti var, yatırım ihtiyacı sözkonusu. Ama biz o işletme ve yatırım ihtiyaçlarının ne kadar olduğu yönünde bir öngörüde bulunmuyoruz. İşletici buna göre bir teklif verecek.
Milli Piyango'nun 2007 yılı hasılatı yaklaşık 1,5 milyar YTL olmuştu. Bunun yüzde 17'si 255 milyon YTL'ye karşılık geliyor. 2007 hasılatına dayanarak 10 yıllık devir sürecinde 2,5 milyar YTL'lik hasılat için şirketler yarışacak. Mevcut durumda dahi yıllık yüzde 10 civarında artış olduğu düşünüldüğünde yarışa esas tutar çok daha yüksek olacak."
-YENİ ÇEKİLİŞLER DÜZENLENEBİLECEK-
İşleticinin yeni çekilişler düzenleyebileceğini ifade eden Kilci, bunun için Milli Piyango tarafından hazırlanan yönetmelik taslağının şartname ve imtiyaz sözleşmesine ekleneceğini söyledi. İşleticinin yeni oyunlar getirdiğinde Milli Piyango İdaresi'ne başvuracağını belirten Kilci, belirli ilkeler doğrultusunda izin konusunun değerlendirileceğini ifade etti. Oyunun hangi sürelerde, hangi medya araçlarında oynatılacağının önemli olduğunu ifade eden Metin Kilci, örneğin cep telefonu mu internet üzerinden mi yapılacağı gibi konuların değerlendirileceğini anlattı.
-MALİ GÜCÜ OLAN PİYANGO'YU ALIR-
Milli Piyango özelleştirmesine girmek için ön yeterlilik uygulanacağını ve bu çerçevede mali güce bakılacağını açıklayan Kilci, Türkiye'de deneyim olmadığı için teknik yeterlilik kriterinin "sahip olmak yerine taahhüt etmek" biçiminde uygulanacağını bildirdi. Kilci, "Teknik yeterlilik anlamında deneyim aranması sözkonusu olamaz. Bu çok kısıtlayıcı bir şart olur. Teknik kabiliyet, teknik yeterliliğe de bir şekilde bakmamız gerekiyor. Ama buna sahip olunmasından ziyade bunun taahhüt edilmesi şeklinde bir süreç olacak. Çünkü daha önce bu sektörde çok fazla firma yok. Aksi taktirde rekabeti çok sınırlandırmış oluruz ki bu doğru olmaz" diye konuştu.
-BOĞAİZİÇİ KÖPRÜSÜ'NDE ÖZELLEŞTİRME ŞİMDİLİK "YATTI"-
Otoyollarda 20 ila 25 yıllık, muhtemelen de 25 yıllık bir imtiyaz dönemi öngördüklerini belirten Kilci, Rekabet Kurulu'nun koyduğu şart nedeniyle satışta Boğaziçi Köprüsü'nün dışarıda bırakılacağını açıkladı. Boğaziçi Köprüsü'nü hariç tutarak bütün otoyolları, Fatih Köprüsü dahil tek bir paket olarak özelleştireceklerini belirten Kilci, "Çünkü ülkemizdeki toplam otoyol ağı 2 bin kilometreden biraz fazla. Ölçek olarak çok fazla küçük parçalara bölmenin anlamlı olmadığını düşünüyoruz. Zaten önemli bir kısmı da çok kısa bir alanda, 400-500 kilometrelik bir alanda yoğunlaşmış durumda" dedi.
Boğaziçi Köprüsü'nün satılması için birinci ihalenin tamamlanması, devir işleminin gerçekleşmesi ve belki bir süre işletimin gözlenmesinin bekleneceğini anlatan Kilci, ihaleye çıkacak otoyollarda ihalenin bu yıl tamamlanacağını, devrin gelecek yıla sarkacağını söyledi.
-OTOYOLDA YOL YAPIM ŞARTI-
Otoyol özelleştirmesinde başta mali olmak üzere birtakım yeterlilik kriterlerine bakacaklarını bildiren Kilci, "Mali güç arayacağız. Çünkü bu sadece işletimden ibaret bir süreç olmayacak. Aynı zamanda bazı yatırımların yapılmasını da gerektiriyor olacak. Deneyim anlamında bir ön yeterlilik değil ama mali ve teknik yeterlilik de olacak. Teknik derken bizzat otoyol işletmeciliği yapmış olmaktan ziyade otoyol inşaatı gerçekleştirmiş olmak tarzında" bilgisini verdi.
-25 ŞEKER FABRİKASINI 6 PAKETTE SATACAĞIZ-
Şekerde önümüzdeki bir ay içinde ihale ilanlarını vereceklerini açıklayan Kilci, toplam 25 fabrikayı 6 pakette satacaklarını belirtti. A, B ve C portföyleri için hemen, diğer üç tanesi için de bundan bir ay sonra ihaleye çıkılacağını kaydeden Kilci, her bir portföyün ihalesinin bir hafta veya 10 günlük aralarla yapılacağını söyledi. Şekerde ilk kez varlık satışı yöntemi ile özelleştirme yapılacağını ifade eden Kilci, portföyleri kendi içinde bölmeyeceklerini, buna karşın alıcıların ortak girişim grubu kurmak suretiyle bir portföye teklif verebileceğini, daha sonra kendi aralarında bölebileceklerini kaydetti.
-BAZI FABRİKALARDA ÜRETİM DURABİLİR-
Portföyleri oluştururken kota bütünlüğünü göz önüne aldıklarını vurgulayan ÖİB Başkanı, "Kota bütünlüğünü gözönüne alırken coğrafi yakınlık-uzaklık konularını dikkate aldık. Diğer taraftan portföyün içerisinde yer alan fabrikaların toplam kapasiteleri bizim için önemli oldu. Yani anlam ifade edebilecek bir kapasitede olması. Buradaki temel belirleyici unsur kota. Bu sadece bir özelleştirme olmayacak. Sektörde rasyonelleşme anlamı da taşıyacak bir süreç olacak. Yani muhtemeldir ki alıcılar bu fabrikalarda bir yeniden yapılandırmaya gidecek; bazı fabrikalarda üretimi artırma, bazılarında üretimi azaltma veya başka alanlara yönlendirme yönünde bir yeni bir iş girişimi sağlayacaklar."