Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "NATO, Türkiye ile daha güçlü ve daha anlamlıdır. Türkiye'nin sorgulanması anlamsızdır." dedi.
Akar, katıldığı Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
"İngiltere'deki NATO Zirvesi öncesinde başlayan Baltık Planlarına rezerv iddiaları sonrasında Türkiye'nin söz konusu planlara yönelik tutumu ne yönde? Türkiye'nin güvenlik kaygılarına yönelik ittifak üyelerinin tutumu nasıl?" sorusu üzerine Akar, Türkiye'nin Afganistan'dan Kosova'ya, Atlantik'ten Doğu Akdeniz'e kadar bütün alanlarda NATO'yla beraber olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin uzun yıllardan beri ittifakın üyesi olduğunu hatırlatan Akar, şunları kaydetti:
"Bu konuda operasyonlar başta olmak üzere tatbikatlar, NATO karargahlarına personel desteği dahil elimizden gelen her türlü desteği sağladık, sağlamaya devam ediyoruz. Ayrıca Gayri Safi Milli Hasılamızın da yüzde 2'ye tekabül eden miktarında da savunma harcamalarımızı yapmak için tüm gücümüzle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda 1,89 civarındayız. NATO, Galler zirvesinde aldığı karar çerçevesinde bunun yüzde 2 olmasını istiyor.
Diğer ülkelerle birtakım sorunlar yaşanmakla birlikte biz, olabildiğince hızlı bir şekilde bu orana ulaşmaya çok yakınız. Ve Türk Silahlı Kuvvetleri NATO içindeki ikinci büyük ordu olarak bütün ülkeler tarafından bilinmekte ve saygıyla anılmaktadır. NATO, Türkiye ile daha güçlü ve daha anlamlıdır. Türkiye'nin sorgulanması anlamsızdır. Böyle bir sorgulamayı uygun görmüyoruz. Böyle bir tartışma açıyorlar ki bu gerçekten anlamsız bir tartışma. Bu zaman zaman gündeme geliyor ve zaman zaman bunlara cevap vermek zorunda kalıyoruz."
Akar, Türkiye'nin güney sınırlarının NATO'nun da güney sınırları olduğuna değinerek, Türkiye'nin, güney sınırlarını başta DEAŞ, PKK/YPG olmak üzere terör ve teröristlere karşı korurken, aynı zamanda NATO'nun, Avrupa'nın da güvenliğini sağladığına işaret etti.
- "Türkiye bir cephe ülkesi"
Türkiye'nin, NATO ülkeleriyle, Avrupa ile teröristler arasındaki son mevzi olduğunu vurgulayan Akar, terör konusunda Türkiye'nin bir cephe ülkesi olduğuna, burada Türkiye'nin çektiği yükü herkesin bildiğine dikkati çekti.
Akar, Türkiye'nin NATO ile çalışmaya devam ettiğini, bu konuda herhangi bir farklı düşüncenin bulunmadığını vurgulayarak, "Karşılıklı saygı içinde, hakka, hukuka riayet şeklinde çalışmalarımız devam etti, edecektir. Diğer taraftan da bizim herhangi bir şekilde NATO'nun çalışmalarını, planlarını bloke etmemiz gibi bir şey söz konusu değil. Biz bu konuda iş birliğine son derece açığız. Bu iş birliği konusunda son derece istekliyiz. Elimizden gelen her türlü gayreti gösterdik, desteği sağladık. Bugüne kadar bunun birçok örneği var." diye konuştu.
Ortak amaç doğrultusunda, ortak bir platform çerçevesinde Türkiye'nin ve Türk milletinin hak ve menfaatlerini korumak durumunda olduklarının altını çizen Akar, "Bizim herhangi bir şekilde NATO ortamında, NATO platformlarında ülkemizin hak ve menfaatine ilişkin birtakım iddialar ortaya koyduğumuzda bu herhangi bir şekilde NATO'ya karşı bir tavır olarak algılanmamalıdır. Bu konuda herkesin daha mantıklı, objektif olarak olaylara bakmasının önemli olduğunu değerlendiriyoruz." dedi.
"Barış Pınarı Harekatı'na uluslararası tepki geldi. NATO'da da Baltık Planı karşılığında PKK/YPG'nin terör örgütü olarak tanınması talep edildi. Türkiye'nin tezlerinin uluslararası platformda anlatılmasında ve muhatapların iknasında sorunlar mı yaşanıyor?" sorusuna Akar, "Herkesin kendi ülkesinin, milletinin menfaati saygıdeğerdir fakat burada olabildiğince objektif, tarafsız olmak lazım. Burada bilgilendirmeme diye bir şey söz konusu değil." yanıtını verdi.
- "Bizim planımızın yayınlanması engellendi"
Türkiye Planı ve Baltık Polonya Planı ile alakalı sıkıntının Türkiye'den kaynaklanmadığını vurgulayan Akar, daha önce NATO kuruluşlarında kabul edilen ve PKK'nın bir parçası olduğu tespit edilen YPG'nin, 2017'de yapılan ve "GRP" denilen Türkiye'nin savunma planına gelindiğinde ise "terörist olmadığı" şeklinde bir görüş belirlediğini anlattı.
Akar, Türkiye'nin NATO'nun kurum ve kuruluşlarının kabul ettiğinin uygulanmasını istediğini belirterek, şunları kaydetti:
"Bizim planımızın yayınlanması engellendi. Dolayısıyla biz buna karşılık olarak şunu söyledik; bizim planımız yayınlanmıyor, kuzey ve güneydeki savunma planlarının müşterek olması lazım, dolayısıyla bunların aynı anda yayınlanması lazım. Bizim iddiamız bu. Bu, bir engel değil. En son yapılan da herhangi bir taviz değil. Revize olmakta olan Polonya Baltık Planının NATO Konseyinden geçmesi fakat askeri komitede değerlendirilmesine fırsat verdik. Fakat her halükarda NATO Genel Sekreteri ile yapılan görüşmeler sonrasında bu iki planın aynı zamanda yayınlanmasında mutabık kaldık. Biz burada NATO'nun daha öncesinden beri kabul ettiği bilgilerin, değerlendirmelerin aynı şekilde kabul edilerek, söz konusu Türkiye'nin savunmasına ilişkin GRP dediğimiz planın da aynı şekilde yayınlanmasını talep ediyoruz, bunu bekliyoruz."
- "Tekrar tekrar anlatılması gerekiyor"
Gündem yoğun olduğu için bazı konuların bir sefer söylenince anlaşılmadığına değinen Akar, Türkiye'nin bunu tekrar tekrar anlatması gerektiğini bildirdi.
Bakan Akar, Barış Pınarı Harekatı ile alakalı gelişmeler ve GRP'yi anlattıkça, muhataplarının bunu anladığını ve Türkiye'nin endişelerini paylaşır hale geldiklerini memnuniyetle gördüklerini söyledi.
"Bazen muhataplarınız olan bakanlarda görev değişikliği oluyor. Yeni bakanlara bir şeyleri anlatmaya sıfırdan mı başlıyorsunuz?" sorusu üzerine Akar, şu cevabı verdi:
"Sıfırdan demeyelim de bazı şeyleri tekrar etmek, bazı şeyleri özetlemek, bazı şeyleri tekrar tekrar gündeme getirmek gerekiyor. Bir de oradaki terimleri, terminolojiyi iyi kullanmak suretiyle onların aklına, kalbine, kafasına işleyecek şekilde bunu ifade etmek gerekiyor. Burada usanmak yok. Burada tekrardan kaçınmak yok. Biz sabırla, nezaketle bildiklerimizi, gördüklerimizi, ülkemizin, milletimizin iyiliğine olan konuları, bölgenin ve NATO'nun yarına olan konuları tekrar tekrar gündeme getiriyoruz. Burada ciddi bir ilerleme olduğunu memnuniyetle görüyoruz."
- "Stoltenberg'e teşekkür"
"Herhangi bir taviz söz konusu değil mi?" sorusu üzerine Akar, şu değerlendirmede bulundu:
"Bizim isteklerimiz, milli hak ve menfaatlerimizle ilgili ortaya koyduğumuz şeyler son derece objektif, makul, mantıklı, 'aklın yolu birdir' dedikleri şekilde olduğu için burada bir aşırılık yok. Dolayısıyla bu aşırılık olmayan, gayet makul ve mantıklı olan isteklerimizden de geri dönmek diye bir şey söz konusu değil. Çünkü bizde hiçbir şımarıklık, hiçbir aşırı istek söz konusu değil. Uluslarası hukukun kabul ettiği neler varsa o çerçevede taleplerimizi ortaya koyuyoruz."
"NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg makul buluyor mu talepleri?" sorusunu Akar, "Evet. Sayın Stoltenberg'e bu çalışmalardaki bize katkılarından, desteklerinden, koordinasyon ve iş birliğindeki faaliyetleri hızlandırmasından dolayı teşekkür ediyorum." şeklinde yanıtladı.
- "YPG teröristtir, PKK'nın Suriye koludur"
"Londra'daki NATO zirvesinden sonra Türkiye YPG tezlerinden vazgeçti, Baltık ve Polonya planlarını onayladı, dolayısıyla dosya kapandı gibi" bir algının ortaya çıktığının belirtilmesi üzerine Akar, "Kesinlikle böyle birşey söz konusu değil. YPG teröristtir, PKK'nın Suriye koludur, PKK'dan hiçbir farkı yoktur. Bundan herhangi bir şekilde vazgeçmemiz, tevil etmemiz, değiştirmemiz asla söz konusu değildir. YPG teröristtir, bütün dünya bunu böyle bilecek." diye konuştu.
Bakan Akar, gayrıresmi toplantılarda bu konunun tüm milletler tarafından kabul edildiğini anımsattı.
"Normal zekası olan bir insan elimizdeki bilgileri, belgeleri gördüğünde, o fotoğrafı, o yazıyı gördüğünde o raporları okuduğunda YPG'nin PKK'nın uzantısı olduğu, sözde karargahı Kandil'den emir aldığını, emir komutasında çalıştığını görüyor, biliyor anlıyor." ifadelerini kullanan Akar, ancak politik sebepler, birtakım hak ve menfaatleri korumak için bunların dile getirilmekten çekinildiğini aktardı.
"Size hak verenlere Trump da dahil mi?" şeklindeki soru üzerine Akar, "Spesifik olarak bu konuda değil ama birçok konuda Sayın Trump, Sayın Cumhurbaşkanımız ile yaptıkları görüşme ve konuşmalarda, Cumhurbaşkanımızı gerçekten haklı bulduklarını ve desteklediklerini basın önünde dahil tekrarlamışlardır." dedi.
(Sürecek)