HABER

Milli Savunma Bakanı Akar, AA Editör Masası'na konuk oldu: (4)

"Bizde kesinlikle kimyasal silah yok, bizde kesinlikle etnik ve dini ayrımcılık yok, biz binlerce yıllık tarihimizden süzülüp gelen milli, manevi, mesleki değerlere sahip bir orduyuz ve bunları içselleştirmiş bir orduyuz" - "Suriye Milli Ordusu terörist değil, herhangi bir eşkıya grubu değil. Bunlar normal bizimle omuz omuza bu bölgedeki teröristlerin etkisiz hale getirilmesi için gayret gösteriyorlar, evlerini ve topraklarını teröristlerin işgalinden kurtarmaya çalışıyorlar" - "MİT ile Silahlı Kuvvetler koordineli bir şekilde, nokta hedeflere yönelmek suretiyle orada çok ciddi sonuçlar alan operasyonlar yapmaktadır" - "Teröristlerin kış tertiplenmesine geçmemeleri, geçememeleri için yapmamız gereken ne varsa onları yaptık, yapmaya devam ediyoruz"

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Bizde kesinlikle kimyasal silah yok, bizde kesinlikle etnik ve dini ayrımcılık yok, biz binlerce yıllık tarihimizden süzülüp gelen milli, manevi, mesleki değerlere sahip bir orduyuz ve bunları içselleştirmiş bir orduyuz." dedi.

Bakan Akar, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Suriye Milli Ordusu'na ilişkin çok spekülasyon yapıldığına işaret eden Akar, bunların doğru olmadığına dikkati çekti.

"Suriye Milli Ordusu terörist değil, herhangi bir eşkıya grubu değil." diyen Akar, onların Türk Silahlı Kuvvetleriyle omuz omuza bölgedeki teröristlerin etkisiz hale getirilmesi için gayret gösterdiğini, evlerini ve topraklarını teröristlerin işgalinden kurtarmaya çalıştığını anlattı.

Suriye Milli Ordusu mensuplarının birtakım suçlar işlediğine yönelik iddialarla ilgili Akar, şunları kaydetti:

"Evet, doğru olabilir yani bu konuda modern ordular, bütün dünya orduları en gelişmişleri dahil ne yapıyor? İdari, adli soruşturma yapıyor, bunların hepsini yapmaya hazırız, yapıyoruz. Nitekim bu konuda Suriye Milli Ordusu, bir adım atmak suretiyle Tel Abyad'da ve Rasulayn'da askeri mahkeme kurmak suretiyle varsa bu tür şikayetleri, yerinde süratle inceleyip sonuca bağlamak için gerekli çalışmaları yapmaktadırlar."

İnsan hakkı ihlaline ilişkin herhangi bir başvurunun olup olmadığına ilişkin soru üzerine Akar, şöyle konuştu:

"Burada büyük ölçüde başvuru yok, yani ciddi bir başvuru yok. Fakat kendi tespit ettiğimiz, duyduğumuz olaylar, duyumlar var. Bunlara karşı gerekli işlemler yapılıyor. İki temel olay var, o iki temel olay da konuşuluyor, görüşülüyor. Dolayısıyla bu soruşturma sonucunda ne çıkarsa hiç tereddütsüz bu uygulanacaktır. Hukuk devletiyiz, hukuku aynen uyguluyoruz; Suriye Milli Ordusu'na da benzer şekilde aynı şekilde hukuki olarak yapılması gereken ne varsa yapmalarını telkin ediyoruz. Bu konuda zaten istekliler, onların komutanları, amirleri. Bu konuda herhangi bir tereddüt yok."

- "Bunlar yerle yeksan oldular, bunu biliyorlar"

Barış Pınarı Harekat bölgesinde bazı köylülerin din değiştirmeye zorlandığı ve kimyasal silah kullanıldığı yönündeki iddiaların sorulması üzerine Bakan Akar, bu konuların hassas olduğunun altını çizdi.

"Alanda, sahada yenilenler tabii acziyet, çaresizlik içindeler ve dolayısıyla birşeyler yapmak mecburiyeti duyuyorlar ve bunlar da maalesef bu tür hiçbir mantıklı, gerçek temeli olmayan yalanla iftirayla kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar. Özellikle kendi taraftarları gözünde kendilerine bir yer bulmaya çalışıyorlar." değerlendirmesini yapan Akar, sözlerine şöyle devam etti:

"Bunlar yerle yeksan oldular, bunu biliyorlar. Bunu görüyorlar. Yani Silahlı Kuvvetlerimizin Mehmetçiğin başarısı altında ezildiklerini görüyorlar. O bölgede Mehmetçiği durdurabileceklerini düşündüler. Bunun böyle olmadığını ve tahminlerin çok ötesinde Mehmetçiğin yıldırım hızıyla hedeflerine ulaşmasının altında ezildiler ve bunların yalandan dolandan hileden hurdadan başka başvuracakları yer kalmadı."

Din değiştirme iddiaları konusunda da Akar, bazı papaz muhataplarına tekrar tekrar, usandırma derecesinde ricada bulunarak, "Resulayn'da, Tel Abyad'da dini törenlerinizin gerekleri neyse gerekleri yapın" dediklerini aktardı.

O bölgede az da olsa Hristiyan nüfusun, Suriyeli vatandaşın bulunduğuna değinen Akar, bu konuda helikopter ve zırhlı araçlar tahsis ederek her türlü güvenlik önlemini alacaklarını ilettiklerini anlattı.

Sonuçta kiliselerin ibadete açıldığını anımsatan Akar, oradaki bazı vatandaşların, çok açık ve net bir şekilde çekinmeden büyük bir cesaretle oradaki kameralara konuşarak Türk Silahlı Kuvvetlerine ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a dua ettiklerini vurguladı.

TBMM'deki bütçe görüşmeleri sırasında bu mevzunun gündeme geldiğini hatırlatan Akar, bunu gündeme getirenin bir milletvekilinin gerçekleri öğrendikten sonra olgunluk gösterdiğini ifade ederek, "Bizim elimizde fotoğraflar var. Cerablus'ta da böyle birtakım durumlar söz konusu oldu. Orada bir doktor hanımefendi var, Hristiyan. O, teşekkürlerini ifade etti. Değil herhangi bir zorlamaya tabi olmak, orada iş bulmaktan dolayı, DEAŞ'ın, YPG'nin baskısından kurtulmaktan dolayı Silahlı Kuvvetlerimize ve Suriye Milli Ordusu'na teşekkürlerini ifade etti. Bu husus da bize o soruyu ileten arkadaşımız tarafından öğrenildi ve eksik olmasın özür dilediler ve mesele kapandı." diye konuştu.

- "Kimse bizi kontrol etmese dahi biz kendi kendimizi kontrol edecek durumdayız"

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, kimyasal silah iddialarına ilişkin soruyu, "Bizim envanterimizde kimyasal silah diye birşey yok. Şu anda bize kimyasal silah verseniz bu konuda bizim konseptimiz, doktrinimiz, eğitimimiz, hazırlığımız yok, atma vasıtamız yok. Atma vasıtası olacak, bunun mühimmatı olacak. Dolayısıyla insanlık suçu olarak kabul ettiğimiz bu hususla hiçbir şekilde uzaktan yakından ilgimiz yok." şeklinde yanıtladı.

Muhataplarının gayriresmi olarak "bunun böyle olmadığını çok açık öğrendik, anladık, biliyoruz." ifadelerini kullandıklarını vurgulayan Akar, şu bilgileri verdi:

"Ama meslek ahlakı diyelim, bunları bir şekilde söylemiyoruz, yalnız konuşmalar sırasında onlara 'Beyefendi lütfen bunları bana söylemeyin, dışarıda kamuoyu, basın var, lütfen bunu uygun şekilde ifade edin' diye telkinde bulunuyoruz. Dolayısıyla bizde kesinlikle kimyasal silah yok, bizde kesinlikle etnik ve dini ayrımcılık yok, biz binlerce yıllık tarihimizden süzülüp gelen milli, manevi, mesleki değerlere sahip bir orduyuz ve bunları içselleştirmiş bir orduyuz. Dolayısıyla kimse bizi kontrol etmese dahi biz kendi kendimizi kontrol edecek durumdayız."

Bakan Akar, o bölgede zarar gören kiliselerin orijinal şekliyle onarıldığını, böylece dini görevlerin önündeki her türlü engelin kaldırılmış olduğunu bildirdi.

- "Terör örgütü PKK'ya katılışlar azaldı"

Türkiye'nin terörle mücadelesinin devam ettiğinin, özellikle Pençe harekatları ile Hakurk bölgesindeki teröristlere büyük darbe vurulduğunun belirtilmesi bu konudaki çalışmalarda gelinen son durumun ne olduğunun sorulması üzerine Akar, harekatın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "terörle mücadele devam edecek, en son terörist etkisiz hale getirilecek" talimatları doğrultusunda yürütüldüğünü belirtti.

Bu çerçevede, yurt içinde, sınır ötesinde, Irak'ın kuzeyinde, nerede olursa Türkiye'yi ve milleti tehdit eden, tehlike doğuran terör örgütü varsa, PKK veya DAEŞ bunlarla mücadelenin sürdürüleceğini ifade eden Akar, Pençe Harekatı'nın mayıs ayında başlatılmasından itibaren arazi yapısından dolayı olabildiğince teröristlerin inlerini başlarına yıkmak ve onları etkisiz hale getirmek için TSK'nin gayret ettiğini dile getirdi.

Mücadelenin Pençe 1'den sonra 2 ve 3'üncü bölgede geçtiğini anlatan Akar, şunları kaydetti:

"O günden itibaren, adım adım tüm mağaraları, inleri kontrol etmek suretiyle, onları teröristlerin başına yıkmak suretiyle yiyecek, içecek, silah, mühimmat, yaşam malzemelerini, ne varsa bunları tahrip etmek suretiyle, kara ve hava kuvvetlerimiz yoğun şekilde mücadeleyi devam ettiriyorlar. Şimdi kış şartlarından bir taraftan bizim oradaki TSK unsurlarının, Mehmetçiğin kışı nasıl geçireceği hususundaki çalışmalarımızı, mücadelenin yanında sürdürürken diğer taraftan da teröristlerin kış tertiplenmesine geçememeleri için yapmamız gereken ne varsa onları yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Tabii bizim burada bunu yapmakla varmaya çalıştığımız nokta, arazinin zorluğundan kurtulup ülkemizin sınırlarını olabildiğince emniyetli, etkili şekilde korumak ve kollamak ve oradaki insanlarımızı, halkımızı bu teröristlerin etkisinden kurtarmak. Amacımız bu. Bu amaçlar doğrultusunda faaliyetlerimiz sürüyor. Buna ek olarak MİT ile Silahlı Kuvvetler koordineli bir şekilde, nokta hedeflere yönelmek suretiyle orada çok ciddi sonuçlar alan operasyonlar yapmaktadır."

Hulusi Akar, son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar terörle mücadeleye devam edeceklerinin altını çizdi.

Terör örgütünde çözülmenin başladığını ve kaçışların olduğunu gördüklerine işaret eden Akar, "Gerçekten terör örgütlerine, terör örgütü PKK'ya katılışlar azaldı. Şunu söyleyebiliriz, yukarıdakiler anladı, sözde onların yöneticileri anladılar fakat onlar rahat huzur içerisinde devam ederken, kendileri bir kaçış yolları ararken, aşağıdakilerin, alttakilerin de bunu bir an önce anlamaları kendi yararlarınadır." ifadesini kullandı.

(Sürecek)

En Çok Aranan Haberler